Listen to the sounds of why hearing matters to the Alaskan Native people.
Alaska yerlileri için duymanın ne kadar önemli olduğuna kulak verin.
Hearing loss makes it hard to fish on the open water, hunt caribou and harvest berries, activities central to Alaskan Native culture. Hearing loss isn't unique to rural Alaska. It's global. The Global Burden of Disease Project estimates there are 1.1 billion people living with hearing loss worldwide. That's more people than the entire population here in sub-Saharan Africa. Over 80 percent are in low- and middle-income countries, and many have no access to hearing care.
Duyma kaybı, açık denizde balık tutma, geyik avlama ve meyve hasatı gibi Alaska Yerli kültürünün önemli aktivitelerini zorlaştırıyor. Duyma kaybı kırsal Alaska'ya özgü değil. Küresel bir sorun. Küresel Hastalık Yükü Projesi, dünya çapında duyma kaybıyla yaşayan 1,1 milyar insan olduğunu tahmin ediyor. Bu Sahara altı Afrika'nın toplam nüfusundan daha fazla. Bunların %80'inden fazlası düşük veya orta gelirli ülkeler ve çoğunun tedaviye erişimi yok.
The impact on people's lives is tremendous. Anuk is a three-year-old boy I treated in Alaska. Ear infections started when he was barely four months old. His parents brought him into clinic, worried he didn't say much compared to his brothers. Sure enough, many rounds of infections had resulted in hearing loss. Without treatment, Anuk's speech will continue to lag behind. He's more likely to do worse in school, have worse job prospects and experience social isolation.
Bunun insan hayatına etkisi çok fazla. Anuk, Alaska'da tedavi ettiğim 3 yaşında bir çocuk. Henüz dört aylıkken kulak enfeksiyonları geçirmiş. Anne babası onu hastaneye götürüyorlar, erkek kardeşlerine kıyasla pek konuşmadığı için endişe içindeler. Anlayacağınız, üst üste tekrarlayan kulak enfeksiyonu duyma kaybıyla sonuçlanmış. Tedavi olmadan Anuk'un konuşması gelişme gösteremeyecek. Muhtemelen okulda başarısını etkileyecek, iş olanaklarını daraltacak ve sosyal olarak da dışlanacak.
But it doesn't have to be this way. The World Health Organization estimates that half of all global hearing loss can be prevented. If Anuk's hearing loss is identified and treated promptly, his life and the opportunities he has as he grows up could look vastly different.
Ama böyle olmak zorunda değil. Dünya Sağlık Örgütü küresel duyma kaybının yarısının önlenebileceği kanısında. Anuk'un duyma kaybı düzgün bir şekilde teşhis ve tedavi edilirse büyürken edineceği tüm fırsatlar ve hayatı tamamen farklı olabilir.
I'm an ear surgeon working with partners around the world on new pathways for hearing loss prevention. This solution comes from my collaboration with a tribal health organization called the Norton Sound Health Corporation. Hearing loss evaluation traditionally requires testing by an audiologist in a soundproof room, with a lot of permanent equipment. An ear surgeon then examines Anuk's ears under a microscope and decides a treatment plan. These resources simply aren't available in remote settings. In a state where 75 percent of communities aren't connected to a hospital by road, an expensive flight is required. To overcome these barriers, Alaska has developed a state-of-the-art telemedicine system that connects over 250 village health clinics with specialists who triage all types of health concerns. My colleagues have validated that ear-related telemedicine consults are equivalent to an in-person exam. In 2016, travel was prevented for 91 percent of patients receiving specialty telemedicine in the Norton Sound region. Telemedicine has saved over 18 million in travel costs in this single region over the past 15 years.
Ben bir kulak cerrahıyım ve tüm dünyada partnerlerimle birlikte duyma kaybı önlenmesi için yeni yöntemler üzerinde çalışıyorum. Bu çözüm için Norton Sound Health Corporation adında kabile şeklinde faaliyet gösteren bir sağlık örgütüyle işbirliği yapıyorum. Duyma kaybı değerlendirmesi ses geçirmez bir odada daimi bir dizi ekipman eşliğinde, bir odyolog tarafından yapılıyor. Sonra kulak cerrahı Anuk'ın kulaklarını mikroskopta muayene ediyor ve tedavi yöntemine karar veriyor. Bu kaynaklar ücra yerlerde mevcut değil. Toplulukların %75'inin kara yoluyla hastane erişimi olmadığı bir eyalette pahalı bir uçak yolculuğu gerekiyor. Bu engelleri aşmak adına, 250 köy hastanesini, her alanda triyaj yapan uzmanlara bağlayan Alaska'da son model bir teletıp sistemi geliştirildi. Meslektaşlarım kulak için teletıp danışmalarının bizzat muayenelere eşdeğerde olduğunu doğruladı. 2016 yılında, Norton Sound bölgesinde özel teletıp hizmeti alan hastaların yüzde 91'i için seyahate gerek kalmadı. Teletıp son 15 yıl içinde yalnızca tek bir bölgede 18 milyon insanı seyahat masrafından kurtardı.
Our team is taking the power of telemedicine to a new level, through a project funded by the Patient-Centered Outcomes Research Institute. For the first time, we are merging telemedicine with mobile screening technology that extends the reach of expert triage beyond health care settings. This cell-based screen, developed in South Africa, costs over 10 times less than traditional equipment and does not require advanced training. If I were screening Anuk at school, sound-attenuating headphones and noise monitoring would take the place of a sound booth, and I would use a phone adapter instead of a microscope to examine his ears. In a matter of minutes, screening and images are done. We then apply Alaska telemedicine technology to transmit the data to specialists, who connect Anuk to the treatment he needs.
Ekibimiz teletıp oluşumunu Hasta Merkezli Sonuçlar Araştırma Enstitüsü tarafından finanse edilen bir proje ile daha üst bir düzeye taşımaya çalışıyor. İlk kez teletıbbı, mobil izleme teknolojisiyle birleştirerek hastane koşulları dışındaki uzman triyajlarına ulaştırıyoruz. Güney Afrika'da geliştirilen bu hücre bazlı ekran geleneksel ekipmanlara göre 10 kat daha az maliyetli ve ileri düzey eğitim gerektirmiyor. Anuk'u okulda izliyor olsam gürültü azaltıcı kulaklıklar ve ses izleme sez sızdırmayan odaların yerini alırdı ve kulaklarını muayene etmek için de mikroskop yerine telefon adaptörü kullanırdım. Birkaç dakika içinde izleme ve görseller hallediliyor. Sonra Alaska teletıp teknolojisini uzmanlara bilgi aktarımında kullanıyoruz, Anuk'a ihtiyacı olan tedaviyi getirecek olan uzmanlara.
Our team is launching a randomized trial in 15 communities along the Bering Sea to study how well this intervention works. Our goal is to prevent childhood hearing loss across the state of Alaska. But the concept is bigger than a single state. The impact is global. Mobile telemedicine can revolutionize access to care.
Ekibimiz deneme sürecini Bering Denizi boyunca 15 toplulukta rastgele bir şekilde başlatarak bu müdahalenin ne kadar işe yaradığını ölçmeye çalışıyor. Hedefimiz Alaska eyaletinde çocukluk çağı duyma kaybını önlemek. Ancak sorun tek bir eyaletten daha büyük. Küresel bir etkisi var. Mobil teletıp sağlık erişiminde devrim yaratabilir.
In Malawi, for example, there are only two ear surgeons and 11 audiologists for a population of 17 million. This technology could empower teachers and community health workers to provide access to care to children in places like Malawi. Scaling up globally could change children's lives who have never had access to hearing care before, using just the power of a cell phone.
Örneğin, Malavi'de 17 milyon nüfus için sadece 2 kulak cerrahı ve 11 odyolog var. Bu teknoloji ile öğretmenler ve toplum sağlık çalışanları da yetkilendirilerek Malavi gibi yerlerde çocukların sağlığa erişmeleri sağlanabilir. Küresel olarak ölçeklendirmek duyma tedavisiyle hiç tanışmamış çocukların hayatını değiştirebilir, yalnızca cep telefonunun gücüyle.
It's time to change the course of preventable hearing loss. Anuk and countless children like him are depending on us.
Önlenebilir duyma kaybının gidişatını değiştirme zamanı geldi. Anuk ve onun gibi sayısız çocuk bize güveniyorlar.
Thank you.
Teşekkürler.
(Applause)
(Alkışlar)