Now this is a very un-TED-like thing to do, but let's kick off the afternoon with a message from a mystery sponsor.
Bu alıştığınız TED konuşmalarından farklı olacak ama gelin bu öğleden sonraya gizemli bir sponsordan gelen bir mesajla başlayalım.
Anonymous: Dear Fox News, it has come to our unfortunate attention that both the name and nature of Anonymous has been ravaged. We are everyone. We are no one. We are anonymous. We are legion. We do not forgive. We do not forget. We are but the base of chaos.
Anonymous: Sevgili Fox Haberleri, Ortaya çıkmıştır ki Anonymous'un hem adı hem de doğası kirletilmiştir. Biz herkesiz. Biz hiç kimseyiz. Biz Anonymous'uz. Biz lejyonuz. Biz affetmeyiz. Biz unutmayız. Biz kaosun ta kendisiyiz.
Misha Glenny: Anonymous, ladies and gentlemen -- a sophisticated group of politically motivated hackers who have emerged in 2011. And they're pretty scary. You never know when they're going to attack next, who or what the consequences will be. But interestingly, they have a sense of humor. These guys hacked into Fox News' Twitter account to announce President Obama's assassination. Now you can imagine the panic that would have generated in the newsroom at Fox. "What do we do now? Put on a black armband, or crack open the champagne?" (Laughter) And of course, who could escape the irony of a member of Rupert Murdoch's News Corp. being a victim of hacking for a change.
Misha Glenny: Anonymous, bayanlar ve baylar, 2011 yılında ortaya çıkmış siyasi olaylar doğrultusunda hareket eden uzman bir gruptur. Ve oldukça korkutucular. Sonraki saldırılarını ne zaman yapacaklarını ve sonuçlarının kimler veya neler olacağını bilemezsiniz. Ancak ilginç bir şekilde, onların da bir espri anlayışları var. Bu adamlar Başkan Obama'nın suikastini duyurmak için Fox Haber'in Twitter hesabını ele geçirdiler. Şimdi Fox haber merkezinde yarattıkları paniği hayal edebilirsiniz. "Şimdi ne yapacağız? kolumuza siyah matem kurdelası takalım yada bir şişe şampanya mı patlatalım? (Gülüşmeler) ve şüphesiz kim Rupert Murdoch'un bilgisayar saldirisina ugramis haber sirketinde calisan bir uyesi olmanin hakettiği alayından kurtulabilir.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
(Applause)
(Alkışlar)
Sometimes you turn on the news and you say, "Is there anyone left to hack?" Sony Playstation Network -- done, the government of Turkey -- tick, Britain's Serious Organized Crime Agency -- a breeze, the CIA -- falling off a log. In fact, a friend of mine from the security industry told me the other day that there are two types of companies in the world: those that know they've been hacked, and those that don't. I mean three companies providing cybersecurity services to the FBI have been hacked. Is nothing sacred anymore, for heaven's sake?
Bazen haberleri açarsınız ve kendi kendinize "bilgisayar saldırısana uğramamış birileri kaldı mı?" dersiniz. Sony Playstation Ağı -- yapıldı, Türk hükümeti -- halledildi. İngiltere'nin Organize Suçları Araştırma Ajansı -- çocuk oyuncağı, CIA -- bunu da not edelim. Hatta, güvenlik sektöründe çalışan bir arkadaşım önceki gün bana dünyada 2 çeşit şirket olduğunu söyledi: internet saldırısına uğradığını bilenler ve bilmeyenler Yani, FBI'a internet güvenliği sağlayan üç şirket sanal saldırya uğradı. Tanrı aşkına artık hiçbirşey kutsal olmayacak mı?
Anyway, this mysterious group Anonymous -- and they would say this themselves -- they are providing a service by demonstrating how useless companies are at protecting our data. But there is also a very serious aspect to Anonymous -- they are ideologically driven. They claim that they are battling a dastardly conspiracy. They say that governments are trying to take over the Internet and control it, and that they, Anonymous, are the authentic voice of resistance -- be it against Middle Eastern dictatorships, against global media corporations, or against intelligence agencies, or whoever it is. And their politics are not entirely unattractive. Okay, they're a little inchoate. There's a strong whiff of half-baked anarchism about them. But one thing is true: we are at the beginning of a mighty struggle for control of the Internet. The Web links everything, and very soon it will mediate most human activity. Because the Internet has fashioned a new and complicated environment for an old-age dilemma that pits the demands of security with the desire for freedom.
Herneyse, bu gizemli grubun adı Anonymous... ve onlar kendilerine böyle söylenmesini isterler... bilgilerimizin korunmasında şirketlerin ne kadar işe yaramaz olduklarını göstererek servis sağlıyorlar Fakat Anonymous'a çok ciddi bir bakış açısı var ideolojik olarak hareket ettiriliyorlar Alçakça yapılan gizli pazarlıklara karşı savaştıklarını iddaa ediyorlar. Hükümetlerin, interneti yönetim altına alıp kontrol etmeye çalıştıklarını söylüyorlar ve onlar, Anonymous, karşı direnişin gerçek sesi -- Orta Doğu diktatörlüğüne karşı, global medya şirketlerine karşı, veya askeri istihbarat bürolarına karşı, veya her kim olursa ona karşıdırlar. Ve politikaları tamamen gösterişsiz değildir. Peki, birazcık gelişme aşamasındalar. Haklarında deneyimsiz anarşistler olduklarına dair güçlü söylentiler var Fakat bir şey doğru : İnterneti kontrol etmek için yapılan olağanüstü bir mücadelenin başlangıcındayız. Web herşeyi bağlar. ve çok yakında birçok insan aktivitesine aracılık edecek. Çünkü internet özgürlük isteği ile güvenlik talepleri arasında eski bir ikilemi derinleştiren yeni ve karmaşık bir ortam oluşturdu
Now this is a very complicated struggle. And unfortunately, for mortals like you and me, we probably can't understand it very well. Nonetheless, in an unexpected attack of hubris a couple of years ago, I decided I would try and do that. And I sort of get it. These were the various things that I was looking at as I was trying to understand it. But in order to try and explain the whole thing, I would need another 18 minutes or so to do it, so you're just going to have to take it on trust from me on this occasion, and let me assure you that all of these issues are involved in cybersecurity and control of the Internet one way or the other, but in a configuration that even Stephen Hawking would probably have difficulty trying to get his head around. So there you are. And as you see, in the middle, there is our old friend, the hacker. The hacker is absolutely central to many of the political, social and economic issues affecting the Net. And so I thought to myself, "Well, these are the guys who I want to talk to." And what do you know, nobody else does talk to the hackers. They're completely anonymous, as it were.
Şimdi bu çok karmaşık bir mücadele. Ve malesef, benim ve sizin gibi faniler için, biz büyük ihtimalle onu çok iyi anlayamayacağız. Bununla beraber, kibrimin beklenmeyen bir atağı sonrası birkaç yıl önce denemeye ve yapmaya karar verdim. ve neredeyse başardım. Bu çeşitli şeylere anlamaya çalışarak bakınıyordum. Fakat, bütün bu şeyleri açıklamaya çalışmak için, ayrıca 18 dakikaya ihtiyacım var, bu yüzden bu fırsatta onu benden sadece güvenle almak zorundasınız ve sizi temin ederim ki bütün bu meseleler siber güvenlikle ile ilişkilidir ve internetin bir yol veya başka yolla kontrolüdür fakat yapısal olarak Stephen Hawking bile büyük olasılıkla anlamaya çalışıyor. Bu yüzden burdasınız. Ve gördüğünüz gibi, ortada bizim eski dostumuz, hacker. Hacker kesinlikle interneti etkileyen bir çok politik, sosyal ve ekonomik meselenin merkezindedir. Ve bu yüzden kendi kendime düşündüm, "Pekalâ, benim konuşmak istediğim bu adamlardır" Ve, ne biliyorsunuz, başka hiçkimse hackerlar ile konuşmamıştır. Onlar oldukları gibi tamamen anonimdir.
So despite the fact that we are beginning to pour billions, hundreds of billions of dollars, into cybersecurity -- for the most extraordinary technical solutions -- no one wants to talk to these guys, the hackers, who are doing everything. Instead, we prefer these really dazzling technological solutions, which cost a huge amount of money. And so nothing is going into the hackers. Well, I say nothing, but actually there is one teeny weeny little research unit in Turin, Italy called the Hackers Profiling Project. And they are doing some fantastic research into the characteristics, into the abilities and the socialization of hackers. But because they're a U.N. operation, maybe that's why governments and corporations are not that interested in them. Because it's a U.N. operation, of course, it lacks funding. But I think they're doing very important work. Because where we have a surplus of technology in the cybersecurity industry, we have a definite lack of -- call me old-fashioned -- human intelligence.
Her ne kadar milyarlar, yüz milyarlar , harcamaya başlasak da, siber güvenliğe -- en sıradışı teknik çözümler için-- hiç kimse bütün bunları yapan bu kişilerle, hackerlarla, konuşmak istemiyor. Bunun yerine, bu gerçek şaşalı teknolojik çözümleri tercih ederiz, ki maliyeti çok büyük paralardır. Ve böylece hiçbirşey hackerların içerisine gitmiyor. Pekala, hiç bir şey söylemedim, fakat aslında İtalya'da, Tulin'de, Hacker Takip Projesi olarak bilinene ufak tefek, küçük bir araştırma birimi var. Ve inanılmaz araştırmalar yapıyorlar, karakterler üzerine, yetenekler üzerine, ve hackerların sosyal hareketleri üzerine. Fakat, çünkü onlar birleşmiş milletler operasyonu, belki bu yüzden devletler ve şirketler onlarla ilgilenmiyorlar. Çünkü bu bir birleşmiş milletler operasyonu, tabiki, fon eksikliği yaşıyorlar. Fakat , bence çok önemli bir iş yapıyorlar. Çünkü siber güvenlik endüstrisine, fazladan teknoloji yaptığımız yerde, kesinlikle insan zekasında-- bana eski kafalı diyebilirsiniz-- yetersizlik yaşıyoruz--
Now, so far I've mentioned the hackers Anonymous who are a politically motivated hacking group. Of course, the criminal justice system treats them as common old garden criminals. But interestingly, Anonymous does not make use of its hacked information for financial gain. But what about the real cybercriminals? Well real organized crime on the Internet goes back about 10 years when a group of gifted Ukrainian hackers developed a website, which led to the industrialization of cybercrime. Welcome to the now forgotten realm of CarderPlanet. This is how they were advertising themselves a decade ago on the Net. Now CarderPlanet was very interesting. Cybercriminals would go there to buy and sell stolen credit card details, to exchange information about new malware that was out there. And remember, this is a time when we're seeing for the first time so-called off-the-shelf malware. This is ready for use, out-of-the-box stuff, which you can deploy even if you're not a terribly sophisticated hacker.
Şimdiye kadar Anonymous hacker grubundan bahsettim politik olarak motive edilmiş hacker grubu. Tabiki, adalet sistemi onların suçunu herkesin bildiği eski suçlardan kabul ediyor. Fakat ilginç olarak, Anonymous ele geçirilmiş bilgileri para karşılığında kullanmıyor. Fakat gerçek siber suçluluk nedir ? İnternette gerçekten iyi organize olmuş suç, yaklaşık 10 yıl önce, yetenekli Ukrayna'lı hacker grubunun siber suçun endüstrileşmesine olanak veren bir web sitesi geliştirdiğinde oluşmuştur. Şimdi unutlmuş CarderPlanet diyarına hoş geldiniz. Bu onların kendilerini nasıl tanıttıklarının gösteriyor. Net'te 10 yıl önce, Şimdi CarderPlanet çok ilginçti. Siber suçlular çalıntı kredi kartı bilgilerini almak ve satmak için, yeni kötü amaçlı yazılımlar hakkında bilgi değiştirmek için oraya gitmek istediler. ve hatırlayın, işte bu zaman sözde kullanıma hazır kötü amaçlı yazılımları ilk kez gördüğümüz zamandır. Bu kullanıma hazır, mükemmel şey, hatta son derece karmaşık hacker olmasanız bile yayımlayabilirsiniz,
And so CarderPlanet became a sort of supermarket for cybercriminals. And its creators were incredibly smart and entrepreneurial, because they were faced with one enormous challenge as cybercriminals. And that challenge is: How do you do business, how do you trust somebody on the Web who you want to do business with when you know that they're a criminal? (Laughter) It's axiomatic that they're dodgy, and they're going to want to try and rip you off. So the family, as the inner core of CarderPlanet was known, came up with this brilliant idea called the escrow system. They appointed an officer who would mediate between the vendor and the purchaser. The vendor, say, had stolen credit card details; the purchaser wanted to get a hold of them. The purchaser would send the administrative officer some dollars digitally, and the vendor would sell the stolen credit card details. And the officer would then verify if the stolen credit card worked. And if they did, he then passed on the money to the vendor and the stolen credit card details to the purchaser. And it was this which completely revolutionized cybercrime on the Web. And after that, it just went wild. We had a champagne decade for people who we know as Carders.
Ve böylece siber-suçlular CarderPlanet bir çeşit süpermarket olmaya başadı, ve yaratıcıları inanılmaz zeki ve girişimci idi çünkü onlar siber suçlular olarak büyük bir rekabetle yüzleştiler. ve bu yarış Web'de iş yapmak istediğiniz herhangi biri suçlu olduklarını öğrendiğiniz zaman nasıl iş yaparsınız, nasıl güvenirsiniz, (Gülüşmeler) onların şupheli olduğu kabul edilebilir, ve sizi dolandırmaya çalışacaklardır Bu yüzden CarderPlanet'in çekirdeği olarak bilnen aile, emanet belge sistemi olarak bilinen bir fikirle geldiler. Satıcılar ile alıcılar arasında aracılık eden bir ofis görevlisini atadılar Satıcılar, çalıntı kredi kartı bilgilerini söyler, alıcılar onları elde tutmak istediler. Alıcılar yöntici ofis görevlisine dijital olarak biraz para gönderirler, ve alıcılar çalıntı kart bilgilerini gönderirler. Ve ofis görevlisi çalınan kartın çalışıp çalışmadığını doğrular. Ve eğer çalışıyorsa, satıcıya parayı transfer ederler, ve alıcıya kardt bilgilerini gönderir. Ve bu.. webde siber suçlarda devrim yarattı. Ve bundan sonra, iş daha da vahşileşti. Carders olarak bildiğimiz insanlar için altın dönem yaşandı.
Now I spoke to one of these Carders who we'll call RedBrigade -- although that wasn't even his proper nickname -- but I promised I wouldn't reveal who he was. And he explained to me how in 2003 and 2004 he would go on sprees in New York, taking out $10,000 from an ATM here, $30,000 from an ATM there, using cloned credit cards. He was making, on average a week, $150,000 -- tax free of course. And he said that he had so much money stashed in his upper-East side apartment at one point that he just didn't know what to do with it and actually fell into a depression. But that's a slightly different story, which I won't go into now. Now the interesting thing about RedBrigade is that he wasn't an advanced hacker. He sort of understood the technology, and he realized that security was very important if you were going to be a Carder, but he didn't spend his days and nights bent over a computer, eating pizza, drinking coke and that sort of thing. He was out there on the town having a fab time enjoying the high life.
Şimdi RedBrigade diyeceğimiz bu Carder'lerden biri ile konuşuyorum uygun bir takma ad olmamasına rağmen-- fakat size söz veriyorum kim olduğunu ifşa etmeyeceğim. Ve bana 2003 ve 2004 senelerinde kredi kartı kopyalayarak buradaki ATM 'den 10.000 dolar, oradakinden 30.000 dolar alarak, New York'ta nasıl alem yaptığını anlattı Ortalama bir haftada 150.000 dolar alıyordu-- tabiki vergisiz algısız. Ve şöyle dedi birçok para kazandım apartmanının bir köşesindeki kasada, içerisinde ne yapacağını bilmediği birçok para kazadığını söyledi ve bu yüzden depresyona girmiş. Fakat bu tamamen farklı bir hikaye, şu an bu konuya girmeyeceğim. Ve RedBrigade'in ilginç bir yönü ise, çok uzman bir hacker olmamasıydı. Bir şekilde teknolojiden anlıyordu ve eğer bir Carder üyesi olacaksanız, güvenliğin önemli olacağını biliyordu, fakat o, günlerini ve gecelerini bir bilgisayara karşısında pizza yiyerek, kola içerek ve bunun gibi şeyler yaparak geçirmedi. Şehrin göbeğinde, tatlı hayatın nimetlerinde faydalandı.
And this is because hackers are only one element in a cybercriminal enterprise. And often they're the most vulnerable element of all. And I want to explain this to you by introducing you to six characters who I met while I was doing this research. Dimitry Golubov, aka SCRIPT -- born in Odessa, Ukraine in 1982. Now he developed his social and moral compass on the Black Sea port during the 1990s. This was a sink-or-swim environment where involvement in criminal or corrupt activities was entirely necessary if you wanted to survive. As an accomplished computer user, what Dimitry did was to transfer the gangster capitalism of his hometown onto the Worldwide Web. And he did a great job in it. You have to understand though that from his ninth birthday, the only environment he knew was gangsterism. He knew no other way of making a living and making money.
ve bu yüzden hackerlar siber suç dünyasındaki elementlerden yalnızca biridir. Ve genellikle en kırılgan elementtir. Ve bunu size anlatmak için bu araştırmayı yaparken karşılaştığım altı karakter ile tanıştırmak istiyorum. Dimitry Golubov, bilinen adıyla SCRIPT -- 1982 yılında, Odessa, Ukrayna'da doğmuş. Sosyal ve ahlakı gelişimi sırasında 1990'larda karadeniz limanındaydı. Burası bir bat yada yüz ortamıydı, ve eğer ayakta kalmak istiyorsanız suç aktivitelerine bulaşmak zorundaydınız. Başarılı bir bilgisayarcı olarak, Dimitri'nin yaptığı yaşadığı yerin suç merkezciliğini Internet üzerine taşımak oldu. Ve bu işte de çok başarılı oldu. Şunu anlamalısınız ki, dokuzuncu yaşgününden itibaren, bildiği tek dünya, suçlular dünyası oldu. Yaşamak ve para kazanmak için başka bir yol bilmedi.
Then we have Renukanth Subramaniam, aka JiLsi -- founder of DarkMarket, born in Colombo, Sri Lanka. As an eight year-old, he and his parents fled the Sri Lankan capital because Singhalese mobs were roaming the city, looking for Tamils like Renu to murder. At 11, he was interrogated by the Sri Lankan military, accused of being a terrorist, and his parents sent him on his own to Britain as a refugee seeking political asylum. At 13, with only little English and being bullied at school, he escaped into a world of computers where he showed great technical ability, but he was soon being seduced by people on the Internet. He was convicted of mortgage and credit card fraud, and he will be released from Wormwood Scrubs jail in London in 2012.
Bunun dışında Renukarth Subramaniam var, diğer adıyla JiLsi -- DarkMarket'in kurucusu, Colombo, Sri Lanka doğumlu. Sekiz yaşındayken, o ve ailesi Sri Lanka başkentinden kaçtılar, çünkü Sinhala çeteleri şehri dolaşıyor, ve Renu gibi Tamilleri bulup öldürüyorlardı. 11 yaşında yakalandı ve terorist olmak ile suçlandı. ve ailesi onu kendi başına İngiltere'ye gönderdi ve orada siyasi sığınma hakkı istedi. 13 yaşında, çok az ingilizcesi ve okuldaki tacizler nedeniyle, bilgisayarların dünyasına kaçtı ve burada büyük teknik beceri gösterdi, fakat sonunda Internet'teki insanlar tarafından yoldan çıkarıldı. Mortgage ve Kredi Kartı sahtekarlığından suçlu bulundu, ve 2012'de Londra - Wormwood Scrubs hapishanesinden tahliye olacak.
Matrix001, who was an administrator at DarkMarket. Born in Southern Germany to a stable and well-respected middle class family, his obsession with gaming as a teenager led him to hacking. And he was soon controlling huge servers around the world where he stored his games that he had cracked and pirated. His slide into criminality was incremental. And when he finally woke up to his situation and understood the implications, he was already in too deep.
Matrix001, DarkMarket'in yöneticilerinden. Güney Almanya'da Sakin ve saygıdeğer bir orta sınıf ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi, genç yaşlarında oyunlara olan düşkünlüğü onu hacker yaptı. Ve sonunda dünyanın her yerinde büyük sunucuları kontrol etmeye başladı, burada kırdığı ve çaldığı oyunları saklıyordu. Suç dünyasına geçişi hergün artarak ilerliyordu. Ve bir gün durumun farkına vardı, ve etkilerini anladı, gördü ki, zaten işin içine iyi girmişti.
Max Vision, aka ICEMAN -- mastermind of CardersMarket. Born in Meridian, Idaho. Max Vision was one of the best penetration testers working out of Santa Clara, California in the late 90s for private companies and voluntarily for the FBI. Now in the late 1990s, he discovered a vulnerability on all U.S. government networks, and he went in and patched it up -- because this included nuclear research facilities -- sparing the American government a huge security embarrassment. But also, because he was an inveterate hacker, he left a tiny digital wormhole through which he alone could crawl. But this was spotted by an eagle-eye investigator, and he was convicted. At his open prison, he came under the influence of financial fraudsters, and those financial fraudsters persuaded him to work for them on his release. And this man with a planetary-sized brain is now serving a 13-year sentence in California.
Max Vision, diğer adıyla ICEMAN -- cardersMarket'in mimarlarından. Meridian, Idaho'da doğdu. Max Vision, Santa Clara, California dışında çalışan en iyi sızma testçilerinden biriydi. doksanların sonunda özel şirketler için ve gönüllü olarak FBI için çalıştı. Doksanların sonunda, bütün A.B.D. devlet ağlarında bir açık tespit etti. Bu açığı kapadı -- çünkü nükleer tesisleri de kapsayan bir açıktı -- Amerikan hükümetini büyük bir güvenlik açığı utancından kurtardı. Fakat aynı zamanda deneyimli bir hacker olduğu için, arkasında dijital bir kurtdeliği bıraktı sadece kendisinin geçebileceği. Fakat bu dikkatli bir müfettişin gözünden kaçmadı, ve yakayı ele verdi. Açık hapishanesinde, finansal sahtekarların etkisine girdi, ve bu sahtekarlar onu cezadan sonra kendileri için çalışmaya ikna ettiler. Ve bu dev beyinli adam Kaliforniya'da 13 yıllık cezasını çekiyor.
Adewale Taiwo, aka FreddyBB -- master bank account cracker from Abuja in Nigeria. He set up his prosaically entitled newsgroup, bankfrauds@yahoo.co.uk before arriving in Britain in 2005 to take a Masters in chemical engineering at Manchester University. He impressed in the private sector, developing chemical applications for the oil industry while simultaneously running a worldwide bank and credit card fraud operation that was worth millions until his arrest in 2008.
Adewale Taiwo, diğer adıyla FreddyBB -- uzman banka hesapları hacker'ı Abuja, Nijerya'lı. İngiltere'ye gelmeden önce, bankfrauds@yahoo.co.uk adlı basit bir haber grubu kurdu. 2005 yılında Manchester Üniversitesinden Yüksek Kimya Mühendisliği derecesi almak için yaptı. Petrol endüstrisi için kimyasal uygulamalar yaparken özel sektörün dikkatini çekti Fakat bu sırada dünya çapında değeri milyonlarla ölçülen banka ve kredi kartı sahteciliği yapıyordu ta ki 2008'de yakalanana kadar.
And then finally, Cagatay Evyapan, aka Cha0 -- one of the most remarkable hackers ever, from Ankara in Turkey. He combined the tremendous skills of a geek with the suave social engineering skills of the master criminal. One of the smartest people I've ever met. He also had the most effective virtual private network security arrangement the police have ever encountered amongst global cybercriminals.
Ve son olarak, Cagatay Evyapan, diğer adıyla Cha0 -- en önemli hacker'lardan biri, Ankara, Türkiye'den. Bir teknoloji meraklısının yeteneklerini suç dünyasının sosyal imkanları ile birleştirdi. Tanıştığım en zeki insanlardan biri. Ayrıca global sanal suç dünyasında polisin karşılaştığı en etkili sanal korsan ağ güvenliği organizasyonuna sahipti.
Now the important thing about all of these people is they share certain characteristics despite the fact that they come from very different environments. They are all people who learned their hacking skills in their early to mid-teens. They are all people who demonstrate advanced ability in maths and the sciences. Remember that, when they developed those hacking skills, their moral compass had not yet developed. And most of them, with the exception of SCRIPT and Cha0, they did not demonstrate any real social skills in the outside world -- only on the Web.
Buradaki önemli nokta, bütün bu insanlar bazı ortak özellikler taşısalar da çok çok farklı çevrelerden geliyorlar. Bu insanlar hackerlık yeteneklerini ergenlik çağlarında elde etmişler. Bu insanlar matematik ve bilim alanında önemli yetenekler göstermişler. Şunu hatırlamak da fayda var, hackerlık yetenekleri geliştiğinde, henüz ahlaki gelişimleri tamamlanmamıştı. Ve çoğu, SCRIPT ve Cha0 hariç, internet dünyası dışında başka bir sosyal yetenek geliştirmemişti.
And the other thing is the high incidence of hackers like these who have characteristics which are consistent with Asperger's syndrome. Now I discussed this with Professor Simon Baron-Cohen who's the professor of developmental psychopathology at Cambridge. And he has done path-breaking work on autism and confirmed, also for the authorities here, that Gary McKinnon -- who is wanted by the United States for hacking into the Pentagon -- suffers from Asperger's and a secondary condition of depression. And Baron-Cohen explained that certain disabilities can manifest themselves in the hacking and computing world as tremendous skills, and that we should not be throwing in jail people who have such disabilities and skills because they have lost their way socially or been duped.
bir başka konu ise bu tip hacker'ların çoğu Asperger sendromu ile tutarlı bir karakteristik gösteriyor. Bu konuyu Profesör Simon Baron-Cohen ile tartıştım. Kendisi Cambridge'de gelişim psiko-patolojisi dalında profesör. Otizm hakkında kalıpları kıran bir çalışma yapmış, ve şunu söyledi; Gary McKinnon -- Birleşik Devletler tarafından Pentagon'a saldırdığı için aranıyor -- Asperger sendromunun etkisinde ve üstelik ikinci dereceden depresif. ve Baron-Cohen şöyle anlattı; bu tip belirli engelleri bulunanlar kendilerini bilgisayar ve hacker dünyasına bağlarlar ve burada büyük gelişme gösterirler, ve bu tip engelleri ve yetenekleri olan kişileri hapse atmamalıyız çünkü onlar sosyal olarak yollarını kaybetmişler ya da kandırılmışlar.
Now I think we're missing a trick here, because I don't think people like Max Vision should be in jail. And let me be blunt about this. In China, in Russia and in loads of other countries that are developing cyber-offensive capabilities, this is exactly what they are doing. They are recruiting hackers both before and after they become involved in criminal and industrial espionage activities -- are mobilizing them on behalf of the state. We need to engage and find ways of offering guidance to these young people, because they are a remarkable breed. And if we rely, as we do at the moment, solely on the criminal justice system and the threat of punitive sentences, we will be nurturing a monster we cannot tame.
Burada bir noktayı atlıyoruz, çünkü şahsi görüşüm, Max Vision gibi insanların hapse atılmaması yönünde. Bu konuda açıksözlü olacağım. Çin, Rusya ve bir çok ülke sanal saldırı yeteneklerini arttırmaya çalışıyor kesinlikle yaptıkları şey bu. Hacker'ları suç yada casusluk işlerine karışmadan önce ve sonra devlet adına işe alıyorlar. Bizim bu genç insanlara ulaşmamız ve onlara rehberlik etmemiz gerekiyor, çünkü onlar sıradışı bir nesil. Eğer adalet sistemine ve ve verilen cezalara şu an yaptığımız gibi güvenirsek başedemeyeceğimiz canavarlar ortaya çıkmasına göz yumarız.
Thank you very much for listening.
Dinlediğiniz için çok teşekkürler.
(Applause)
(Alkış)
Chris Anderson: So your idea worth spreading is hire hackers. How would someone get over that kind of fear that the hacker they hire might preserve that little teensy wormhole?
Chris Anderson: Öyleyse senin paylaşılmaya değer fikrin Hacker'ları işe almak. Peki nasıl birisi işe aldığı hacker hakkında, bir kurtdeliği kullanıp kullanmadığı konusunda korkusu ile başedebilir?
MG: I think to an extent, you have to understand that it's axiomatic among hackers that they do that. They're just relentless and obsessive about what they do. But all of the people who I've spoken to who have fallen foul of the law, they have all said, "Please, please give us a chance to work in the legitimate industry. We just never knew how to get there, what we were doing. We want to work with you."
MG: Şunu düşünüyorum; anlamalısınız ki, Hacker'lar arasında yaygın olduğu gibi, bunu yapmaktadırlar. Yaptıkları iş nedeniyle takıntılı ve acımasızdırlar. Fakat bütün kanuna karşı gelen kişilerle yaptığım konuşmalarda; hepsi dedi ki: Lütfen, lütfen bize yasal işlerde çalışmak için bir şans verin. Daha önce yaptığımız şeylere nasıl geldiğimizi bilmiyoruz. Sizinle çalışmak istiyoruız."
Chris Anderson: Okay, well that makes sense. Thanks a lot Misha.
Chris Andeerson : Tamam, şimdi bitiriyorum, çok teşekkürler Misha.
(Applause)
Alkış