Tyler Edmonds, Bobby Johnson, Davontae Sanford, Marty Tankleff, Jeffrey Deskovic, Anthony Caravella and Travis Hayes. You probably don't recognize their faces. Together, they served 89 years for murders that they didn't commit; murders that they falsely confessed to committing when they were teenagers.
Tyler Edmonds, Bobby Johnson, Davontae Sanford, Marty Tankleff, Jeffrey Deskovic, Anthony Caravella ve Travis Hayes. Muhtemelen yüzleri sizlere tanıdık gelmiyordur. Hepsi, 89 yıl boyunca işlemedikleri cinayetler için hapisle cezalandırıldı; çocuk yaşta hata yaparak işlediklerini söyledikleri cinayetler için.
I'm a forensic developmental psychologist, and I study these types of cases. As a researcher, a professor and a new parent, my goal is to conduct scientific research that helps us understand how kids function in a legal system that was designed for adults.
Ben bir adli gelişim psikoloğuyum ve bu tür davaları inceliyorum. Bir araştırmacı, profesör ve yeni ebeveyn olarak hedefim yetişkinler için tasarlanmış bir yasal sistemde çocukların davranışlarını anlamamıza yardımcı bilimsel araştırmalar yapmak.
In March of 2006, police interrogated Brendan Dassey, a 16-year-old high school student with an IQ around 70, putting him in the range of intellectual disability. So here's just a brief snippet of his four-hour interrogation.
2006 Mart'ında polis, 16 yaşında 70 civarında IQ'su nedeniyle engelli kategorisinde olan lise öğrencisini sorguladı. Bu da bu dört saatlik sorgudan küçük bir bölüm.
(Video) Police 1: Brendan, be honest. I told you before that's the only thing that's going to help you here. We already know what happened, OK?
(Video) Polis 1: Brendan, dürüst ol. Daha önce bunun sana burada yardım edecek tek şey oldugunu söyledim. Zaten ne olduğunu biliyoruz.
Police 2: If we don't get honesty here -- I'm your friend right now, but I've got to believe in you, and if I don't believe in you, I can't go to bat for you. OK? You're nodding. Tell us what happened.
Polis 2: Burada dürüstlük göremezsek -- şu an dostunum ama sana inanmam lazım ve sana inanmazsam senin yardımına koşamam. Tamam mı? Kafanı sallıyorsun. Bize olanları anlat.
P1: Your mom said you'd be honest with us.
P1: Annen bize karşı dürüst olacağını söyledi.
P2: And she's behind you 100 percent no matter what happens here.
P2: Ne olursa olsun seni destekliyor ve arkanda.
P1: That's what she said, because she thinks you know more, too.
P1: Öyle söyledi, çünkü o da daha fazla şey bildiğini düşünüyor.
P2: We're in your corner.
P2: Senin tarafındayız.
P1: We already know what happened, now tell us exactly. Don't lie.
P1: Ne olduğunu zaten biliyoruz, şimdi bize düzgünce anlat. Yalan söyleme.
Lindsay Malloy: They told Brendan that honesty would "set him free," but they were completely convinced of his guilt at that point. So by honesty, they meant a confession, and his confession would definitely not end up setting him free. They eventually got a confession from Brendan that didn't really make sense, didn't match much of the physical evidence of the crime and is widely believed to be false. Still, it was enough to convict Brendan and sentence him to life in prison for murder and sexual assault in 2007. There was no physical evidence against Brendan at all. It was nothing more than his own words that sent him to prison for nearly a decade, until a judge overturned his conviction just a few months ago.
Brendan'a dürüstlüğün onu özgür kılacağını söylediler ama o noktada suçlu olduğuna tamamen ikna olmuşlardı. Yani dürüstlükle kastettikleri bir itiraftı. İtirafı ise onu kesinlikle özgür kılmayacaktı. Sonunda Brendan'dan bir itiraf aldılar, pek akla yatmayan, suça dair hiçbir fiziksel kanıta uymayan ve yalan olduğu düşünülen bir itiraf. Ama bu, Brendan'ın cinayet ve cinsel istismardan mahkum edilmesi ve ömür boyu hapis cezasına çarptırılması için yeterliydi. Brendan'a karşı hiçbir fiziksel kanıt yoktu. Birkaç ay önce bir hakim hükmü üst mahkemece bozana kadar neredeyse on yıl hapse girmesine tek sebep olan şey kendi sözleriydi.
The Dassey case is unique because it made its way into a Netflix series, called "Making a Murderer," which I'm sure many of you saw, and if you haven't, you should definitely watch it. The Dassey case is also unique because it led to such intense public outrage. People were very angry about how Brendan was questioned, and many assumed that his interrogation had to have been illegal. It wasn't illegal. As someone who's a researcher in this area and is familiar with police interrogation training manuals, I wasn't really surprised by what I saw. The fact is, Dassey's interrogation itself is actually not all that unique, and to be honest with you, I've seen worse. So I understand the public outcry about injustice in Brendan Dassey's individual case. But let's not forget that approximately one million or so of his peers are arrested every year in the United States and may be subjected to similar interrogation techniques, techniques that we know increase the risk for false confession.
Dassey davasının benzersiz olmasının sebebi "Making a Murderer" adlı Netflix dizisine konu olmasıdır. Eminim birçoğunuz izlemişsinizdir, izlemediyseniz kesinlikle izlemenizi öneririm. Dassey davasının diğer benzersiz tarafı da sert bir halk tepkisine sebep olmasıdır. İnsanlar, Brendan'ın nasıl sorgulandığı konusunda çok öfkeliydi ve birçokları sorgulamanın yasadışı olduğunu öne sürdü. Yasadışı değildi. Bu alanda bir araştırmacı ve sorgulama eğitim kılavuzlarıyla içli dışı biri olarak gördüklerim beni pek şaşırtmadı. Dassey'in sorgusu aslında pek benzersiz bir şey de değil dürüst olmak gerekirse daha kötüsünü de görmüştüm. Bu yüzden halkın Brendan'ın davasındaki haksızlığa karşı tepkisini anlıyorum. Ama onun Amerika'da her yıl yaklaşık bir milyon akranının tutuklandığını ve benzer yalan itirafların riskini arttırdığını bildiğimiz sorgulama yöntemlerine maruz kalabileceklerini unutmayalım.
And I know many people are going to struggle with that term, "false confession," and with believing that false confessions actually occur. And I get that. It's very shocking and counterintuitive: Why would someone confess and even give gruesome details about a horrifying crime like rape or murder if they hadn't actually done it? It makes no sense.
Birçok kişinin "yalan itiraf" terimiyle ve yalan itirafların gerçekten atıldığına inanmakta zorluk çekeceğini biliyorum. Hatta bunu anlıyorum. Çok sarsıcı ve mantık dışı bir şey: Neden biri tecavüz ve cinayet gibi korkunç bir suç işlemediği halde onları itiraf eder ve hatta dehşet verici detaylar verir? Mantıksız duruyor.
And the fact is, we can never know precisely how often false confessions occur. But what we do know is that false confessions or admissions were present in approximately 25 percent of wrongful convictions of people later exonerated by DNA evidence. Turns out, they were innocent. These cases are crystal clear because we have the DNA. So they didn't do the crime, and yet one-quarter of them confessed to it anyway. And at this point, from countless research studies, we have a pretty good sense of why people falsely confess, and why some people, like Brendan Dassey, are at greater risk for doing so.
Ne kadar sıklıkta yalan itiraf olduğunu asla tam olarak anlayamayız. Daha sonra DNA deliliyle temize çıkarılan kişilerin haksız hükümlerin yaklaşık yüzde 25'inde yalan itiraf veya ikrarlar bulunduğunu biliyoruz. Anlaşılan o ki suçsuzlardı. Bu davalar apaçık ortada çünkü elimizde DNA var. Yani suçu işlememelerine karşın dörtte biri yine de suçunu itiraf etti. Bu noktada sayısız araştırmalardan insanların neden yalan itiraflarda bulunduğunu ve bunun Brendan Dassey gibi bazı insanlar için neden daha riskli olduğunu biliyoruz.
We know that youth are especially vulnerable to providing false confessions. In one study of exonerations, for example, only eight percent of adults had falsely confessed, but 42 percent of juveniles had done so. Of course, if we're just looking at wrongful convictions and exonerations, we're only getting part of the story. Left out, for instance, are the many cases that are resolved by guilty pleas, not trials. From TV and news headlines, you may think that trials are the norm in our legal system, but the reality is that 97 percent of legal cases in the US are resolved by pleas, not trials. Ninety-seven percent. Also left out will be confessions to more minor types of crimes that don't typically involve DNA evidence and aren't usually reviewed or appealed following a conviction. So for this reason, many refer to the false confessions we actually do know about as the tip of a much larger iceberg.
Özellikle de gençlerin yalan itiraflar vermeye yatkın olduğunun biliyoruz. Örneğin aklanmalarla ilgili bir araştırmada yetişkinlerin sadece yüzde sekizi, gençlerin ise yüzde 42'si yalan itirafta bulundu. Tabii ki sadece haksız davalar ve muaf tutulmalara bakarsak olayın sadece bir kısmını görebiliriz. Mesela, duruşma yerine suçlamalar kabul edilerek kapanan birçok dava var. Televizyon ve haberlere bakınca yasal sistemimizde duruşmaların normal olduğunu düşünüyor olabilirsiniz ama gerçekte ABD'de yasal davaların yüzde 97'si duruşmalarla değil de ifadelerle kapatılır. Yüzde doksan yedisi. Aynı zamanda, DNA kanıtları içermeyen daha küçük suçların hükmünden sonra gözden geçirilmeyen veya karşı gelinmeyen itiraflar dışlanmış olacak. Bu yüzden de çoğu kişi bildiğimiz yalan itirafların çok daha büyük bir buzdağının ucu olduğunu söylüyor.
In our research, we found alarming rates of false confession among teenagers. We interviewed almost 200 incarcerated 14-to-17-year-olds, and 17 percent of them reported that they'd made at least one false confession to police. What's also shocking to most is that, in interrogations in the US, police are allowed to interrogate juveniles just like adults. So they can lie to them -- blatant lies like, "We have your fingerprints, we have your DNA; your friend is down the hall saying that this was all your idea."
Çalışmada, yanlış itirafın gençler içinde ürkütücü seviyelerde olduğunu keşfettik. 14-17 yaşlarında gözetimde tutulan yaklaşık 200 kişiyle mülakat yaptık, onların yüzde 17'si polise en azından bir kez de olsa yanlış bir itirafta bulunduklarını aktardı. Birçoklarına en şaşırtıcı gelen ise ABD'deki sorgulamalarda polislerin gençleri de tıpkı yetişkinler gibi sorgulama hakları olmasıydı. Yani, onlara yalan atabilirler - "Parmak izlerin elimizde, DNA'n elimizde, arkadaşın aşağıda ve hepsinin senin fikrin olduğunu söylüyor" gibi yalanlar.
Lying to suspects is banned in the UK, for example, but legal here in the US, even with intellectually impaired teens like Brendan Dassey. In our research, most of the incarcerated teens that we interviewed reported experiencing high-pressure police interrogations without lawyers or parents present. More than 80 percent described having been threatened by the police, including with the possibility of being raped or killed in jail or being tried as an adult. These maximization strategies are designed to make suspects feel like denials are pointless and confession is the only option. So you may have heard of playing the role of "good cop/bad cop," right? Well, this is bad cop.
Mesela, Birleşik Krallık'ta şüphelilere yalan atmak yasak fakat burada ABD'de yasal, Brendan Dassey gibi zihinsel engelli çocuklara dahi. Araştırmamızda, mülakat yaptığımız gözetim altındaki gençler avukatları veya ebeveynleri olmadan çok zorlayıcı polis sorgulamaları geçirdiklerini aktardılar. Yüzde 80'den fazlası polis tarafından hapiste tecavüze uğramakla, öldürülmekle veya bir yetişkin gibi sınanmakla tehdit edildiklerini anlattılar. Bu en üst düzeye çıkarma stratejileri şüphelileri itirazlarının beyhude olduğuna, itirafın tek yol olduğuna inanmaları için tasarlanmıştır. "İyi polis kötü polis" rolünü oynamayı duymuş olabilirsiniz, değil mi? İşte bu kötü polis.
Juveniles are more suggestible and susceptible to social influence, like the intense pressure accusations and suggestions coming from authority figures in interrogations. More than 70 percent of the teens in our study said that the police had tried to "befriend" them or indicate a desire to help them out during the interrogation. These are referred to as "minimization strategies," and they're designed to convey sympathy and understanding to the suspect, and they imply that a confession will result in more lenient treatment. So in the classic good-cop-bad-cop oversimplification of police interrogations, this is "good cop."
Gençler, soruşturmalarda yetkili şahıslardan gelen çevre baskısı gibi ağır suçlama ve imalardan daha kolay etkilenir ve buna duyarlıdır. Çalışmamızdaki gençlerin yüzde 70'inden fazlası polislerin onlarla "arkadaş olmayı" denediğini veya soruşturma esnasında onlara yardım eli uzattıklarını söyledi. Bunlar "minimize stratejileri" olarak adlandırılır. Şüpheliye sempati ve anlayış iletmek için tasarlanmışlardır. İtirafın daha hoşgörülü bir muamele ile sonuçlanacağı anlamına gelir. Yani, klasik iyi polis kötü polis soruşturmalarında bu "iyi polis"tir.
(Video) P1: Honesty here, Brendan, is the thing that's going to help you, OK? No matter what you did, we can work through that, OK? We can't make any promises, but we'll stand behind you no matter what you did, OK?
(Video) P1: Brendan, dürüstlük burada sana yardım edecek şeydir. Tamam mı? Ne yapmış olursan ol, beraberce çalışabiliriz tamam mı? Herhangi bir söz veremeyiz ama ne yapmış olursan ol arkandayız.
LM: "No matter what you did, we can work through that." Hints of leniency like you just saw with Brendan are especially powerful among adolescents, in part because they evaluate reward and risk differently than adults do. Confessing brings an immediate reward to the suspect, right? Now the stressful, unpleasant interrogation is over. So confessing may seem like the best option to most teens, who are less focused on that long-term risk of conviction and punishment down the road as a result of that confession.
LM: "Ne yapmış olursan ol, beraberce çalışabiliriz." Brendan ile gördüğünüz hoşgörünün ipuçları özellikle gençler arasında güçlüdür çünkü onlar mükâfat ve riskleri yetişkinlerden daha farklı değerlendirir. İtiraf etmek şüpheliye doğrudan bir mükâfat getirir, değil mi? Artık stresli ve tatsız sorgulama bitti. İtiraf etmek, itirafının sonucunda yakın gelecekteki uzun vadeli mahkumiyet ve ceza risklerine daha az odaklanmış olan gençlere en iyi seçenek gibi gelir.
I think we can all agree that thoughtful, long-term planning is not a strength of most teenagers that we know. And by and large, the legal system seems to get that young victims and witnesses should be treated differently than adults. But when it comes to young suspects, it's like the kid gloves come off. And treating juveniles as though they're adults in interrogations is a problem, because literally hundreds of psychological and neuroscientific studies tell us that juveniles do not think like adults, they do not behave like adults, and they're not built like adults. Adolescent brains are different from adult brains -- even anatomically. So there are important changes happening in the structure and function of the brain during adolescence, especially in the prefrontal cortex and the limbic system, and these are areas that are crucial for things like self-control, decision-making, emotion processing and regulation and sensitivity to reward and risk, all of which can affect how you function in a stressful circumstance, like a police interrogation.
Bence hepimiz, o düşünceli, uzun vadeli planlamanın birçok gencin güçlü yanı olmadığı konusunda hemfikiriz. Genellikle, hukuk sistemi genç mağdurlara ve tanıklara yetişkinlerden daha farklı davranılması gerektiğini idrak etmiş görünüyor. Fakat, söz konusu genç şüpheliler olunca sanki çocuk eldivenleri çıkıveriyor. Bu yüzden de soruşturmalarda gençlere yetişkinlermiş gibi davranılması bir hata çünkü gerçekten de yüzlerce psikolojik ve sinir bilim çalışması bizlere, gençlerin yetişkinler gibi düşünmediği, davranmadığı ve yaratılmadığını göstermiştir. Genç beyinler yetişkinlerden farklıdır -- anatomik olarak bile. Gençlik sırasında beynin yapısında ve işleyişinde önemli değişiklikler olur. Özellikle otokontrol, karar verme, duygu işlenmesi ve ayarı, ödül ve riske duyarlılık gibi şeylerde mühim bir rolü olan prefrontal korteks ve limbik sistemde. Tümü bir polis sorgulaması gibi baskıcı bir durumda nasıl çalışacağını etkiler.
We need to educate law enforcement, attorneys, judges and jurors on juveniles' developmental limitations and how they can play out in a high-stakes interrogation. In one national survey of police officers, 75 percent of them actually requested specialized training in how to talk to children and adolescents -- most of them had had none.
Yasa yapıcılara, avukatlara, hakimlere ve jürilere gençlerin gelişimsel sınırlarını ve fazla riskli sorgulamaları nasıl yürütebileceklerini öğretmemiz gerek. Polis memurlarının yaptıkları ulusal bir ankette yüzde 75'i aslında çocuk ve gençlerle nasıl konuşulur konusunda özel bir eğitim istedi. Birçoğunun yoktu.
We also need to consider having special protections in place for juveniles. In his 91-page decision to overturn Dassey's conviction earlier this year, the judge made a big deal about the fact that Dassey had no parent or other allied adult in the interrogation room with him. So here's a clip of Brendan talking to his mom after he confessed, when it was obviously far too late for him.
Gençler için uygun özel korumaların edinilmesi gerektiğini de düşünmeliyiz. Sene başında Dassey'in hükmünü bozmak için hazırladığı 91 sayfalık kararda hakim Dassey'nin ebeveyni veya yetişkin akrabası olmadığı gerekçesiyle sorgu odasında onunla olunması konusunda uzlaştı. İşte Brendan'ın itiraf ettikten sonra annesiyle konuştuğu bir video klip onun için bariz şekilde çok geç olduğunda.
(Video) Mom: What do you mean?
(Video) Mom: Ne demek istedin?
Brendan: Like, if his story is, like, different, like I never did nothing or something.
Brendan: Onun hikayesi hiçbir şey veya bir şey yapmamış gibi ise.
M: Did you? Huh?
M: Yaptın mı? Ha?
B: Not really.
B: Pek sayılmaz.
M: What do you mean, "Not really"?
M: "Pek sayılmaz." ne demek?
B: They got into my head.
B: Kafamın içine girdiler.
LM: So he sums it up pretty beautifully there: "They got into my head." We don't know if the outcome would have been different for Brendan if his mom had been in the interrogation room with him. But it's certainly possible. In our research, only seven percent of incarcerated teens, most of whom had had numerous encounters with police, had ever had a parent or attorney in the room with them when they were questioned as a suspect. Few had ever asked for a parent or attorney to be present.
LM: Çok güzel şekilde özetliyor. "Kafamın içine girdiler." Annesi sorgu odasında olsaydı sonuç Brendan için farklı olur muydu bilmiyoruz. Ama bu kesinlikle mümkündü. Araştırmamızda, birçoğu polis ile sayısızca rastlaşmış gözetimde tutulan gençlerin yalnızca yüzde yedisinin şüpheli olarak sorgulandıklarında yanlarında bir ebeveyn veya avukat vardı. Pek azı bir ebeveyn veya avukatın hâlihazırda bulunmasını talep etti.
And you see this in lower-stake situations, too. We did a mock interrogation experiment in our lab here at FIU -- with parent permission for all minors, of course, and all the appropriate ethical approvals. We falsely accused teens and adults of cheating on a study task -- an academic dishonesty offense -- that we told them was as serious as cheating in a class. In reality, participants had witnessed a peer cheat, someone who was actually part of our research team and was allegedly on academic probation. And we gave everyone a tough choice: you can lose your extra credit for participating in the study or accuse your peer, who will probably be expelled because of his academic probation status. Of course, in reality, none of these consequences would have panned out, and we fully debriefed all of the participants afterward. But most teenagers -- 59 percent of them -- signed the confession statement, falsely taking responsibility for the cheating. Only three teens out of 74, or about four percent of them, asked to talk to a parent when we accused them of cheating, despite the fact that for most of them, their parent was literally sitting in the next room during the study.
Bu daha düşük riskli durumlarda da görülebilir. FIU'da kendi laboratuvarımızda bir sahte sorgulama deneyi yaptık. Elbette, çocukların ailelerinden izin alarak ve de tüm uygun etik onayları alarak. Mahsustan, çocukları ve yetişkinleri bir derste kopya çekmekle suçladık bu bir akademik sahtekârlık suçu onlara da bunun derste kopya çekmek kadar ciddi olduğunu söyledik. Gerçekte, katılımcılar arkadaş sohbetine tanık oldular aslında bizim araştırma takımımızın parçası olan birisi sözde akademik gözetimdeydi. Herkese de zor bir seçenek sunduk: Çalışmaya katılarak ekstra puanlarını kaybedebilirsin veya muhtemelen akademik denetim yüzünden kovulacak arkadaşını suçlayabilirsin. Elbette, gerçekte bu sonuçların hiçbiri başarıya ulaşmazdı biz de daha sonrasında tüm katılımcıları bilgilendirdik. Fakat birçok genç yani yüzde 59'u itiraf beyanını imzaladı sahte bir şekilde, kopya çekme sorumluluğunu aldı 74 kişiden yalnızca üçü ya da yaklaşık yüzde dördü kopya çekme ile suçladığımızda ebeveynleri ile konuşmak istedi. Araştırma sırasında, ebeveynlerin çoğunun yan odada oturmasına rağmen.
Of course, cheating is far from murder, and I know that. But it's interesting that so many teens, significantly more teens than adults, signed the confession saying that they cheated. They hadn't cheated, but they signed this form anyway saying that they had, rarely attempting to involve a parent in the situation. Other studies tell the same story. Over 90 percent of juveniles waive their Miranda rights and submit to police questioning without lawyers or parents present. In England and Wales, interrogations of juveniles must be conducted in the presence of an "appropriate adult," like a parent, guardian or social worker. And this isn't something youth have to ask for -- which is great, because research shows that they won't -- it's automatic.
Elbette, kopya çekmek cinayet değil. Bunu biliyorum. Ama, önemli ölçüde, yetişkinlerden daha çok gencin kopya çektiklerini ifade eden beyanı imzalaması ilginç. Kopya çekmediler, ama yaptıklarını söyleyen bu formu imzalamayı bırak duruma bir ebeveyni dahil etmeye çalışmadılar bile. Diğer çalışmalar da aynı şeyi söylüyor. Gençlerin yüzde 90'ından fazlası susma haklarından cayıyor ve avukatları veya ebeveynleri olmadan polis sorgusuna gidiyorlar. İngiltere ve Galler'de, gençlerin sorgusu ebeveyn, vasi veya sosyal görevli gibi "uygun bir yetişkin" huzurunda yürütülmek zorunda. Bu gençlerin istemek durumunda oldukları bir şey değil otomatik gelen bir hak. Araştırmalara göre, gençlere kalsa istemezler.
Now, having an appropriate adult safeguard for juveniles here in the US would not be a cure-all for improving police questioning of youth. Unfortunately, parents often lack the knowledge and legal sophistication to appropriately advise their children. You can just look at the case of the Central Park Five: five teenagers who falsely confessed to a brutal gang rape in 1989, with their parents by their sides. And it took over a decade to clear their names. So the appropriate adult really should be an attorney or perhaps a trained child advocate. Overturning Dassey's conviction, the judge pointed out that there's no federal law requiring that the police even inform a juvenile's parent that the juvenile is being questioned or honor that juvenile's request to have a parent in the room.
Yine de, ABD'de gençlerin uygun bir yetişkin korumaya sahip olmaları polisin gençleri sorgulamayı geliştirme dertlerine deva olmaz. Ne yazık ki, çoğu ebeveyn çocuklarına uygun bir şekilde tavsiye verecek bilgi ve hukuki bilgi birikimden mahrum. Central Park Beşlisi davasına bakabilirsiniz: ebeveynlerinin desteğiyle, 1989'da sahte bir şekilde vahşi bir toplu tecavüzü itiraf eden beş genç. Adlarını temizlemek bir on yıla mal oldu. Yani, uygun bir yetişkin bir avukat belki de eğitimli bir çocuk avukatı olmalı. Dassey'nin hükmünü bozduktan sonra hakim polisin sorgulanan çocuğun ailesini bilgilendirmesini veya gencin ailesinden birinin odada bulunması isteğine uymasını gerektiren bir yasa olmadığına dikkat çekti.
So if you think about all of this together for a second: as a country, we've decided that juveniles cannot be trusted with things like voting, buying cigarettes, attending an R-rated movie or driving, but they can make the judgment call to waive their Miranda rights, rights that we know from research, most teens don't understand or appreciate. And parents in the room: depending on the state that you live in, your child can potentially waive these rights without your knowledge and without consulting any adult first.
Bir saniyeliğine tüm bunları düşünürseniz ülkece gençlerin oy kullanma, sigara satın alma, bazı filmleri izleyememe, veya araba sürme gibi konularda güvenilemeyeceğine karar verdik. Araştırmalarımıza göre birçok genç anlamadıkları veya değerini bilmedikleri sessiz kalma haklarından vazgeçme özgür kararını verebilirler. Odadaki ebeveynler, hangi eyalette yaşadığınıza bağlı olarak çocuğunuz, bilginiz olmadan ve ilk olarak bir yetişkine danışmadan bu haklardan vazgeçmesi ihtimal dahilinde.
Now, no one -- and certainly not me -- wants to prevent police from doing the very important investigative work that they do every day. But we need to make sure that they have appropriate training for talking to youth. As a parent and as a researcher, I think we can do better. I think we can take steps to prevent another Brendan Dassey, while still getting the crucial information that we need from children and teens to solve crimes.
Şimdi, kimse ve tabii ki ben dahil polisin her gün yaptığı çok önemli araştırmacı işini engellemek istemiyor. Fakat, gençlerle konuşurken uygun eğitimi aldıklarından emin olmalıyız. Bir ebeveyn ve de araştırmacı olarak bence daha iyisini yapabiliriz. Suçları çözerken çocuklardan ve gençlerden edindiğimiz önemli bilgileri toplarken de başka Brendan Dassey'i önlemeye çalışabiliriz.
Thank you.
Teşekkürler.
(Applause)
(Alkış)