Ebola is one of the deadliest viruses we know of. If left untreated, it kills about half of those it infects. It can spread through pretty much every fluid your body makes, including blood and sweat. Even the dead can transmit the disease, often doing so at their own funerals.
Ebola, bildiğimiz en ölümcül virüslerden birisi. Tedavi edilmezse ebola bulaşan hastaların yarısını öldürür. Vücudunuzun ürettiği hemen hemen her sıvıdan yayılabilir, kan ve ter dahil olmak üzere. Ölü birisi bile hastalığı yayabilir, bu genellikle kendi cenazelerinde oluyor.
On December 26th, 2013, a two-year-old boy in southern Guinea got sick. Just two days later, he died. It took local doctors working with the international community four months to discover that Ebola was to blame, largely because it had never before been detected outside of Central Africa.
26 Aralık 2013 Yılında güney Gine’de iki yaşındaki bir erkek çocuğu hastalandı. İki gün sonra öldü. Uluslararası bir toplulukla çalışan yerel doktorların hastalığın, Ebola sebebiyle olduğunu tespit etmeleri dört ayı aldı, büyük ölçüde, Orta Afrika dışında daha önce hiç tespit edilmediği için.
In those four months, Ebola gained a head start that would prove devastating. The outbreak lasted two years and mushroomed into the largest Ebola epidemic in recorded history. More than 28,000 people contracted the disease and over 11,000 died.
Dört ayda Ebola, yıkıcı olduğunu kanıtlayan bir başlangıç yaptı. Salgın iki yılda sonlandı ve kayıtlı tarihteki en büyük Ebola salgınına dönüştü. 28 binden fazla insan hastalığa yakalandı ve 11 binin üzerinde insan öldü.
In 2013, Guinea had no formal emergency response system, few trained contact tracers, and no rapid tests, border screenings, or licensed vaccine for Ebola.
2013′de Gine’nin resmi bir acil müdahale sistemi yoktu, birkaç eğitimli temas izleyici ve hızlı testler yoktu, sınır taramaları veya Ebola için aşı yoktu
After that epidemic, Guinea, with the support of the US and other international partners, completely overhauled their epidemic response system. And in January 2021, that system faced its first real test.
Bu salgından sonra Gine, Amerika ve diğer uluslararası ortakların destekleriyle salgın müdahale sistemleri tamamen revize edildi. 2021 ocak ayında bu sistem, ilk gerçek testiyle karşı karşıya geldi.
It started when a nurse in southern Guinea developed a headache, vomiting, and fever. A few days later, she died. As dictated by traditional burial practices, her family prepared her body for the funeral. Within a week, the nurse’s husband and other family members started experiencing symptoms.
Güney Gine’de bir hemşirenin baş ağrısı, kusma ve ateşlenmesiyle başladı. Birkaç gün sonra öldü. Geleneksel cenaze törenlerinin gerektirdiği gibi ailesi bedenini cenazeye hazırladı. Bir hafta içinde hemşirenin kocası ve ailenin diğer üyeleri semptomlar geliştirmeye başladı.
Health officials suspected Ebola much quicker than in 2013 and ordered tests.
Sağlık yetkilileri, Ebola’dan 2013′tekinden çok daha hızlı şüphelendi
They came back positive, and Guinea activated its epidemic alert system the next day.
ve test yapılmasını istediler. Pozitif bir sonuçla geldiler ve ertesi gün Gine, acil salgın alarm sistemini aktive etti.
Then, lots of things happened very quickly. Guinea’s National Agency for Health Security activated 38 district-level emergency operations centers, as well as a national one. Teams of epidemiologists and contact tracers began the painstaking job of figuring out exactly who was exposed and when, generating a list of 23 initial contacts that quickly grew to over 1,100. Advanced rapid testing capacity spun up in the city where the outbreak started. At Guinea’s borders with Liberia and Cote d’Ivoire, public health workers screened more than 2 million travelers. A large-scale vaccination campaign was started. And, finally, more than 900 community mobilizers alerted people of the outbreak and suggested alternative burial practices that were acceptable to the community and reduced the risk of spreading Ebola.
Ardından bir sürü şey çok hızlı bir şekilde meydana geldi. Gine Ulusal Sağlık Güvenliği Ajansı, ulusal olanın yanı sıra bölge düzeyinde 38 acil durum operasyon merkezini etkinleştirdi. Epidemiyologlardan ve temas izleyicilerinden oluşan ekipler, kimin ve ne zaman maruz kaldığını bulmak gibi zahmetli bir işe başladı. İlk başta 26 ile başlayan ve hızla bin 100′ün üzerine çıkan bir liste oluşturuluyor. Gelişmiş hızlı test kapasitesi, salgının başladığı şehirde hız kazandı. Gine’nin Liberya ve Fildişi Sahili sınırlarında, halk sağlığı çalışanları 2 milyondan fazla yolcuyu taradı. Büyük bir aşılama kampanyası başladı. Son olarak dokuz yüzden fazla topluluk harekete geçiriciler, insanları salgına karşı uyardı ve toplum için alternatif uygun gömme uygulamaları önerildi. Ebolanın yayılma riski azaltıldı.
Thanks to all these measures, the 2021 outbreak ended just four months after it began. Only 23 people contracted Ebola; only 12 died. That's less than 1% of the deaths in the prior outbreak.
Tüm bu önlemler sayesinde 2021 salgını başladıktan dört ay sonra sonlandı. Sadece 23 kişi Ebolaya yakalandı; yalnızca 12si öldü. Bu bir önceki salgına göre %1den daha az ölüm meydana gelmiş demektir.
The 2021 outbreak cost $100 million to control— which sounds like a lot but pales in comparison to the global economic cost of the previous outbreak: $53 billion.
2021 salgınını kontrol etmek 100 milyon dolara mâl oldu— kulağa çokmuş gibi geliyor ama bir önceki salgının maliyetiyle karşılaştırıldığında sönük kalıyor. 53 milyon dolar.
So should every country just copy Guinea’s approach?
Öyleyse her ülke Gine’nin yaklaşımını örnek almalı mı?
Not exactly. It is always important to respond to an outbreak quickly, so an early warning system is essential. But beyond that, a successful response can look very different for different diseases in different countries.
Pek sayılmaz. Salgına hızla karşılık vermek daima önemlidir, bu yüzden erken uyarı sistemi önemlidir. Ancak bunun ötesinde, başarılı bir müdahale farklı hastalıklar için farklı ülkelerde, çok farklı görünebilir.
For example, Brazil quenched an outbreak of yellow fever, which is spread by mosquitoes, primarily by mounting a massive vaccination campaign. That strategy worked well for Brazil because it’s one of the major global producers of the yellow fever vaccine, and its population was accustomed to regular, routine vaccinations.
Örneğin; Brezilya, sivrisinekler tarafından yayılan sarı humma salgınını durdurdu, öncelikle büyük bir aşılama kampanyası düzenleyerek. Bu strateji Brezilya’da işe yaradı çünkü Brezilya sarı humma salgını aşısının dünya çapında başlıca üreticilerinden biri ve nüfusu düzenli, rutin aşılara alışmıştı.
But for many diseases, you don't even need a mass vaccination program. In August of 2021, a truck driver tested positive for cholera in Burkina Faso. Health care workers alerted the government that same day and contact tracing began immediately. Cholera is caused by a bacterium, so Burkina Faso gave antibiotics to those exposed or potentially exposed. This extremely fast response stopped the outbreak just a few weeks after it started. Cholera often rears its head in West Africa— in 2021, there were over 100,000 cases and more than 3,700 deaths. Because Burkina Faso was so well prepared, they had zero deaths that year. Zero.
Fakat çoğu hastalık için büyük aşılama programlarına bile ihtiyacınız olmaz. Ağustos 2021 Burkina Faso’da, bir kamyon şoförünün kolera testi pozitif çıktı. Sağlık çalışanları aynı gün hükümet tarafından uyarıldı ve temas takibi hemen başladı. Kolera, bakteriden kaynaklanır böylece Burkina Faso, maruz kalan ya da maruz kalma olasılığı olanlara antibiyotik verdi. Bu son derece hızlı müdahale, başladıktan birkaç hafta sonra salgını durdurdu. Kolera, Batı Afrika’da sık sık baş gösterir— 2021′de 100 binin üzerinde ve 3 bin 700′ün üzerinde ölüm vardı. Çünkü Burkina Faso çok iyi hazırlandı, o yıl hiç ölüm gerçekleşmedi. Sıfır.
In Chiang Mai, Thailand, health officials piloted a community-owned, community-driven outbreak alert system to monitor animal health— that’s important because some animal outbreaks have the potential to spill over and become human outbreaks. Villagers used an app to alert health authorities about outbreaks in animals. Over the course of 16 months, 36 animal outbreaks were identified.
Tayland, Chiang Mai’de sağlık yetkilileri, hayvan sağlığını izlemek için topluluğa ait, topluluk tarafından yönetilen bir pilot salgın uyarı sistemi uygulaması yaptı. Bu önemlidir çünkü bazı hayvan salgınlarının yayılma ve insan salgınlarına dönüşme potansiyeli vardır. Köylüler, sağlık yetkililerini hayvanlardaki salgınlar hakkında uyarmak için bir uygulama kullandı. 16 ay boyunca 36 hayvan salgını tespit edildi.
For any outbreak response system to be effective, it needs to be trusted, valued, and ultimately used by communities. That means reaching people where they are, in the language they speak, and aware of the culture, beliefs, and practices with which they live.
Herhangi bir salgın müdahale sisteminin etkili olabilmesi için topluluklar tarafından güvenilmesi, değer verilmesi ve nihayetinde kullanılması gerekir. Bunun anlamı, insanlara oldukları yerde, konuştukları dilde ulaşmak ve yaşadıkları kültüründen, inançlardan, uygulamalardan haberdar olmaktır.
Perhaps most importantly, we can't expect to do nothing for years and then just swing into action when an outbreak occurs. One of the best ways to save lives is to invest in lasting health infrastructure, 365 days a year, for everyone, especially the most vulnerable among us.
Belki de en önemlisi, yıllarca hiçbir şey yapmamayı ve sonra bir salgın meydana geldiğinde harekete geçmeyi bekleyemeyiz. Hayat kurtarmanın en iyi yollarından biri, kalıcı sağlık altyapısına yatırım yapmaktır. Yılın 365 günü herkes için