You've all seen the bombastic headlines. "The metaverse is dead." But is it actually true? I was certainly alarmed by the media reporting on the alleged demise of the industry in which I'm so involved in. So I thought I'd check in on the metaverse, see how it was doing. The metaverse is very young, after all, and we should keep an eye on it.
Hepiniz abartılı manşetleri gördünüz. “Metaverse öldü” Fakat bu gerçekten doğru mu? Böylesine içinde olduğum sektörün sözde vefatı hakkındaki haberler beni tabii ki telaşlandırdı. Metaverse’e uğrayıp herşey yolunda mı kontrol edeyim diye düşündüm. Nihayetinde metaverse çok genç ve ona göz kulak olmalıyız.
And what I found was that the metaverse was very much the same metaverse as last I checked, except it had grown bigger and more impactful. I saw a place where millions of people who had been financially excluded find employment and real economic opportunities. I saw a place where participants, either singly or in groups, formed complex systems that very much resembled the workings of modern capitalist societies. I saw a place last year that generated over 30 billion dollars of economic activity and had treasuries maintained by those same communities to the tune of 12 billion dollars.
Ve metaverseün en son gördüğüm hâlinden büyümesi ve daha güçlü bir etkiye sahip olması dışında pek de farklı olmadığını gördüm. Önceden finansal olarak dışlanmış milyonlarca insanın iş ve gerçek ekonomik fırsatlar bulabileceği bir yer gördüm. Tekil veya gruplar halindeki katılımcıların modern kapitalist toplumların mekanizmalarına benzeyen karmaşık sistemler kurduğu bir yer gördüm. Geçen yıl toplulukların 30 milyar dolarlık ekonomik faaliyet yarattığı ve yaklaşık 12 milyar dolarlık hazinenin aynı topluluklar tarafından kontrol edildiği bir yer gördüm.
Now, let's put that a little bit in context. The metaverse has reserves just below that of the fiscal reserves of New Zealand and greater economic activity than the GDP of Cyprus, Iceland and 100 other countries. The metaverse seems to be doing OK, but this may not be quite the metaverse that you're thinking of. You might be thinking of the metaverse as this 3D virtual-reality immersive space with additional sensory stimulation.
Hadi bunu daha anlaşılır hâle getirelim. Metaverse’ün rezervleri Yeni Zelanda’nın mali rezervlerinin birazcık altında ve ekonomik aktivitesi ise Kıbrıs, İzlanda ve 100 diğer ülkenin gayri safi yurt içi hasılasından fazla. Metaverse gayet iyi gidiyor gibi ama bu tam olarak düşündüğünüz metaverse olmayabilir. Metaverse deyince aklınıza duyusal uyaranlarla bizi içine alan gerçeğe yakın deneyimler yaşatan 3D sanal gerçeklik alanları geliyor olabilir.
No, what I'm talking about is the open metaverse, powered by web3 and blockchain. The treasuries that I'm referring to are the treasuries of DAOs. Twelve billion dollars within control of its communities without any central authority. The banking system underlying the open metaverse is DeFi. You might have heard of decentralized finance before, but you may not have known that it is part and parcel of the open metaverse. All of this open metaverse is powered by blockchain and comprises part of what we describe as web3, which we firmly believe will be the future iteration of the internet, which is currently still mostly in the web2 stage.
Hayır, benim bahsettiğim metaverse, web3 ve blockchain ile desteklenen açık metaverse. Bahsettiğim hazineler, veri tabanına erişim nesnesi hazineleri. Merkezi bir otoritesi olmayan, topluluklarının kontrolü altındaki 12 milyar dolar. Açık metaverse’ün altında yatan bankacılık sisteminin adı DeFi’dir. Daha önce DeFi yani merkeziyetsiz finansı duymuş olabilirsiniz ama açık metaverse’ün bir parçası ve parseli olduğunu bilmiyor olabilirsiniz. Bu açık metaverse’ün tamamı, blockchain ile destekleniyor ve şu anda hâlâ çoğunlukla web2 aşamasında olan internetin gelecek sürümü olacağına gerçekten inandığımız web3′ün bir bölümünü oluşturuyor.
To access the open metaverse, you don't need fancy VR goggles, you just need plain old boring 2D screens. And you can enter a rich, thriving universe of capitalist economic societies that have virtual worlds, businesses, enterprises, experiences with millions of digital citizens. Our lives already have a very strong virtual component. In Asia, where I live, we spend over nine hours a day online. That is most of our waking hours. And perhaps for most of us, just think about what it is you do the first thing in the morning.
Açık metaverse’e erişmek için süslü püslü sanal gerçeklik gözlüklerine gerek yok. Sadece eski, sıkıcı iki boyutlu bir ekranınız olsa yeter. Böylece zengin ve refah seviyesi yüksek bir evrene girebilirsiniz milyonlarca dijital vatandaşıyla sanal dünyaları, ticari faaliyetleri işletmeleri ve deneyimleri barındıran kapitalist toplumların evreni. Hayatlarımız zaten şimdiden çok güçlü sanal unsurlara sahip. Yaşadığım yer olan Asya’da, her gün internette 9 saatten fazla zaman geçiririz. Bu uyumadığımız saatlerin büyük bir kısmı. Muhtemelen çoğumuz için durum bu, sabah ilk yaptığınız şeyin ne olduğunu düşünün.
But in this virtual reality, we are like serfs, toiling on the lands of medieval lords. We have no ownership, no rights to speak of. Our digital existence can be removed on any of these platforms at a moment's notice without any due process. Whenever we are online, we accrue value to networks that don't belong to us. We are farmed for our time, attention and creativity and in so doing, generate large quantities of data. And data is the most valuable of resources. For starters, it's powering all of the AI that we've been hearing so much about. No data, no ChatGPT, no self-driving cars. The entire foundation of the AI industry is built on top of our data. And not just AI. Every industry covets our data.
Ancak bu sanal gerçeklikte köylüler gibiyiz; ortaçağlı lordlarımızın topraklarında çalışıyoruz. Mülkiyetimiz yok, hiçbir hakkımız yok. Dijital varlığımız bu platformların herhangi birinden aniden herhangi bir kanuni prosedür olmadan silinebilir. Çevrimiçi olduğumuz zaman bize ait olmayan ağların değerini arttırıyoruz. Zamanımız, dikkatimiz ve yaratıcılığımız sömürülürken aynı anda büyük miktarlarda veri yaratıyoruz. Ve veri kaynakların en değerlisidir. Öncelikle veri adını sıklıkla duyduğumuz bütün yapay zekâ uygulamalarına güç verir. Veri yoksa ne ChatGPT olur ne de sürücüsüz arabalar. Yapay zekâ sektörünün bütün temeli verilerimiz üzerine kuruludur. Sadece yapay zekâ değil. Her sektör verilerimizin peşinde.
Data is the new labor. And we're not being fairly compensated for it. We create it, but it is exclusively owned by the publishers and platforms today. That is a world of web2 we live in today, but web3 and blockchain can change that because unlike web2, we can now finally have true digital ownership.
Veri artık yeni iş gücü. Karşılığını yeteri kadar alamıyoruz. Veriyi biz yaratsak da bugün yalnızca internet yayıncıları ve platformlar ona sahip olabiliyor. İçinde yaşadığımız dünya web2 dünyası, web3 ve blockchain bunu değiştirebilir çünkü web2′den farklı olarak nihayet artık tam dijital mülkiyete sahip olabileceğiz.
Ownership of things gives us corresponding economic freedoms. The freedom to transact, to do with as we please. It also allows us to partake in all the network effects related to the ownership of these things. Think about all the businesses that have been created just because we own things, such as the cars we have, houses we live in, or even the phones. Ownership also speaks to our identity. We buy and purchase things because of what it means to us. Self expression, ownership of these things, such as fashion, jewelry, and yes, even NFTs.
Varlıkların mülkiyeti beraberinde ekonomik özgürlük getirir. İstediğimiz şekilde iş yapma özgürlüğü. Ayrıca bu varlıkların mülkiyetiyle bağlantılı tüm ağ etkilerinden pay almamızı sağlar. Sırf bir şeylere sahip olalım diye kurulan işleri düşünün. Arabalarımız, içinde yaşadığımız evlerimiz veya hatta telefonlarımız olmasa bütün bu işler olmazdı. Mülkiyet ayrıca kişiliğimize de hitap eder Birşeyleri bize ifade ettikleri anlam için satın alırız. Kendimizi ifade etmek moda, mücevher ve evet hatta NFT’ler gibi şeylerin aidiyeti.
A lot of people struggle with web3 and NFTs because they see the prices at the higher end of things. They look at this bored ape and say, "How can this be more valuable than this Birkin bag, which is an actual, real item?" But people don't buy this Birkin bag because they want to put stuff in it.
Çoğu insan web3 ve NFT’leri anlamakta zorlanıyor çünkü yüksek gelirlilere hitap eden ürünlerin fiyatlarını görüyorlar. Bu sıkılmış maymuna bakıp “Bu nasıl olur da gerçek somut bir eşya olan bu Birkin çantadan daha değerli olabilir?” diyorlar. Ama insanlar bu Birkin çantayı içine eşya koymak istedikleri için almazlar.
(Laughter)
(Kahkahalar)
Ninety-nine percent of its value is entirely virtual network effects upheld by the community of Birkin bag lovers who find them desirable and valuable. Its utility is a very distant second. And this is perhaps true for almost everything that we purchase in the real world. Owning the story, owning a part of the culture, being a part of the community that forms part of our identity is why we buy things. The same is true for the open metaverse. Ownership, identity, culture and community are far more important considerations for most of us than just its utility.
Bu çantanın değerinin %99′u onu değerli ve arzu edilebilir bulan Birkin çanta hayranları topluluğunun yaratmış olduğu sanal ağ etkisinden geliyor. Kullanışlılığı ise çok geri planda kalıyor. Bu belki de gerçek dünyada satın aldığımız neredeyse her şey için geçerlidir. Birşeyleri satın alma nedenimiz aslında bir hikâyeyi sahiplenmek, belirli bir kültürde ya da sosyo ekonomik grupta kendimize yer edinmek, kimliğimizin bir parçası olarak gördüğümüz topluluğa dahil olmaktır. Aynı şey açık metaverse için de geçerli. Mülkiyet, kimlik, kültür ve topluluk çoğumuz için bir ürünün mutlak faydasından çok daha önemli konulardır.
And if this still feels far-fetched to you, consider this. Last year, the video game industry generated over 100 billion dollars of sales in virtual goods. And the fun fact is that all of the things that they purchased were predominantly cosmetic and whimsical in nature. Skins, trinkets, decorative items. Things that make your virtual identities shine. Just ask your kids what they want for the next presents.
Eğer bunlar size hâlâ inanılması güç geliyorsa şunu düşünün: Geçen yıl bilgisayar oyunu sektörü, 100 milyar dolarlık sanal ürün satışı yaptı. Ve ilginç olan şey satın alınan şeyler ağırlıklı olarak süslü püslü abartılı havai şeylerdi. Kostüm, aksesuar takı ve dekoratif eşyalar. Sanal kişiliklerinizi parlatacak şeyler yani. Çocuklarınıza bir sonraki doğum günlerinde ne istediklerini sorun ve görün.
But everything you purchase in those worlds in video games today, we don't own. That's 100 billion dollars of rental goods. NFTs can change that because now we can actually own these virtual goods. When you own an NFT, such as virtual land in the metaverse, you become a stakeholder. You become an owner. Any time you own an asset in web3, it represents a stake in that network that you wish to participate in. Imagine every time you shared something on Instagram, for value you generated, you would receive a small stake in the network that would be that social network. Think of the open metaverse as the construction of new economies and new societies with a strong foundation of digital property rights.
Ancak bugün bilgisayar oyunlarındaki dünyalarda satın aldığımız hiçbir şeye aslında sahip değiliz. Bu, 100 milyar dolarlık kiralık ürüne tekabül ediyor. NFT’ler bunu değiştirebilir çünkü artık o sanal ürünlere gerçekten sahip olacağız. Metaverse’de sanal arazi gibi bir NFT’ye sahip olduğunuzda bir paydaş olursunuz. Bir mülk sahibi olursunuz. Web3′te bir varlığa sahip olmak katılmak istediğiniz ağdaki bir payı temsil eder. Instagram’da bir şey paylaştığınızda yarattığınız değer için sosyal ağdan küçük bir pay elde edeceğinizi düşünün. Açık metaverse’ü temelinde sağlam dijital mülkiyet hakları yatan yeni ekonomi ve toplumlar inşa etmek olarak düşünün.
This presents us with a remarkable opportunity to shift away from this current form of shareholder capitalism that has left so many people behind, to this newer form of stakeholder capitalism in which every participant can now also become an owner. This, to me, is what tokenization and web3 is all about. That is the meaning of the open metaverse.
Bu bizim için çok önemli bir fırsat pek çok kişinin geride bırakıldığı hak ettiğini alamadığı hissedar kapitalizmi modelinden her paydaşın söz sahibi ve hak sahibi olabileceği paydaş kapitalizm modeline geçiş yapma fırsatı. Bana göre tokenleştirme ve web3′ün olayı tam olarak bu. Açık metaverse’ün anlamı bu.
Tokenization is perhaps also the best way in which we can protect our digital intellectual property rights. When Getty Images sued the creators of Stable Diffusion, they did so because they could tell that they were using their images to train their AI models. But they could only do so because Stable Diffusion was sloppy. You could see the Getty Images watermark all over the generated images.
Tokenleştirme belki de dijital fikri mülkiyet haklarımızı korumanın en iyi yoludur. Stok fotoğrafçılık şirketi Getty Images Stable Diffusion kurucularına dava açtı çünkü yapay zekâ modellerinin eğitiminde onlara ait fotoğrafları kullandıkları apaçık ortadaydı. Davayı Stable Diffusion bu denli dikkatsiz olduğu için açabildiler. Oluşturulan görüntülerin her yerinde Getty Images filagranı görünüyordu.
(Laughter)
(Kahkahalar)
Most of us won't be so lucky. Blockchain can help solve the provenance of our digital property and lay the foundation of protecting our rights. In this web3 future, all of us can get to earn and own a piece of the equity on these networks that we construct and grow.
Çoğumuz o kadar şanslı olmayacağız. Blockchain, dijital mülklerimizin kaynağını ve orjinalliğini anlamamıza yardımcı olabilir haklarımızı korumanın temelini atabilir. Web3 geleceğinde hepimiz kurduğumuz ve büyüttüğümüz bu ağlarda hisseden pay kazanabilir ve hak sahibi olabiliriz.
All the data that we generate today ... should be paying us an income. And all the other benefits that property rights may bring. That is why web3 is so often described as the internet of ownership. And ownership has always been a key pillar to prosperity. There is a clear correlation between property rights and the wealth of nations. Countries such as Canada and the US that enjoy strong property rights have very high GDPs, high wealth, strong entrepreneurial and capitalist activities compared to those countries that have very low property rights, that tend to have low GDPs and also tend to be the poorest in the world. Countries with strong property rights also have correspondingly much higher freedoms.
Bugün yarattığımız bütün veriler bize bir gelir sağlamalı. Ve mülkiyet haklarının getirebileceği diğer tüm ayrıcalıkları. İşte bu yüzden web3 genellikle mülkiyetin interneti olarak tanımlanır. Mülkiyet her zaman refahın temel dayanağı olmuştur. Mülkiyet hakları ve ulusların zenginliği arasında net bir ilişki var. Kanada ve ABD gibi sağlam mülkiyet hakları olan ülkeler çok yüksek gayri safi yurt içi hasıla ve refah seviyesine sahiptir güçlü girişimci ve kapitalist aktiviteleri vardır. Sağlam mülkiyet haklarına sahip olmayan ülkeler ise düşük gayri safi yurt içi hasılaya sahip dünyanın en fakir ülkeleridir. Sağlam mülkiyet hakları olan ülkelerin buna paralel olarak daha fazla özgürlükleri vardır.
True digital property rights provides us with a chance to create a fairer, more inclusive form of capitalism. One that can still provide all the incentives to help entrepreneurship and innovation flourish, as capitalism has done for centuries before. This can already be seen in the digital context. Last year, NFTs generated over 24 billion dollars of sales. The majority of that went to the creators and owners of these NFTs. Web2 platforms, such as Spotify, paid only a third of that to its creators in that same year.
Tam dijital mülkiyet hakları bize daha adil daha kapsayıcı bir kapitalizm kurma şansı tanır. Bize, kapitalizmin yüzyıllardır sağlamış olduğu teşvikleri sağlayacak girişimcilik ve inovasyonun gelişmesine katkıda bulunacak bir kapitalizm. Bunu dijital bağlamda zaten görebiliyoruz. Geçen yıl, NFT’ler 24 milyar dolarlık satış hasılatı yarattılar. Bu hasılatın büyük bir kısmı, NFT’lerin yaratıcılarına ve sahiplerine gitti. Spotify gibi web2 platformları, aynı yıl hasılatın sadece üçte birini dijital içerik yaratıcılarına verdi.
George Washington famously wrote, "Freedom and property rights are inseparable. You can't have one without the other." The same is true for the virtual realm. In order to ensure our digital freedom, that we not be slaves to either platforms or any of the future AIs, we must also have true digital property rights.
George Washington ünlü bir sözünde, “Özgürlük ve mülkiyet hakları ayrılmaz şeylerdir. Biri olmadan diğerine sahip olamazsınız.” der. Bu sanal dünya için de geçerli. Dijital özgürlüğümüzü garanti altına almak herhangi bir platforma veya gelecekteki yapay zekâlara köle olmamak için tam dijital mülkiyet haklarına sahip olmalıyız. Teşekkürler.
Thank you.
(Alkışlar)
(Applause)