This is the skyline of my hometown, New Orleans. It was a great place to grow up, but it's one of the most vulnerable spots in the world. Half the city is already below sea level. In 2005, the world watched as New Orleans and the Gulf Coast were devastated by Hurricane Katrina. One thousand, eight hundred and thirty-six people died. Nearly 300,000 homes were lost. These are my mother's, at the top -- although that's not her car, it was carried there by floodwaters up to the roof -- and that's my sister's, below. Fortunately, they and other family members got out in time, but they lost their homes, and as you can see, just about everything in them.
Bu benim memleketimin silüeti, New Orleans. Büyümek için harika bir yer, fakat dünyadaki en savunmasız noktalardan biri. Şehrin yarısı zaten deniz seviyesinin altında. 2005 yılında, dünya New Orleans'ı izledi ve Katrina Kasırgası tarafından Gulf Coast harap edildi. Bin sekiz yüz otuz altı kişi öldü. Neredeyse 300.000 ev yokoldu. Yukarıdaki fotoğraflar annemin evine ait. Yukarıdaki onun arabası olmasa da, çatıya sel suları tarafından sürüklendi ve aşağıdakiler kız kardeşimin evinin fotoğrafları. Neyse ki, onlar ve diğer aile bireyleri zamanında dışarı çıktılar, fakat evlerini kaybettiler ve gördüğünüz gibi, evlerindeki onlara ait olan hemen hemen her şeyi.
Other parts of the world have been hit by storms in even more devastating ways. In 2008, Cyclone Nargis and its aftermath killed 138,000 in Myanmar. Climate change is affecting our homes, our communities, our way of life. We should be preparing at every scale and at every opportunity. This talk is about being prepared for, and resilient to the changes that are coming and that will affect our homes and our collective home, the Earth.
Dünyanın diğer bölgeleri fırtınalar tarafından daha bile yıkıcı şekillerde vuruldu. Yıl 2008, Nargis Kasırgası ve sonuç, Myanmar'da 138.000 kişi öldü. İklim değişiklikleri evlerimizi, toplumlarımızı, yaşam tarzımızı etkiliyor. Her ölçekte her duruma karşı hazırlıklı olmalıyız. Bu konuşma evlerimizi ve ortak evimiz olan dünyamızı etkileyecek olan yaklaşan değişimlere hazırlamamız ve daha çabuk toparlanabilmemiz için hazırlanmıştır.
The changes in these times won't affect us all equally. There are important distributional consequences, and they're not what you always might think. In New Orleans, the elderly and female-headed households were among the most vulnerable. For those in vulnerable, low-lying nations, how do you put a dollar value on losing your country where you ancestors are buried? And where will your people go? And how will they cope in a foreign land? Will there be tensions over immigration, or conflicts over competition for limited resources? It's already fueled conflicts in Chad and Darfur. Like it or not, ready or not, this is our future.
Bu zamanlardaki değişimler bizi eşit ölçüde etkileyemeyecek. Önemli dağılımsal sonuçlar vardır, ve onlar her zaman düşündüğünüz gibi değiller. New Orleans'da yaşlı ve anaerkil ev haneleri en savunmasızların arasındaydı. Alt seviye ulusların savunmasız insanları için atalarının gömülü olduğu ülkelerine nasıl dolar türünden değer belirleyebilirsiniz? Ve İnsanlarınız nereye gidecek? Ve yabancı bir ülkede nasıl başa çıkacaklar? Sınırlı kaynaklar için rekabet nedeniyle çatışmalar ya da göç nedeniyle gerginlikler olacak mı? Şimdiden Çad ve Darfur'da körüklenen çatışmalar var. Beğenin ya da beğenmeyin, hazır olun ya da olmayın, bu bizim geleceğimiz.
Sure, some are looking for opportunities in this new world. That's the Russians planting a flag on the ocean bottom to stake a claim for minerals under the receding Arctic sea ice. But while there might be some short-term individual winners, our collective losses will far outweigh them. Look no further than the insurance industry as they struggle to cope with mounting catastrophic losses from extreme weather events. The military gets it. They call climate change a threat multiplier that could harm stability and security, while governments around the world are evaluating how to respond.
Elbette, bazıları bu yeni dünyada fırsatlar arıyor. Ruslar, Arktik deniz buzunun altındaki minerallere sahip çıkmak için okyanus dibine bayrak dikiyor. Fakat bazı kısa vadeli bireysel kazananlar olabilirken bizim genel kayıplarımız daha ağır basacak. Uzağa bakmaya gerek yok. Sigorta sektöründeki şirketler bile olağanüstü hava olaylarının meydana getirdiği felaketlerle başa çıkmaya uğraşıyorlar. Askerler bunu yapar. Onlar, dünya genelindeki hükümetler nasıl etkileneceği ile ilgili değerlendirmeler yaparken, iklim değişikliğini stabilite ve güvenliğe zarar verici bir tehdit olarak adlandırır.
So what can we do? How can we prepare and adapt? I'd like to share three sets of examples, starting with adapting to violent storms and floods. In New Orleans, the I-10 Twin Spans, with sections knocked out in Katrina, have been rebuilt 21 feet higher to allow for greater storm surge. And these raised and energy-efficient homes were developed by Brad Pitt and Make It Right for the hard-hit Ninth Ward. The devastated church my mom attends has been not only rebuilt higher, it's poised to become the first Energy Star church in the country. They're selling electricity back to the grid thanks to solar panels, reflective paint and more. Their March electricity bill was only 48 dollars. Now these are examples of New Orleans rebuilding in this way, but better if others act proactively with these changes in mind. For example, in Galveston, here's a resilient home that survived Hurricane Ike, when others on neighboring lots clearly did not. And around the world, satellites and warning systems are saving lives in flood-prone areas such as Bangladesh.
Peki ne yapabiliriz? Nasıl hazırlanabilir ve uyum sağlayabiliriz? Şiddetli fırtına ve sellere uyum sağlamak ile başlayarak üç grup örneği paylaşmak istiyorum. New Orleans'da Katrina Kasırgasında bazı kısımları yıkılan 1-10 Twin Spans çok daha büyük fırtına dalgaları hesaba katılarak 21 feet (6,4 metre) daha yüksek olarak tekrar inşa edilmiştir Ağır darbe alan 9. bölgedeki yükseltilmiş ve enerji tasarruflu evler Brad Pitt ve Make It Right Vakfı tarafından geliştirildi. Annemin gittiği harap kilise sadece daha yüksek olarak onarılmakla kalmadı, aynı zamanda ülkedeki ilk enerji yıldızı kilise olmaya da hazırlanıyor. Onlar şebekeye yansıtıcı boya ve daha başka şeyler sayesinde elektrik satıyorlar. Mart elektrik faturaları sadece 48 dolardı. Bunlar New Orleansın yeniden inşaasındaki bu yönde olan örneklerdir. Fakat daha iyisi başkalarının, zihinlerde meydana gelen bu değişiklikleri uygulamaya koymaları olacaktır. Örneğin,Galveston'daki bu dirençli ev Ike Kasırgası tarafından yıkılmadı fakat diğerleri kasırgaya dayanamayıp yıkıldı. Ve dünya genelinde uydular ve uyarı sistemleri Bangladeş gibi sel eğilimli alanlarda hayat kurtarıyor.
But as important as technology and infrastructure are, perhaps the human element is even more critical. We need better planning and systems for evacuation. We need to better understand how people make decisions in times of crisis, and why. While it's true that many who died in Katrina did not have access to transportation, others who did refused to leave as the storm approached, often because available transportation and shelters refused to allow them to take their pets. Imagine leaving behind your own pet in an evacuation or a rescue. Fortunately in 2006, Congress passed the Pet Evacuation and Transportation Standards Act (Laughter) — it spells "PETS" — to change that.
Teknoloji ve alt yapı kadar önemli, hatta daha da önemlisi insan unsuru. Tahliye için daha iyi planlama ve sistemlere ihtiyacımız var. İnsanların kriz zamanında niçin ve nasıl karar aldıklarını daha iyi anlamak zorundayız. Katrina'da ölen bir çok kişinin ulaşım erişimi olmadığı doğru iken diğerleri, fırtına yaklaşırken, mevcut ulaşım ve barınaklar evcil hayvan alımına izin vermediği için ayrılmayı reddettiler. Bir tahliye veya kurtarma anında evcil hayvanınızı geride bıraktığınızı düşünün. Neyse ki 2006 yılında ,Kongre Evcil Hayvan Tahliyesi ve Ulaşım Standartları Yasasını geçirdi. (kahkalar) -Bunu değiştirmek için heceledi. ''PETS''
Second, preparing for heat and drought. Farmers are facing challenges of drought from Asia to Africa, from Australia to Oklahoma, while heat waves linked with climate change have killed tens of thousands of people in Western Europe in 2003, and again in Russia in 2010. In Ethiopia, 70 percent, that's 7-0 percent of the population, depends on rainfall for its livelihood. Oxfam and Swiss Re, together with Rockefeller Foundation, are helping farmers like this one build hillside terraces and find other ways to conserve water, but they're also providing for insurance when the droughts do come. The stability this provides is giving the farmers the confidence to invest. It's giving them access to affordable credit. It's allowing them to become more productive so that they can afford their own insurance over time, without assistance. It's a virtuous cycle, and one that could be replicated throughout the developing world. After a lethal 1995 heat wave turned refrigerator trucks from the popular Taste of Chicago festival into makeshift morgues, Chicago became a recognized leader, tamping down on the urban heat island impact through opening cooling centers, outreach to vulnerable neighborhoods, planting trees, creating cool white or vegetated green roofs. This is City Hall's green roof, next to Cook County's [portion of the] roof, which is 77 degrees Fahrenheit hotter at the surface. Washington, D.C., last year, actually led the nation in new green roofs installed, and they're funding this in part thanks to a five-cent tax on plastic bags. They're splitting the cost of installing these green roofs with home and building owners. The roofs not only temper urban heat island impact but they save energy, and therefore money, the emissions that cause climate change, and they also reduce stormwater runoff. So some solutions to heat can provide for win-win-wins.
İkincisi, ısı ve kuraklık için hazırlıklı olmak. İklim değişikliği ile bağlantılı ısı dalgaları 2003'te Batı Avrupada, 2010'da Rusyada onbinlerce insanın ölümüne neden olurken Asyadan Afrikaya, Avustralyadan Oklahoma'ya çiftçiler kuraklığın zorlukları ile yüzleşiyor. Etiyopya'da nüfusun yüzde yetmişinin ki bu 7 ve 0 geçimi yağış miktarına bağlıdır. Oxfam ve Swiss Re, Rockefeller Vakfı ile birlikte, bu gibi çiftçilere yamaç terasları yapmaları konusunda yardım ediyorlar ve su tasarrufu için başka yollar buluyorlar, ayrıca kuraklık geldiği zaman sigorta sağlıyor. Bu istikrarın çiftçilere sağladığı yatırım için güven vermesidir. Bu onlara uygun fiyatlı kredi erişimi sağlıyor. Bu onların daha üretken olmasını sağlıyor böylece zamanla yardım almadan kendi sigortalarını sağlayabiliyorlar. Bu erdemli bir döngü ve gelişmekte olan dünyada aynıları yapılabilir. Öldürücü 1995 sıcak hava dalgasından sonra Taste of Chicago festivalinin sevilen soğuk hava kamyonları geçici morglara dönüştürüldü. Chicago kentsel ısı adası etkisini aşağıya indirmek için beyaz veya yeşil çatılar yaparak, soğutma merkezleri açarak, savunmasız mahallelere ulaşarak, ağaç dikimi yaparak tanınan bir lider oldu, Bu Cook İlçesinin çatısının yanındaki Belediye binasının çatısıdır ve yüzeyi 77 Fahrenheit derece daha sıcaktır. Washinghon, D.C, geçen yıl, halka yeni yeşil çatılar inşa etti ve bunun finansmanını plastik çantalara koyduğu beş centlik vergi sayesinde sağladı. Onlar yeşil çatı inşa maliyetlerini ev ve bina sahipleri ile bölüşüyorlar. Çatılar sadece kentsel ısı ada etkisini azaltmıyor aynı zamanda enerji, dolayısıyla para tasarrufu sağlıyor, iklim değişikliğine neden olan emisyonları ve aynı zamanda yağmur suyu akışını azaltıyor. Yani ısı için bazı çözümler kazan-kazan türü kazanç sağlayabilir.
Third, adapting to rising seas. Sea level rise threatens coastal ecosystems, agriculture, even major cities. This is what one to two meters of sea level rise looks like in the Mekong Delta. That's where half of Vietnam's rice is grown. Infrastructure is going to be affected. Airports around the world are located on the coast. It makes sense, right? There's open space, the planes can take off and land without worrying about creating noise or avoiding tall buildings. Here's just one example, San Francisco Airport, with 16 inches or more of flooding. Imagine the staggering cost of protecting this vital infrastructure with levees. But there might be some changes in store that you might not imagine. For example, planes require more runway for takeoff because the heated, less dense air, provides for less lift. San Francisco is also spending 40 million dollars to rethink and redesign its water and sewage treatment, as water outfall pipes like this one can be flooded with seawater, causing backups at the plant, harming the bacteria that are needed to treat the waste. So these outfall pipes have been retrofitted to shut seawater off from entering the system.
Üçüncüsü, yükselen denizlerle uyumlu olmak. Deniz seviyesinin yükselmesi kıyı ekosistemlerini, tarımı, hatta büyük şehirleri tehdit ediyor. Deniz seviyesinin bir iki metre arası yükselmesi Mekong Deltasındaki gibi görünüyor. Burası Vietnam pirincinin üretildiği yerin yarısıdır. Altyapı etkilenecektir. Dünyadaki hava limanları deniz kıyısında yer almaktadır. Bu mantıklı, değil mi? Uçakların yüksek binalardan kaçınarak ya da gürültü oluşturma endişesi olmadan havalanabileceği ve inebileceği bir alan var. İşte bir örnek, San Francisco Havaalanı 16 inç (40,64 cm) veya daha fazla su altında kalır. Bu hayati altyapıyı setlerle korumanın şaşırtıcı koruma maliyetini düşünün. Mevcut durumda hayal bile edemeyeceğiniz değişiklikler olabilir. Örneğin, uçaklar kalkış için daha fazla piste ihtiyaç duyabilir çünkü ısınmış daha az yoğun hava daha az kaldırma sağlar. San Francisco'da su ve kanalizasyon sistemini yeniden düşünmek ve yeniden tasarlamak için 40 milyon dolar harcıyor, çünkü bunun gibi su boşaltım boruları deniz suyu altında kalabilir, geri dönüşüm tesisindeki atıkların dönüşümü için gerekli bakterilerin zarar görmesine neden olur. Yani bu boşaltım boruları giriş sisteminden gelen deniz suyunu kapatmak için yeniden uyarlanmıştır.
Beyond these technical solutions, our work at the Georgetown Climate Center with communities encourages them to look at what existing legal and policy tools are available and to consider how they can accommodate change. For example, in land use, which areas do you want to protect, through adding a seawall, for example, alter, by raising buildings, or retreat from, to allow the migration of important natural systems, such as wetlands or beaches? Other examples to consider. In the U.K., the Thames Barrier protects London from storm surge. The Asian Cities Climate [Change] Resilience Network is restoring vital ecosystems like forest mangroves. These are not only important ecosystems in their own right, but they also serve as a buffer to protect inland communities. New York City is incredibly vulnerable to storms, as you can see from this clever sign, and to sea level rise, and to storm surge, as you can see from the subway flooding. But back above ground, these raised ventilation grates for the subway system show that solutions can be both functional and attractive. In fact, in New York, San Francisco and London, designers have envisioned ways to better integrate the natural and built environments with climate change in mind. I think these are inspiring examples of what's possible when we feel empowered to plan for a world that will be different.
Bu teknik çözümlerin haricinde, Georgetown İklim Merkezi'nde toplumlarla yaptığımız çalışmalar, onlara var olan hangi yasal ve politik araçların elverişli olduğunu ve değişimlere nasıl alışacaklarını düşünmeye teşvik ediyor. Örneğin, arazi kullanımı ile ilgili olarak deniz kenarına binaları yükselterek veya geri çekerek eklenecek olan bir set ile bataklık veya plaj gibi önemli doğal sistemlerin göçüne fırsat verecek şekilde hangi alanları korumak istersiniz? Dikkate alacağımız diğer örnekler. İngiltere'de Thames Bariyerleri Londra'yı fırtına dalgalarından koruyor. Asya Şehirleri İklim (Değişikliği) Ağı Mangrov Ormanı gibi hayati öneme sahip ekosistemleri yeniliyor. Bunlar sadece kendi başlarına önemli ekosistemler değil aynı zamanda iç toplulukları korumak için bir tampon olarak hizmet vermektedir. New York Şehri fırtınalar için inanılmaz derecede savunmasız, bunu bu tabeladan, deniz seviyesindeki yükselmeden, fırtına dalgalarından ve metro su baskınından görebilirsiniz. Fakat yerin üstünde, metro sisteminin yükseltilen havalandırma ızgaraları çözümlerin hem işlevsel hem de ilgi çekici olabileceğini gösterdi. Hatta, New York, San Francisco ve Londra'daki tasarımcıların akıllarında ikim değişikliğine karşı doğal ve yapılı çevreyi daha iyi kaynaştırmak için öngörüler vardır. Bunların farklı bir dünya için plan yapmaya kendimizi yetkili hissettiğimiz zaman neler yapılabileceği konusunda ilham verici örnekler olduklarını düşünüyorum.
But now, a word of caution. Adaptation's too important to be left to the experts. Why? Well, there are no experts. We're entering uncharted territory, and yet our expertise and our systems are based on the past. "Stationarity" is the notion that we can anticipate the future based on the past, and plan accordingly, and this principle governs much of our engineering, our design of critical infrastructure, city water systems, building codes, even water rights and other legal precedents. But we can simply no longer rely on established norms. We're operating outside the bounds of CO2 concentrations that the planet has seen for hundreds of thousands of years.
Size bir uyarı, Uyum sağlama uzmanlara bırakılmayacak kadar önemlidir. Neden? Çünkü uzmanlar yok. Bilinmeyen bir bölgeye giriyoruz ve uzmanlığımız ve sistemlerimiz hala geçmişe dayanmaktadır. Durağanlık bizim geleceği geçmişe dayanarak tahmin etmemizi sağlayan bir kavramdır ve buna göre plan yaparız ve bu ilke bizim çoğu mühendislik hizmetimizi, hassas altyapı tasarımlarımızı, şehir su sistemlerini, yapım kurallarını, hatta su kullanım haklarını ve diğer emsal kararları yönetir. Fakat biz yerleşmiş standartlara daha fazla güvenemeyiz. Bu gezegenin yüz binlerce yıldır gördüğü CO2 konsantrasyonu sınırlarının dışında faaliyet gösteriyoruz.
The larger point I'm trying to make is this. It's up to us to look at our homes and our communities, our vulnerabilities and our exposures to risk, and to find ways to not just survive, but to thrive, and it's up to us to plan and to prepare and to call on our government leaders and require them to do the same, even while they address the underlying causes of climate change. There are no quick fixes. There are no one-size-fits-all solutions. We're all learning by doing. But the operative word is doing.
Yapmaya çalıştığım en önemli nokta budur. Evlerimize, toplumlarımıza, zayıf noktalarımıza ve risk maruziyetlerimize bakmak bize bağlı ve sadece hayatta kalmak için yeni yollar bulmak değil, aynı zamanda gelişmek için planlamak ve hazırlık yapmak ve hükumetlerimize seslenmek ve onlardan iklim değişikliğinin altında yatan nedenlerle ilgili nutuklar atarken aynılarını yapmalarını istemek bize bağlıdır. Hızlı çözümler yoktur. Herkese uyan çözümler yoktur. Hepimiz yaparak öğreniyoruz. Etkili olan kelime yapmaktır.
Thank you.
Teşekkür ederim.(Alkışlar)
(Applause)