My parents were refugees of communism. Growing up, I watched my mom and dad work two full-time jobs without ever complaining, so my siblings and I could live a better life than they did. I was proud to be their daughter. And I understood the immigrant part of my identity well.
Ailem, komünizmin mültecileriydi. Ben büyürken anne ve babam, şikâyet etmeden ikisi de tam zamanlı işte çalışıyorlardı. Böylece kardeşlerim ve ben onlardan daha iyi bir hayat yaşayabiliriz. Onların kızı olmaktan gurur duyuyordum. Ayrıca, kimliğimin göçmen tarafını da anlıyordum.
The female part of my identity, however, was much harder for me to own. I never wanted to draw attention to my gender, because I was afraid I wouldn’t be taken seriously as a CEO. So I focused my energy on the things that I thought were important, stuff like making my team laugh. I remember I would painstakingly write and rehearse jokes before every all-hands. Or I'd be the first one in the office and the last one out, because I thought that these things mattered.
Ancak, kimliğimin kadın tarafını anlamak benim için daha zordu. Cinsiyetimle dikkat çekmeyi hiç istemedim, çünkü CEO olarak ciddiye alınmamaktan korkuyordum. Enerjimi daha önemli gördüğüm şeylere; takımımı güldürmeye yönlendirdim. Toplantılara başlamadan önce, titizlikle espriler yazdığımı ve bu esprileri prova ettiğimi hatırlıyorum. Ofise ilk giren ve en son çıkan ben olurdum çünkü bunların önemli olduğunu düşünüyordum.
When I was six months pregnant, one of our large competitors reached out, wanting to talk about acquiring us. Every startup wants the option to be bought, but it really got under my skin when during conversations with these strangers who I was negotiating with, their eyes would sometimes wander to my pregnant belly. I went into labor the same night of our user conference. The weeks leading up to the event, watching our team prepare for our big product unveiling, I wondered how many male CEOs would skip their own conference for the birth of their child. I assumed most would. But I kept reasoning with myself that if I wasn't pregnant, there'd be no question whether I'd be there or not. So I have to be there, forcing myself to parade my nine-month pregnancy, work the halls as hosts on my feet for 14 hours was a bad idea in hindsight.
Ben altı aylık hamileyken, büyük rakiplerimizden biri bize ulaştı ve bizimle satın alma hakkında konuşmak istedi. Her yeni şirket, satın alınma seçeneğini değerlendirir. Fakat bu durum, beni rahatsız etti. Hele ki, müzakere ettiğim bu yabancılarla sohbet ederken, gözleri bazen benim hamile karnıma kayıyordu. Konferansımızın olduğu günün gecesinde doğum başladı. Etkinlik süresince geçen haftalarda ekibimizin, bu büyük ürünümüzün tanıtımına hazırlanışını izlerken, kaç erkek CEO’nun çocuklarının doğumu için kendi konferanslarına katılmayacağını merak etmedim değil. Bence çoğu katılmazdı. Fakat hamile olmasaydım orada olup olmayacağım konusunda hiçbir kuşkum olmayacak diye kendi kendime sebepler ürütmeye devam ettim. Bu yüzden de orada olmalıydım. Kendimi, dokuz aylık hamileliğimi sergilemeye zorlamak, koridorlarda 14 saat boyunca ev sahibi olarak çalışmak, geriye dönüp baktığımda kötü bir fikirdi.
The moment I arrived home, my water broke and my contractions started and I wouldn't hear my son's first cry for another 32 hours. When my baby was six weeks old, I went back to work. Our M and A had fallen through by then, and I was determined to fundraise a war chest to fight them back. But I was still bleeding from several tears in my vagina from pushing out a baby.
Eve vardığım an suyum geldi ve kasılmalarım başladı. Ek olarak, 32 saat boyunca oğlumun ilk ağlamasını duymadım. Bebeğim altı haftalıkken işe geri döndüm. Şirket birleşmesi ve devralma o zamana kadar başarısızlıkla sonuçlanmıştı ama ben onlarla savaşmak için harcanılan parayı geri toplama konusunda kararlıydım. Ancak, bebeği dışarıya itmekten dolayı vajinamdaki kanama, az da olsa, hâlâ devam ediyordu.
To this day, I still ask myself why I rushed back to work when I wasn't ready. And I realize now it was because I was afraid. I was so afraid of what people might think of me as a new mother and CEO. I was afraid that they would think that my priorities had changed. So I pressured myself into proving to everyone that I was as dedicated to the company as ever.
Bu güne kadar kendime hâlâ, hazır olmadığım hâlde neden işe geri döndüğümü sorarım. Şimdi dönüp baktığımda anlıyorum ki bunun sebebi korktuğum içinmiş. İnsanların benim, yeni bir anne ve CEO olarak, hakkımda ne düşüneceğinden çok korkmuştum. Önceliklerimin değiştiğini düşünmelerinden korkmuştum. Ben de, her zamankinden daha fazla, kendimi şirkete adadığımı herkese kanıtlamak adına, kendime baskı kurdum.
I would spend the next two months fundraising to secure our war chest. I had a full schedule and I needed to pump milk, but I didn't have the courage to ask for 50 million dollars and ask to use their mother's room. So how does one pump milk on Sand Hill Road? Well, I would park my car in front of someone's super nice home in Palo Alto. I'd undress and extract milk from my breasts with a silicone hand pump. It worked out, I guess. We secured a lead investor for our series C and then our competitors came back with a revised offer, and we decided to sell to them for 875 million dollars.
Sonraki iki ayı şirketimizi güvenceye almak için para toplamakla geçirdim. Dolu bir programım vardı ve süt pompalamam gerekiyordu. Fakat kendimde, hem şirketten 50 milyon dolar isteyip hem de anne odasını kullanma cesareti yoktu. Peki, Sand Hill Yolu’nda birisi süt nasıl pompalayabilir? Şöyle yapardım; arabamı Palo Alto’daki harikulade güzel bir evin önüne park ederdim. Soyunup, göğüslerimden silikon el pompasıyla süt çekerdim. İşe yaramıştı, sanırım. C serimiz için bir lider yatırımcı ile anlaştık. Ardından, rakiplerimiz başka bir teklifle geri döndü ve onlara bu işimizi, 875 milyon dolar karşılığında satmaya karar verdik.
A few months after the acquisition I became pregnant for the second time. And shortly after, I found out I had a miscarriage. While with my team ... I felt it slip out of me. I went to the bathroom ... and it fell to the floor. I didn't know what to do, so I just walked back out to the team, pretending as if nothing happened.
Satın alma işleminden birkaç ay sonra, ikinci kez hamile kaldım. Kısa bir süre sonra, düşük yaptığımı öğrendim. Ekibimle birlikteyken... İçimden kayıp gittiğini hissettim. Lavaboya gittim... Kanlı bir parça yere düştü. Ne yapacağımı bilmiyordum, ben de hiçbir şey olmamış gibi davranak takımımın yanına geri döndüm.
It took going through infertility, miscarriage, pregnancy, giving birth without any drugs, while running a company for me to realize how wrong I was to hide my womanhood as if it's something I'm ashamed of. For so long, I thought I had to be what I thought a good male CEO looked like so that I wouldn't be judged or treated differently. I was so constricted by my belief that businesses value maleness more. And it made me afraid to be a woman, which meant I hid a massive part of who I was from everyone. When I dared to be fully myself, when I dared to trust and share my frustrations and my anger and my sadness and my tears with my team, I became a much happier and more effective leader because I was finally honest in who I was. And my team responded to that.
Bir şirkette çalışırken; kısırlık, düşük, hamilelik, ilaçsız doğum yapma, kadınlığımı sanki, utandığım bir şeymiş gibi saklamanın ne kadar yanlış olduğunu anlamamı sağladı. Çok uzun süre, yargılanmamak veya farklı muamele görmemek adına, bir erkek CEO gibi iyi şekilde hareket etmem gerektiğini düşündüm. İşletmelerin, erkekliğe daha fazla değer verdiğini düşünmem, beni çok kısıtladı. Bu durum beni, kadın olmaktan korkuttu. Bu da kimliğimin büyük bir kısmını herkesten sakladığım anlamına geliyordu. Tamamen kendim olma cesaretini bulduğumda, hayal kırıklıklarımı, öfkemi, üzüntümü ve gözyaşlarımı ekibimle paylaşma ve onlara güvenme cesaretini kendimde bulduğumda ve kimliğim konusunda dürüst davrandığım için, çok daha mutlu ve daha etkili bir lider oldum. Takımım da aynı şekilde buna cevap verdi.
One of the most important side effects of leading as my complete raw self was seeing our culture evolve to a more close-knit and effective version of itself. I remember we had several back to back rough quarters. It felt like everything was in shambles and I didn't have time to prepare for an all-hands. And then it was time for me to speak. So I walked up to the mic cold and I started talking openly about my concerns, my concerns on competition, the mistakes we had made in sales strategy, really exposing the weaknesses of our company. And I asked the team for help. That completely changed the conversation and how we would build and solve problems together.
Ham benliğim açısından liderliğin en önemli yan etkilerinden biri, kültürümüzün daha sıkı ve etkili bir hâle dönüştüğünü görmek oldu. Arka arkaya birkaç zorlu dönem geçirdiğimizi hatırlıyorum. Her şey karmakarışıkmış gibi hissettim ve her şeyi hazırlayacak kadar vaktim de yoktu. Sonra, konuşma sırası bana geldi. Mikrofona doğru yürüdüm ve endişelerim hakkında açıkça konuşmaya başladım. Rekabetle ilgili endişelerim, satış stratejisinde yaptığımız hatalar, şirketimizin zayıf yönlerini gerçekten ortaya çıkarmıştı. Ben de, ekipten yardım istedim. Bu, konuşmayı ve sorunları birlikte nasıl toparlayıp çözeceğimiz konusundaki algıyı tamamen değiştirdi.
As we collectively brought our full selves to work, we were able to accomplish so much more in terms of revenue growth and the most products shipped the company had seen. And it progressed us from a startup to medium-sized business. Whoever you are, if you're thinking about starting a startup, or you’re thinking about leading, do it and don't be afraid to trust and be yourself completely. I wish I knew that a decade ago. And learn from my mistakes. If you find yourself fundraising on Sand Hill, needing to pump milk, go use their nice-ass mother’s rooms.
Topluca, tüm benliğimizi işimize aktardığımızda, gelir artışı, şirketin ürün sevkiyatında büyük bir artış ve çok daha fazlasını sergiledik. Bu bizi, başlangıç seviyesinden orta ölçekli bir işletmeye taşıdı. Her kimseniz, bir şirket kurmayı veya bir yerde lider olmayı düşünüyorsanız yapın gitsin! Güvenmekten ve kendiniz olmaktan da korkmayın. Keşke bunu, on yıl önce bilseydim ve hatalarımdan ders çıkarsaydım. Kendinizi para toplarken süt pompalamaya ihtiyaç duyduğunuz bir anda bulduysanız, gidip onların, o güzel anne odasını kullanın.
Thank you.
Teşekkür ederim.