One winter morning, a couple of years ago, I was driving to work in Johannesburg, South Africa, and noticed a haze hanging over the city. I make that drive on most days, so it was unusual that I hadn't noticed this before. Johannesburg is known for its distinctive skyline, which I could barely see that morning. It didn't take long for me to realize that I was looking at an enormous cloud of air pollution. The contrast between the scenic environment I knew and this smog-covered skyline stirred up something within me. I was appalled by the possibility of this city of bright and vivid sunsets being overrun by a dull haze. At that moment, I felt an urge to do something about it, but I didn't know what. All I knew was I couldn't just stand idly by.
Birkaç yıl önce bir kış sabahında, Afrika'nın Johannesburg şehrinde işime gidiyordum ve şehrin üzerinde bir pus fark ettim. O yolculuğu neredeyse her gün yapıyorum dolayısıyla daha önce fark etmemiş olduğuma şaşırdım. Johannesburg kendine özgü bir siluetiyle biliniyor ama o sabah bundan hiç eser yoktu. Karşımda duran bu bulutun aslında hava kirliliği olduğunu anlamam çok zaman almadı. Bildiğim manzara ile bu sis kaplı manzara arasındaki fark içimde bir şeyleri ateşledi. Bu şehrin aydınlık ve canlı güneş batışlarının sis ile yok olacağını düşünmek beni dehşete düşürdü. O an, bu konuda bir şey yapmam gerektiğini anladım ama ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Tek bildiğim bu durum karşısında öylesine seyirci kalamayacağım idi.
The main challenge was, I didn't know much about environmental science air-quality management or atmospheric chemistry. I am a computer engineer, and I was pretty sure I couldn't code my way out of this air pollution problem.
En büyük zorluk, çevre bilimi, hava kalitesi yönetimi ya da atmosfer kimyası hakkında pek fazla bir şey bilmememdi. Ben bir bilgisayar mühendisiyim. Ve bu problemi kodlama ile çözemeyeceğim açıktı.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
Who was I to do anything about this issue? I was but a citizen.
Ben kimdim ki bu konuda bir şeyler yapayım? Yalnızca bir vatandaştım.
In the following years, I learned a very important lesson, a lesson we all need to take to heart if we are to work towards a better future. Even if you're not an expert in a particular domain, your outside expertise may hold the key to solving big problems within that domain. Sometimes the unique perspective you have can result in unconventional thinking that can move the needle, but you need to be bold enough to try. That's the only way you'll ever know.
Sonraki yıllarda, çok önemli bir şey öğrendim. Eğer iyi bir gelecek için çalışmak istiyor isek hepimizin inanması gereken bir ders. Belirli bir alanda uzman değilseniz bile alan dışı uzmanlığınız, o alandaki büyük problemleri çözmenin anahtarını taşıyabilir. Sahip olduğunuz farklı perspektif bazen değişimi sağlayacak alışılmadık bir düşünceye yol açabilir. Ancak bunu deneyecek kadar cesur olmalısınız. Bunu yalnızca deneyerek öğrenebilirsiniz.
What I knew back then was that if I was even going to try to make a difference, I had to get smart about air pollution first, and so I became a student again. I did a bit of basic research and soon learned that air pollution is the world's biggest environmental health risk. Data from the World Health Organization shows that almost 14 percent of all deaths worldwide in 2012 were attributable to household and ambient air pollution, with most occurring in low- and middle-income countries. Ambient air pollution alone causes more deaths each year than malaria and HIV/AIDS. In Africa, premature deaths from unsafe sanitation or childhood malnutrition pale in comparison to deaths due to air pollution, and it comes at a huge economic cost: over 400 billion US dollars as of 2013, according to a study by the Organisation for Economic Cooperation and Development.
O zamanlarda, eğer bir farklılık yaratmayı deneyeceksem bile öncelikle hava kirliliği hakkında bir şeyler öğrenmem gerektiğini biliyordum. Bu yüzden tekrar öğrenci oldum. Birkaç araştırma sonunda hava kirliliğinin aslında Dünya'nın en büyük sağlık tehlikelerinden birisi olduğunu öğrendim. Dünya Sağlık Örgütü'nün verileri, 2012'deki tüm ölümlerin %14'ünün ev ve dış hava kirliliğine dayandırabileceğini gösteriyor. Bu kirlilik de en çok, düşük ve orta gelirli ülkelerde gerçekleşiyor. Sadece çevredeki hava, her yıl sıtma ve HIV/AIDS'den daha fazla ölüme yol açıyor. Afrika'da, güvenli olmayan sağlık önlemleri ve çocukların yetersiz beslenmesi hava kirliliğinden kaynaklanan ölümlerin yanında sönük kalıyor. Bu durum ayrıca büyük bir ekonomik masraf doğuruyor: 2013 itibariyle 400 milyar Amerikan Doları. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün yaptığı araştırmaya göre.
Now, in my work, I explore new frontiers for artificial intelligence, where the symbiotic relationship between man and machine can find a beneficial footing and help us to make better decisions. As I thought about the air pollution problem, it became clear that we needed to find a way to make better decisions about how we manage air pollution, and given the scale of the problem, it was necessary to do it in a collaborative way. So I decided I'd better get to know some people working within the field. I started to speak to officials from the City of Johannesburg and other surrounding cities, and I engaged the local scientific community, and I also made a few cold calls. The process of engagement I embarked upon helped me to develop a deeper understanding of the problem. It also helped me to avoid the trap people in my profession sometimes fall into when trying to innovate, where we are quick to apply a technology before we've firmly grasped the problem at hand.
Ben kendi alanımda, insan ve makine arasındaki simbiyotik ilişkinin ortak bir nokta bularak daha iyi karar vermemizi sağlayacak olan yapay zekâ için yeni sınırları keşfediyorum. Hava kirliliği sorunu üzerine düşündükçe onu nasıl yönettiğimiz konusunda daha iyi kararlar almamız gerektiğini anladım. Sorunun büyüklüğü düşünülünce, bunun ortak işbirliği ile yapılması gerekliydi. O alanda çalışan bazı insanlarla tanışmaya karar verdim. Johannesburg ve çevresindeki şehirlerdeki yetkililerle konuşmaya başladım ve yerel bilim topluluklarıyla etkileşime geçtim ayrıca birkaç çatkapı ziyaret yapmak zorunda kaldım. Bu etkileşim süreci bana soruna ilişkin daha derin bir anlayış geliştirmemi sağladı. Ayrıca bu bana alanımdaki inovasyon yapmaya çalışan insanların yaptığı hatalardan biri olan, sorunu tam olarak anlamadan hemen bir teknoloji ile çözmeye çalışma tuzağına düşmemi engelledi.
I began to develop an idea about what I could do to improve the situation. I started by simply asking myself how I could bring together in some meaningful way my skills in software engineering and artificial intelligence and the expertise of the people I'd reached out to. I wanted to create an online air-quality management platform that would uncover trends in pollution and project into the future to determine what outcomes can be expected. I was determined to see my idea translate into a practical solution, but I faced uncertainty and had no guarantee of success. What I had was a very particular set of engineering skills, skills I'd acquired over my career
Durumu iyileştirmek için ne yapabilirim diye düşünürken bir fikir geliştirmeye başladım. Kendime sadece şunu sorarak başladım: yazılım mühendisliği ve yapay zekâ konusundaki bilgim ile konuştuğum diğer uzman kişilerin bilgilerini anlamlı şekilde nasıl birleştirebilirim? Kirliliğin trendlerini çözecek ve gelecekte neler olabileceğini gösterecek online hava kalitesi yönetim platformu oluşturmak istedim. Fikrimi pratik bir çözüme dönüştürmeye kararlıydım ama belirsizlik ile karşı karşıyaydım ve başarılı olacağımın garantisi yoktu. Sahip olduğum şey belirli birtakım mühendislik becerileriydi. Kariyerim sürecinde kazandığım beceriler.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
that were new to people who had been working on the air pollution problem for so many years. What I have come to realize is that sometimes just one fresh perspective, one new skill set, can make the conditions right for something remarkable to happen. Our willpower and imagination are a guiding light, enabling us to chart new paths and navigate through obstacles.
Yıllardır hava kirliliği sorunu üzerinde çalışan insanlar bu becerilere uzaktı. Fark ettiğim şey, bazen taze bir perspektif, yeni bir beceri, inanılmaz şeylerin olması için doğru koşulları oluşturabilir. İrademiz ve hayal gücümüz bizi engeller arasından geçiren yeni rotalar çizmemizi sağlayan bir yol göstericimizdir.
Armed with a firmer understanding of the air pollution problem, and having managed to source over a decade's worth of data on air pollutant levels and the meteorological conditions for in and around Johannesburg, my colleagues from South Africa and China and myself created an air-quality decision support system that lives in the cloud. This software system analyzes historical and real-time data to uncover the spatial-temporal trends in pollution. We then used new machine learning technology to predict future levels of pollution for several different pollutants days in advance. This means that citizens can make better decisions about their daily movements and about where to settle their families. We can predict adverse pollution events ahead of time, identify heavy polluters, and they can be ordered by the relevant authorities to scale back their operations. Through assisted scenario planning, city planners can also make better decisions about how to extend infrastructure, such as human settlements or industrial zones.
Hava kirliliği sorununu daha iyi anlayarak havanın kirlilik oranlarıyla ve Johannesburg'daki meteoroloji durumu üzerine on yılı aşkın verileri toplayarak Güney Afrika'dan ve Çin'den meslektaşlarım ile birlikte, bulutta çalışan hava kalitesi üzerine bir karar destek sistemi kurduk. Bu yazılım, konumsal ve zamansal hava kirliliği trendlerini tarihi ve anlık verileri inceleyerek ortaya çıkarıyor. Bununla birlikte, birçok farklı kirletici için kirlilik oranlarını günler öncesinden öngörmek amacıyla yeni makine öğrenimi teknolojisi kullandık. Bu, vatandaşların günlük hayatları ve ailelerini nereye yerleştirecekleri konusunda daha iyi karar verebilmesi anlamına geliyor. Olumsuz kirlilik olaylarını olmadan öngörebilir, ağır kirleticileri tespit edebilir ve bunları alakalı otoritelere bildirerek faaliyetlerini azaltmasını sağlayabiliriz. Senaryo planlamasının yardımıyla şehir plancıları, insan yerleşimi ya da sanayi alanları gibi yapıları nasıl genişletecekleri hakkında daha iyi kararlar alabilir.
We completed a pilot of our technology that was run over a period of 120 days, covering all of South Africa. Our results were confirmed when we demonstrated a tight correlation between the forecasting data and the data we were getting on the ground. Through our leadership, we have brought cutting-edge, world-leading assets that can perform air-quality forecasting at an unprecedented resolution and accuracy, benefiting the city that I drove into one winter morning not very long ago, and thought to myself, "Something is wrong here. I wonder what can be done?"
Teknolojimizin ilk denemesini tamamladık. Bu deneme 120 gün sürdü ve tüm Güney Afrika'yı kapsadı. Sonuçlarımız, gerçekleşen veriler ile öngörülen veriler arasında sağlam bir korelasyonu ortaya koyduğunda doğrulandı. Bizim öncülüğümüzde hava kalitesini eşi görülmemiş bir netlik ve doğrulukta ölçen son teknoloji ve dünyanın önde gelen varlıklarını getirdik. Bu, yakın tarihte bir kış sabahında şehrime giderken kendime şunu sormam ile başladı: "Burada bir şeyler yanlış. Acaba ne yapılabilir?"
So here is the point: What if I'd not investigated the problem of air pollution further? What if I'd not shown some concern for the state of the environment and just hoped that someone, somewhere, was taking care of the matter? What I have learned is that, when embarking on a challenging endeavor that advances a cause that we firmly believe in, it is important to focus on the possibility of success and consider the consequence of not acting. We should not get distracted by resistance and opposition, but this should motivate us further.
İşte önemli olan nokta şu: Ya hava kirliliği problemini daha derin bir şekilde incelememiş olsaydım? Ya çevrenin durumuna yönelik herhangi bir endişe duymayıp yalnızca birisinin bir yerde bu meseleyi çözeceğini umsaydım? Öğrendiğim şey şu ki, gerçekten inandığımız bir amacı ilerleten zorlu bir girişime başlarken başarı ihtimaline odaklanmak ve hiçbir şey yapmamanın sonucunu değerlendirmek önemli. Karşılaştığımız direnç ve muhalefet dikkatimizi dağıtmamalı tam tersine bizi daha fazla motive etmeli.
So wherever you are in the world, the next time you find that there's some natural curiosity you have that is being piqued, and it's about something you care about, and you have some crazy or bold ideas, and perhaps it's outside the realm of your expertise, ask yourself this: Why not? Why not just go ahead and tackle the problem as best as you can, in your own way? You may be pleasantly surprised.
Dünyanın neresinde olursanız olun, gelecekte, sizin sahip olduğunuz doğal merakı uyandıran bir şey olduğunda bir şey bulduğunuzda ve eğer bu gerçekten önemsediğiniz bir şeyse ve bazı çılgın ve cesur fikirleriniz varsa ve belki de uzmanlık alanınızın dışında olsa da kendinize şunu sorun: Neden olmasın? Neden sadece devam edip problemi olabildiğince en iyi şekilde kendinizce çözmeye çalışmıyorsunuz? Oldukça hoş bir şekilde şaşırabilirsiniz.
Thank you.
Teşekkürler.
(Applause)
(Alkışlar)