Chris Anderson: We're having a debate. The debate is over the proposition: "What the world needs now is nuclear energy." True or false? And before we have the debate, I'd like to actually take a show of hands -- on balance, right now, are you for or against this? So those who are "yes," raise your hand. "For." Okay, hands down. Those who are against, raise your hands. Okay, I'm reading that at about 75 to 25 in favor at the start. Which means we're going to take a vote at the end and see how that shifts, if at all. So here's the format: They're going to have six minutes each, and then after one little, quick exchange between them, I want two people on each side of this debate in the audience to have 30 seconds to make one short, crisp, pungent, powerful point.
Chris Anderson: Bir münazara düzenliyoruz. Münazara "Dünyanın şu anda ihtiyacı olan şey nükleer enerjidir" -- doğru ya da yanlış? önermesi üzerine. Ve münazaraya başlamadan önce, bir oylama yapmak istiyorum -- şimdi, bunun yanında veya karşısında mısınız? Öyleyse "evet," diyenler elinizi kaldırın. "Yanındayım" Tamam, elleri indirelim. "Karşısında" olanlar, ellerinizi kaldırın. Tamam, bunu başında 75-25 lehine olarak okuyorum. Sonunda da tekrar bir oylama yapacağız ve bu oranın nasıl değiştiğini göreceğiz, tabi değişirse. İşte formatımız : İkisinin de altışar dakikası olacak, ve sonra küçük, hızlı bir karşılıklı konuşma sonrası, seyirciler arasından her iki taraftan birer kişiye kısa, kati, keskin, güçlü bir noktayı belirtmeleri için 30 saniye vermek istiyorum.
So, in favor of the proposition, possibly shockingly, is one of, truly, the founders of the environmental movement, a long-standing TEDster, the founder of the Whole Earth Catalog, someone we all know and love, Stewart Brand.
Öyleyse, belki de şok edici bir şekilde, bu önermeyi destekleyen, çevreci hareketin gerçek kurucularından biri, uzun zamandır TEDcilerden biri, Tüm Dünya Katalog'unun kurucusu, hepimizin tanıdığı ve sevdiği bir kişi, Stewart Brand.
Stewart Brand: Whoa. (Applause) The saying is that with climate, those who know the most are the most worried. With nuclear, those who know the most are the least worried. A classic example is James Hansen, a NASA climatologist pushing for 350 parts per million carbon dioxide in the atmosphere. He came out with a wonderful book recently called "Storms of My Grandchildren." And Hansen is hard over for nuclear power, as are most climatologists who are engaging this issue seriously.
Stewart Brand: Vay canına. (Alkışlar) Derler ki, iklimle ilgili en çok şeyi bilenler en çok endişelilerdir. Nükleerle ile ilgili en çok şeyi bilenler, en az endişelilerdir. Klasik bir örnek, atmosferdeki milyonda 350 parça karbondioksit için çalışan NASA iklimbilimcisi James Hansen'dir. Geçenlerde, "Torunlarımın Fırtınaları" adını verdiği mükemmel bir kitap çıkarttı. Ve Hansen bu konuyu ciddiye alan diğer iklimbilimciler gibi nükleer gücün sıkı savunucularındandır.
This is the design situation: a planet that is facing climate change and is now half urban. Look at the client base for this. Five out of six of us live in the developing world. We are moving to cities. We are moving up in the world. And we are educating our kids, having fewer kids, basically good news all around. But we move to cities, toward the bright lights, and one of the things that is there that we want, besides jobs, is electricity. And if it isn't easily gotten, we'll go ahead and steal it. This is one of the most desired things by poor people all over the world, in the cities and in the countryside. Electricity for cities, at its best, is what's called baseload electricity. That's where it is on all the time. And so far there are only three major sources of that -- coal and gas, hydro-electric, which in most places is maxed-out -- and nuclear. I would love to have something in the fourth place here, but in terms of constant, clean, scalable energy, [solar] and wind and the other renewables aren't there yet because they're inconstant. Nuclear is and has been for 40 years.
Bu bir tasarım sorunu: iklim değişikliğiyle karşılaşan bir gezegenin yarısı şehirleşmiş durumda. Bunun müşteri tabanına bakalım. Her altı kişiden beşimiz gelişmekteki ülkelerde yaşıyor. Şehirlere göç ediyoruz. Dünya'da sınıf atlıyoruz. Ve çocuklarımızı, daha az çocuğa sahip olmaları için eğitiyoruz, temelde iyi bir haber. Ama şehirlere, parlak ışıklara doğru göç ediyoruz, ve işin yanı sıra orada istediğimiz şeylerden biri de elektriktir. Eğer kolayca alınamıyorsa, ileri gidip onu çalacağz. Bu tüm dünyadaki şehirlerde ve kırsal kesimde yaşayan fakir insanların en çok istediği şeylerden biridir. Şehirler için elektrik, en iyisi, anayük elektriği de denebilir. Burası onun her zaman açık olduğu yer. Ve şimdiye kadar bunu sadece üç kaynağı var -- kömür ve gaz, hidroelektrik, bunlar ki çoğu yerde tükenene kadar kullanılmıştır -- ve nükleer. Burada dördüncü sırada başka bir şey olmasını isterdim, ama sabit, temiz, ölçeklenebilir enerji koşullarını, [güneş] ve rüzgar ve diğer yenilenebilir enerjiler henüz sağlamıyorlar çünkü değişkenler. Nükleer ise 40 yıldır bu koşulları sağlıyor.
Now, from an environmental standpoint, the main thing you want to look at is what happens to the waste from nuclear and from coal, the two major sources of electricity. If all of your electricity in your lifetime came from nuclear, the waste from that lifetime of electricity would go in a Coke can -- a pretty heavy Coke can, about two pounds. But one day of coal adds up to one hell of a lot of carbon dioxide in a normal one-gigawatt coal-fired plant. Then what happens to the waste? The nuclear waste typically goes into a dry cask storage out back of the parking lot at the reactor site because most places don't have underground storage yet. It's just as well, because it can stay where it is. While the carbon dioxide, vast quantities of it, gigatons, goes into the atmosphere where we can't get it back -- yet -- and where it is causing the problems that we're most concerned about. So when you add up the greenhouse gases in the lifetime of these various energy sources, nuclear is down there with wind and hydro, below solar and way below, obviously, all the fossil fuels.
Şimdi, çevresel bir bakış açısıyla, bakmak istediğiniz ilk şey, iki ana elektrik kaynağı olan nükleer ve kömürün atıklarına ne olduğudur. Eğer sizin hayatınız boyunca harcadığınız elektrik nükleer enerjiden gelseydi bunun toplam atığı bir Kola kutusuna sığardı -- bayağı ağır bir Kola kutusu, 900 gram kadar. Ama bir günlük kömür bile normal bir 1 GW'lik termik santraldeki karbondioksit oranını feci bir şekilde arttırıyor. Sonra atığa ne mi oluyor ? Nükleer atık çoğunlukla kuru fıçı bir saklama haznesi içerisinde reaktörlerin arkadaki araba parkında bekliyor, çünkü çoğunun yeraltı saklama depoları henüz yok. Bu da yeterince iyi, çünkü olduğu yerde kalabilir. Bir yandan da muazzam miktarda, henüz geri döndüremeyeceğimiz milyarlarca ton karbondioksit, bizi en çok endişelendiren problemlere yol açtığı atmosfere karışıyor. Bu çeşitli enerji kaynaklarının ömürleri boyunca yol açtığı sera gazlarını hesaba katarsanız, nükleer rüzgar ve su ile beraber aşağılarda, güneşin altında ve tabi ki tüm fosil yakıtlarında çok altında.
Wind is wonderful; I love wind. I love being around these big wind generators. But one of the things we're discovering is that wind, like solar, is an actually relatively dilute source of energy. And so it takes a very large footprint on the land, a very large footprint in terms of materials, five to 10 times what you'd use for nuclear, and typically to get one gigawatt of electricity is on the order of 250 square miles of wind farm. In places like Denmark and Germany, they've maxed out on wind already. They've run out of good sites. The power lines are getting overloaded. And you peak out. Likewise, with solar, especially here in California, we're discovering that the 80 solar farm schemes that are going forward want to basically bulldoze 1,000 square miles of southern California desert. Well, as an environmentalist, we would rather that didn't happen. It's okay on frapped-out agricultural land. Solar's wonderful on rooftops. But out in the landscape, one gigawatt is on the order of 50 square miles of bulldozed desert.
Rüzgar harikadır; rüzgarı seviyorum. Bu büyük rüzgar jeneratörlerinin etrafında olmayı seviyorum. Ama keşfettiğimiz şeylerden biri de rüzgarın, güneş gibi gerçekte nispeten hafif bir enerji kaynağı olduğudur. Yani toprakta çok büyük bir ayak izi bırakıyor, malzeme açısından da nükleer için kullanılanın 5 ila 10 katı rüzgar için harcanıyor, ve genellikle 1 GW elektrik elde etmek için 650 km2 kadar alanı rüzgar çiftliğine çevirmek gerekiyor. Danimarka ve Almanya gibi yerlerde, şimdiden rüzgarı tükettiler. İyi alanlar ellerinde kalmadı. Güç hatları fazla yükleniyor. Ve siz en tepeye çıkıyorsunuz. Benzer şekilde, güneş için, özellikle burada Kaliforniya'da devam eden 80 güneş çiftliği projesi için güney Kaliforniya çölünün 2500 km2 kadarının üzerinden buldozerle geçmek istediklerini öğreniyoruz. Yani, bir çevreçi olarak, bunun olmamasını tercih ederdim. Bunun çorak tarım arazisinde olması sorun değil. Güneş çatıların tepesinde harikadır. Ama dışarıda tabiatta, 1 GW uğruna 130 km2 kadar çölün üzerinden buldozer ile geçiliyor.
When you add all these things up -- Saul Griffith did the numbers and figured out what would it take to get 13 clean terawatts of energy from wind, solar and biofuels, and that area would be roughly the size of the United States, an area he refers to as "Renewistan." A guy who's added it up all this very well is David Mackay, a physicist in England, and in his wonderful book, "Sustainable Energy," among other things, he says, "I'm not trying to be pro-nuclear. I'm just pro-arithmetic."
Bütün bunları toplarsak -- Saul Griffith hesaplamayı yaptı ve 13 TW'lık enerjiyi rüzgar, güneş ve biyoyakıtlardan elde etmek için ne kadar arazi gerektiğini buldu, ve bu arazi neredeyse A.B.D'nin yüzölçümü kadar oluyor, o bu araziye "Yenilemestan" adını veriyor. Bunu çok iyi hesaplayan biri de İngiltere'deki bir fizikçi olani David Mackay'dır, ve "Sürdürülebilir Enerji" adlı mükemmel kitabında, diğer şeylerin yanında, diyor ki, "Nükleerin tarafında olmaya çalışmıyorum, sadece aritmetiğin tarafındayım"
(Laughter)
(Kahkahalar)
In terms of weapons, the best disarmament tool so far is nuclear energy. We have been taking down the Russian warheads, turning it into electricity. Ten percent of American electricity comes from decommissioned warheads. We haven't even started the American stockpile. I think of most interest to a TED audience would be the new generation of reactors that are very small, down around 10 to 125 megawatts. This is one from Toshiba. Here's one the Russians are already building that floats on a barge. And that would be very interesting in the developing world. Typically, these things are put in the ground. They're referred to as nuclear batteries. They're incredibly safe, weapons proliferation-proof and all the rest of it. Here is a commercial version from New Mexico called the Hyperion, and another one from Oregon called NuScale. Babcock & Wilcox that make nuclear reactors, here's an integral fast reactor. Thorium reactor that Nathan Myhrvold's involved in. The governments of the world are going to have to decide that coals need to be made expensive, and these will go ahead. And here's the future.
Silahlar açısından, şimdilik en iyi silahsızlandırma aracı nükleer enerjidir. Rus savaş başlıklarını alıyoruz ve onları elektriğe dönüştürüyoruz. Amerikan elektriğinin yüzde 10'u devreden çıkarılan savaş başlıklarından geliyor. Henüz Amerikan stoğuna geçmedik bile. TED izleyicilerinin en çok ilgisini bu çok küçük, 10 ila 125 MW'luk yeni nesil reaktörler, çekecektir diye düşünüyorum. Bu Toshiba'nın ürettiği. Bu da Rusların halen deliştirdiği bir mavna üzerinde yüzen reaktör. Ve bu gelişmekte olan ülkelerde çok ilginç olacaktır. Çoğunlukla, bunlar toprağın altına konur. Onlara nükleer piller adı verilir. İnanılmaz şekilde güvenlidirler, nükleer silahların yayılması ve diğer şeylere karşı. Burdaki Yeni Meksika'daki ticari bir versiyon, adı da Hyperion, ve Oregon'dan NuScale adında bir başkası. Babcock & Wilcox nükleer reaktörleri yapıyor ... bu bir tamamlayıcı hızlı reaktör. Nathan Myhrvold'un üzerinde çalıştığı Toryum reaktörü. Dünyadaki hükümetlerin karar vermesi gerekecek; kömürün pahalı hale getirilmesi gerek, ve bunlar devam edecek. Ve işte gelecek.
(Applause)
(Alkışlar)
CA: Okay. Okay. (Applause) So arguing against, a man who's been at the nitty, gritty heart of the energy debate and the climate change debate for years. In 2000, he discovered that soot was probably the second leading cause of global warming, after CO2. His team have been making detailed calculations of the relative impacts of different energy sources. His first time at TED, possibly a disadvantage -- we shall see -- from Stanford, Professor Mark Jacobson. Good luck.
CA: Tamam. Tamam. (Alkışlar) Şimdi karşısında tartışan, enerji ve iklim değişikliği tartışmasının yıllardır kalbinde olmuş bir adam var. 2000 yılında kurumun karbondioksitten sonra küresel ısınmanın en önemli ikinci nedeni olduğunu keşfetti. Onun takımı farklı enerji kaynaklarının göreceli etkileri hakkında detaylı hesaplamalar yapıyor. İlk defa TED'de, muhtemelen bir dezavantaj -- göreceğiz -- Stanford'dan, Profesör Mark Jacobson. İyi Şanslar.
Mark Jacobson: Thank you. (Applause) So my premise here is that nuclear energy puts out more carbon dioxide, puts out more air pollutants, enhances mortality more and takes longer to put up than real renewable energy systems, namely wind, solar, geothermal power, hydro-tidal wave power. And it also enhances nuclear weapons proliferation. So let's start just by looking at the CO2 emissions from the life cycle. CO2e emissions are equivalent emissions of all the greenhouse gases and particles that cause warming and converted to CO2. And if you look, wind and concentrated solar have the lowest CO2 emissions, if you look at the graph. Nuclear -- there are two bars here. One is a low estimate, and one is a high estimate. The low estimate is the nuclear energy industry estimate of nuclear. The high is the average of 103 scientific, peer-reviewed studies. And this is just the CO2 from the life cycle.
Mark Jacobson: Teşekkürler. (Alkışlar) Benim önermem şudur; nükleer enerji gerçek yenilenebilir enerji sistemlerinden yani rüzgar, güneş, jeotermal ve gelgitsel güçlerden daha fazla hava kirliliğine yol açar, ölüm oranını arttırır ve inşa edilmesi daha uzun sürer. Ve bunun yanında nükleer silahların yayılmasını arttırır. Öncelikle yaşam süresi boyunca CO2 salınımlarına bakarak başlayalım. CO2 salınımları toplamı ısınmaya yol açan tüm sera gazları ve parçacıkların salınımlarının CO2'ye çevrilmesiyle elde edilir. Bakarsanız, rüzgar ve konsantre güneşin en düşük CO2 salınımlarına sahip olduğunu görürsünüz. Nükleer -- orada iki çizgi var. Birincisi düşük bir tahmin, diğeri yüksek bir tahmin. Düşük tahmin nükleer enerji endüstrisinin nükleer tahmini. Yüksel olanı bilimsel ve denetlenmiş çalışmaların ortalaması olan 103. Ve bu sadece yaşam süresi boyunca olan CO2.
If we look at the delays, it takes between 10 and 19 years to put up a nuclear power plant from planning to operation. This includes about three and a half to six years for a site permit. and another two and a half to four years for a construction permit and issue, and then four to nine years for actual construction. And in China, right now, they're putting up five gigawatts of nuclear. And the average, just for the construction time of these, is 7.1 years on top of any planning times. While you're waiting around for your nuclear, you have to run the regular electric power grid, which is mostly coal in the United States and around the world. And the chart here shows the difference between the emissions from the regular grid, resulting if you use nuclear, or anything else, versus wind, CSP or photovoltaics. Wind takes about two to five years on average, same as concentrated solar and photovoltaics. So the difference is the opportunity cost of using nuclear versus wind, or something else. So if you add these two together, alone, you can see a separation that nuclear puts out at least nine to 17 times more CO2 equivalent emissions than wind energy. And this doesn't even account for the footprint on the ground.
Eğer gecikmeleri gözönüne alırsak, planlamadan operasyona kadar bir nükleer güç fabrikasını kurmak 10 ila 19 yıl kadar alıyor. Bu hesap 3,5 ila 6 yıl arası bir alan belirlenmesi ve izninin alınmasını içeriyor. Ve 2,5 ila 4 yıla kadar bir inşaat izni alınması var, sonra 4 ila 9 yıl kadar inşaat sürüyor. Ve Çin'de, şimdi, 5 GW'lıık nükleer santraller kuruyorlar. Ve ortalama olarak sadece bunların inşaat süresi, tüm planlama zamanları hariç, 7.1 sene. Nükleerinizin hazır olmasını beklerken, her zamanki elektrik sistemini kullanıyorsunuz, bu da A.B.D ve neredeyse tüm dünyada çoğunlukla kömüre dayalı. Ve buradaki tablo da rüzgar,CSP veya güneş pili yerine nükleer veya başka birşey için beklerken normal sistemi kullanırsanız olası salınımları gösteriyor. Rüzgar, konsantre güneş ve güneş pillerinin kurulumu ortalama 2-5 yıl kadar sürüyor. Yani nükleeri rüzgar veya başka bir şey yerine kullanmanın farkı gölge maliyet oluyor. Eğer sadece bu ikisini toplarsanız, nükleerin rüzgar enerjisinden en azından 9 ila 17 kat daha fazla CO2 salınımına yol açtığını görebilirsiniz. Ve hatta bu topraktaki ayak izini hesaba katmıyor.
If you look at the air pollution health effects, this is the number of deaths per year in 2020 just from vehicle exhaust. Let's say we converted all the vehicles in the United States to battery electric vehicles, hydrogen fuel cell vehicles or flex fuel vehicles run on E85. Well, right now in the United States, 50 to 100,000 people die per year from air pollution, and vehicles are about 25,000 of those. In 2020, the number will go down to 15,000 due to improvements. And so, on the right, you see gasoline emissions, the death rates of 2020. If you go to corn or cellulosic ethanol, you'd actually increase the death rate slightly. If you go to nuclear, you do get a big reduction, but it's not as much as with wind and concentrated solar.
Eğer hava kirliliğinin sağlığa etkilerine bakarsanız, bu 2020'de sadece araç egsozundan kaynaklanan yıllık ölüm sayısıdır. A.B.D.'deki tüm araçları elektrik pilli, hidrojen yakıt pilli veya etanolle çalışan esnek araçlar haline getirdiğimizi varsayalım. Yani şimdi A.B.D.'de her sene 50 ila 100000 kişi hava kirliliğinden ölüyor, ve araçlar bunun 25000'inden sorumlu. 2020'de, bu sayı belirttiğimiz geliştirmeler yapılırsa 15000'e düşecektir. Burada, sağda, yakıt salınımlarını görüyorsunuz, 2020 ölüm oranlarını da. Eğer mısır veya selülozik etanol kullanırsanız, aslında ölüm oranını biraz arttırmış oluyorsunuz. Eğer nükleeri tercih ederseniz, büyük bir azalma elde edersiniz, ama rüzgar ve(ya) konsantre güneş enerjisiyle olacağı kadar değil.
Now if you consider the fact that nuclear weapons proliferation is associated with nuclear energy proliferation, because we know for example, India and Pakistan developed nuclear weapons secretly by enriching uranium in nuclear energy facilities. North Korea did that to some extent. Iran is doing that right now. And Venezuela would be doing it if they started with their nuclear energy facilities. If you do a large scale expansion of nuclear energy across the world, and as a result there was just one nuclear bomb created that was used to destroy a city such as Mumbai or some other big city, megacity, the additional death rates due to this averaged over 30 years and then scaled to the population of the U.S. would be this. So, do we need this?
Şimdi eğer nükleer silahların yayılmasının nükleer enerjinin yayılması ile bağlantılı olduğu gerçeğini değerlendirirseniz, çünkü bunu biliyoruz, örneğin: Hindistan ve Pakistan nükleer silahları, nükleer enerji tesislerinde uranyum zenginleştirerek gizlice geliştirdi. Kuzey Kore de bunu bir derece yaptı. İran şimdi bunu yapıyor. Ve Venezuela da eğer nükleer enerji tesisleri olsaydı bunu yapıyor olurdu. Nükleer enerjinin tüm dünyada yayıldığını varsayarsak, ve sonuç olarak bir mega şehri mesela Mumbai veya başka bir şehri yok etmek için sadece bir nükleer bomba yaratılmış olursa bile bunun sonucu olarak A.B.D nüfusu kadar bir kitlenin ortalama ölüm yaşları 30 yıl civarında olacaktı. Yani, buna ihtiyacımız var mı ?
The next thing is: What about the footprint? Stewart mentioned the footprint. Actually, the footprint on the ground for wind is by far the smallest of any energy source in the world. That, because the footprint, as you can see, is just the pole touching the ground. And you can power the entire U.S. vehicle fleet with 73,000 to 145,000 five-megawatt wind turbines. That would take between one and three square kilometers of footprint on the ground, entirely. The spacing is something else. That's the footprint that is always being confused. People confuse footprint with spacing. As you can see from these pictures, the spacing between can be used for multiple purposes including agricultural land, range land or open space. Over the ocean, it's not even land. Now if we look at nuclear -- (Laughter) With nuclear, what do we have? We have facilities around there. You also have a buffer zone that's 17 square kilometers. And you have the uranium mining that you have to deal with.
Bir sonraki şey : Ayak izi ne olacak ? Stewart ayak izinden bahsetti. Aslında, rüzgarın arazideki ayak izi dünyadaki tüm enerji kaynaklarından çok daha az. Bu ayak izi de sadece rüzgar milinin yere değdiğinde ortaya çıkıyor. Ve tüm A.B.D araç filosunun enerjisini 73000 ila 145000 adet 5 MW'lık rüzgar türbinleriyle karşılayabilirsiniz. Bu da arazide 1 ila 3 km2 kadar toplam bir ayak izi bırakacaktır. Aralıklarla düzenleme başka bir şeydir. İşte her zaman karıştırılan ayak izi budur. İnsanlar ayak izini aralıklı düzenleme ile karıştırıyor. Bu resimden görebileceğiniz gibi, aralıklar tarım amaçlı topraklar, otlak arazisi veya açık alan vb bir çok amaçla kullanılabiliyor. Okyanusun üzerinde, orada kara bile yok. Şimdi eğer nükleere bakarsak -- (Kahkahalar) Nükleerle, elimizde ne var ? Orada tesisler bulunuyor. Bir de tampon bölgeniz var, bu da 17 km2 kadar. Ve bir de uğraşmanız gereken uranyum madenciliği var.
Now if we go to the area, lots is worse than nuclear or wind. For example, cellulosic ethanol, to power the entire U.S. vehicle fleet, this is how much land you would need. That's cellulosic, second generation biofuels from prairie grass. Here's corn ethanol. It's smaller. This is based on ranges from data, but if you look at nuclear, it would be the size of Rhode Island to power the U.S. vehicle fleet. For wind, there's a larger area, but much smaller footprint. And of course, with wind, you could put it all over the East Coast, offshore theoretically, or you can split it up. And now, if you go back to looking at geothermal, it's even smaller than both, and solar is slightly larger than the nuclear spacing, but it's still pretty small. And this is to power the entire U.S. vehicle fleet. To power the entire world with 50 percent wind, you would need about one percent of world land.
Eğer alan konusuna gelirsek, bir çok şey nükleer ya da rüzgardan kötü. Örneğin, selülozik etanolün tüm A.B.D araç filosunun enerjisini karşılaması için bu kadar alan gerekiyor. Bu selülozik, çayırdaki çimenlerden elde edilen ikinci nesil biyo-yakıtlar. İşte mısır etanolü. Alan daha küçük. Bu bilgideki çeşitlemelere dayanıyor, ama eğer nükleere bakarsanız, A.B.D araç filosunun enerjisini karşılaması için Rhode Island kadar olmalı. Rüzgar için, daha fazla bir alan, ama çok daha az bir ayak izi var. Ve tabi ki, rüzgar için tümünü doğu sahili açıklarına teorik olarak koyabilirsiniz veya parça parça koyabilirsiniz. Ve şimdi, geri gidip jeotermal enerjiye bakarsanız, ikisinden de küçüktür, ve güneş nükleer alanından çok az daha büyüktür, ama gene de oldukça küçüktür. Ve bu tüm A.B.D araç filosunun enerjisi içindi. Tüm dünyanın ihtiyacının 50% si için, dünya karasının yüzde birine ihtiyaç var.
Matching the reliability, base load is actually irrelevant. We want to match the hour-by-hour power supply. You can do that by combining renewables. This is from real data in California, looking at wind data and solar data. And it considers just using existing hydro to match the hour-by-hour power demand. Here are the world wind resources. There's five to 10 times more wind available worldwide than we need for all the world. So then here's the final ranking. And one last slide I just want to show. This is the choice: You can either have wind or nuclear. If you use wind, you guarantee ice will last. Nuclear, the time lag alone will allow the Arctic to melt and other places to melt more. And we can guarantee a clean, blue sky or an uncertain future with nuclear power.
Güvenebilirlik açısından ana yük konu dışı kalıyor. Saatlik güç isteğini karşılamak istiyoruz. Bunu yenilenebilir enerjileri birleştirerek yapabilirsiniz. Bu Kaliforniya'dan rüzgar ve güneş enerjisini gösteren gerçek bilgiler. Ve saatlik güç isteğini karşılamak için sadece hidro kullanmayı düşünüyor. İşte dünyanın rüzgar kaynakları. Tüm dünya için ihtiyaç duyduğumuzdan 5 ila 10 kat fazla rüzgar dünyada bulunuyor. Son olarak önceliklendirme. Ve size göstermek istediğim son slayt: bu bir tercihtir. Sadece rüzgar veya nükleere sahip olacak olsanız.. Rüzgar kullanırsanız, buzulların kalacağını garantilersiniz. Nükleerin ise sadece zaman problemi bile Kuzey Kutbu'nun ve diğer yerlerin daha fazla erimesine yol açacaktır. Ya temiz, mavi bir gökyüzünü garantileyeceğiz, ya da nükleer güç ile belirsiz bir geleceği.
(Applause)
(Alkışlar)
CA: All right. So while they're having their comebacks on each other -- and yours is slightly short because you slightly overran -- I need two people from either side. So if you're for this, if you're for nuclear power, put up two hands. If you're against, put up one. And I want two of each for the mics. Now then, you guys have -- you have a minute comeback on him to pick up a point he said, challenge it, whatever.
CA: Tamam. Onlar birbirlerine cevap verirlerken -- ve senin süren biraz kısa olacak çünkü biraz süreyi aştın -- iki taraftan da iki kişiye ihtiyacım var Yani eğer bunun yanındaysanız, nükleer güçten yanaysanız, iki elinizi kaldırın. Eğer karşıysanız, bir elinizi kaldırın. Ve iki taraftan da ikişer kişiye söz vereceğim. Şimdi, baylar sizin -- senin ona bir dakikalık cevap hakkın var söylediği birşeyi alıp, onu zorlamak için, her neyse.
SB: I think a point of difference we're having, Mark, has to do with weapons and energy. These diagrams that show that nuclear is somehow putting out a lot of greenhouse gases -- a lot of those studies include, "Well of course war will be inevitable and therefore we'll have cities burning and stuff like that," which is kind of finessing it a little bit, I think. The reality is that there's, what, 21 nations that have nuclear power? Of those, seven have nuclear weapons. In every case, they got the weapons before they got the nuclear power. There are two nations, North Korea and Israel, that have nuclear weapons and don't have nuclear power at all. The places that we would most like to have really clean energy occur are China, India, Europe, North America, all of which have sorted out their situation in relation to nuclear weapons. So that leaves a couple of places like Iran, maybe Venezuela, that you would like to have very close surveillance of anything that goes on with fissile stuff. Pushing ahead with nuclear power will mean we really know where all of the fissile material is, and we can move toward zero weapons left, once we know all that.
SB: Mark ile görüş farkımızın silahlar ve enerjiden kaynaklandığını düşünüyorum. Bu diyagramlar nükleerin bir şekilde çok fazla sera gazı çıkardığını ortaya koyuyor -- bu çalışmaların bir çoğu, "Tabi ki savaş önlenemez olacak ve bir çok yanan şehrimiz ve başka şeylerimiz olacak" gibi varsayımlarla ustalıkla biraz düzeltiliyor diye düşünüyorum. Gerçek şudur ki, ne kadar, 21 ülkenin mi nükleer gücü var ? Bunlardan, yedi tanesinin nükleer silahı var. Her durumda da, silahları nükleer enerjiye sahip olmadan elde etmişler. Nükleer silaha sahip olup, nükleer enerjiye sahip olmayan sadece iki ülke var, Kuzey Kore ve İsrail. Temiz enerjinin en çok olmasını istediğimiz yerler olan Çin, Hindistan, Avrupa,Kuzey Amerika'daki ülkelerin hepsi nükleer silahlarla ilgili olan tutumlarını açıklığa kavuşturdular. Yani füzyonu ve olan her şeyi çok yakından takip etmek isteyeceğiniz İran ve belki Venezuela gibi sadece bir çift yer kalıyor. Nükleer güç ile devam etmek bizim füzyon malzemelerinin tümünün nerede olduğunu bilmemizi ve bunu biliyorsak sıfır silah kalana kadar ileri gitmemizi sağlayacaktır.
CA: Mark, 30 seconds, either on that or on anything Stewart said.
CA: Mark, 30 saniye, bunlar ya da Stewart'ın söylediği başka bir şey üzerine.
MJ: Well we know India and Pakistan had nuclear energy first, and then they developed nuclear weapons secretly in the factories. So the other thing is, we don't need nuclear energy. There's plenty of solar and wind. You can make it reliable, as I showed with that diagram. That's from real data. And this is an ongoing research. This is not rocket science. Solving the world's problems can be done, if you really put your mind to it and use clean, renewable energy. There's absolutely no need for nuclear power.
MJ: Şimdi Hindistan ve Pakistan'ın önce nükleer enerjiye sahip olduklarını, sonra fabrikalarında gizlice silah geliştirdiklerini biliyoruz. Diğer bir şey de, nükleer enerjiye ihtiyacımız yok. Bol miktarda güneş ve rüzgar var. Onu güvenilebilir yapabilirsiniz, diyagramda gösterdiğim gibi. Bu gerçek bir veri. Ve devam eden bir araştırma bu. Bu roket bilimi değil. Eğer aklınızı buna verirseniz ve temiz, yenilenebilir enerji kullanırsanız dünyanın problemlerini çözülebilir. Nükleer güce kesinlikle hiç bir ihtiyaç yoktur.
(Applause)
(Alkışlar)
CA: We need someone for. Rod Beckstrom: Thank you Chris. I'm Rod Beckstrom, CEO of ICANN. I've been involved in global warming policy since 1994, when I joined the board of Environmental Defense Fund that was one of the crafters of the Kyoto Protocol. And I want to support Stewart Brand's position. I've come around in the last 10 years. I used to be against nuclear power. I'm now supporting Stewart's position, softly, from a risk-management standpoint, agreeing that the risks of overheating the planet outweigh the risk of nuclear incident, which certainly is possible and is a very real problem. However, I think there may be a win-win solution here where both parties can win this debate, and that is, we face a situation where it's carbon caps on this planet or die. And in the United States Senate, we need bipartisan support -- only one or two votes are needed -- to move global warming through the Senate, and this room can help. So if we get that through, then Mark will solve these problems. Thanks Chris.
CA: Destekleyen birine ihtiyacımız var. Rod Beckstrom: Teşekkürler Chris. Ben Rod Beckstrom, ICANN'in CEO'suyum. 1994'te Çevre Savunma Fon'una katıldığımdan beri, küresel ısınma politikaları ile ilgiliyim, ki bu fon Kyoto Protokolü'nün yaratıcılarındandır. Ve ben Stewart Brand'in duruşunu savunmak istiyorum. Son 10 sene içinde fikrimi değiştirdim. Nükleer enerjiye karşı biriydim. Şimdi ise risk yönetimi bakış açısından, gezegeni fazla ısıtmanın risklerinin nükleer kaza riskinden daha ağır bastığını düşünerek ki bu oldukça muhtemel ve gerçek bir problem, Stewart'ın duruşunu savunuyorum. Yine de, her iki tarafın da bu tartışmayı kazanabileceği bir kazan-kazan çözümü olabilir diye düşünüyorum, ve bu da, karbonun zirveye çıktığı ya da yok olduğu bir durum ile karşılaşmamızdır. Ve A.B.D senatosunda, her iki partinin de desteğine ihtiyacımız var -- sadece 1 ya da iki oya ihtiyacımız var -- senatonun gündemine küresel ısınmayı alabilmemiz için ve bu odadakiler yardımcı olabilirler. Eğer bunu gündeme alabilirsek, Mark bu problemleri çözecektir. Teşekkürler Chris.
CA: Thank you Rod Beckstrom. Against.
CA: Teşekkürler Rod Beckstrom. Karşısında.
David Fanton: Hi, I'm David Fanton. I just want to say a couple quick things. The first is: be aware of the propaganda. The propaganda from the industry has been very, very strong. And we have not had the other side of the argument fully aired so that people can draw their own conclusions. Be very aware of the propaganda. Secondly, think about this. If we build all these nuclear power plants, all that waste is going to be on hundreds, if not thousands, of trucks and trains, moving through this country every day. Tell me they're not going to have accidents. Tell me that those accidents aren't going to put material into the environment that is poisonous for hundreds of thousands of years. And then tell me that each and every one of those trucks and trains isn't a potential terrorist target.
David Fanton: Merhaba, ben David Fanton. Sadece kısa bir iki şey söylemek istiyorum. Birincisi : propagandanın farkında olun. Endüstri propagandası çok çok güçlü yapılıyor. Ve çoğunlukla, insanların kendi sonuçlarına varabilmeleri için gerekli olan tartışmanın diğer tarafı yayınlanmıyor. Propagandanın farkında olun. İkincisi, şunu düşünün. Eğer bu nükleer güç tesislerini yaparsak, tüm bu atıklar, her gün bu ülkede dolaşan binlerce değilse bile yüzlerce kamyon ve tren üzerinde olacak. Bana kaza yapmayacaklarını söyleyin. Bana bu kazaların çevreye yüzbinlerce yıl boyunca zehirli kalan hiç bir madde yaymayacağını söyleyin. Ve sonra bana bu kamyon ve trenlerin her birinin potansiyel terorist hedefi olmadığını söyleyin.
CA: Thank you. For. Anyone else for? Go.
CA: Teşekkürler. Lehinde. Başka birisi lehinde ? Hadi.
Alex: Hi, I'm Alex. I just wanted to say, I'm, first of all, renewable energy's biggest fan. I've got solar PV on my roof. I've got a hydro conversion at a watermill that I own. And I'm, you know, very much "pro" that kind of stuff. However, there's a basic arithmetic problem here. The capability of the sun shining, the wind blowing and the rain falling, simply isn't enough to add up. So if we want to keep the lights on, we actually need a solution which is going to keep generating all of the time. I campaigned against nuclear weapons in the '80s, and I continue to do so now. But we've got an opportunity to recycle them into something more useful that enables us to get energy all of the time. And, ultimately, the arithmetic problem isn't going to go away. We're not going to get enough energy from renewables alone. We need a solution that generates all of the time. If we're going to keep the lights on, nuclear is that solution.
Alex: Merhaba, ben Alex. Öncelikle, yenilenebilir enerjinin en büyük hayranlarından biriyim. Çatımda güneş paneli var. Sahibi olduğum bir su değirmeninde hidro dönüşüm de yapıyorum. Ve, bilirsiniz, ben bu konuda oldukça profesyonelim. Ne var ki, bu konuda basit bir aritmetik problemi var. Güneşin parlamasının, rüzgarın esmesinin ve yağmurun düşmesinin toplam kabiliyeti buna yeterli değil. Yani eğer ışıkları açık tutmak istiyorsak, bizim gerçekten sürekli üretmeye devam edecek bir çözüme ihtiyacımız var. 80'lerde nükleer silahlara karşı mücadele ettim, ve şimdi de buna devam ediyorum. Ama onları daha faydalı bir şeye dönüştürmemizi ve devamlı enerji almamızı sağlayacak bir fırsatımız var. Ve, sonunda, bu aritmetik problemi yok olmayacak. Sadece yenilenebilirlerden yeteri kadar enerji alamayacağız. Bizim devamlı üreten bir çözüme ihtiyacımız var. Eğer ışıklarımız açık tutacaksak, nükleer bu çözümdür.
CA: Thank you. Anyone else against?
CA: Teşekkürler. Karşısında olan başka biri ?
Man: The last person who was in favor made the premise that we don't have enough alternative renewable resources. And our "against" proponent up here made it very clear that we actually do. And so the fallacy that we need this resource and we can actually make it in a time frame that is meaningful is not possible. I will also add one other thing. Ray Kurzweil and all the other talks -- we know that the stick is going up exponentially. So you can't look at state-of-the-art technologies in renewables and say, "That's all we have." Because five years from now, it will blow you away what we'll actually have as alternatives to this horrible, disastrous nuclear power.
Adam : Son destekleyen kişi bizim yeteri kadar alternatif yenilenebilir enerji kaynağımız olmadığını söyledi. Ve bizim buradaki "karşı" destekçimiz aslında yeterli olduğunu iyice açıkladı. Yani bu kaynağa aslında anlamlı bir zaman çerçevesinde ihtiyaç duyduğumuz da ihtimal dışı kalıyor. Bir şey daha ekleyeceğim. Ray Kurzweil ve diğer konuşmalara göre -- biliyoruz ki çıta üssel olarak yükseliyor. Yani yenilebilir enerji için teknoloji ve bilimin ulaştığı duruma bakıp "Bu elimizdekinin tamamı" diyemezsiniz. Çünkü bundan beş yıl sonra, bizim korkunç nükleer güce karşı gerçekten sahip olacağımız alternatifler aklınızı başından alacak.
CA: Point well made. Thank you.
CA: Güzel bir saptama yaptınız. Teşekkürler.
(Applause)
(Alkışlar)
So each of you has really just a couple sentences -- 30 seconds each to sum up. Your final pitch, Stewart.
Şimdi ikinizin de iki cümle kadar hakkı var -- toparlamanız için 30 saniyeniz var. Son atışınız Stewart.
SB: I loved your "It all balances out" chart that you had there. It was a sunny day and a windy night. And just now in England they had a cold spell. All of the wind in the entire country shut down for a week. None of those things were stirring. And as usual, they had to buy nuclear power from France. Two gigawatts comes through the Chunnel. This keeps happening. I used to worry about the 10,000 year factor. And the fact is, we're going to use the nuclear waste we have for fuel in the fourth generation of reactors that are coming along. And especially the small reactors need to go forward. I heard from Nathan Myhrvold -- and I think here's the action point -- it'll take an act of Congress to make the Nuclear Regulatory Commission start moving quickly on these small reactors, which we need very much, here and in the world.
SB: Sizin "Hepsi dengeleniyor" tablonuzu sevdim. Güneşli bir gündü ve rüzgarlı bir geceydi. Ve tam şimdi İngiltere'de bir soğuk dalgası var. Ve tüm ülkedeki rüzgar santralleri bir hafta için kapatıldı. O şeylerin hiçbiri dönmüyordu. Ve her zamanki gibi, Fransa'dan nükleer güç almak zorunda kaldılar. 2 GW elektrik Manş Tüneli'nden geliyor. Bu halen oluyor. 10,000 yıl faktörü beni endişelendiriyordu. Ve gerçek şu ki, şu anda yapılmakta olan dördüncü nesil reaktörlerde nükleer atıkları yakıt olarak kullanacağız. Ve özellikle küçük reaktörlerin ilerlemesi gerekiyor. Nathan Myhrvold'dan duyduğum kadarıyla -- ve bence aksiyon noktası burada -- Nükleer Regulasyon Komisyonu'nu bu tip küçük reaktörlerin hızla ilerlemesine yol açması için bir kongre kararı yetecek,© ki buna çok ihtiyacımız var, burada ve tüm dünyada
(Applause)
(Alkışlar)
MJ: So we've analyzed the hour-by-hour power demand and supply, looking at solar, wind, using data for California. And you can match that demand, hour-by-hour, for the whole year almost. Now, with regard to the resources, we've developed the first wind map of the world, from data alone, at 80 meters. We know what the wind resources are. You can cover 15 percent. Fifteen percent of the entire U.S. has wind at fast enough speeds to be cost-competitive. And there's much more solar than there is wind. There's plenty of resource. You can make it reliable.
MJ: Gördünüz, Kaliforniya verilerini kullanarak saatlik güç talep ve arzını güneş ve rüzgara bakarak analiz ettik. Ve bu saatlik talebi neredeyse tüm sene boyunca karşılayabilirsiniz. Şimdi, kaynakları göz önüne alarak, sadece 80 metredeki veriyi kullanarak, dünyanın ilk rüzgar haritasını çıkarttık. Kaynakların ne olduğunu biliyoruz. Yüzde 15'i kullanabilirsiniz. Tüm A.B.D'nin yüzde 15'inin maliyet rekabeti açısından yetecek kadar rüzgarı var. Ve rüzgardan çok daha fazla güneş enerjisi var. Fazlasıyla kaynağımız var. Bunu güvenilebilir yapabilirsiniz.
CA: Okay. So, thank you, Mark. (Applause) So if you were in Palm Springs ... (Laughter) (Applause) Shameless. Shameless. Shameless. (Applause)
CA: Tamam. Teşekkürler. Mark. (Alkış) Eğer Palm Springs'teyseniz ... (Kahkaha) (Alkışlar) Utanmaz.Utanmaz.Utanmaz. (Alkışlar)
So, people of the TED community, I put it to you that what the world needs now is nuclear energy. All those in favor, raise your hands. (Shouts) And all those against. Ooooh. Now that is -- my take on that ... Just put up ... Hands up, people who changed their minds during the debate, who voted differently. Those of you who changed your mind in favor of "for" put your hands up. Okay. So here's the read on it. Both people won supporters, but on my count, the mood of the TED community shifted from about 75 to 25 to about 65 to 35 in favor, in favor.
Öyleyse, TED topluluğunun insanları, size diyorum ki dünyanın şu anda ihtiyacı olan şey nükleer enerjidir. Buna katılanlar, ellerini kaldırsınlar. (Bağırışlar) Ve tüm karşısındakiler. Ooooh. Şimdi -- bu benim isteğim ... Sadece ortaya koyun .Ellerinizi kaldırın, bu münazara sırasında fikrini değiştirmiş, farklı oy vermiş kişiler. Fikrini lehte olarak değiştirmiş olanlar ellerinizi yukarı kaldırın. Tamam. İşte sonucu okumamız. İki kişi de taraftar kazandı, ama benim sayımıma göre, TED topluluğunun yaklaşımı, 75-25 iken 65-35 destekler biçimde kaydı.
You both won. I congratulate both of you. Thank you for that.
İkiniz de kazandınız. İkinizi de tebrik ediyorum. Bunun için teşekkürler.
(Applause)
(Alkışlar)