So for the past 12 years, I've been obsessed with this idea that climate change is an information issue that computers will help us fight. I went from data science to climate policy research, from tech to public service, in pursuit of better data to avoid the wasted energy, resources, opportunities that lead to runaway carbon emissions. Until one day, running in the streets with a friend, it hit me: the same cars, factories, power plants whose emissions are wrecking our climate over time also release harmful, local pollutants that threaten our health right here and right now. All this time I'd focused on the long-term environmental risk when I should have been up in arms about the immediate health impact of pollutants in the air.
Son 12 yıldır iklim değişikliğinin, bilgisayarların bize savaşmamızda yardım edeceği bir bilgi sorunu olduğu fikrine kafaya takmış durumdayım. Karbon salınımına neden olan boşa harcanmış enerjiyi, kaynakları, fırsatları önlemek için veri biliminden iklim politikası araştırmasına, teknolojiden kamu hizmetine, daha iyi veri arayışı içinde her şeyi araştırdım. Bir gün arkadaşımla sokaklarda koşarken bir anda kafama dank etti: Zaman içinde iklimimizi mahveden salınımları olan aynı arabalar, fabrikalar, elektrik santralleri, aynı zamanda burada ve şu anda sağlığımızı tehdit eden zararlı, yerel çevre kirliliğine yol açan maddeler salıyorlar. Havadaki zararlı maddelerin anlık sağlık etkisine odaklanmam gerekirken bunca zamandır uzun vadeli çevresel risk üzerine odaklanmıştım.
Air pollution is a burning public health crisis. It kills seven million people every year, it costs five trillion dollars to the world economy and, worst, it robs us of our most precious gift, the years in our lives: six months of life expectancy in my hometown of Paris and up to three, four, five years in parts of India and China. And in the US, more people die from car exhaust than from car accidents.
Hava kirliliği çözüm bekleyen bir genel sağlık krizi. Her yıl yedi milyon insanı öldürüyor, dünya ekonomisine beş trilyona mal oluyor ve en kötüsü de en değerli hediyemizi çalıyor, hayatımızdaki senelerini: Doğup büyüdüğüm yer olan; Paris'te yaşam süresinin altı ayını ve Hindistan ile Çin'in bazı kısımlarında ise üç, dört, beş yıla kadarını. ABD'de ise araba kazalarına kıyasla daha fazla insan egzozdan ölüyor.
So how do we protect ourselves from pollution? The reason it's difficult is an information gap. We simply lack the data to understand our exposure. And that's because the way we monitor air quality today is designed not to help people breathe but to help governments govern. Most major cities operate networks of air-quality monitoring stations like this one in London, to decide when to cut traffic or when to shut down factories. And these machines are like the computers from the '60s that filled entire rooms. They're incredibly precise but incredibly large, heavy, costly -- so much that you can only deploy just a few of them, and they cannot move. So to governments, air pollution looks like this. But for the rest of us, air quality looks like this. It changes all the time: hour by hour, street by street, up to eight times within a single city block. And even more from indoor to outdoor. So unless you happen to be walking right next to one of those stations, they just cannot tell you what you breathe.
O halde kirlilikten nasıl kendimizi koruruz? Zor olmasının sebebi veri eksikliği. Tek kelimeyle maruz kalmamızı anlamak için veri eksiğimiz var. Bunun nedeni ise günümüzde hava kalitesini gözlemleme şeklimiz nefes almak için değil, devletlerin yönetmesine yardım etmek için tasarlanmış. Çoğu büyük şehir Londra'dakine benzer hava kalitesi gözlem istasyonları ağını, trafiği ne zaman keseceklerine veya fabrikaları ne zaman kapatacaklarına karar vermek için kullanıyor. Bu makineler tüm odayı dolduran 60'lardan kalan bilgisayarlar gibi. Oldukça hassaslar, ancak son derece geniş, ağır ve pahalılar da -- o kadar ki sadece birkaç tanesini yerleştirebilirsiniz ve hareket edemezler. Yani hava kirliliği hükümetlere, bunun gibi gözüküyor. Ancak geri kalanlarımız için hava kalitesi bunun gibi gözüküyor. Her zaman değişiyor: saat saat, cadde cadde, tek bir şehir bloğunun içinde 8 kez kadar. Hatta kapalı mekandan dış mekana daha fazla. Yani bu istasyonların hemen yanında yürüyor değilseniz size neyi soluduğunuzu söyleyemezler.
So what would environmental protection look like if it was designed for the age of the smartphone? So for the past three years, my team and I have been building a technology that helps you know what you breathe and fits in your hand. Flow is a personal air-quality tracker that you can wear with you on a backpack, a bike, a stroller. It's packed with miniature sensors that monitor the most important pollutants in the air around you, like nitrogen oxides, the exhaust gas from cars, or particulate matter that gets into your bloodstream and creates strokes and heart issues. Or volatile organic compounds, the thousands of chemicals in everyday products that we end up breathing. And that makes this data actionable and helps you understand what you're breathing by telling you where and when you've been exposed to poor air quality, and that way you can make informed decisions to take action against pollution.
Peki ya çevre koruması akıllı telefon çağına göre tasarlansaydı nasıl görünürdü? Bu yüzden son üç yıldır ekibim ve ben, elinize sığan ve ne soluduğunuzu bilmenize yardımcı olan bir teknoloji inşa ediyoruz. Flow, çantanıza, bisikletinize, bebek arabasına asabileceğiniz kişisel bir hava kalitesi takip cihazıdır. Etrafınızdaki havada bulunan en önemli kirleticileri gözlemleyen küçücük sensörlerden yapılmıştır, nitrojen oksitleri, arabalardaki egzoz gazları ya da kan dolaşımınıza giren ve felç ile kalp sorunlarına neden olan parçacıklı maddeler gibi. Ya da uçucu organik bileşikler, günlük ürünlerde soluduğumuz binlerce kimyasallar. İşte bu, veriyi işlemeye uygun kılıyor ve size nerede ve ne zaman kötü hava kalitesine maruz kaldığınızı söyleyerek ne soluduğunuzu anlamanıza yardımcı oluyor; bu şekilde kirliliğe karşı harekete geçmek için bilgiye dayalı kararlar verebilirsiniz.
You can change the products you use at home, you can find the best route to cycle to work, you can run when pollution is not peaking and you can find the best park to bring your children out.
Evde kullandığınız ürünleri değiştirebilirsiniz, işe bisikletle gidilecek en iyi rotayı bulabilirsiniz, kirlilik zirve yapmadığında koşabilirsiniz ve çocuklarınızı götürecek en iyi parkı bulabilirsiniz.
Over time you build better habits to decrease your exposure to pollution, and by tracking air quality around them, cyclists, commuters, parents will also contribute to mapping air quality in their city. So we're building more than a device, but a community. And last summer, we sent early prototypes of our technology to 100 volunteers in London, and together they mapped air quality across 1,000 miles of sidewalk and 20 percent of all of central London. So our goal now is to scale this work around the world, to crowdsource data so we can map air quality on every street, to build an unprecedented database so scientists can research pollution, and to empower citizens, civic leaders, policy makers to support clean-air policies for change. Because this can and must change.
Zaman içinde kirliliğe maruz kalışınızı azaltmak için daha iyi alışkanlıklar edinebilir ve etraflarındaki hava kalitesini takip ederek bisikletçiler, işe gidenler, ebeveynler de şehirlerindeki hava kalitesinin haritasını çıkararak katkıda bulunabilecek. Bu yüzden bir cihazdan daha fazlasını yapıyoruz, bir topluluk kuruyoruz. Geçen yaz Londra'daki 100 gönüllüye teknolojimizin ilk modellerini gönderdik ve birlikte 1,6 km'lik kaldırım uzunluğunun ve tüm Londra merkezinin yüzde 20'sinin hava kalitesinin haritasını çıkardılar. Şimdiki hedefimiz bu işi dünya çapında ölçeklendirmek, her caddedeki hava kalitesi haritasını çıkarabilelim diye veri toplamak, eşşiz bir veri tabanı kurmak ki böylece bilim insanları kirliliği araştırabilir ve vatandaşları, sivil liderleri, politikacıları değişim için temiz hava politikalarını desteklemek için güçlendirebilir. Çünkü bu değişebilir ve değişmek zorunda.
Remember cigarettes in bars? It took decades of lung cancer research and second-hand smoking studies, but eventually, we reached a tipping point and we passed smoking-ban laws. We must reach the same tipping point for air quality and I believe we will. In the past couple years alone, governments have fined carmakers record amounts for cheating on emission standards. Cities have passed congestion charges or built bike lanes -- like Paris that turned this highway, right next to my home, in the middle of the city, into a waterfront park. And now mayors around the world are thinking of banning diesel outright by 2025, 2030, 2035. But how much faster could we go, how many lives could we save?
Barlardaki sigaraları hatırlıyor musun? Akciğer kanseri ve pasif içicilik araştırmalarını yapmak on seneler aldı. Ancak nihayetinde dönüşü olmayan bir noktaya ulaştık ve sigara içme yasağını koyduk. Hava kalitesi için de aynı noktaya ulaşmalıyız ve buna inanıyorum. Sadece son birkaç senede devletler emisyon standartlarında hile yaptıkları için otomobil üreticilerine cezalar kesti. Şehirler bekleme tazminatı yasası çıkardı ya da bisiklet yolları yaptılar -- evimin hemen yanındaki, şehrin ortasındaki bu otobanı bir sahile dönüştüren Paris gibi. Şimdi tüm dünyadaki belediye başkanları 2025, 2030, 2035 yılına kadar dizeli tamamen yasaklamayı düşünüyor. Ancak ne kadar hızlı gidebiliriz, ne kadar hayat kurtarabiliriz?
Technology alone will not solve climate change, nor will it make air pollution disappear overnight. But it can make the quality of our air much more transparent, and if we can empower people to take action to improve their own health, then together we can act to bring an end to our pollution.
Tek başına teknoloji, ne iklim değişikliğini çözecek ne de hava kirliliğini bir gecede ortadan kaldıracak. Fakat havamızın kalitesini çok daha saydam yapabilir ve eğer kendi sağlıklarını iyileştirmek için insanları harekete geçmeye teşvik edebilirsek o halde kirliliğe bir son vermek için birlikte eyleme geçebiliriz.
Thank you very much.
Çok teşekkür ederim.
(Applause)
(Alkışlar)