I'd like to take you back about seven years in my life. Friday afternoon, a few days before Christmas 2009, I was the director of operations at a consumer products company in San Francisco, and I was called into a meeting that was already in progress. That meeting turned out to be my exit interview. I was fired, along with several others. I was 64 years old at the time. It wasn't completely unexpected. I signed a stack of papers, gathered my personal effects, and left to join my wife who was waiting for me at a nearby restaurant, completely unaware. Fast-forward several hours, we both got really silly drunk.
Sizleri, hayatımda yedi yıl kadar geriye götürmek istiyorum. Cuma öğleden sonrası, 2009 Noel'inden birkaç gün önce. San Francisco'daki bir tüketici ürünleri şirketinin operasyon müdürüydüm ve devam etmekte olan bir toplantıya çağırıldım. Bu toplantının işten çıkarılma görüşmem olduğu ortaya çıktı. Birkaç kişiyle birlikte kovuldum. O zamanlar 64 yaşındaydım. Beklenmedik bir şey değildi. Bir yığın kağıt imzaladım, şahsi eşyalarımı toparladım, yakındaki bir restoranda beni bekleyen ve her şeyden bihaber olan eşimin yanına gitmek için ayrıldım. Birkaç saat ileri saralım. Her ikimiz de zil zurna sarhoş olmuştuk.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
So, 40 plus years of continuous employment for a variety of companies, large and small, was over. I had a good a network, a good reputation -- I thought I'd be just fine. I was an engineer in manufacturing and packaging, I had a good background. Retirement was, like for so many people, simply not an option for me, so I turned to consulting for the next couple of years without any passion whatsoever.
Böylece, 40 küsür yıldır büyük, küçük bir çok şirket için devam etmekte olan iş hayatım sona erdi. İyi bir çevrem, iyi bir itibarım vardı. İyi olacağımı düşündüm. İmalat ve ambalajlama sektöründe bir mühendistim. İyi bir geçmişim vardı. Birçok insan için olduğu gibi benim için de emeklilik basit bir seçenek değildi. Bu konuda bir tutkum olmamasına rağmen gelecek birkaç yıl için danışmanlığa yöneldim.
And then an idea began to take root, born from my concern for our environment. I wanted to build my own business, designing and manufacturing biodegradable packaging from waste -- paper, agricultural, even textile waste -- replacing the toxic, disposable plastic packaging to which we've all become addicted. This is called clean technology, and it felt really meaningful to me. A venture that could help to reduce the billions of pounds of single-use plastic packaging dumped each year, and polluting our land, our rivers and our oceans, and left for future generations to resolve -- our grandchildren, my grandchildren.
Ardından çevre konusundaki endişelerimden doğan bir fikir kökleşmeye başladı. Bağımlısı olduğumuz tek kullanımlık toksit plastik ambalajlar yerine, kağıt, tarım ürünleri hatta tekstil gibi atıklardan doğada çözünebilen ambalajların, tasarımına ve imalatına yönelik kendi işimi kurmak. Buna temiz teknoloji deniliyor, ve bu bana çok mantıklı geldi. Çevremizi, nehirlerimizi, okyanuslarımızı kirleten torunlarım ve torunlarımız gibi gelecek nesillere her yıl terk edilen milyarlarca kilo ağırlığındaki tek kullanımlık plastik ambalajları azaltmaya yardım edecek bir girişim.
And so now at the age of 66, with 40 years of experience, I became an entrepreneur for the very first time.
Ve şimdi 66 yaşında, 44 yıllık deneyimle, ilk defa bir girişimci oldum.
(Cheers)
(Tezahüratlar)
(Applause)
(Alkışlar)
Thank you. But there's more.
Teşekkürler Ama daha fazlası var.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
Lots of issues to deal with: manufacturing, outsourcing, job creation, patents, partnerships, funding -- these are all typical issues for a start-up, but hardly typical for me. And a word about funding. I live and work in San Francisco, and if you're looking for funding, you are typically going to compete with some very young people from the high-tech industry, and it can be very discouraging and intimidating. I have shoes older than most of these people.
Üstesinden gelinecek birçok konu var: Üretim, dış tedarik, iş yaratma, patentler, ortaklıklar, finansman-- Bunlar tipik bir girişim için normal konular, fakat benim için pek tipik değil. Finansman konusunda bir kaç kelime eklersem. San Francisco' da yaşıyor ve çalışıyorum. finansman arıyorsanız, ileri teknoloji sektöründen çok genç insanlarla yarışıyorsunuzdur. Bu çok heves kırıcı ve göz korkutucu olabiliyor. Bu gençlerden daha yaşlı ayakkabılarım var.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
I do.
Evet, var.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
But five years later, I'm thrilled and proud to share with you that our revenues have doubled every year, we have no debt, we have several marquee clients, our patent was issued, I have a wonderful partner who's been with me right from the beginning, and we've won more than 20 awards for the work that we've done. But best of all, we've made a small dent -- a very small dent -- in the worldwide plastic pollution crisis.
Fakat beş yıl sonra, gelirimizin her yıl ikiye katlandığını, borcumuzun olmadığını, birçok müşterimizin olduğunu, patentlerimizin olmasını, başından beri benimle birlikte olan müthiş ortaklarımı ve yaptığımız işler için 20'den fazla aldığımız ödülü sizinle paylaşmaktan gurur duyuyorum. Fakat en iyisi, dünya çapında plastik kirliliği krizini az miktarda da olsa azalttık.
(Applause)
(Alkışlar)
And I am doing the most rewarding and meaningful work of my life right now. I can tell you there's lots of resources available to entrepreneurs of all ages, but what I really yearned for five years ago was to find other first-time entrepreneurs who were my age. I wanted to connect with them. I had no role models, absolutely none. That 20-something app developer from Silicon Valley was not my role model.
Şu an hayatımın en anlamlı ve en ödüllendirici işini yapıyorum. Size bütün yaşlar için uygun girişimci kaynaklarının olduğunu söyleyebilirim, fakat gerçekten beş yıldır arzu duyduğum şeyin benim yaşımdaki yeni girişimcileri bulmak olduğunu söyleyebilirim. Onlarla iletişim kurmak istedim. Örnek aldığım biri hiç olmadı, kesinlikle hiç. Silikon Vadisi'nde 20 küsür uygulama geliştiriciyi örnek almadım.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
I'm sure he was very clever --
Eminim ki çok zekidirler.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
I want to do something about that, and I want all of us to do something about that. I want us to start talking more about people who don't become entrepreneurs until they are seniors. Talking about these bold men and women who are checking in when their peers, in essence, are checking out. And then connecting all these people across industries, across regions, across countries -- building a community.
Bu konuda bir şey yapmak istedim, hepimizin bu konuda bir şey yapmasını istedim. Yaşlanana kadar girişimci olmayan insanlardan daha çok bahsetmek istedim. Nihayetinde, akranları bitirmişken yeni başlayan cesur kadın ve adamlardan bahsetmek. Ve sonra endüstriler, bölgeler ve ülkeler arasındaki bu insanları birleştirmek, bir topluluk oluşturmak.
You know, the Small Business Administration tells us that 64 percent of new jobs created in the private sector in the USA are thanks to small businesses like mine. And who's to say that we'll stay forever small? We have an interesting culture that really expects when you reach a certain age, you're going to be golfing, or playing checkers, or babysitting the grandkids all of the time. And I adore my grandchildren --
Bildiğiniz üzere, Küçük İşletme Yönetimi Amerika'daki özel sektördeki yeni işlerin yüzde altmış dördünün benimki gibi küçük işler sayesinde oluşturulduğunu söylüyor. Sonsuza dek küçük kalacağımızı kim söyleyebilir? Belirli bir yaşa geldiğinde golf yapacağını, dama oynayacağını veya torunlarına bakıcılık yapacağını düşünen garip bir kültürümüz var. Torunlarıma tapıyorum.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
and I'm also passionate about doing something meaningful in the global marketplace.
ve küresel pazarda anlamlı bir şeyler yapmaya tutkuluyum.
And I'm going to have lots of company. The Census Bureau says that by 2050, there will be 84 million seniors in this country. That's an amazing number. That's almost twice as many as we have today. Can you imagine how many first-time entrepreneurs there will be among 84 million people? And they'll all have four decades of experience.
Birçok şirkete sahip olacağım. Nüfus Sayım İdaresi, 2050 yılına kadar bu ülkede 84 milyon yaşlı insan olacağını söylüyor. Bu muazzam bir sayı. Bu neredeyse bugünkünün iki katı. 84 milyon arasında kaç tane yeni girişimci olacağını hayal edebiliyor musunuz? Ve hepsi 40 yıllık tecrübeye sahip olacaklar.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
So when I say, "Let's start talking more about these wonderful entrepreneurs," I mean, let's talk about their ventures, just as we do the ventures of their much younger counterparts. The older entrepreneurs in this country have a 70 percent success rate starting new ventures. 70 percent success rate. We're like the Golden State Warriors of entrepreneurs --
Yani, "Haydi bu harika girişimcilerden bahsedelim," dediğimde, tıpkı daha genç olanların girişimleri hakkında yaptığımız gibi, onların girişimlerinden de bahsedelim demek istiyorum. bu ülkede yeni bir işe başlayan daha yaşlı girişimciler yüzde yetmiş başarı oranına sahipler. Yüzde yetmiş başarı oranı. Girişimcilerin Golden State Savaşçıları gibiyiz.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
(Applause)
(Alkışlar)
And that number plummets to 28 percent for younger entrepreneurs. This is according to a UK-based group called CMI.
İngiltere merkezli CMI grubuna göre bu oran genç girişimciler için yüzde yirmi sekize düştü.
Aren't the accomplishments of a 70-year-old entrepreneur every bit as meaningful, every bit as newsworthy, as the accomplishments of a 30-year-old entrepreneur? Of course they are. That's why I'd like to make the phrase "70 over 70" just as --
70 yaşındaki bir girişimcinin başarısı 30 yaşındaki bir girişimci gibi tam olarak anlamlı, bahsedilmeye değer değil midir? Tabi ki öyledir. Bu yüzden "70 üstü 70" kelimesini
(Laughter)
(Gülüşmeler)
just as commonplace as the phrase "30 under 30."
"30 altı 30" kelimesi gibi bir klişe haline getirmek istiyorum.
(Applause)
(Alkışlar)
Thank you.
Teşekkürler
(Cheers)
(Tezahüratlar)
(Applause)
(Alkışlar)