To most of you, this is a device to buy, sell, play games, watch videos. I think it might be a lifeline. I think actually it might be able to save more lives than penicillin.
Hepinizin gördüğü üzere, bu cihaz oyun oynamak, satın almak ya da satmak ve video izlemek için. Bu sizin için cankuratıcı da olabilir. Sanıyorum bu alet penisilinden daha çok yaşam kurtarabilir.
Texting: I know I say texting and a lot of you think sexting, a lot of you think about the lewd photos that you see -- hopefully not your kids sending to somebody else -- or trying to translate the abbreviations LOL, LMAO, HMU. I can help you with those later. But the parents in the room know that texting is actually the best way to communicate with your kids. It might be the only way to communicate with your kids. (Laughter) The average teenager sends 3,339 text messages a month, unless she's a girl, then it's closer to 4,000. And the secret is she opens every single one. Texting has a 100 percent open rate. Now the parents are really alarmed. It's a 100 percent open rate even if she doesn't respond to you when you ask her when she's coming home for dinner. I promise she read that text. And this isn't some suburban iPhone-using teen phenomenon. Texting actually overindexes for minority and urban youth. I know this because at DoSomething.org, which is the largest organization for teenagers and social change in America, about six months ago we pivoted and started focusing on text messaging. We're now texting out to about 200,000 kids a week about doing our campaigns to make their schools more green or to work on homeless issues and things like that. We're finding it 11 times more powerful than email. We've also found an unintended consequence. We've been getting text messages back like these. "I don't want to go to school today. The boys call me faggot." "I was cutting, my parents found out, and so I stopped. But I just started again an hour ago." Or, "He won't stop raping me. He told me not to tell anyone. It's my dad. Are you there?" That last one's an actual text message that we received. And yeah, we're there. I will not forget the day we got that text message. And so it was that day that we decided we needed to build a crisis text hotline. Because this isn't what we do. We do social change. Kids are just sending us these text messages because texting is so familiar and comfortable to them and there's nowhere else to turn that they're sending them to us. So think about it, a text hotline; it's pretty powerful. It's fast, it's pretty private. No one hears you in a stall, you're just texting quietly. It's real time. We can help millions of teens with counseling and referrals. That's great. But the thing that really makes this awesome is the data. Because I'm not really comfortable just helping that girl with counseling and referrals. I want to prevent this shit from happening. So think about a cop. There's something in New York City. The police did it. It used to be just guess work, police work. And then they started crime mapping. And so they started following and watching petty thefts, summonses, all kinds of things -- charting the future essentially. And they found things like, when you see crystal meth on the street, if you add police presence, you can curb the otherwise inevitable spate of assaults and robberies that would happen. In fact, the year after the NYPD put CompStat in place, the murder rate fell 60 percent. So think about the data from a crisis text line. There is no census on bullying and dating abuse and eating disorders and cutting and rape -- no census. Maybe there's some studies, some longitudinal studies, that cost lots of money and took lots of time. Or maybe there's some anecdotal evidence. Imagine having real time data on every one of those issues. You could inform legislation. You could inform school policy. You could say to a principal, "You're having a problem every Thursday at three o'clock. What's going on in your school?" You could see the immediate impact of legislation or a hateful speech that somebody gives in a school assembly and see what happens as a result. This is really, to me, the power of texting and the power of data. Because while people are talking about data, making it possible for Facebook to mine my friend from the third grade, or Target to know when it's time for me to buy more diapers, or some dude to build a better baseball team, I'm actually really excited about the power of data and the power of texting to help that kid go to school, to help that girl stop cutting in the bathroom and absolutely to help that girl whose father's raping her. Thank you. (Applause)
Mesaj atma: Biliyorum ben mesaj atma diyorum çoğunuz cinsel içeriği düşünüyorsunuz ve bir kısmınız da müstehcen fotoğrafları hayal ediyorsunuz. -umarım çocuklarınız başkalarına göndermiyorlardır bu fotoğrafları- ya da kısaltmaları tercüme etmeye çalışmak. LOL(çok komik), LMAO(gülmekten kopmak), HMU(mesaj atın, arayın) gibi. Bunlarla ilgili daha sonra yardımcı olacağım. Fakat koltuklarına uzanmış ebeveynler çocuklarıyla iletişim kurmanın en iyi yolunun mesajlaşma olduğunu biliyor. Hatta ve hatta tek yolu bile olabilir. (Gülüşmeler) Ortalama bir delikanlı ayda 3,339 tane mesaj çekiyor. Ama bu delikanlı bir kızsa, rakam 4,000'e yaklaşıyor. Bu kadar sayının gizemi de kızların tüm mesajları tek tek açmaları. Mesajların yüzde yüzü açılıp, okunuyor. Şimdi ebeveynler telaş içindeler, biliyorum. Mesajların hepsini tek tek açıp, okuyorlar ama yemeğe ne zaman evde olacağını sorduğunuzda size bir yanıt vermekten bile acizler. Eminim ki bu sorunuzu da okuyorlardır. Bu bir iPhone kullanan kenar mahalle genci fenomeni değil. Mesajlaşma aslında az sayıda bir gruba ve şehir çocuklarına has bir şey. Bunu nereden biliyorum? Çünkü Amerika'da sosyal değişim ve gençler için çalışan en büyük topluluk olan DoSomething.org internet sitesinde 6 ay önce mesajlaşma üzerine odaklanmaya ve çalışmalar yapmaya başladık. Şimdilik haftada 200.000 çocuğa mesaj atıyoruz. Mesajların içeriği de çocukların okullarını daha yeşertmeleri ve evsiz kimseler hakkında çalışmalar yapmak gibi benzeri şeyler. Mesajın, e-postadan 11 kat daha güçlü olduğunu görüyoruz. Hatta bir de istemdışı sonuç ortaya çıkardık. Attığımız mesajlara karşılık bazı cevaplar aldık: "Bugün okula gitmek istemiyorum. Arkadaşlarım beni sevmiyor. Kendimi asıyordum, ailem anladı, ve vazgeçtim. Ama 1 saat önce tekrar asmaya karar verdim." "Beni taciz etmekten vazgeçmeyecek. Sakın kimseye söyleme dedi. Babam üzerime geliyor! Orada mısınız?" En sonuncu bize gelen gerçek bir mesaj. Evet, oraya gittik. Bu mesajı aldığımız günü hiç unutmayacağım. Aynı zaman o gün bizim bir acil yardım mesaj hattı kurmaya karar verdiğimiz gündü. Çünkü bu bizim yapmak istediğimiz şey değil. Biz sosyal değişimi sağlıyoruz. Çocuklar bize bu mesajları atıyorlar çünkü mesajlaşma onlara çok tanıdık ve rahat ve bize mesaj atmalarının tek sebebi de etrafındakilerin onlara yardım etmemeleridir. Yani, bir düşünelim, acil yardım mesaj hattı: oldukça güçlü bir sistem. Hızlı ve özel. Kendi başınızasınız ve kimse sizi duymuyor, sadece mesaj atıyorsunuz. Aynı zaman gerçek zamanlı. Milyonlarca gence öğütlerimizle ve yönlendirmeyle yardımcı olabiliriz. Harika bir şey! Bunu harika yapan şeyin aslında "data" (bilgi) olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu genç kızımıza öğüt ve yönlendirme yoluyla yardımcı olmak istemiyorum. Bu pisliğin meydana gelmesinden onu muhafaza etmek istiyorum. Şimdi bir bilgisayarı düşünelim. New York'ta bir şeyler meydana geliyor. Polis bunu zamanında yaptı. Sadece bir tahmin işi, polis işi yani. Ve suç haritası çıkarmaya başladılar. Azılı hırsızları, kapkaççıları izlemeye aldılar ve takibat yaptılar -- yani geleceği düzenli bir şekilde planlamış oldular. Ve bazı şeyler şöyle gelişti, sokakta bir kristal meth(uyuşturucu bir madde) gördüğünde, ve polisi de çağırırsan, diğer türlü kaçınılmaz olacak saldırılardan ve hırsızlıktan kurtulabilirsin. Aslında, New York Polisi'nin CompStat'ları yerleştirmesinden 1 yıl sonra cinayet oranları %60 oranında azaldı. Kriz masasından gelen mesajlardan elde edilen bilgiyi bir hayal edin. Zorbalık, flörtü kötüye kullanma, beslenme bozuklukları, kendini asma ve tacize uğrama gibi konularda tam bir rakam yok -- hiç bir rakam yok!. Bazı çalışmalar olabilir, uzunlamasına çalışmalara, ki bunlar da çok paraya mal oluyor ve uzun zaman gerektiriyor. Belki de bir kaç anekdot kanıtı vardır. Saydığımız tüm bu sorunlar hakkında gerçek zamanlı bir bilgi akışı olduğunu hayal edin. Yasal kullanımı ihbar edebilirsiniz. Okul idaresini ihbar edebilirsiniz. Bir okul müdürüne: "Her perşembe günü saat 3'te problemler ortaya çıkıyor. Okulunda neler oluyor acaba?" Yasaların ani etkisini ya da okul meclisinde birilerinin nefret dolu konuşmalarını gözlemleyebilirsiniz ve sonuçta ne olduğunu siz tahmin edin. Bana göre, bu durum gerçekten mesajın ve bilgi akışının gücüdür. Çünkü insanlar bilgi akışından bahsederken, Facebook'u 3 sınıf arkadaşımdan haberdar olmasını mümkün kılarak, ya da Target süpermarketinin ne zaman çocuk bezi almam gerektiğini bilmesini sağladığımda, ya da bazılarının daha iyi bir beyzbol takımı kurmaları gerketiğinde, gerçekten bilginin gücüne ve mesajlaşmanın büyük etkisine inanıyorum ve bir çocuğun okula gitmesine yardımcı olmada bir kızın banyoda kendisini asmasını engellemede ve aslında babası tarafından taciz edilen o kıza yardımcı olma konusunda çok ama çok heyecanlanıyorum. Teşekkürler. (Alkışlar)