Well, hello. This is Sophie. It's all right, don't worry, everything's going to be fine.
Merhaba. Bu Sophie. Sorun yok, endişelenmeyin bir sorun çıkmayacak.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
There are some people on the balcony that are very happy to be up there now.
Balkondaki bazı kişiler şu an yukarıda olmaktan oldukça memnun görünüyor.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
So this is Sophie -- not Sophia -- no, Sophie. She has a French name. And you wonder why?
Bu Sophie... Sophia değil. Hayır, Sophie. Fransızca bir ismi var. Nedenini merak ediyor musunuz?
(Laughter)
(Gülüşme)
So Sophie, for most people, is the incarnation of terror, really. She's far too leggy, she's far too hairy, and she's far too big to ever be trusted. But to me, Sophie is a fantastic feat of bioengineering. You see, Sophie is a testimony to all those creatures that have managed to survive since the beginning of time; all those animals that have managed to have offspring generation after generation, until this day.
Sophie, çoğu kişi için korkunun vücut bulmuş hâli, gerçekten de öyle. Fazlasıyla uzun bacaklı, fazlasıyla tüylü... ...ve hiçbir zaman güvenemeyeceğiniz kadar da büyük. Fakat bana göre, Sophie biyomühendisliğin olağanüstü bir başarısı. Demek istediğim Sophie zamanın başından beri hayatta kalmayı başaran tüm o canlıların, yavrularını nesilden nesile bugüne dek aktarmayı başaran tüm o hayvanların bir kanıtıdır.
You see, over one billion years ago, the first primitive cells started to evolve on this planet. It took spiders 430 million years to become what they are now: one of the most versatile, one of the most diverse and one of the most evolved groups --
İlk ilkel hücreler, bir milyar yıldan daha uzun bir süre önce bu gezegende gelişmeye başladı. Örümceklerin şimdiki hallerine gelmeleri 430 milyon yıl sürdü, en becerikli en çeşitli ve de yeryüzünün gelmiş geçmiş
(Laughter)
(Gülüşmeler)
of predators to ever walk this earth.
en gelişmiş yırtıcı gruplarından biri.
It's actually quite sporty to give a speech while wrangling a tarantula, I have to say.
Bir tarantulayla boğuşurken konuşma yapmanın oldukça eğlenceli olduğunu söylemem gerek.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
So, we shouldn't forget that Sophie -- and in fact, all of us -- we all are a testimony to all those ruthless battles that actually were won consistently by all our ancestors, all our predecessors. In fact, all of us, every single one of you, is in fact an uninterrupted, one-billion-years-old success story. And in the gaze of Sophie, that success is partly due to what she has in her chest, just under her eyes. In there, she has a pair of venom glands that are attached to a pair of fangs, and those fangs are folded into her mouth. So, without those fangs and without this venom, Sophie would have never managed to survive.
Bu yüzden, Sophie'nin ve aslında her birimizin tüm atalarımızın, seleflerinin durmaksızın kazandıkları bütün acımasız savaşların kanıtı olduğumuzu unutmamalıyız. Aslında hepimiz, her biriniz kesintisiz devam eden bir milyar yıllık başarı hikâyelerisiniz. Ve Sophie'nin nazarında bu başarı kısmen gözlerinin hemen altındaki göğsünde bulunan şeye bağlı. Orada bir çift sivri dişe bağlı olan zehir bezleri var ve o dişler ise ağzına doğru kıvrılmış hâlde. Bu sivri dişleri ve zehri olmadan Sophie hayatta kalmayı kesinlikle başaramazdı.
Now, many animals have evolved venom systems in order to survive. Nowadays, any species of venomous snakes, any species of spider, any species of scorpion, has its own venom signature, if you will, made out of dozens, if not hundreds, of chemical compounds. And all of those compounds have evolved purely for one purpose: disable and, eventually, kill.
Birçok hayvan hayatta kalmak için zehir sistemi geliştirmiştir. Günümüzde zehirli yılanların her türü, örümceklerin her türü, akreplerin her türü, yüzlerce olmasa bile düzinelerce kimyasal bileşenden meydana gelen kendine has bir zehre sahiptir. Ve tüm bu bileşenler yalnızca tek bir amaç için evrildiler: etkisiz kılmak ve nihayetinde öldürmek.
Now, venom can actually act in many different ways. Venom, believe me, can make you feel pains that you've never felt before. Venom can also make your heart stop within minutes, or it can turn your blood into jelly. Venom can also paralyze you almost instantly, or it can just eat your flesh away, like acid. Now, all of these are pretty gruesome stories, I know, but, to me, it's kind of music to my ears. It's what I love. So why is that? Well, it's not because I'm a nutcase, no.
Zehir aslında çok farklı şekillerde etki edebilir. Zehir inanın, size daha önce hiç deneyimlemediğiniz acılar çektirebilir. Zehir kalbinizi dakikalar içerisinde durdurabilir ya da kanınızı jöle kıvamına getirebilir. Zehir, ayrıca sizi neredeyse anında felç de edebilir ya da vücudunuzu asit gibi yavaşça yok edebilir. Bunların hepsi hâyli ürpertici hikâyeler, biliyorum fakat benim için tatlı birer ninni gibiler. Bu benim sevdiğim bir şey. Peki neden? Delinin biri olduğumdan değil, hayır.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
Just imagine what we could do if we could harvest all those super powerful compounds and use them to our benefit. That would be amazing, right? What if we could, I don't know, produce new antibiotics with those venoms? What if we could actually help people that are suffering from diabetes or hypertension? Well, in fact, all those applications are already being developed by scientists just like me everywhere around the world, as I speak. You see, hypertension is actually treated regularly with a medication that has been developed from the toxin that is produced by a South American viper. People that have type 2 diabetes can be monitored using, actually, the toxin produced by a lizard from North America. And in hospitals all around the world, a new protocol is being developed to use a toxin from a marine snail for anesthetics.
Sadece hayal edin, tüm bu süper güçlü bileşenleri hasat edip kendi yararımıza kullanabilseydik neler yapabileceğimizi hayal edin. Harika olurdu, değil mi? Ya bu zehirlerle, ne bileyim yeni antibiyotikler falan üretebilirsek? Ya diyabetten veya hipertansiyondan muzdarip insanlara gerçekten yardım edebilirsek? Aslında tüm bu uygulamalar ben konuşurken bile dünyanın her yerinde benim gibi bilim insanları tarafından zaten uygulanıyor. Örneğin, hipertansiyonun tedavisi Güney Amerika'ya özgü bir engerek yılanının zehrinden geliştirilen ilacın düzenli kullanımıyla yapılır. Tip 2 diyabeti olan insanların sağlık durumu Kuzey Amerika'daki bir kertenkele türü tarafından üretilen zehir kullanılarak takip edilebilir. Dünyadaki tüm hastanelerde bir deniz salyangozunun zehrinin anestetiklerde kullanımı için yeni bir protokol geliştiriliyor.
You see, venom is that kind of huge library of chemical compounds that are available to us, that are produced by hundreds of thousands of live creatures. And --
Zehir, yüz binlerce canlı varlık tarafından üretilen elimizin altındaki dev bir kimyasal bileşen kütüphanesi gibidir. Ve --
Oh, sorry, she just wants to go for a little walk.
Afedersiniz, sadece biraz gezmek istiyor.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
Spiders alone are actually thought to produce over 10 million different kinds of compounds with potential therapeutic application. 10 million. And do you know how many scientists actually have managed to study so far? About 0.01 percent. So that means that there is still 99.99 percent of all those compounds that are out there, completely unknown, and are just waiting to be harvested and tested, which is fantastic. You see, so far, scientists have concentrated their efforts on very charismatic, very dangerous animals -- vipers and cobras or scorpions and black widows. But what about all those little bugs that we actually have all around us? You know, like that spider that lives behind your couch? You know, the one that decides to just shoot through the floor when you're watching TV and freaks you out? Ah, you have that one at home as well.
Sadece örümceklerin bile tedavi amaçlı kullanım potansiyeli olan birbirinden farklı on milyondan fazla bileşen ürettiği düşünülüyor. On milyon. Bilim insanları bu miktarın ne kadarını incelemeyi başardı biliyor musunuz? Yaklaşık yüzde 0,01 kadarını. Bu, tüm bu bileşenlerin yüzde 99,99'unun tamamen meçhul bir şekilde dışarıda bir yerlerde olduğu ve sadece toplanıp test edilmeyi beklediği anlamına geliyor ki bu da harika bir şey. Şimdiye kadar bilim insanları tüm çabalarını çok karizmatik, çok tehlikeli hayvanların üzerinde topladı: engerek yılanları ve kobralar veya akrepler ve karadullar. Peki ya etrafımızdaki tüm bu ufak böcekler ne oluyor? Hani şu kanepenizin arkasında yaşayan örümcek gibi? Hani siz televizyon izlerken birden yerde yuvarlanmaya karar veren ve sizi çıldırtan? Ondan da evinizde var değil mi?
(Laughter)
(Gülüşme)
Well, what about those guys? Do they actually produce some kind of amazing compound in their tiny body as well? Well, an honest answer a few months ago would have been, "We have no clue." But now that my students and myself have started to look into it, I can tell you those guys actually are producing very, very interesting compounds. And I'm going to tell you more about that in a second, but first, I would like to tell you more about this "we are looking into it." How does one look into it?
Peki ya onlar ne oluyor? Gerçekten onlar da ufacık bedenlerinde inanılmaz bir tür bileşen üretiyorlar mıdır? Birkaç ay öncesine kadar dürüst bir yanıt "Hiç bir fikrimiz yok." olurdu. Fakat ben ve öğrencilerim konuyu araştırmaya başladığımıza göre, o ufaklıkların gerçekten çok ama çok ilginç bileşimler ürettiğini söyleyebilirim. Ve biraz sonra size bu konudan daha çok bahsedeceğim fakat öncelikle bu "araştırıyoruz" kısmından biraz daha bahsetmek istiyorum. Bir kişi bunu nasıl araştırabilir?
Well, first of all, my students and I have to capture a lot of spiders. So how do we do that? Well, you'd be surprised. Once one starts to look, one finds a lot of spiders. They actually live everywhere around us. Within a couple of hours, we are capable of catching maybe two, three, four hundred spiders, and we bring them back to my laboratory, and we house each of them in its own individual home. And we give each of them a little meal. So now I know what you're thinking: "This guy's nuts. He has a spider B&B at work ..."
Öncelikle öğrencilerimle birçok örümcek yakalamak zorundayız. Peki bunu nasıl yapıyoruz? Bilseniz şaşarsınız. Aramaya başlarsanız akla zarar sayıda örümcek bulabilirsiniz. Onlar aslında etrafımızdaki her yerde yaşıyorlar. Birkaç saat içinde belki iki, üç, dört yüz örümcek yakalabiliyoruz ve onları laboratuarıma getirip her birini kendilerine ait bireysel yuvalarına yerleştiriyoruz. Ve her birine biraz yemek veriyoruz. Şu an ne düşündüğünüzü biliyorum. "Bu adam delirmiş. İş yerinde örümcek pansiyonu var..."
(Laughter)
(Gülüşme)
No, no it's not exactly that, and it's not the kind of venture I would advise you to start. No, once we're done with that, we wait a few days, and then, we anesthetize those spiders. Once they're asleep, we run a tiny little electric current through their body and that contracts their venom glads. Then, under a microscope, we can see a tiny little droplet of venom appearing. So we take a hair-thin glass tube, a capillary, and we collect that tiny droplet. Then, we take the spider and we put it back into its home, and we start again with another one. Because spiders are completely unharmed during the process, it means that a few days later, once they've produced a little bit of venom again and they've recovered, we can release them back into the wild.
Hayır, hayır pek öyle değil ve bu size başlamanızı tavsiye edeceğim türde bir iş değil. Hayır, bu işlemi bitirdiğimizde birkaç gün bekler ve sonrasında o örümcekleri uyuturuz. Uyuduklarında bedenlerine küçük bir elektrik akımı veririz ve bu akım sebebiyle zehir bezleri kasılır. Sonrasında mikroskopla baktığımızda ufacık bir zehir damlası görebiliriz. Ardından saç teli inceliğinde bir cam tüp, ince bir boru alır ve o ufacık damlayı toplarız. Sonrasında o örümceği alıp yuvasına geri koyar ve başka bir tanesiyle tekrar başlarız. Bu süreçte örümcekler hiç zarar görmedikleri için birkaç gün sonra tekrar biraz daha zehir üretip ardından kendilerine geldiklerinde onları tekrar doğal yaşamlarına salabiliyoruz.
It takes literally hundreds of spiders to just produce the equivalent of one raindrop of venom. So that drop is incredibly precious to us. And once we have it, we freeze it, and we then pass it in a machine that will separate and purify every chemical compound that is in that venom. We're speaking about tiny amounts. We're actually speaking about a tenth of a millionth of a liter of compound, but we can dilute that compound several thousand times in its own volume of water and then test it against a whole range of nasty stuff, like cancer cells or bacteria. And this is when the very exciting part of my job starts, because this is pure scientific gambling. It's kind of "Las Vegas, baby," for me.
Bir damla zehir üretmek için gerçek anlamda yüzlerce örümcek gerekiyor. Bu yüzden o damla bizim için inanılmaz derecede kıymetli. Damlayı aldığımız gibi önce donduruyor ardından da zehrin içindeki her bir kimyasal bileşeni ayırıp arıtacak bir makineye koyuyoruz. Ufacık miktarlardan bahsediyoruz. Bir litre bileşenin milyonda birinin onda birinden bahsediyoruz. Fakat bu bileşeni birkaç bin kez kendi sıvı hacminde seyreltebiliyor ve ardından birçok tehlikeli maddeye karşı test edebiliyoruz, kanser hücreleri veya bakteriler gibi. İşte bu, benim işimin en heyecanlı bölümünün başladığı zaman çünkü bu tam bir bilim kumarı. Bu benim için "Las Vegas, bebeğim" gibi bir şey.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
We spend so many hours, so much resources, so much time trying to get those compounds ready, and then we test them. And most of the time, nothing happens. Nothing at all. But once in a while -- just once in a while, we get that particular compound that has absolutely amazing effects. That's the jackpot. And when I'm saying that, actually, I should take out something else from my pocket -- be afraid, be very afraid.
Bileşenleri hazır hale getirmek için çok fazla saat, çok fazla kaynak, çok fazla zaman harcıyoruz ve sonrasında onları test ediyoruz. Ve çoğu zaman hiçbir şey olmuyor. Hem de hiçbir şey. Fakat ara sıra, sadece ara sıra tamamıyla inanılmaz etkileri olan o özel bileşeni elde ediyoruz. İşte bu büyük ikramiye. Aslında bunu söylerken cebimden başka bir şey çıkarmalıyım. Korkmalısınız, çok korkmalısınız.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
Now, in that little tube, I have, actually, a very common spider. The kind of spider that you could find in your shed, that you could find in your basement or that you could find in your sewer pipe, understand: in your toilet. Now, that little spider happens to produce amazingly powerful antimicrobial compounds. It is even capable of killing those drug-resistant bacteria that are giving us so much trouble, that are often making media headlines. Now, honestly, if I was living in your sewer pipe, I'd produce antibiotics, too.
Bu küçük tüpte aslında çok sıradan bir örümcek var. Kulübenizde bulabileceğiniz bodrumunuzda bulabileceğiz ya da lağım borunuzda bulabileceğiniz türde bir örümcek, yani tuvaletinizde. Bu küçük örümcek, inanılmaz derecede güçlü mikrop öldürücü bileşenler üretmekte. İlaca direnci olan, bize bir sürü dert açan, sık sık haberlere manşet olan bakterileri bile öldürebiliyor. Doğrusu lağım borunuzda yaşayan ben olsaydım ben de antibiyotik üretirdim.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
But that little spider, may actually hold the answer to a very, very serious concern we have. You see, around the world, every single day, about 1,700 people die because of antimicrobial-resistant infections. Multiply that by 365, and you're reaching the staggering number of 700,000 people dead every single year because antibiotics that were efficient 30, 20 or 10 years ago are not capable of killing very common bugs. The reality is that the world is running out of antibiotics, and the pharmaceutical industry does not have any answer, actually, any weapon to address that concern. You see, 30 years ago, you could consider that 10 to 15 new kinds of antibiotics would hit the market every couple of years. Do you know how many of them hit the market in the past five years? Two. The reality is that if we continue this way, we are a few decades away from being completely helpless in front of infections, just like we were before the discovery of penicillin 90 years ago.
Fakat bu küçük örümcek, çok ama çok ciddi bir sorunumuzun cevabına sahip olabilir. Dünyanın her yerinde, her gün yaklaşık 1700 kişi antibiyotiğe dirençli enfeksiyonlar sebebiyle ölüyor. Bunu 365 ile çarparsanız her yıl 700 bin kişinin öldüğünü gösteren o sarsıcı sayıya ulaşırsınız. Çünkü 30, 20 ya da 10 yıl önce işe yarayan antibiyotikler, artık oldukça sıradan mikropları bile öldüremiyor. Gerçek şu ki dünyanın antibiyotik seçenekleri tükeniyor ve ilaç sanayisinin buna herhangi bir yanıtı daha doğrusu bu soruna doğrultacak bir silahı yok. 30 yıl önce, her birkaç yılda bir 10-15 kadar yeni türde antibiyotiğin piyasaya sürüldüğünü söyleyebilirdiniz. Son beş yıldır piyasaya kaç tane sürüldüğünü biliyor musunuz? İki. Gerçek şu ki eğer bu şekilde devam edersek Enfeksiyonlar karşısında tamamen çaresiz kalmamıza birkaç on yıl kaldı, tıpkı 90 yıl evvel penisilin icat edilmeden olduğumuz gibi.
So you see, the reality is that we are at war against an invisible enemy that adapts and evolves a lot quicker than we do. And in that war, this little spider might be one of our greatest secret weapons. Just a half a millionth of a liter of a venom, diluted 10,000 times, is still capable of killing most bacteria that are resistant to any other kind of antibiotics. It's absolutely amazing. Every time I repeat this experiment, I just wonder: How is that possible? How many other possibilities and secrets do the siblings actually have? What kind of wonderful product can we really find, if we care to look?
Gördüğünüz gibi aslında bizden çok daha hızlı uyum sağlayan ve gelişen görünmez bir düşmana karşı savaş hâlindeyiz. Ve bu savaşta, bu küçük örümcek bizim en güçlü gizli silahlarımızdan biri olabilir. 10.000 kez seyreltilmiş bir litre zehrin yalnızca milyonda birinin yarısı bile herhangi türde bir antibiyotiğe dirençli çoğu bakteriyi öldürebilme yetisine sahip. Bu gerçekten inanılmaz. Bu deneyi her tekrarlayışımda şunu merak ediyorum: Bu nasıl mümkün oluyor? Bu kardeşler daha kaç tane sırra ve olasılığa sahip? Eğer bakmaya tenezzül edersek ne gibi harika bir ürün bulabiliriz?
So when people ask me, "Are bugs really the future of therapeutic drugs?" my answer is, "Well, I really believe that they do hold some key answers." And we need to really give ourselves the means to investigate them. So when you head back home later tonight, and you see that spider in the corner of your room ...
Bana "Böcekler gerçekten de geleceğin tedavi ilaçları mı?" diye sorulduğunda cevabım "Yani, bir takım kilit cevaplara sahip olduklarına inanıyorum." oluyor. Ve bunları araştırabilmek için için kendimize olanak sağlamalıyız. Bu yüzden bu gece eve döndüğünüzde ve odanızın köşesinde o örümceği gördüğünüzde...
(Laughter)
(Gülüşmeler)
don't squash it.
onu ezmeyin.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
Just look at it, admire it and remember that it is an absolutely fantastic creature, a pure product of evolution, and that maybe that very spider, one day, will hold the answer, will hold the key to your very own survival. You see, she's not so insignificant anymore now, is she?
Sadece ona bakın, takdir edin ve tamamıyla olağanüstü bir varlık olduğunu, evrimin saf bir ürünü olduğunu ve belki de bizzat o örümceğin bir gün sizin kendi varlığınızı sürdürebilmenizin cevabına, anahtarına sahip olabileceğini unutmayın. Artık o kadar da değersiz görünmüyor değil mi?
(Laughter)
(Gülüşmeler)
Thank you.
Teşekkür ederim.
(Applause)
(Alkış)