Have you heard the news? We're in a clean energy revolution. And where I live in Berkeley, California, it seems like every day I see a new roof with new solar panels going up, electric car in the driveway. Germany sometimes gets half its power from solar, and India is now committed to building 10 times more solar than we have in California, by the year 2022.
Haberi duydunuz mu? Temiz enerji devrimindeyiz. Yaşadığım yer olan Berkeley, Kaliforniya'da, sanki her gün yeni güneş panelleri takılmış bir çatı, yollarda elektrikli arabalar görüyorum. Almanya, bazen enerjisinin yarısını güneş enerjisinden elde ediyor ve şimdi Hindistan, 2022'ye kadar Kaliforniya'da sahip olduğumuzdan 10 kat daha fazla güneş enerji santrali inşa etmeye kendisini adadı.
Even nuclear seems to be making a comeback. Bill Gates is in China working with engineers, there's 40 different companies that are working together to try to race to build the first reactor that runs on waste, that can't melt down and is cheaper than coal. And so you might start to ask: Is this whole global warming problem going to be a lot easier to solve than anybody imagined? That was the question we wanted to know, so my colleagues and I decided to take a deep dive into the data. We were a little skeptical of some parts of the clean energy revolution story, but what we found really surprised us.
Nükleer bile geri dönüş yapıyor gibi görünüyor. Bill Gates Çin'de mühendislerle birlikte çalışıyor, dayanıklı, kömürden daha ucuz, ve atıklarla çalışan ilk reaktörü inşa etmek için yarışmaya çabalayan birlikte çalışan 40 farklı firma var. Ve bu nedenle sormaya başlayabilirsiniz: Bu bütün küresel ısınma problemini çözmek kimsenin tahmin etmediğinden çok daha kolay olacak mı? Bu bilmek istediğimiz soruydu, meslektaşlarım ve ben eldeki verileri derinlemesine incelemeye karar verdik. Biz temiz enerji devrimi hikayesinin bazı kısımlarına karşı biraz şüpheciydik, fakat bulduklarımız bizi gerçekten şaşırttı.
The first thing is that clean energy has been increasing. This is electricity from clean energy sources over the last 20 years. But when you look at the percentage of global electricity from clean energy sources, it's actually been in decline from 36 percent to 31 percent. And if you care about climate change, you've got to go in the opposite direction to 100 percent of our electricity from clean energy sources, as quickly as possible. Now, you might wonder, "Come on, how much could five percentage points of global electricity be?" Well, it turns out to be quite a bit. It's the equivalent of 60 nuclear plants the size of Diablo Canyon, California's last nuclear plant, or 900 solar farms the size of Topaz, which is one of the biggest solar farms in the world, and certainly our biggest in California. A big part of this is simply that fossil fuels are increasing faster than clean energy. And that's understandable. There's just a lot of poor countries that are still using wood and dung and charcoal as their main source of energy, and they need modern fuels.
İlk şey temiz enerjinin artmakta olduğuydu. Bu son 20 yıl boyunca temiz enerji kaynaklarından gelen elektrik. Fakat temiz enerji kaynaklarından gelen küresel elektiriğin yüzdesine bakarsanız, aslında yüzde 36'dan yüzde 31'e düşmüş durumdadır. Ve iklim değişikliği sizi ilgilendiriyorsa, mümkün oldukça süratle elektriğimizin yüzde 100'ünü temiz enerji kaynaklarından elde etmek için tam ters istikamete gitmeliyiz. Şimdi, merak edebilirsiniz, "Hadi canım, küresel elektiriğin nasıl yüzde 5 puanı olabilir?" Peki, bu ki biraz az gözüktü. Bu Kaliforniya'nın son nükleer santrali Diablo Kanyon gibi 60 nükleer santrale eş ya da Kaliforniya'daki kesinlikle bizim en büyük, dünyadaki ise en büyük güneş tarlalarından biri olan Topaz boyutlarında 900 güneş enerji santraline eş. Bunun büyük bir kısmı fosil yakıtların temiz enerjiden daha hızlı arttığıdır. Ve bu anlaşılır bir şey. Temel enerji kaynağı olarak hala odun, kömür ve tezek kullanan bir sürü fakir ülke var ve bunlar temiz yakıtlara ihtiyaç duyuyorlar.
But there's something else going on, which is that one of those clean energy sources in particular has actually been on the decline in absolute terms, not just relatively. And that's nuclear. You can see its generation has declined seven percent over the last 10 years. Now, solar and wind have been making huge strides, so you hear a lot of talk about how it doesn't really matter, because solar and wind is going to make up the difference. But the data says something different. When you combine all the electricity from solar and wind, you see it actually barely makes up half of the decline from nuclear. Let's take a closer look in the United States.
Fakat başka bir şey oluyor ki bu temiz enerji kaynaklarından biri göreceli olarak değil mutlak veriler ışığında özellikle düşüşte. Ve bu nükleer enerjidir. Son on yılda onun üretiminin yüzde yedi azaldığını görebilirsin. Şimdi, güneş ve rüzgar büyük atılım yapmakta, bu yüzden hiç de fark etmez gibi konuşmalar duyarsınız, çünkü güneş ve rüzgar fark yaratacaktır. Fakat veriler farkı şeyler söylüyor. Güneş ve rüzgardan elde edilen enerjinin tamamını toplasan, nükleerden azalan miktarın ancak yarısı yapıyor olduğunu görürsün. ABD'de buna daha detaylı bir şekilde bakalım.
Over the last couple of years -- really 2013, 2014 -- we prematurely retired four nuclear power plants. They were almost entirely replaced with fossil fuels, and so the consequence was that we wiped out almost as much clean energy electricity that we get from solar. And it's not unique to us. People think of California as a clean energy and climate leader, but when we looked at the data, what we found is that, in fact, California reduced emissions more slowly than the national average, between 2000 and 2015.
Son birkaç yılda –- gerçekten 2013, 2014-- biz nükleer santralleri daha ömrü dolmadan tedavülden kaldırdık. Onların yeri tamamen fosil yakıtlarca alındı ve bu yüzden sonuç şu ki neredeyse güneşten aldığımız temiz enerji elektriği kadarını yok ettik. Ve bu bize has bir şey değil. İnsanlar Kaliforniya'yı bir temiz enerji ve iklim lideri olarak görüyor, fakat verilere baktığımızda bulduğumuz şey şu ki aslında Kaliforniya 2000 ile 2015 arasında ulusal ortalamadan daha yavaş bir şekilde emisyonları azaltıyor.
What about Germany? They're doing a lot of clean energy. But when you look at the data, German emissions have actually been going up since 2009, and there's really not anybody who's going to tell you that they're going to meet their climate commitments in 2020.
Peki Almanya'dan ne haber? Çok fazla miktarda temiz enerji üretiyorlar. Fakat verilere baktığında, 2009'dan beri Almanya'da emisyonlarda bir artış olduğudur ve gerçekten 2020 iklim taahhütlerini yakalayacaklarını söylebilecek bir Allah'ın kulunu bulamazsınız.
The reason isn't hard to understand. Solar and wind provide power about 10 to 20 percent of the time, which means that when the sun's not shining, the wind's not blowing, you still need power for your hospitals, your homes, your cities, your factories. And while batteries have made some really cool improvements lately, the truth is, they're just never going to be as efficient as the electrical grid. Every time you put electricity into a battery and take it out, you lose about 20 to 40 percent of the power. That's why when, in California, we try to deal with all the solar we've brought online -- we now get about 10 percent of electricity from solar -- when the sun goes down, and people come home from work and turn on their air conditioners and their TV sets, and every other appliance in the house, we need a lot of natural gas backup. So what we've been doing is stuffing a lot of natural gas into the side of a mountain. And that worked pretty well for a while, but then late last year, it sprung a leak. This is Aliso Canyon. So much methane gas was released, it was the equivalent of putting half a million cars on the road. It basically blew through all of our climate commitments for the year.
Sebebini anlamak zor değil. Güneş ve rüzgar zamanın yüzde 10 ile 20 arasında güç sağlıyor, ki bu şu demek güneş olmadığında, rüzgar esmediğinde, sizin hastaneleriniz, evleriniz, şehirleriniz ve fabrikalarınız için hâlâ enerjiye ihtiyacınız olacak. Son zamanlarda pillerde harika ilerlemeler olmuş olmasına rağmen, gerçek şu ki onlar hiçbir zaman elektrik şebekesi kadar randımanlı olmayacaklar. Elektriği pile koyduğun ve çıkarttığın her zaman gücün yaklaşık yüzde 20 ile 40'ını kaybedersin. İşte bu yüzden biz Kaliforniya'da aktif hale getirdiğimiz güneş enerjisiyle ilgilenmeye çalışıyoruz-- şu an elektriğin yaklaşık yüzde 10'unu güneşten elde ediyoruz- güneş battığında, ve insanlar işten eve döndüğünde ve klimalarını, televizyonlarını ve evdeki diğer bütün aletleri çalıştırdığında, çok miktarda doğal gaz desteğine ihtiyacımız olur. Şimdiye kadar yaptığımız şey dağın bir tarafına çok miktarda doğal gaz depolamak. Bu bir süre gayet güzel çalıştı, fakat geçen senenin sonunda sızdırmaya başladı. Bu Aliso Kanyonu. Çok fazla metan gazı çıkışı oldu, bu, yollardaki yarım milyon arabanın deposunu dolduracak kadara eşitti. Bu bizim yıl için olan iklim taahhütlerimizden uçtu gitti.
Well, what about India? Sometimes you have to go places to really get the right data, so we traveled to India a few months ago. We met with all the top officials -- solar, nuclear, the rest -- and what they told us is, "We're actually having more serious problems than both Germany and California. We don't have backup; we don't have all the natural gas. And that's just the start of it. Say we want to get to 100 gigawatts by 2022. But last year we did just five, and the year before that, we did five."
Peki, Hindistan'dan ne haber? Bazen gerçekten doğru veriler için o yerlere gitmeniz gerekiyor, bu yüzden birkaç ay önce Hindistan'a gittik. Güneş, nükleer, diğer enerjilerin en üst düzey yetkilileri ile buluştuk ve bize dediler ki, "Bizim Hem Almanya'dan hem de Kaliforniya'dan daha ciddi problemlerimiz var. Bizde yedek yok, doğal gaz hiç yok. Ve bu sadece başlangıç. 2022'e kadar 100 milyar vat elde etmek istiyoruz. Fakat geçen sene sadece beş ve bir önceki yıl da beş yapabildik."
So, let's just take a closer look at nuclear. The United Nations Intergovernmental Panel on Climate Change has looked at the carbon content of all these different fuels, and nuclear comes out really low -- it's actually lower even than solar. And nuclear obviously provides a lot of power -- 24 hours a day, seven days a week. During a year, a single plant can provide power 92 percent of the time. What's interesting is that when you look at countries that have deployed different kinds of clean energies, there's only a few that have done so at a pace consistent with dealing with the climate crisis.
Nükleere daha yakından bakalım o zaman. Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği hakkındaki Paneli farklı yakıtlardaki karbon oranını inceledi ve nükleerde gerçekten çok düşük çıktı, bu aslında güneş enerjisinden bile az. Ve nükleer açıkça günün 24 saati, haftanın yedi günü çok miktarda güç sağlıyor. Bir santral zamanın yüzde 92'lik kısmında güç sağlayabiliyor. İlginç olan şey farklı çeşitlerde temiz enerjinin yaygın olduğu ülkelere baktığımızda, iklim kriziyle mücadelede istikrarlı bir hız sağlamış sadece birkaç ülke var.
So nuclear seems like a pretty good option, but there's this big problem with it, which all of you, I'm sure, are aware of, which is that people really don't like it. There was a study, a survey done of people around the world, not just in the United States or Europe, about a year and a half ago. And what they found is that nuclear is actually one of the least popular forms of energy. Even oil is more popular than nuclear. And while nuclear kind of edges out coal, the thing is, people don't really fear coal in the same way they fear nuclear, which really operates on our unconscious.
Bu yüzden nükleer gayet güzel bir seçenek olarak gözüküyor, fakat bunun da bir problemi var, ki eminim ki hepinizin farkında olduğu insanlar bunu pek sevmiyor. Yaklaşık bir buçuk yıl önce dünya genelinde insanlarla yapılmış, --sadece ABD'de veya Avrupa'da değil bir anket vardı. Buldukları şey nükleerin gerçekten en az popüler olan enerji çeşidi olduğuydu. Petrol bile nükleerden da popüler. Kömürle neredeyse eşit olsa da, insanlar nükleerden korktukları kadar kömürden korkmuyorlar, ki bu bilinçsiz olduğumuzu gösteriyor.
So what is it that we fear? There's really three things. There's the safety of the plants themselves -- the fears that they're going to melt down and cause damage; there's the waste from them; and there's the association with weapons. And I think, understandably, engineers look at those concerns and look for technological fixes. That's why Bill Gates is in China developing advanced reactors. That's why 40 different entrepreneurs are working on this problem. And I, myself, have been very excited about it.
Peki korktuğumuz şey ne o zaman? Aslında üç şey var. Santrallerin kendi güvenliği— yıkılacakları veya zarara neden olacakları; onlardan çıkan atıklar ve silahları çağrıştırıyor olması. Ve sanırım, anlaşılır bir şekilde, mühendisler bu çekinceleri dikkate alıyor ve teknolojik çözümler araştırıyorlar. İşte bu yüzden Bill Gates Çin'de ileri reaktör geliştiriyor. İşte bu yüzden 40 farklı girişimci bu problem üzerinde çalışıyor. Ben kendi adıma,bunun hakkında çok heyecanlıyım.
We did a report: "How to Make Nuclear Cheap." In particular, the thorium reactor shows a lot of promise. So when the climate scientist, James Hansen, asked if I wanted to go to China with him and look at the Chinese advanced nuclear program, I jumped at the chance. We were there with MIT and UC Berkeley engineers. And I had in my mind that the Chinese would be able to do with nuclear what they did with so many other things -- start to crank out small nuclear reactors on assembly lines, ship them up like iPhones or MacBooks and send them around the world. I would get one at home in Berkeley. But what I found was somewhat different. The presentations were all very exciting and very promising; they have multiple reactors that they're working on. The time came for the thorium reactor, and a bunch of us were excited. They went through the whole presentation, they got to the timeline, and they said, "We're going to have a thorium molten salt reactor ready for sale to the world by 2040." And I was like, "What?"
Bir rapor hazırladık:“Nükleeri Nasıl Ucuza Yaparız?” diye. Özellikle toryum reaktörü gelecek vaat ediyor. İklim bilimci James Hansen bana onunla birlikte Çin'e gitmek ve Çin'in ileri nükleer programını incelemek isteyip istemediğimi sorduğunda, olaya balıklama atladım. Orada MIT ve UC Berkeley' in mühendisleriyle birlikteydik. Çinlilerin yaptıkları birçok şeyde olduğu gibi nükleeri de yapabileceklerine dair bir yargı vargı kafamda— fabrika bantlarında çok sayıda küçük nükleer reaktörler üretmek, onları iPhonelar yada MacBooklar gibi yüklemek ve dünyanın her yerine göndermek. Berkeley de evde bir tane alabilirdim. Fakat orada bulduğum şey oldukça farklıydı. Sunumlar heyecan verici ve gelecek vaat ediciydi; üzerinde çalıştıkları çoklu reaktörler var. Toryum reaktörüne sıra gelince, aramızdan bir grup heyecanlandı. Tüm sunumu yaptılar, zamana riayet ettiler ve dediler ki, "2040 yılına kadar toryum erimiş tuz reaktörünü dünyaya satmaya hazır olacağız." Ve ben "Yok artık!" dedim.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
I looked at my colleagues and I was like, "Excuse me -- can you guys speed that up a little bit? Because we're in a little bit of a climate crisis right now. And your cities are really polluted, by the way." And they responded back, they were like, "I'm not sure what you've heard about our thorium program, but we don't have a third of our budget, and your department of energy hasn't been particularly forthcoming with all that data you guys have on testing reactors." And I said, "Well, I've got an idea. You know how you've got 10 years where you're demonstrating that reactor? Let's just skip that part, and let's just go right to commercializing it. That will save money and time." And the engineer just looked at me and said, "Let me ask you a question: Would you buy a car that had never been demonstrated before?"
Meslektaşlarıma baktım ve "Afedersiniz-- şu işi biraz daha hızlandıramaz mısınız? "der gibi oldum. Çünkü şu an iklim krizinin biraz içindeyiz de. Bu arada şehirleriniz çok kirli." Ve cevap verdiler, "Bizim toryum programımız hakkında ne duyduğunuzdan emin değiliz, fakat bunu yapmak için kaynağın üçte biri yok, ve sizin enerji departmanınız deneme reaktörleri hakkındaki sahip olduğu verilerle özellikle hazır değildi. "O zaman bir fikrim var, dedim. Sunumunu yeni yaptığınız reaktör için 10 yılınız olduğunu nasıl biliyorsunuz? Haydi bu kısmı geçelim, haydi direkt bunu ticarileştirmeye geçelim. Bu para ve zaman kazandırır." Ve bir mühendis bana baktı ve dedi ki, "Bir soru sarabilir miyim: Hiç tanıtımı yapılmamış olan bir araba satın alır mıydınız?
So what about the other reactors? There's a reactor that's coming online now, they're starting to sell it. It's a high-temperature gas reactor. It can't melt down. But it's really big and bulky, that's part of the safety, and nobody thinks it's going to ever get cheaper than the reactors that we have. The ones that use waste as fuel are really cool ideas, but the truth is, we don't actually know how to do that yet. There's some risk that you'll actually make more waste, and most people think that if you're including that waste part of the process, it's just going to make the whole machine a lot more expensive, it's just adding another complicated step.
Diğer reaktörlerden ne haber o zaman? Sanal bir reaktör var şimdi, onlar bunu satmaya başlıyorlar. Bu yüksek sıcaklıklı gaz reaktörü. Kaza ihtimali yok. Fakat bu çok büyük ve hantal, bu güvenlik kısmı ve hiç kimse onun sahip olduğumuz reaktörlerden daha ucuz olacağını düşünmüyor. Yakıt olarak atıkları kullananlar harika fikir, fakat gerçek şu ki henüz bunun nasıl yapılacağını bilmiyoruz. Aslında daha fazla atık yapma gibi biraz riski var ve bir çok insan bu atıkları sürece dahil ederseniz, bu bütün makineyi daha pahalı yapacak, bu sadece başka bir zor adım eklemek olur diyecekler.
The truth is, there's real questions about how much of that we're going to do. I mean, we went to India and asked about the nuclear program. The government said before the Paris climate talks that they were going to do something like 30 new nuclear plants. But when we got there and interviewed people and even looked at the internal documents, they're now saying they're going to do about five. And in most of the world, especially the rich world, they're not talking about building new reactors. We're actually talking about taking reactors down before their lifetimes are over. Germany's actually pressuring its neighbors to do that. I mentioned the United States -- we could lose half of our reactors over the next 15 years, which would wipe out 40 percent of the emissions reductions we're supposed to get under the Clean Power Plan. Of course, in Japan, they took all their nuclear plants offline, replaced them with coal, natural gas, oil burning, and they're only expected to bring online about a third to two-thirds.
Gerçek şu ki, bizim bundan ne kadar yapacağımızla alakalı ciddi sorular var. Hindistan'a gittik ve nükleer programı sorduk demek istiyorum. Hükümet Paris iklim görüşmelerinden önce 30 tane falan nükleer santral yapacaklarını söyledi. Fakat oraya gidip insanlarla görüştüğümüzde ve hatta iç dökümanlara baktığımızda, şimdi diyorlar ki sadece beş adet yapacaklar. Ve dünyanın bir çok yerinde, özellikle de zengin ülkelerde yeni reaktör inşa etmeyi konuşmuyorlar. Aslinda daha ömrünü doldurmadan reaktörlerin yıkılmasını konuşuyoruz. Özellikle Almanya komşularına bunu yapmaları için bastırıyor. ABD'de gelecek 15 yıl içinde reaktörlerimizin yarısını kaybedebileceğimizden bahsetmiştim, ki bu Temiz Enerji Planı çerçevesindeki emisyonların azaltımının yüzde 40'ını bitirecek. Tabi ki Japonya'da, nükleer santrallerin faaliyetlerini askıya aldılar, onları kömür, doğal gaz, petrol ile değiştirdiler ve onlar sadece reaktörlerin 1/3 veya 2/3'ünü aktif hale getirecekler.
So when we went through the numbers, and just added that up -- how much nuclear do we see China and India bringing online over the next 15 years, how much do we see at risk of being taken offline -- this was the most startling finding. What we found is that the world is actually at risk of losing four times more clean energy than we lost over the last 10 years. In other words: we're not in a clean energy revolution; we're in a clean energy crisis. So it's understandable that engineers would look for a technical fix to the fears that people have of nuclear. But when you consider that these are big challenges to do, that they're going to take a long time to solve, there's this other issue, which is: Are those technical fixes really going to solve people's fears?
Rakamlara baktığımızda ve onları üst üste koyduğumuzda-- gelecek 15 yıl içinde Çin ve Hindistan'da ne kadar nükleerin aktif olacağını, ne kadarının durdurulma riski olduğunu görüyoruz— işte bu en ürkütücü bulgu. Bulduğumuz şu ki dünya son 10 yılda kaybettiğimizden dört kat fazla temiz enerjiyi kaybetme riskiyle karşı karşıya. Diğer bir ifadeyle, temiz enerji devriminde değiliz; temiz enerji krizindeyiz. Mühendislerin insanların nükleer korkusuna teknik çözümler arayacak olması anlaşılır bir durum. Bunların hakkından gelinmesi güç şeyler olduğunu, çözmek için uzun bir vakit alacağını düşünürseniz, burada başka bir konu var, ki bu teknik çözümler insanların korkularının üstesinden gelecek mi?
Let's take safety. You know, despite what people think, it's hard to figure out how to make nuclear power much safer. I mean, every medical journal that looks at it -- this is the most recent study from the British journal, "Lancet," one of the most respected journals in the world -- nuclear is the safest way to make reliable power. Everybody's scared of the accidents. So you go look at the accident data -- Fukushima, Chernobyl -- the World Health Organization finds the same thing: the vast majority of harm is caused by people panicking, and they're panicking because they're afraid. In other words, the harm that's caused isn't actually caused by the machines or the radiation. It's caused by our fears.
Haydi güvenliği ele alalım. Biliyorsunuz insanlar ne düşünürlerse düşünsünler, nükleer gücün nasıl daha güvenli yapılacağını anlamak zor iş. Demek istiyorum ki bununla ilgilenen her tıp dergisi— bu dünyanın en çok saygı duyulanlarından biri olan İngiliz dergisi Lancet' ten en son çalışma,-- nükleer güvenilir güç için en güvenli yol. Herkes kazalardan korkuyor. Öyleyse gidip kaza verilerine bir bakın-- Fukişima, Çernobil— Dünya Sağlık Örgütü de aynı şeyi buluyor: zararın büyük bir kısmı insanların panik yapmasından kaynaklanıyor, panikliyorlar çünkü korkuyorlar. Diğer bir ifadeyle zarar aslında makinelerden veya radyasyondan meydana gelmiyor. Korkularımızdan meydana geliyor.
And what about the waste? Everyone worries about the waste. Well, the interesting thing about the waste is how little of it there is. This is just from one plant. If you take all the nuclear waste we've ever made in the United States, put it on a football field, stacked it up, it would only reach 20 feet high. And people say it's poisoning people or doing something -- it's not, it's just sitting there, it's just being monitored. There's not very much of it. By contrast, the waste that we don't control from energy production -- we call it "pollution," and it kills seven million people a year, and it's threatening very serious levels of global warming. And the truth is that even if we get good at using that waste as fuel, there's always going to be some fuel left over. That means there's always going to be people that think it's a big problem for reasons that maybe don't have as much to do with the actual waste as we think.
Atıklardan ne haber? Herkes atıklardan endişe ediyor. İlginç olan şey aslında atıkların ne kadar da az olduğudur. Bu sadece bir santralden. ABD'de bu güne kadar elde edilen atıkların hepsini bir futbol stadyumuna koyun, yığın, sadece 6 metre yüksekliğe ancak ulaşacaktır. İnsanlar, insanları zehirlediğinden, başka şeyler yaptığından bahsediyorlar— öyle değil, onlar orada sadece duruyor. Onlar izleniyor. Onlardan çok yok. Aksine, enerji üretiminden çıkan kontrol etmediğimiz atıklar— buna "kirlilik" diyoruz, yılda yedi milyon insanı öldürüyor ve küresel ısınma seviyelerini çok ciddi tehdit ediyor. Ve gerçek şu ki atığı yakıt olarak kullanmada iyi olsak bile, mutlaka her zaman biraz artan yakıt olacak. Bu demek oluyor ki gerçek atık miktarını bilmemeleri gibi nedenlerden dolayı her zaman bunun büyük bir problem olduğunu düşünen insanlar olacaktır.
Well, what about the weapons? Maybe the most surprising thing is that we can't find any examples of countries that have nuclear power and then, "Oh!" decide to go get a weapon. In fact, it works the opposite. What we find is the only way we know how to get rid large numbers of nuclear weapons is by using the plutonium in the warheads as fuel in our nuclear power plants. And so, if you are wanting to get the world rid of nuclear weapons, then we're going to need a lot more nuclear power.
Peki silahlardan ne haber? Belki de en şaşırtıcı şey nükleer gücü olan ve haydi bir silahımız olsun diyen hiçbir ülke örneği bulamayız. Aslında bu tam ters şekilde işliyor. Bulduğumuz şey nükleer silahların çoğundan kurtulmanın tek yolunun nükleer enerji santrallerimizde savaş başlıklarındaki plutonyumun yakıt olarak kullanılmasıyla olabileceğidir. Yani, daha fazla nükleer silahtan kurtulmak istiyorsak, o zaman daha fazla nükleer santrale ihtiyacımız var demektir.
(Applause)
(Alkışlar)
As I was leaving China, the engineer that brought Bill Gates there kind of pulled me aside, and he said, "You know, Michael, I appreciate your interest in all the different nuclear supply technologies, but there's this more basic issue, which is that there's just not enough global demand. I mean, we can crank out these machines on assembly lines, we do know how to make things cheap, but there's just not enough people that want them."
Çin'den ayrılırken, Bill Gates'in oraya götürdüğü mühendislerden biri beni kenara çekip dedi ki, "Michael, Biliyorsun, bütün farklı nükleer kaynak teknolojilerine olan ilgini takdir ediyorum, fakat burada daha basit bir mesele var, bunun için küresel çapta bir talep yok. Demek istiyorum ki bu makinaları bantlarda çok sayıda üretebilirsin, nasıl ucuza yapıldığını da biliyoruz, fakat bunu isteyen insan sayısı yeterli değil.
And so, let's do solar and wind and efficiency and conservation. Let's accelerate the advanced nuclear programs. I think we should triple the amount of money we're spending on it. But I just think the most important thing, if we're going to overcome the climate crisis, is to keep in mind that the cause of the clean energy crisis isn't from within our machines, it's from within ourselves.
Bu yüzden biz güneş ve rüzgara, enerji verimliliği ve korunmasına eğilelim. Haydi ileri nükleer programları hızlandıralım. Bence ona harcadığımız paranın miktarını üçe katlamalıyız. Fakat en önemli şeyin, iklim kriziyle baş edeceksek, aklımızda tutmalıyız ki temiz enerji krizi makinalardan kaynaklanmıyor, kendimizden kaynaklanıyor olduğunu düşünüyorum.
Thank you very much.
Çok teşekkür ederim.
(Applause)
(Alkışlar)