Why do we dream?
Neden rüya görürüz?
[Sleeping with Science]
Well, we dream for at least several different reasons. One key benefit is creativity. Sleep, including dream sleep, is associated with an enhanced ability to solve next-day problems. It's almost as though we go to sleep with the pieces of the jigsaw, but we wake up with the puzzle complete.
Aslında birçok sebepten dolayı rüya görürüz. Temel faydalarından biri yaratıcılıktır. Rüya uykusu da dahil olmak üzere uyku bir sonraki günün problemlerini çözmek için olan gelişmiş bir kabiliyetle ilişkilidir. Sanki elimizdeki yapboz parçalarıyla uyumaya gidermişiz gibi ama kalktığımızda tamamlanmış bir yapboz ile uyanırız.
The second benefit of REM-sleep dreaming is emotional first aid. REM sleep takes the painful sting out of difficult emotional experiences so that when we come back the next day, we feel better about those painful events. You can almost think of dreaming as a form of overnight therapy. It's not time that heals all wounds, but it's time during dream sleep that provides emotional convalescence.
REM rüya uykusunun ikinci bir faydası ise duygusal ilk yardımdır. REM uykusu zorlu duygusal deneyimlerin acısını azaltır böylelikle ertesi gün uyandığımızda bu acı verici olaylar hakkında kendimizi daha iyi hissederiz. Rüya görmeyi gecelik bir terapi şekli olarak düşünebilirsiniz. Bütün yaraları iyileştiren zaman değildir, ondan ziyade rüya uykusu sırasında geçirdiğimiz zaman duygusal iyileşme sağlar.
Now, it's not just that you dream. It's also what you dream about that seems to make a difference. Scientists have discovered that after learning a virtual maze, for example, those individuals who slept but critically also dreamed about the maze were the only ones who ended up being better at navigating the maze when they woke up. And this same principle is true for our mental health. For example, people going through a difficult or traumatic experience such as a divorce, and who are dreaming about that event, go on to gain resolution to their depression relative to those who were dreaming but not dreaming about the events themselves.
Fark yaratacak gibi görünen şey sadece rüya görmeniz değil aynı zamanda ne hakkında rüya gördüğünüzdür. Bilim adamları şunu keşfetti: sanal bir labirent öğrendikleri zaman ciddi olarak labirent hakkında düşünerek uyuyan bireyler uyandıkları zaman labirentte gezinmede daha iyiydiler. Aynı prensip bizim akıl sağlığımız için de geçerlidir. Örneğin; boşanma gibi zor ya da travmatik bir süreçten geçen ve bu olay hakkında rüya gören insanlar rüya gören ama olayların kendisi hakkında rüya görmeyen insanlarla göre depresyonlarını daha iyi atlatabiliyorlar.
All of which means that sleep and the very act of dreaming itself appears to be an essential ingredient to so much of our waking lives.
Bütün bunlar, uykunun ve rüya görme eyleminin kendisinin uyanık hayatımızın çoğunun ana unsuru olduğu anlamına geliyor.
We dream, therefore we are.
Rüya görüyoruz, öyleyse varız.