At 7:45 a.m., I open the doors to a building dedicated to building, yet only breaks me down. I march down hallways cleaned up after me every day by regular janitors, but I never have the decency to honor their names. Lockers left open like teenage boys' mouths when teenage girls wear clothes that covers their insecurities but exposes everything else. Masculinity mimicked by men who grew up with no fathers, camouflage worn by bullies who are dangerously armed but need hugs. Teachers paid less than what it costs them to be here. Oceans of adolescents come here to receive lessons but never learn to swim, part like the Red Sea when the bell rings.
Saat 7:45, inşa etmek için hizmet veren bir binanın kapısını açıyorum, ancak beni sadece yıkıyor. Her gün ardımdan sıradan hizmetlilerin temizlediği... koridorlardan aşağı yürüyorum, ancak isimlerini onurlandıracak terbiyem asla olmadı. Dolaplar, genç kızların güvensizliklerini örten ancak... geri kalan her şeyi sergileyen kıyafetler giydiği... zamanlardaki oğlanların ağzı gibi açık. Erkeklik babasız büyüyen erkekler tarafından taklit ediliyor, tehlikeli şekilde silahlı ancak kucaklaşmaya ihtiyaç duyan... zorbaların kamuflajı olarak. Öğretmenlere, burada olmalarının kendilerine getirdiği zarardan daha azı ödeniyor. Bir okyanus dolusu ergen buraya ders almaya geliyor... ancak asla yüzme öğrenmiyor... zil çaldığındaysa Kızıl Deniz gibi ayrılıyorlar.
This is a training ground. My high school is Chicago, diverse and segregated on purpose. Social lines are barbed wire. Labels like "Regulars" and "Honors" resonate. I am an Honors but go home with Regular students who are soldiers in territory that owns them. This is a training ground to sort out the Regulars from the Honors, a reoccurring cycle built to recycle the trash of this system.
Burası bir eğitim alanı. Benim lisem Chicago, farklı ve bilerek ayrılmış Sosyal bağlar dikenli teldir. "Normaller", "Onurlular" gibi etiketler yankılanır. Ben onurlulardanım, ama eve, onlara sahip olan bölgelerin askerleri olan "Normal" öğrenciler ile gidiyorum. Burası bir eğitim alanı, normalleri üstünlerden ayırmak için, bu sistemin çöplerini geri dönüştürmek için
Trained at a young age to capitalize, letters taught now that capitalism raises you but you have to step on someone else to get there. This is a training ground where one group is taught to lead and the other is made to follow. No wonder so many of my people spit bars, because the truth is hard to swallow. The need for degrees has left so many people frozen.
oluşturulmuş tekrarlayan bir çark. Genç yaşta kapitalist olmak öğretiliyor, eğitim bize öğretiyor ki kapitalizm bizi yükseltir, ama yükselmek için başka birinin üzerine basmamız gerekir. Burası, bir grubun liderlik etmek... diğerininse takip etmeyi öğrendiği bir eğitim alanı. İnsanlarımın çoğunun bu parmaklıkları tükürdüğüne şaşırmamak gerek, çünkü gerçekleri yutmak zordur.
Homework is stressful, but when you go home every day and your home is work, you don't want to pick up any assignments. Reading textbooks is stressful, but reading does not matter when you feel your story is already written, either dead or getting booked. Taking tests is stressful, but bubbling in a Scantron does not stop bullets from bursting.
İyi notlara sahip olma gerekliliği bir çok insanı hareketsiz bıraktı. Ev ödevleri, stresli, ama hergün eve giderken, eviniz iş ise, herhangi bir ödev almaya gönüllü değilsinizdir. Ders kitapları okumak stresli, ama okumak önemli değil, hikayenizin önceden yazıldığını hissediyorsanız. ölü veya halen yazılıyor olsa da. Sınavlar stresli, ama bir sabun köpüğünde yaşamak
I hear education systems are failing, but I believe they're succeeding at what they're built to do -- to train you, to keep you on track, to track down an American dream that has failed so many of us all.
kurşunların ateşlenmesini durdurmayacak. Eğitim sistemlerinin başarısız olduklarını duyuyorum, ama inşa edildikleri konuda başarılı olduklarına inanıyorum -- sizi eğitmek için, sizi yolda tutmak için, başarısız olmuş bir Amerikan rüyasını takip etmek için, çoğumuz için başarısız hepimiz için.
(Applause)
(Alkışlar)