I'm here today to talk about a disturbing question, which has an equally disturbing answer. My topic is the secrets of domestic violence, and the question I'm going to tackle is the one question everyone always asks: Why does she stay? Why would anyone stay with a man who beats her? I'm not a psychiatrist, a social worker or an expert in domestic violence. I'm just one woman with a story to tell.
Bugün, rahatsız edici bir soruyla ve onun aynı şekilde rahatsız edici cevabıyla ilgili konuşmak üzere buradayım. Konum, aile içi şiddetin sırları ve ilgileneceğim soru, herkesin sürekli sorduğu tek soru: [Kadın] Niye kalıyor? Bir insan neden kendini döven bir adamla kalır? Ben bir psikiyatr, sosyal hizmet çalışanı ya da aile içi şiddet uzmanı değilim. Sadece, anlatacak bir hikâyesi olan bir kadınım.
I was 22. I had just graduated from Harvard College. I had moved to New York City for my first job as a writer and editor at Seventeen magazine. I had my first apartment, my first little green American Express card, and I had a very big secret. My secret was that I had this gun loaded with hollow-point bullets pointed at my head by the man who I thought was my soulmate, many, many times. The man who I loved more than anybody on Earth held a gun to my head and threatened to kill me more times than I can even remember. I'm here to tell you the story of crazy love, a psychological trap disguised as love, one that millions of women and even a few men fall into every year. It may even be your story.
22 yaşındaydım. Harvard Üniversitesi'nden yeni mezun olmuştum. Seventeen dergisinde yazar ve editör olarak ilk işim için New York'a taşınmıştım. İlk apartman daireme, ilk küçük, yeşil American Express kartıma sahip olmuştum ve çok büyük bir sırrım vardı. Sırrım, oyuk uçlu mermilerle dolu olan bu tabancanın, ruh ikizim olduğunu düşündüğüm adam tarafından kafama doğrultulmuş olmasıydı, birçok, birçok kez. Dünyada herkesten çok sevdiğim adam kafama bir silah dayadı ve beni öldürmekle tehdit etti, hatırlayabileceğimden daha fazla kez. Size "çılgın aşk"ı anlatmak için buradayım, aşk olarak gizlenen psikolojik bir tuzak, her yıl milyonlarca kadının ve hatta birkaç erkeğin düştüğü bir tuzak. Bu sizin hikâyeniz bile olabilir.
I don't look like a typical domestic violence survivor. I have a B.A. in English from Harvard College, an MBA in marketing from Wharton Business School. I've spent most of my career working for Fortune 500 companies including Johnson & Johnson, Leo Burnett and The Washington Post. I've been married for almost 20 years to my second husband and we have three kids together. My dog is a black lab, and I drive a Honda Odyssey minivan. (Laughter)
Tipik bir aile içi şiddet sağ kalanı gibi görünmüyorum. Harvard Üniversitesi'nden İngiliz dili lisans derecem, Wharton İşletme Fakültesi'nden pazarlama üzerine işletme yüksek lisansım var. Kariyerimin büyük bölümünü Johnson&Johnson, Leo Burnett ve Washington Post gibi Fortune 500 şirketleri için çalışarak geçirdim. 20 yıldır ikinci eşimle evliyim ve üç çocuğumuz var. Köpeğim siyah bir labrador ve arabam Honda Odyssey minivan. (Gülüşmeler)
So my first message for you is that domestic violence happens to everyone -- all races, all religions, all income and education levels. It's everywhere. And my second message is that everyone thinks domestic violence happens to women, that it's a women's issue. Not exactly. Over 85 percent of abusers are men, and domestic abuse happens only in intimate, interdependent, long-term relationships, in other words, in families, the last place we would want or expect to find violence, which is one reason domestic abuse is so confusing.
Yani size ilk mesajım, aile içi şiddetin herkesin başına geldiği; bütün ırklar, bütün dinler, bütün gelir ve eğitim düzeyleri... Her yerde. Ve ikinci mesajım şu ki, herkes aile içi şiddetin kadınların başına geldiğini, bunun bir kadın meselesi olduğunu düşünüyor. Tam olarak böyle değil. İstismarcıların %85'ten fazlası erkek ve aile içi istismar sadece çok yakın, karşılıklı bağımlılık içeren, uzun süreli ilişkilerde yaşanıyor; başka bir deyişle, ailelerde; şiddetin olmasını isteyeceğimiz ya da onu bulmayı bekleyeceğimiz son yer; ki bu, aile içi istismarın bu kadar kafa karıştırıcı olmasının da bir nedeni.
I would have told you myself that I was the last person on Earth who would stay with a man who beats me, but in fact I was a very typical victim because of my age. I was 22, and in the United States, women ages 16 to 24 are three times as likely to be domestic violence victims as women of other ages, and over 500 women and girls this age are killed every year by abusive partners, boyfriends, and husbands in the United States.
Size, beni döven bir adamla yaşamaya devam edecek dünyadaki son kişi olduğumu kendim söylerdim; fakat aslında yaşımdan dolayı tipik bir kurbandım. 22 yaşındaydım, ve Birleşik Devletler'de 16 ve 24 yaş arasındaki kadınların, diğer yaşlardaki kadınlara göre 3 kat daha fazla aile içi şiddet kurbanı olma ihtimalleri var. Ve her yıl Birleşik Devletler'de bu yaşlardaki 500'den fazla kadın ve genç kız, istismarcı eşleri, erkek arkadaşları ve kocaları tarafından öldürülüyor.
I was also a very typical victim because I knew nothing about domestic violence, its warning signs or its patterns.
Ben de çok tipik bir kurbandım çünkü aile içi şiddet, uyarıcı belirtileri ya da örüntüleri hakkında hiçbir şey bilmiyordum.
I met Conor on a cold, rainy January night. He sat next to me on the New York City subway, and he started chatting me up. He told me two things. One was that he, too, had just graduated from an Ivy League school, and that he worked at a very impressive Wall Street bank. But what made the biggest impression on me that first meeting was that he was smart and funny and he looked like a farm boy. He had these big cheeks, these big apple cheeks and this wheat-blond hair, and he seemed so sweet.
Conor'la soğuk, yağmurlu bir ocak gecesi tanıştım. New York City metrosunda yanıma oturdu ve benimle sohbet etmeye başladı. Bana iki şey söyledi. Benim gibi o da bir Ivy Ligi okulundan yenice mezun olmuştu ve çok etkileyici bir Wall Street bankasında çalışıyordu; fakat o ilk karşılaşmada bende en büyük etkiyi yaratan, zeki ve matrak olmasıydı; ve bir çiftlik çocuğu gibi görünüyordu. Büyük yanakları vardı, büyük elma yanaklar ve buğday sarısı saçları... Ve o kadar tatlı görünmüştü ki...
One of the smartest things Conor did, from the very beginning, was to create the illusion that I was the dominant partner in the relationship. He did this especially at the beginning by idolizing me. We started dating, and he loved everything about me, that I was smart, that I'd gone to Harvard, that I was passionate about helping teenage girls, and my job. He wanted to know everything about my family and my childhood and my hopes and dreams. Conor believed in me, as a writer and a woman, in a way that no one else ever had. And he also created a magical atmosphere of trust between us by confessing his secret, which was that, as a very young boy starting at age four, he had been savagely and repeatedly physically abused by his stepfather, and the abuse had gotten so bad that he had had to drop out of school in eighth grade, even though he was very smart, and he'd spent almost 20 years rebuilding his life. Which is why that Ivy League degree and the Wall Street job and his bright shiny future meant so much to him. If you had told me that this smart, funny, sensitive man who adored me would one day dictate whether or not I wore makeup, how short my skirts were, where I lived, what jobs I took, who my friends were and where I spent Christmas, I would have laughed at you, because there was not a hint of violence or control or anger in Conor at the beginning. I didn't know that the first stage in any domestic violence relationship is to seduce and charm the victim.
En başından itibaren Conor'ın yaptığı en zekice şey, ilişkide benim baskın taraf olduğum illüzyonunu yaratmasıydı. Bunu, özellikle başlarda beni idolleştirerek yaptı. Görüşmeye başlamıştık ve benimle ilgili her şeyi seviyordu; akıllı oluşumu, Harvard'a gitmiş olmamı, genç kızlara yardım etmeye çok istekli oluşumu ve işimi. Ailemle ve çocukluğumla ve umutlarımla ve hayallerimle ilgili her şeyi bilmek istiyordu. Conor bana, bir kadın ve bir yazar olarak, o güne kadar kimsenin inanmadığı şekilde inandı. Ve bir sırrını itiraf ederek aramızda sihirli bir güven atmosferi de yarattı; sırrı şuydu, çok küçük bir çocukken vahşice ve tekrar tekrar üvey babası tarafından istismar edilmişti; ve bu istismar o kadar kötüleşmişti ki sekizinci sınıfta okuldan ayrılmak zorunda kalmıştı, çok zeki olmasına rağmen. Ve neredeyse 20 yılını hayatını yeniden kurmak için geçirmişti. O Ivy Ligi diplomasının ve Wall Street işinin ve ışıldayan parlak geleceğinin ona bu kadar çok şey ifade etmesinin nedeni buydu. Bana tapan bu zeki, matrak, duyarlı adamın bir gün bana makyaj yapıp yapmayacağımı, eteklerimin ne kadar kısa olacağını, nerede yaşayacağımı, hangi işi kabul edeceğimi, arkadaşlarımın kimler olacağını ve Noel'i nerede geçireceğimi dikte edeceğini söylemiş olsaydınız size gülerdim; çünkü başlangıçta Conor'da şiddetin ya da kontrolün ya da hiddetin hiçbir emaresi yoktu. Herhangi bir aile içi şiddet ilişkisinde ilk aşamanın, kurbanı baştan çıkarmak ve büyülemek olduğunu bilmiyordum.
I also didn't know that the second step is to isolate the victim. Now, Conor did not come home one day and announce, "You know, hey, all this Romeo and Juliet stuff has been great, but I need to move into the next phase where I isolate you and I abuse you" — (Laughter) — "so I need to get you out of this apartment where the neighbors can hear you scream and out of this city where you have friends and family and coworkers who can see the bruises." Instead, Conor came home one Friday evening and he told me that he had quit his job that day, his dream job, and he said that he had quit his job because of me, because I had made him feel so safe and loved that he didn't need to prove himself on Wall Street anymore, and he just wanted to get out of the city and away from his abusive, dysfunctional family, and move to a tiny town in New England where he could start his life over with me by his side. Now, the last thing I wanted to do was leave New York, and my dream job, but I thought you made sacrifices for your soulmate, so I agreed, and I quit my job, and Conor and I left Manhattan together. I had no idea I was falling into crazy love, that I was walking headfirst into a carefully laid physical, financial and psychological trap.
İkinci adımın kurbanı izole etmek olduğunu da bilmiyordum. Şimdi, Conor bir gün eve gelip şöyle buyurmadı: "Tamam, tüm bu Romeo ve Juliet muhabbetleri harikaydı fakat seni izole edip istismar edeceğim bir sonraki aşamaya geçmem gerekiyor." (Gülüşmeler) "Dolayısıyla seni, çığlıklarını komşuların duyabileceği bu apartman dairesinden ve darp izlerini görebilecek arkadaşlarının, ailenin ve iş arkadaşlarının olduğu bu şehirden çıkarmalıyım." Bunun yerine, Conor bir cuma gecesi eve geldi ve bana işinden ayrıldığını söyledi, -rüyalarının işinden-, ve işinden benim yüzümden ayrıldığını söyledi; çünkü ona o kadar güvende olduğunu ve sevildiğini hissettirmiştim ki, artık kendisini Wall Street'te kanıtlamasına gerek kalmamıştı ve sadece şehirden çıkmak ve istismarcı ve sorunlu ailesinden uzaklaşmak ve yanında benimle hayatına baştan başlayacağı New England'daki küçük bir kasabaya taşınmak istiyordu. Şimdi, benim en son istediğim şey New York'tan ve rüyalarımın işinden ayrılmaktı; fakat ruh ikiziniz için fedakârlıklar yapılır diye düşündüm; yani kabul ettim ve işimden ayrıldım ve Conor'la birlikte Manhattan'dan ayrıldık. "Çılgın aşk"a düşmekte olduğumu, dikkatle planlanmış fiziksel, ekonomik ve psikolojik bir tuzağa doğru balıklama daldığımı hiç fark etmedim.
The next step in the domestic violence pattern is to introduce the threat of violence and see how she reacts. And here's where those guns come in. As soon as we moved to New England -- you know, that place where Connor was supposed to feel so safe -- he bought three guns. He kept one in the glove compartment of our car. He kept one under the pillows on our bed, and the third one he kept in his pocket at all times. And he said that he needed those guns because of the trauma he'd experienced as a young boy. He needed them to feel protected. But those guns were really a message for me, and even though he hadn't raised a hand to me, my life was already in grave danger every minute of every day.
Aile içi şiddet örüntüsündeki sıradaki adım, şiddet tehdidini ortaya koymak ve karşı tarafın buna nasıl tepki vereceğini görmektir. Ve silahların karıştığı nokta da burası. New England'a taşındığımız gibi -biliyorsunuz, hani Conor'ın kendisini güvenli hissedeceği o yer- 3 silah getirdi. Birini arabamızın torpido gözünde tuttu, birini yatağımızdaki yastıkların altında ve üçüncüsünü her zaman cebinde. Ve o silahlara küçükken yaşadığı travmalar nedeniyle ihtiyacı olduğunu söyledi. Korunmuş hissetmek için onlara ihtiyacı vardı. Fakat o silahlar gerçekten benim için bir mesajdı. Ve bana hiç el kaldırmamış olsa da hayatım çoktan her günün her dakikası ciddi tehlike altındaydı.
Conor first physically attacked me five days before our wedding. It was 7 a.m. I still had on my nightgown. I was working on my computer trying to finish a freelance writing assignment, and I got frustrated, and Conor used my anger as an excuse to put both of his hands around my neck and to squeeze so tightly that I could not breathe or scream, and he used the chokehold to hit my head repeatedly against the wall. Five days later, the ten bruises on my neck had just faded, and I put on my mother's wedding dress, and I married him.
Conor bana ilk defa düğünümüzden beş gün önce fiziksel olarak saldırdı. Saat sabah 7'ydi, hâlâ geceliğim üzerimdeydi. Aldığım bir yazı işini bitirmek üzere bilgisayarımda çalışıyordum ve yılmıştım; ve Conor, kızgınlığımı, iki eliyle boynumu tutup nefes alamayacağım ya da çığlık atamayacağım kadar sıkmak için bahane olarak kullandı ve bu şekilde kafamı defalarca duvara çarptı. Beş gün sonra boynumdaki on iz ancak yok olmuştu ve annemin gelinliğini giydim ve onunla evlendim.
Despite what had happened, I was sure we were going to live happily ever after, because I loved him, and he loved me so much. And he was very, very sorry. He had just been really stressed out by the wedding and by becoming a family with me. It was an isolated incident, and he was never going to hurt me again.
Olanlara rağmen sonsuza kadar mutlu olacağımıza emindim çünkü onu seviyordum ve o da beni o kadar çok seviyordu ki... Ve çok çok üzgündü. Düğünden ve benimle aile olmaktan dolayı gerçekten strese girmişti. Bu istisnai bir olaydı ve beni bir daha asla incitmeyecekti.
It happened twice more on the honeymoon. The first time, I was driving to find a secret beach and I got lost, and he punched me in the side of my head so hard that the other side of my head repeatedly hit the driver's side window. And then a few days later, driving home from our honeymoon, he got frustrated by traffic, and he threw a cold Big Mac in my face. Conor proceeded to beat me once or twice a week for the next two and a half years of our marriage.
Balayında iki kere daha oldu. Birincisinde, gizli bir kumsal bulmak için araba sürüyordum ve kayboldum; ve kafamın yanına o kadar sert bir yumruk attı ki kafamın diğer yanı sürücü yan camına defalarca çarptı. Ve birkaç gün sonra, balayından eve dönüşte arabadayken trafikten sıkıldı ve yüzüme soğuk bir Big Mac [hamburger] attı. Conor, evliliğimizin sonraki iki buçuk yılında haftada bir ya da iki kez olmak üzere beni dövmeye devam etti.
I was mistaken in thinking that I was unique and alone in this situation. One in three American women experiences domestic violence or stalking at some point in her life, and the CDC reports that 15 million children are abused every year, 15 million. So actually, I was in very good company.
Böyle bir durumda tek ve yalnız olduğumu düşünerek yanılmıştım. Her üç Amerikalı kadından biri aile içi şiddeti ya da tacizci takibi hayatının bir noktasında yaşıyor. Ve CDC [ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri], her yıl 15 milyon çocuğun istismar edildiğini bildiriyor, 15 milyon. Yani aslında, bu durumda hiç yalnız değildim.
Back to my question: Why did I stay? The answer is easy. I didn't know he was abusing me. Even though he held those loaded guns to my head, pushed me down stairs, threatened to kill our dog, pulled the key out of the car ignition as I drove down the highway, poured coffee grinds on my head as I dressed for a job interview, I never once thought of myself as a battered wife. Instead, I was a very strong woman in love with a deeply troubled man, and I was the only person on Earth who could help Conor face his demons.
Soruma geri dönelim: Neden kaldım? Cevap basit. Beni istismar ettiğini bilmiyordum. O dolu silahları kafama tutsa da, beni merdivenlerden aşağı itse de, köpeğimizi öldürmekle tehdit etse de, otoyolda giderken anahtarı kontaktan çıkarsa da, bir iş görüşmesi için giyinmişken kafama öğütülmüş kahve dökse de kendimi hiç şiddet gören bir eş olarak düşünmedim. Tersine, derin sorunları olan bir adamla evli olan çok güçlü bir kadındım. Ve Conor'a şeytanlarıyla yüzleşmekte yardım edebilecek dünyadaki tek kişiydim.
The other question everybody asks is, why doesn't she just leave? Why didn't I walk out? I could have left any time. To me, this is the saddest and most painful question that people ask, because we victims know something you usually don't: It's incredibly dangerous to leave an abuser. Because the final step in the domestic violence pattern is kill her. Over 70 percent of domestic violence murders happen after the victim has ended the relationship, after she's gotten out, because then the abuser has nothing left to lose. Other outcomes include long-term stalking, even after the abuser remarries; denial of financial resources; and manipulation of the family court system to terrify the victim and her children, who are regularly forced by family court judges to spend unsupervised time with the man who beat their mother. And still we ask, why doesn't she just leave?
Herkesin sorduğu diğer soru şu: "Neden terk etmiyor?" Neden çıkıp gitmedim? Her an terk edebilirdim. Benim için bu, insanların sorduğu en üzücü ve acı verici soru, çünkü biz kurbanlar sizin genelde bilmediğiniz bir şeyi biliyoruz: Bir istismarcıyı terk etmek inanılmaz derecede tehlikelidir. Çünkü aile içi şiddet örüntüsündeki son adım kadını öldürmektir. Aile içi şiddet cinayetlerinin %70'ten fazlası kurban ilişkiyi bitirdikten sonra gerçekleşiyor, ayrıldıktan sonra; çünkü bundan sonra istismarcının kaybedecek bir şeyi kalmıyor. Diğer sonuçlar arasında şunlar var: Uzun süreli tacizci takip -istismarcı tekrar evlendikten sonra bile-, parasal kaynakların inkârı ve aile mahkeme sisteminin, kurbanı ve çocuklarını korkutmak için manipüle edilmesi; bu çocuklar aynı zamanda aile mahkemesi hakimleri tarafından düzenli olarak annelerini döven adamla kontrol edilmeksizin zaman geçirmeye zorlanıyorlar. Ve hâlâ soruyoruz: "Neden sadece terk edip gitmiyor?"
I was able to leave, because of one final, sadistic beating that broke through my denial. I realized that the man who I loved so much was going to kill me if I let him. So I broke the silence. I told everyone: the police, my neighbors, my friends and family, total strangers, and I'm here today because you all helped me.
Ben bunu yapabildim; inkârımı kıran son sadistçe bir dayak sayesinde. Bu kadar sevdiğim adamın izin verirsem beni öldüreceğini fark ettim. Böylece suskunluğumu bitirdim. Herkese anlattım: Polise, komşularıma, aile ve arkadaşlarıma, tamamen yabancılara, ve bugün buradayım çünkü hepiniz bana yardım ettiniz.
We tend to stereotype victims as grisly headlines, self-destructive women, damaged goods. The question, "Why does she stay?" is code for some people for, "It's her fault for staying," as if victims intentionally choose to fall in love with men intent upon destroying us.
Kurbanları, ürkütücü manşetler gibi kalıplara sokmaya eğilimliyiz: kendine zarar veren kadınlar, "defolu mal"lar. "Neden kalıyor?" sorusu bazı insanlar için "Kaldığı için kendi suçlu." anlamına gelen bir kod; sanki kurbanlar kendilerini yok etmeye niyetli erkeklere aşık olmayı bilerek seçiyorlarmış gibi.
But since publishing "Crazy Love," I have heard hundreds of stories from men and women who also got out, who learned an invaluable life lesson from what happened, and who rebuilt lives -- joyous, happy lives -- as employees, wives and mothers, lives completely free of violence, like me. Because it turns out that I'm actually a very typical domestic violence victim and a typical domestic violence survivor. I remarried a kind and gentle man, and we have those three kids. I have that black lab, and I have that minivan. What I will never have again, ever, is a loaded gun held to my head by someone who says that he loves me.
Ama "Çılgın Aşk"ı yayınladıktan sonra erkeklerden ve kadınlardan yüzlerce hikâye duydum. Onlar da sorundan çıkmayı başarmışlar; olanlardan çok değerli hayat dersleri çıkarmışlar ve çalışanlar, eşler ve anneler olarak yeni hayatlar kurmuşlar -keyifli, mutlu hayatlar-; şiddetten tamamen arınmış hayatlar, benim gibi. Çünkü öyle görünüyor ki ben tipik bir aile içi şiddet kurbanıyım ve tipik bir şiddet sağ kalanıyım. İyi ve hassas bir adamla yeniden evlendim ve üç çocuğumuz var. O siyah labradorum ve minivanım var. Bir daha kesinlikle sahip olmayacağım şey, -asla- beni sevdiğini söyleyen biri tarafından kafama tutulmuş bir silah.
Right now, maybe you're thinking, "Wow, this is fascinating," or, "Wow, how stupid was she," but this whole time, I've actually been talking about you. I promise you there are several people listening to me right now who are currently being abused or who were abused as children or who are abusers themselves. Abuse could be affecting your daughter, your sister, your best friend right now.
Şu anda belki şöyle düşünüyorsunuz "Aman tanrım, bu inanılmaz!" ya da "Aman tanrım, ne kadar aptal bir kadın." ama tüm bu zaman ben aslında sizinle ilgili konuştum. Sizi temin ederim ki, şu anda istismar edilmekte olan ya da çocukken istismar edilmiş olan ya da kendileri istismarcı olan birkaç kişi var tam şu anda beni dinleyen. İstismar tam şu anda kızınızı, kız kardeşinizi, en yakın arkadaşınızı etkiliyor olabilir.
I was able to end my own crazy love story by breaking the silence. I'm still breaking the silence today. It's my way of helping other victims, and it's my final request of you. Talk about what you heard here. Abuse thrives only in silence. You have the power to end domestic violence simply by shining a spotlight on it. We victims need everyone. We need every one of you to understand the secrets of domestic violence. Show abuse the light of day by talking about it with your children, your coworkers, your friends and family. Recast survivors as wonderful, lovable people with full futures. Recognize the early signs of violence and conscientiously intervene, deescalate it, show victims a safe way out. Together we can make our beds, our dinner tables and our families the safe and peaceful oases they should be.
Ben kendi "çılgın aşk" hikâyemi sessizliği kırarak bitirebildim. Bugün hâlâ sessizliği kırmaya devam ediyorum. Benim başka kurbanlara yardım etme biçimim ve sizden son ricam bu. Burada duyduklarınızla ilgili konuşun. İstismar sadece sessizlikte yeşerir. Aile içi şiddeti basitçe üzerine bir spot ışık tutarak bitirme gücünüz var. Biz kurbanların herkese ihtiyacımız var. Aile içi şiddetin sırlarını her birinizin anlamasına ihtiyacımız var. Çocuklarınızla, iş arkadaşlarınızla, aile ve arkadaşlarınızla konuşarak istismara gün ışığını gösterin. Sağ kalanları, eksiksiz bir gelecekleri olan harika, sevilen insanlar olarak yeniden biçimlendirin. Şiddetin erken işaretlerini fark edin ve özenle müdahale edin; onu azaltın, kurbanlara güvenli bir çıkış yolu gösterin. Beraberce yataklarımızı, yemek masalarımızı ve ailelerimizi olmaları gereken güvenli ve barış dolu vahalar haline getirebiliriz.
Thank you.
Teşekkür ederim.
(Applause)
(Alkış)