So the first question is, why do we need to even worry about a pandemic threat? What is it that we're concerned about? When I say "we," I'm at the Council on Foreign Relations. We're concerned in the national security community, and of course in the biology community and the public health community. While globalization has increased travel, it's made it necessary that everybody be everywhere, all the time, all over the world. And that means that your microbial hitchhikers are moving with you. So a plague outbreak in Surat, India becomes not an obscure event, but a globalized event -- a globalized concern that has changed the risk equation. Katrina showed us that we cannot completely depend on government to have readiness in hand, to be capable of handling things. Indeed, an outbreak would be multiple Katrinas at once.
Öncelikle neden bir salgın tehdidinden endişe etmemiz gerektiği sorulabilir. Bunca endişe uyandıran şey aslında nedir? "Biz" derken kastettiğim, üyesi olduğum dış ilişkiler konseyi. Ulusal güvenlik çevreleri ile ve elbette biyoloji ve kamu sağlığı çevreleri ile ilgiliyiz. Küreselleşmeyle birlikte seyahat sıklığı artınca herkesi, her yerde herhangi zamanda, dünyanın herhangi yerinde bulunur oldu. Demek oluyor ki, otostopçu mikroplarımız da bizimle birlikte seyahat ediyor. yani Hindistan'ın Surat bölgesindeki bir salgın artık ücra bir olay değil, küresel bir mesele haline geliyor. öyle ki, risk dengelerini tümüyle değiştiriyor. Katrina kasırgasında görüldüğü gibi bir felakete hazırlıklı olmada, sorunları çözebilmede artık sadece devlet kurumlarına güvenemeyiz. Bir salgınının Katrinandan kat-be-kat büyük olacağına şüphe yok.
Our big concern at the moment is a virus called H5N1 flu -- some of you call it bird flu -- which first emerged in southern China, in the mid-1990s, but we didn't know about it until 1997. At the end of last Christmas only 13 countries had seen H5N1. But we're now up to 55 countries in the world, have had this virus emerge, in either birds, or people or both. In the bird outbreaks we now can see that pretty much the whole world has seen this virus except the Americas. And I'll get into why we've so far been spared in a moment.
Şu andaki başlıca meselemiz H5N1 adlı virüsün neden olduğu grip bazılarınız ona kuş gribi diyor. Virüs 1990'ların ortalarında güney Çin'de ortaya çıktı. Ama 1997'ye kadar hakkında bilgimiz yoktu. Son noele kadar sadece 13 ülkede H5N1 görülmüştü. ama şimdi dünyanın çeşitli yerlerindeki 55 ülkede ya kuşlarda, ya insanlarda ya da her ikisinde birden bu virüs görülüyor. Kuşlar arasındaki salgından anlaşılıyor ki virüs amerika hariç dünyanın hemen her yerinde mevcut. Şimdi, canımızı nasıl olup da şimdiye dek kurtardığımıza geleceğim.
In domestic birds, especially chickens, it's 100 percent lethal. It's one of the most lethal things we've seen in circulation in the world in any recent centuries. And we've dealt with it by killing off lots and lots and lots of chickens, and unfortunately often not reimbursing the peasant farmers with the result that there's cover-up. It's also carried on migration patterns of wild migratory aquatic birds. There has been this centralized event in a place called Lake Chenghai, China. Two years ago the migrating birds had a multiple event where thousands died because of a mutation occurring in the virus, which made the species range broaden dramatically. So that birds going to Siberia, to Europe, and to Africa carried the virus, which had not previously been possible.
Kümes hayvanlarında, özellikle tavuklarda %100 ölümcül olan H5N1 şimdiye kadar yeryüzünde son yüzyıllarda dolaştığını bildiğimiz görülmüş en ölümcül şeylerden biri Bununla başetmek adına şimdiye dek bir sürü tavuk katledildi ve çoğu zaman çiftçiye tazminat ödenmediği neticesi de örtbas edildi. Hastalık, yabani göçmen kuşların göç döngüsüyle de yayılmakta. İki yıl önce Çin'deki Çengai gölü çevresinde yaşanan toplu kuş ölümleri akıllarda. Burada toplanan göçmen kuşlar hadisenin katlanmasına yol açtı virüsün mutasyona uğraması sonucu binlerce kuşun ölmesi, türlerinin çapını dramatik şekilde değiştirdi. Sibirya'ya, Avrupa'ya ve Afrika'ya giden göçmen kuşlar virüsü buralara taşıdı ki, bu daha önce görülmemişti.
We're now seeing outbreaks in human populations -- so far, fortunately, small events, tiny outbreaks, occasional clusters. The virus has mutated dramatically in the last two years to form two distinct families, if you will, of the H5N1 viral tree with branches in them, and with different attributes that are worrying. So what's concerning us? Well, first of all, at no time in history have we succeeded in making in a timely fashion, a specific vaccine for more than 260 million people. It's not going to do us very much good in a global pandemic. You've heard about the vaccine we're stockpiling. But nobody believes it will actually be particularly effective if we have a real outbreak.
Salgın şimdi de insan popülasyonunda görülüyor. Şimdilik neyse ki küçük çaplı salgınlar, ufak gruplar arasında müşahade ediliyor. Geçtiğimiz iki yılda virüs büyük bir mutasyona uğrayarak iki farklı tür grubuna evrildi ve H5N1 virüsünün soyağacı gelişen yeni dallarla ve farklı niteliklerle endişe verici hale geldi. Peki, bizi endişelendiren nedir? Öncelikle tarihin hiçbir döneminde belli dönem etkili olan hastalığa karşı 260 milyondan fazla insana uygulanabilecek özel bir aşı geliştirmeyi başaramadık. Küresel bir salgın halinde bu durumun bize bir yararı olmayacak. Her ne kadar insanlar aşı stoklama yoluna gidiyorsa da hiçkimse bu aşının gerçek bir küresel salgın karşısında kesin ve kalıcı bir çözüm olduğunu düşünmüyor
So one thought is: after 9/11, when the airports closed, our flu season was delayed by two weeks. So the thought is, hey, maybe what we should do is just immediately -- we hear there is H5N1 spreading from human to human, the virus has mutated to be a human-to-human transmitter -- let's shut down the airports. However, huge supercomputer analyses, done of the likely effectiveness of this, show that it won't buy us much time at all. And of course it will be hugely disruptive in preparation plans. For example, all masks are made in China. How do you get them mobilized around the world if you've shut all the airports down? How do you get the vaccines moved around the world and the drugs moved, and whatever may or not be available that would work. So it turns out that shutting down the airports is counterproductive.
Çözüme dari fikirlerden biri, havaalanlarının 2 ay süreyle kapalı tutulduğu 11 Eylül saldırısında olduğu gibi hava trafiğini durdurmak. Bu sayede grip mevsimimiz 2 hafta gecikmişti. Yani, H5N1'in insandan insan bulaştığını duyar duymaz derhal, bu arada virüs insandan insana bulaşacak şekilde mutasyona uğradı, havaalanlarını kapatmalıyız şeklinde bir görüş. Öte yandan karmaşık bilgisayar analizleri gösterdi ki, böylesi bir tedbir bize fazlaca zaman kazandırmayacak. Üstelik hazırlık planlarını sekteye uğratması da kaçınılmaz. Mesela, tüm maskeler Çin'de üretiliyor. Bütün hava trafiğini durdurursak bu maskeleri ülkeye nasıl getirteceğiz? Aşının, ilaçların ve işe yarayabilecek başka şeylerin dünyanın değişik yerlerine yollanması nasıl mümkün olacak? anlaşılan o ki, havaalanlarını kapatmak, çözüme hizmet etmiyor.
We're worried because this virus, unlike any other flu we've ever studied, can be transmitted by eating raw meat of the infected animals. We've seen transmission to wild cats and domestic cats, and now also domestic pet dogs. And in experimental feedings to rodents and ferrets, we found that the animals exhibit symptoms never seen with flu: seizures, central nervous system disorders, partial paralysis. This is not your normal garden-variety flu. It mimics what we now understand about reconstructing the 1918 flu virus, the last great pandemic, in that it also jumped directly from birds to people. We had evolution over time, and this unbelievable mortality rate in human beings: 55 percent of people who have become infected with H5N1 have, in fact, succumbed. And we don't have a huge number of people who got infected and never developed disease.
Endişelerin bir nedeni de bu virüsün, üzerinde çalıştığımız diğer grip türlerinden farklı olarak, hasta hayvana ait çiğ et tüketimi ile yayılması. Hastalığın yabani kedilerden evcil kedilere ve evcil köpeklere bulaştığını biliyoruz. Ayrıca fare, gelincik gibi kemirgenlere beslenme yoluyla virüs verilen deneylerde daha önce grip ile birlikte gözlemlenmemiş nöbet, felç ve inme gibi belirtilere rastlanmıştır. Bu alışageldiğiniz grip türlerine benzemiyor. 1918'deki son büyük grip salgınından öğrendiklerimizle benzer nitelik taşıyan bu virüs aynı zamanda kuşlardan direkt olarak insan bulaşabiliyor. Zaman içinde evrimleştik İnsandaki ölüm oranı inanılalmaz boyutta H5N1 virüsü bulaşan insanların %55'i maalesef hastalıktan kurtulamadı. Virüsün enfekte ettiği insanların önemli bir bölümü hastalığa yakalanıyor.
In experimental feeding in monkeys you can see that it actually downregulates a specific immune system modulator. The result is that what kills you is not the virus directly, but your own immune system overreacting, saying, "Whatever this is so foreign I'm going berserk." The result: most of the deaths have been in people under 30 years of age, robustly healthy young adults. We have seen human-to-human transmission in at least three clusters -- fortunately involving very intimate contact, still not putting the world at large at any kind of risk.
Deneysel beslenme yoluyla virüs verilen maymunlarda görüdüğünüz gibi belirli bir bağışıklık mekanizmasının hastalık tarafından baskılandığı belirlendi Ölümle sonuçlanan vakalarda virüsün kendisi değil, Bağışıklık sistemi "bu her ne ise bünyeyi yok edecek" diyor ve böylece başlayan aşırı tepkiyle savunma süreci asıl ölüm sebebi oluyor. Sonuçta ölümlü vakaların çoğu 30 yaşın altında gayet sağlıklı genç yetişkinler. En azından üç dar grup salgınında insandan insana direkt olarak bulaştığını biliyoruz. Neyse ki ancak çok yakın temas halinde bulaşıyor olması dünya genelinde ciddi bir risk haline gelmesine mani oluyor.
Alright, so I've got you nervous. Now you probably assume, well the governments are going to do something. And we have spent a lot of money. Most of the spending in the Bush administration has actually been more related to the anthrax results and bio-terrorism threat. But a lot of money has been thrown out at the local level and at the federal level to look at infectious diseases. End result: only 15 states have been certified to be able to do mass distribution of vaccine and drugs in a pandemic. Half the states would run out of hospital beds in the first week, maybe two weeks. And 40 states already have an acute nursing shortage. Add on pandemic threat, you're in big trouble.
Evet, sizleri endişelendirdim. Şimdi muhtemelen hükümetlerin bir şeyler yapacağını varsayıyorsunuz. Yüklü miktarda para harcandı. Harcamanın çoğu Bush dönemindeki şarbon ve bio-terörizm tehdidine yönelik. Yerel ve federal seviyelerde büyük miktarda para sarfedildi. Bulaşıcı hastalıklara bir bakın Bu harcamalar sonunda sadece 15 eyalet bir salgın durumunda büyük miktarda aşı ve ilaç dağıtımı yapabilecek altyapıya sahip. Eyaletlardeki hastanelerin yarısı iki - üç hafta sürecek bir salgın halinde yeterli yatak sayısına sahip değil. 40 eyalette halihazırda ciddi hemşire açığı var buna bir de salgın hastalık tehdidini ekleyin, işte size büyük bela.
So what have people been doing with this money? Exercises, drills, all over the world. Let's pretend there's a pandemic. Let's everybody run around and play your role. Main result is that there is tremendous confusion. Most of these people don't actually know what their job will be. And the bottom line, major thing that has come through in every single drill: nobody knows who's in charge. Nobody knows the chain of command. If it were Los Angeles, is it the mayor, the governor, the President of the United States, the head of Homeland Security? In fact, the federal government says it's a guy called the Principle Federal Officer, who happens to be with TSA.
Peki bunca para nereye harcadı? Dünya genelinde provalara, tatbikatlara. Haydi bir salgın varmış gibi yapalım herkes oraya buraya koşuşsun ve rolünü oynasın. Temel sonuç: ortada muazzam bir kafa karışıklığı var. bu tatbikatlara katılanların çoğu gerçekte ne görev üsteleneceğini bilmiyor ve aslına bakılacak olursa her bir tatbikatta dahi insanlar rollerinin ne olduğundan habersiz. Kimse komuta zincirini bilmiyor Los Angeles'te mesela yetki belediye başkanında mı valide mi? Başkan'da mı yoksa özel yurt savunması biriminde mi? esasında federal sisteme göre yetki Baş Federal Memur denen birinde. her nasılsa o da Ulaştırma Güvenliği İdaresi'ne bağlı.
The government says the federal responsibility will basically be about trying to keep the virus out, which we all know is impossible, and then to mitigate the impact primarily on our economy. The rest is up to your local community. Everything is about your town, where you live. Well how good a city council you have, how good a mayor you have -- that's who's going to be in charge. Most local facilities would all be competing to try and get their hands on their piece of the federal stockpile of a drug called Tamiflu, which may or may not be helpful -- I'll get into that -- of available vaccines, and any other treatments, and masks, and anything that's been stockpiled. And you'll have massive competition. Now we did purchase a vaccine, you've probably all heard about it, made by Sanofi-Aventis. Unfortunately it's made against the current form of H5N1. We know the virus will mutate. It will be a different virus. The vaccine will probably be useless. So here's where the decisions come in.
Hükümete göre resmi sorumlukluk virüsü ülke dışında tutmaktan ibaret ki, neredeyse imkansız olduğu malumunuz üstelik ekonomimiz üzerindeki etkisi de yadsınamayacak boyutta. Gerisi yerel çevrelere kalmış. Aslolan yaşadığınız ilçe, bölge. Ne kadar iyi bir şehir idare meclsiniz var? işin başında bulunacak olan Belediye Başkanınız ne kadar iyi? salgın durumunda yerel idareler ülkedeki Tamiflu stoklarından mümkün olan en büyük payı koparabilmek için yarışacak ki aslında bunun da pek faydası olduğu söylenemez, (buna döneceğim) ya da diğer aşılar, tedavi malzemesi maskeler, stoklanabilecek herşey kapışılacak. Müthiş bir rekabet olacak duymuşsunuzdur sonunda bir aşımız oldu Sanofi-Aventis adlı ilaç firmasının ürettiği Ne yazık ki bu aşı mevcut H5N1 türü için üretildi ama biliyoruz ki virüs mutasyon geçiriyor ve karşılacağımız bambaşka bir virüs olacak ki, bu aşı da işe yaramayacak. İşte karar bu noktada devreye giriyor.
You're the mayor of your local town. Let's see, should we order that all pets be kept indoors? Germany did that when H5N1 appeared in Germany last year, in order to minimize the spread between households by household cats, dogs and so on. What do we do when we don't have any containment rooms with reverse air that will allow the healthcare workers to take care of patients? These are in Hong Kong; we have nothing like that here. What about quarantine? During the SARS epidemic in Beijing quarantine did seem to help. We have no uniform policies regarding quarantine across the United States. And some states have differential policies, county by county. But what about the no-brainer things? Should we close all the schools? Well then what about all the workers? They won't go to work if their kids aren't in school. Encouraging telecommuting? What works?
Beldenizin, ilçenizin belediye başkanı sizsiniz mesela, tüm evcil hayvanların evden dışarı çıkarılamamasına karar verelim mi? Geçen yıl H5N1 görüldüğünde Almanya bu yasağı getirerek evcil kedi köpek ve sair arasındaki yayılmayı en alt düzeyde tutmaya çalıştı. Hava temizleme tertibatlı karantina odaları olmazsa sağlık çalışanları enfekte olmuş hastaları nasıl tedavi edecek? Bunlar Hong Kong'ta. Bzde böyleleri bulunmuyor. Ya karantina? Pekin'deki SARS salgınında işe yaramıştı. ABD çapında karantinaya dair tektip bir politikaya sahip değiliz. Her eyaletin hatta bölgenin farklı farklı uygulamaları var. Fazla akıl gerektirmeyen şu tedbirlere ne demeli? Okulları kapatalım mı? Peki işçiler ne olacak? Çocukları okula gitmediyse onlar da işe gitmeyecek. Evden çalışmayı teşvik? Bu nasıl?
Well the British government did a model of telecommuting. Six weeks they had all people in the banking industry pretend a pandemic was underway. What they found was, the core functions -- you know you still sort of had banks, but you couldn't get people to put money in the ATM machines. Nobody was processing the credit cards. Your insurance payments didn't go through. And basically the economy would be in a disaster state of affairs. And that's just office workers, bankers.
Aslında İngiliz hükümeti bir evden çalışma modeli geliştirdi. Bankacılık sektöründeki herkes altı hafta boyunca iş düzenini değiştirerek bir salgın hastalık varmış gibi çalıştı. Buldukları temel işlevler oldu, malum, bir kısım bankacılık faaliyeti hala yerinde yapılmak zorunda. insanların ATM makinalarına para koymasını sağlayamazsanız, kimse kresi kartıyla işlem yapmazsa ne olur? Sigorta ödemeleriniz yerine ulaşmaz ve ekonomi içinden çıkılmaz bir hal alır. üstelik bu sadece ofiste çalışanlar, bankacılar.
We don't know how important hand washing is for flu -- shocking. One assumes it's a good idea to wash your hands a lot. But actually in scientific community there is great debate about what percentage of flu transmission between people is from sneezing and coughing and what percentage is on your hands. The Institute of Medicine tried to look at the masking question. Can we figure out a way, since we know we won't have enough masks because we don't make them in America anymore, they're all made in China -- do we need N95? A state-of-the-art, top-of-the-line, must-be-fitted-to-your-face mask? Or can we get away with some different kinds of masks? In the SARS epidemic, we learned in Hong Kong that most of transmission was because people were removing their masks improperly. And their hand got contaminated with the outside of the mask, and then they rubbed their nose. Bingo! They got SARS. It wasn't flying microbes. If you go online right now, you'll get so much phony-baloney information. You'll end up buying -- this is called an N95 mask. Ridiculous. We don't actually have a standard for what should be the protective gear for the first responders, the people who will actually be there on the front lines.
El yıkamanın gribe karşı ne kadar işlevsel olduğunu bilmiyoruz. Eyvah! Elleri iyice yıkamak iyi fikirdi hani? Ancak bilim çevreleri hala öksürme ve hapşırmanın hastalığı bulaştırmada yüzde kaç etkili olduğunu ve el yıkamanın ne derece önleyici olduğunu tartışıyor. Tıp Enstitüsü meske meselesini incelemeye çalıştı. Yeterli sayıda maskemiz olmadığı ortadaken belki bir yol bulabiliriz çünkü maskeler Amerika'da üretilmiyor. Tümü Çin malı. Bize gereken N95 mi? "en iyisi, en estetiği, yüzünüze tam olarak oturması gerekir"ler? Yoksa başka tip maskeler de iş görür mü? Hong Kong'taki SARS salgınında, hastalığın yayılmasının başlıca sebebinin maskenin uygun olmayan bir biçimde çıkatılması olduğunu öğrendik. Bu esnada eller mikroplanıyor ve buruna şöyle bir sürtünce Bigo! SARS size de geçti. Uçan mikroplar değil, keni eliniz bulaştırdı. İnternete bir baksanız, bir sürü uyduruk kaydırık bilgiye ulaşacaksınız. Sonunda bu N95 denen maskeyi elinizde bulabilirsiniz. Saçmalık. Aslında virüsle diğerlerinden önce temas edecekleri koruyacak birincil tedbirin ne olacağı hakkında bir standart mevcut değil.
And Tamiflu. You've probably heard of this drug, made by Hoffmann-La Roche, patented drug. There is some indication that it may buy you some time in the midst of an outbreak. Should you take Tamiflu for a long period of time, well, one of the side effects is suicidal ideations. A public health survey analyzed the effect that large-scale Tamiflu use would have, actually shows it counteractive to public health measures, making matters worse. And here is the other interesting thing: when a human being ingests Tamiflu, only 20 percent is metabolized appropriately to be an active compound in the human being. The rest turns into a stable compound, which survives filtration into the water systems, thereby exposing the very aquatic birds that would carry flu and providing them a chance to breed resistant strains. And we now have seen Tamiflu-resistant strains in both Vietnam in person-to-person transmission, and in Egypt in person-to-person transmission. So I personally think that our life expectancy for Tamiflu as an effective drug is very limited -- very limited indeed.
Ve Tamiflu. Adını duymuşsunuzdur. Hoffmann - La Roche ilaç firmasının ürünü. İlacın etkisi, salgın sırasında sizi bir müddet koruması biraz zaman kazandıracak olması. Tamiflu uzun süre kullanılması gereken bir ilaç ancak yan etkilerinden biri intihar eğilimine yol açması. Bir toplumsal sağlık araştırmasının sonucu, yaygın şekilde Tamiflu kullanımının toplum sağlığını kötü yönde etkilediğini gösterdi. İlginç bir başka bulgu da şöyle: Ağızdan alınan Tamiflu'nun ancak %20'si sindirilip kana karışıyor ve insan üzerindeki koruyucu etkisi bu oranla sınırlı kalıyor. Kalanı sabit bileşene dönüşerek kanalizasyon sisteminde yerleşiyor ve grip taşıyan su kuşlarına ulaşarak onların hastalığa karşı direncini arttırıyor. Tamiflu'nun, hastalığın insandan insana bulaşmasında hem Vietnam'da hem de Mısır'da etkili olduğunu gördük. Şahsen, ortalama yaşam süremizin Tamiflu'nun etkin bir ilaç olabilmesi için son derece, son derece sınırlı kaldığını düşünüyorum.
Nevertheless most of the governments have based their whole flu policies on building stockpiles of Tamiflu. Russia has actually stockpiled enough for 95 percent of all Russians. We've stockpiled enough for 30 percent. When I say enough, that's two weeks worth. And then you're on your own because the pandemic is going to last for 18 to 24 months. Some of the poorer countries that have had the most experience with H5N1 have built up stockpiles; they're already expired. They are already out of date. What do we know from 1918, the last great pandemic? The federal government abdicated most responsibility. And so we ended up with this wild patchwork of regulations all over America. Every city, county, state did their own thing. And the rules and the belief systems were wildly disparate. In some cases all schools, all churches, all public venues were closed.
Yine de söylemek gerekir ki, birçok devlet griple mücadele politikasının temeline Tamiflu stoklarını koymuş bulunuyor. Rusya şu anda Rus nüfusun %95'ine yetecek kadar Tamiflu stokladı. Bizde ise bu oran %30. Yetecek miktar derken, iki hafta yetecek kadar. Sonra, başınızın çaresine bakacaksınız çünkü salgın 1 buçuk - 2 yıl sürecek. H5N1 ile ilgili en çok deneyimi olan az gelişmiş ülkelerin bir kısmındaki stokların son kullanma tarihi geçti. Halihazırda kullanılmaz durumda. Son büyük salgın olan 1918 grip salgınından ne öğrendik? Federal hükümet sorumluluktan kaçtı, ve bizi Amerikanın her yerindeki bu akılalmaz uygulamalar mozaiki ile baş başa bıraktı. Her şehir, her idari bölge kendince bir yol seçti. Kurallar ve inançlar birbirinden tamamen farklıydı. Bazı örneklerde tüm okullar, kiliseler, bütün kamusal alanlar kapatıldı.
The pandemic circulated three times in 18 months in the absence of commercial air travel. The second wave was the mutated, super-killer wave. And in the first wave we had enough healthcare workers. But by the time the second wave hit it took such a toll among the healthcare workers that we lost most of our doctors and nurses that were on the front lines. Overall we lost 700,000 people. The virus was 100 percent lethal to pregnant women and we don't actually know why. Most of the death toll was 15 to 40 year-olds -- robustly healthy young adults. It was likened to the plague. We don't actually know how many people died. The low-ball estimate is 35 million. This was based on European and North American data.
Salgın 1 buçuk yılda üç dalg ahalinde ülkeyi dolaştı ki, ticari uçuşlar bu devirde yoktu. İkinci dalga son derece ölümcül, mutasyona uğramış bir salgındı. İlk salgın dalgasında yeterli sağlık personeline sahiptik. Ama ikinci dalga vurduğunda sağlık personelinden o kadar çoğu etkilendi ki, doktor ve hemşirelerimizin önemli bülümünü kaybettik. Toplam 700 bin kişi öldü. Hastalık, nedenini bilemediğimiz şekilde hamilelerde %100 ölümcül oldu. Ölenlerin çoğu 15 ila 40 yaşları arasındaki gayet sağlıklı genç yetişkinlerdi. Salgın hastalık tarifine en yakın tecrübemiz budur. Dünya genelinde toplam kaç kişinin yaşamını yitirdiğini bilmiyoruz. En düşük tahmine göre 35 milyon ölüm. Avrupa ve Kuzey Amerika kaynakları esas alındığında çıkan rakam bu.
A new study by Chris Murray at Harvard shows that if you look at the databases that were kept by the Brits in India, there was a 31-fold greater death rate among the Indians. So there is a strong belief that in places of poverty the death toll was far higher. And that a more likely toll is somewhere in the neighborhood of 80 to 100 million people before we had commercial air travel. So are we ready? As a nation, no we're not. And I think even those in the leadership would say that is the case, that we still have a long ways to go.
Harvard'dan Chris Murray yeni çalışması Hindistan'daki İngiliz kayıtlarına bakılacak olursa ölüm oranının Hintliler arasında 31 kat daha yüksek olduğunu gösterdi. Yoksul bölgelerde ölüm oranlarının çok daha yüksek olduğuna dair yaygın bir kanı mevcut. Buna göre toplam can kaybı 80 ila 100 milyon civarında gibi görünüyor. 1918'de hava ulaşımının olmadığını da unutmamalı. Peki, hazır mıyız? ulusal çapta, hayır. İnanıyorum ki, iktidardakilere soracak olsak yapacak daha çok işimiz olduğunu söyleyeceklerdir.
So what does that mean for you? Well the first thing is, I wouldn't start building up personal stockpiles of anything -- for yourself, your family, or your employees -- unless you've really done your homework. What mask works, what mask doesn't work. How many masks do you need? The Institute of Medicine study felt that you could not recycle masks. Well if you think it's going to last 18 months, are you going to buy 18 months worth of masks for every single person in your family?
Peki bu durum sizi nasıl etkiler? Bir defa kendimiz, ailemiz çalışanlarımız için herhangi bir şeyi stoklamaya başlamak anlamlı değil. ta ki ödevinizi tam olarak yapana değin. Hangi maske işe yarar, hangisi yaramaz? Ne kadar meskeye ihtiyaç var? Tıp Enstitüsünün araştırması maskelerin geri dönüştürülemediği kanısını doğurdu. salgın dalgasının 18 ay süreceğini varsayarsak, her aile ferdine 1 buçuk yıl boyunca yetecek maske mi alacaksınız?
We don't know -- again with Tamiflu, the number one side effect of Tamiflu is flu-like symptoms. So then how can you tell who in your family has the flu if everybody is taking Tamiflu? If you expand that out to think of a whole community, or all your employees in your company, you begin to realize how limited the Tamiflu option might be. Everybody has come up to me and said, well I'll stockpile water or, I'll stockpile food, or what have you. But really? Do you really have a place to stockpile 18 months worth of food? Twenty-four months worth of food? Do you want to view the pandemic threat the way back in the 1950s people viewed the civil defense issue, and build your own little bomb shelter for pandemic flu? I don't think that's rational.
Tamiflu da kesin çözüm değil. Tamiflu'nn yan etkilerindan biri grip benzeri belirtiler. O halde herkes Tamiflu alıyorsa ailede kimin grip olup kimin olmadığını nasıl ayırt edeceksiniz? Bu soruları bir mahallenin bütün sakinlerine bir şirket çalışanlarının tümüne yayacak olursanız Tamiflu'nun etkinliğinin ne kadar sınırlı olabileceğini anlarsınız. Karşılaştığım herkes su depolayacağını gıda stoklayacağını söyledi. Sahi mi? 1 buçuk - 2 yıl yetecek su yada gıda stoklayacak bir mekanınız var mı? 1950'lerde olduğu gibi mi ele alacaksınız sorunu? O yıllarda konu sivil savunma kapsamında görülmüş evlerin bodrumunda sığınaklar inşa edilerek grip salgınından korunmaya çalışılmıştı. Bunun mantıklı olduğunu sanmıyorum.
I think it's about having to be prepared as communities, not as individuals -- being prepared as nation, being prepared as state, being prepared as town. And right now most of the preparedness is deeply flawed. And I hope I've convinced you of that, which means that the real job is go out and say to your local leaders, and your national leaders, "Why haven't you solved these problems? Why are you still thinking that the lessons of Katrina do not apply to flu?" And put the pressure where the pressure needs to be put. But I guess the other thing to add is, if you do have employees, and you do have a company, I think you have certain responsibilities to demonstrate that you are thinking ahead for them, and you are trying to plan. At a minimum the British banking plan showed that telecommuting can be helpful. It probably does reduce exposure because people are not coming into the office and coughing on each other, or touching common objects and sharing things via their hands. But can you sustain your company that way? Well if you have a dot-com, maybe you can. Otherwise you're in trouble. Happy to take your questions. (Applause)
Bence mesele toplum olarak, bireyler olarak hatta ulus olarak, ülke olarak, devlet olarak hazır bulunmakla hazırlıklı olmakla ilgili. Mevcut hazırlıkların çoğu temel kusurlar içeriyor. Umarım sizleri ikna edebilmiş, asıl meselenin yerel yöneticileri ulusal yöneticileri sıkıştırmak olduğunu, onlara "neden bu sorunları hala çözmediniz?" hala neden Katrina'da alınan derslerin grip salgınında uygulanabileceğini anlamıyorsunuz?" diye baskı yapmak olduğunu ve baskının doğru yerlere yapılması gerektiğini gösterebilmişimdir. Son olarak üzerinde durulması gereken konu iş yeri sahiplerinin, çalışanları hakkındaki sorumlulukları olsa gerek. Bence başlıca sorumluluğunuz çalışanlarınıza onlardan bir adım sonrasını düşündüğünüzü göstermek, bir plan yapmaya çalıştığınızı kanıtlamaktır. İngilizlerin bankacılık sektöründeki deneyi evden çalışmanın hiç yoktan iyi bir uygulama olduğunu gösterdi. Muhtemelen insanların ofise gelerek temas etmesini, birbirinin yüzüne aksırmasını, müşterek kullanılan nesneleri elden ele aktarmasını önleyecek, virüse maruz kalma ihtimalini azaltacaktır. Ama yalnız çevrimiçi hizmet veren bir şirkette bu şeklide işleri yürütmek mümkün olabilir. Aksi halde tehlikedesiniz demektir. Sorularınız cevaplamaktan memnuniyet duyacağım. (alkışlar)
Audience member: What factors determine the duration of a pandemic?
İzleyici: salgının süresini belirleyen faktörler nelerdir?
Laurie Garret: What factors determine the duration of a pandemic, we don't really know. I could give you a bunch of flip, this, that, and the other. But I would say that honestly we don't know. Clearly the bottom line is the virus eventually attenuates, and ceases to be a lethal virus to humanity, and finds other hosts. But we don't really know how and why that happens. It's a very complicated ecology.
Laurie Garret: Hangi faktörlerin salgın süresini belirlediğini bilmiyoruz. Size biraz şu, biraz bu diyebilirim. Ama doğrusunu söylemek gerekirse tam olarak bilemiyoruz. Ancak bildiğimiz şu ki, virüs zamanla gücünü yitiriyor ve insan türü için giderek daha az ölümcül hale geliyor ve kendine taşıyıcı olacak başka türler buluyor. Bunun neden ve nasıl olduğunu bilmiyoruz. Bu son derece karmaşık bir ekoloji.
Audience member: What kind of triggers are you looking for? You know way more than any of us. To say ahh, if this happens then we are going to have a pandemic?
İzleyici: Salgını ne tür etmenler tetikliyor? bizden çok daha fazla bilgiye sahipsiniz. yani "hah şu olduğunda bu bir salgındır" diyeceğimiz şey nedir?
LG: The moment that you see any evidence of serious human-to-human to transmission. Not just intimately between family members who took care of an ailing sister or brother, but a community infected -- spread within a school, spread within a dormitory, something of that nature. Then I think that there is universal agreement now, at WHO all the way down: Send out the alert.
LG: Salgın tanısını, insandan insana ciddi bulaşma tespit ettiğiniz anda koyabilirsiniz. Sadece yakın aile fertleri arasında değil, örneğin hasta bir kardeşe bakan diğeri hastalandığında değil de, bir topluluk hastalıktan etkilendiğinde mesela bir okulda, bir öğrenci yurdunda buna benzer ortamlarda hastalığın bulaşması salgın anlamına gelir. Sanırım bu uluslararası bir anlaşma Dünya Sağlık Örgütünden en yerel kurumlara kadar salgın alarmı bu durumlarda verilir.
Audience member: Some research has indicated that statins can be helpful. Can you talk about that?
İzleyici: Bazı araştırmalar kolesterol ilaçlarının gripte etkili olabildiğini gösteriyor. Bu konuyu açar mısınız?
LG: Yeah. There is some evidence that taking Lipitor and other common statins for cholesterol control may decrease your vulnerability to influenza. But we do not completely understand why. The mechanism isn't clear. And I don't know that there is any way responsibly for someone to start medicating their children with their personal supply of Lipitor or something of that nature. We have absolutely no idea what that would do. You might be causing some very dangerous outcomes in your children, doing such a thing.
LG: Evet, Lipitor gibi kolesterol düşürücü ilaçların kullanımının gribe karşı hassasiyeti azalttığına dair bulgular var. Ancak nedenini tam olarak bilmiyoruz. İşleyişi net değil. ve anne baba olarak çocuğunuza gribe yakalanmasını önlemek adına kendi kolesterol ilaçlarınızı kullandırmayı sorumlu bir davranış olarak görür müsünüz. Bunun neyle sonuçlanacağı hakkında en ufak fikrimiz yok. Çocuğunuz üzerinde böyle bir deneme yapmak çok tehlikeli souçlar doğurabilir
Audience member: How far along are we in being able to determine whether someone is actually carrying, whether somebody has this before the symptoms are full-blown?
İzleyici: Tüm belirtiler ortaya çıkmadan ne kadar öncesinden bir kişinin hastalığı taşıyıp taşımadığını anlayabiliriz?
LG: Right. So I have for a long time said that what we really needed was a rapid diagnostic. And our Centers for Disease Control has labeled a test they developed a rapid diagnostic. It takes 24 hours in a very highly developed laboratory, in highly skilled hands. I'm thinking dipstick. You could do it to your own kid. It changes color. It tells you if you have H5N1. In terms of where we are in science with DNA identification capacities and so on, it's not that far off. But we're not there. And there hasn't been the kind of investment to get us there.
LG: Haklısınız. Uzun zamandır ben de hızlı teşhis yöntemlerinin öneminden bahsediyorum. Hastalık Kontrol Merkezlerimiz hızlı teşhis adını verdikleri bir test geliştirdiler. Şimdilik teşhis son derece gelişmiş laboratuvarlarda gayet yetkin ellerde 24 saatlik bir test sonucunda teşhis edilebiliyor. benim aklımda bir ağız çubuğu var, mesela. Çocuğunuzun ağzına sürtüyorsunuz, renk değiştirerek H5N1 var mı yok mu tespit ediyor. DNA analizleri ve sair konuda bilimin geldiği nokta gözönüne alındığında bunun çok da uzak bir ihtimal olmaması gerek. Şimdilik böyle bir test yok elimizde. Ayrıca bu yönde bir yatırım da mevcut değil.
Audience member: In the 1918 flu I understand that they theorized that there was some attenuation of the virus when it made the leap into humans. Is that likely, do you think, here? I mean 100 percent death rate is pretty severe.
İzleyici: 19182daki büyük grip salgınında anladığım kadarıyla virüsün insana bulaşmasıyla güçsüzleştiğini varsaydılar. Sizce şimdi de böyle mi? yüzde 100 ölüm oranı, hafife alınamaz.
LG: Um yeah. So we don't actually know what the lethality was of the 1918 strain to wild birds before it jumped from birds to humans. It's curious that there is no evidence of mass die-offs of chickens or household birds across America before the human pandemic happened. That may be because those events were occurring on the other side of the world where nobody was paying attention. But the virus clearly went through one round around the world in a mild enough form that the British army in World War I actually certified that it was not a threat and would not affect the outcome of the war. And after circulating around the world came back in a form that was tremendously lethal. What percentage of infected people were killed by it? Again we don't really know for sure. It's clear that if you were malnourished to begin with, you had a weakened immune system, you lived in poverty in India or Africa, your likelihood of dying was far greater. But we don't really know.
LG: Eh, evet. Aslında 1918'de virüsün insana bulaşmadan önce kuşlar üzerindeki yarattığı ölüm oranın bilmiyoruz. Maalesef insanlar arasında salgın başgöstermeden önce Amerika genelinde ne kadar tavuğun ya da kümes hayvanının öldüğüne dair herhangi bir kanıt yok. Belki de bu hayvan ölümleri uzakta, dünyanın öbür ucunda cereyan ettiği için kimse dikkat etmemiştir. Ancak açıkça anlaşılıyor ki, virüs, I. Dünya Savaşı sırasında İngiliz ordusunun garanti vererek savaşın gidişatına etki etmeyeceğini bildirmesine yol açacak kadar hafif bir formda dünyayı turlamıştı. Bu ilk dünya turunun ardından muazzam derecede ölümcül bir formla geri geldi. Enfekte olanlardan kaçın öldü? Bu konuda da kesin bilgiye sahip değiliz. Ancak yetersiz beslenmeye maruz kalan bağışıklık sistemi güçsüz Hindistan ve Afrika'nın yoksulluğu içinde yaşayanlar için ölüm ihtimali çok daha yüksekti. Ancak kesin bilgimiz yok.
Audience member: One of the things I've heard is that the real death cause when you get a flu is the associated pneumonia, and that a pneumonia vaccine may offer you 50 percent better chance of survival.
İzleyici: Duyduğuma göre asıl ölüm sebebi gribe eşlik eden zatürreymiş. ve zatürre aşısı hayatta kalma şansını yüze 50 arttırıyormuş.
LG: For a long time, researchers in emerging diseases were kind of dismissive of the pandemic flu threat on the grounds that back in 1918 they didn't have antibiotics. And that most people who die of regular flu -- which in regular flu years is about 360,000 people worldwide, most of them senior citizens -- and they die not of the flu but because the flu gives an assault to their immune system. And along comes pneumococcus or another bacteria, streptococcus and boom, they get a bacterial pneumonia. But it turns out that in 1918 that was not the case at all. And so far in the H5N1 cases in people, similarly bacterial infection has not been an issue at all. It's this absolutely phenomenal disruption of the immune system that is the key to why people die of this virus.
LG: Araştırmacılar uzun yıllar boyu 1918'de antibiyotiğin var olmamasına dayanarak grip salgını tehdidine soğuk baktılar. Çünkü normal grip çağında normal gripten dünya genelinde ölen yaklaşık 360 bin kişinin çoğu yaşlılardı. Ölüm sebebi ise grip değil, gribin bağışıklık sistemini zayiflatmasıydı. Bunun yanısıra görülen zatürre mikrobu, ya da başka bakteriler, sterptokoklar bekteriyel zatürreye yol açıyor ve ölüme sebep oluyordu. Ancak 1918'de durum hiç de böyle değildi. Şimdiye dek görülen H5N1 vakalarında banzer bir bakteriyel enfeksiyona hiç rastlanmadı. Hiç şüphe yok ki bağışıklık sistemi olağanüstü şekilde etkileniyor bu da virüsten ölüme giden bir kapı açıyordu.
And I would just add we saw the same thing with SARS. So what's going on here is your body says, your immune system sends out all its sentinels and says, "I don't know what the heck this is. We've never seen anything even remotely like this before." It won't do any good to bring in the sharpshooters because those antibodies aren't here. And it won't do any good to bring in the tanks and the artillery because those T-cells don't recognize it either. So we're going to have to go all-out thermonuclear response, stimulate the total cytokine cascade. The whole immune system swarms into the lungs. And yes they die, drowning in their own fluids, of pneumonia. But it's not bacterial pneumonia. And it's not a pneumonia that would respond to a vaccine. And I think my time is up. I thank you all for your attention. (Applause)
Eklemek isterim ki, aynı şeyi SARS'ta da gördük. Vücudunuz bu noktada şöyle bir hale giriyor: bağışıklık sisteminiz tüm koruyucularını yollayarak "bu da nesi? daha önce hiç böylesini görmedik" diyor. Keskin nişancılar fayda etmiyor çünkü orada antikorlar mevcut değil. tankları topları göndermek de yararsız çünkü T hücreleri de bunu tanımıyor. Böylece termo nükleer tepkimeye giriyoruz ki, bu da düz kas hücrelerini üreten salgıları harekete geçiriyor. Tüm bağışıklık sistemi akciğerlere doluşuyor ve evet, zatürreye bağlı sıvı birikmesinden, hepsi akciğerlerimizde boğularak ölüyor. Ama bu bakteriyel zatürre değil ve bu tür zatürre aşıya tepki vermiyor. Sanırım zamanım doldu. Dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederim. (alkışlar)