I was on a date, just about to eat dinner, and I hear a growling sound. And I look at the guy, he says to me, "That's your stomach, not mine."
Bir randevudaydım, tam akşam yemeği yemek üzereydim, ve bir gurultu sesi duydum. Ve adama baktım, bana diyor ki, “Bu senin miden, benim değil.”
(Laughs)
(Gülüşmeler)
How do I not recognize the sounds coming from my own body, not to mention my own voice?
Kendi sesimden bahsetmiyorum bile kendi bedenimden gelen sesleri nasıl tanımam?
I love the sound of my voice on a microphone, but it didn't start out that way. When I was younger, I was in love with other people's voices. And like so many of us, the first time I ever heard my voice on a recording, I hated it.
Mikrofondaki sesimi seviyorum, fakat bu böyle başlamadı. Ben gençken, Diğer insanların sesine aşık olurdum. Ve çoğumuz gibi, sesimi bir kayıtta ilk defa duyduğumda, sesimden nefret ettim.
I was 10 years old when my mother bought me a Panasonic cassette recorder with a pack of Memorex cassette tapes for Christmas. See, singing on tape was my version of bedroom musical play, something that girls do all around the world, and it's really gendered. Left alone with our devices, alone in a room, girls play. Singing, listening to music, dancing. So with a gift in hand, the very next morning, the first thing I did was record my voice. And when I played the tape back, I was shocked. It didn't sound anything like me. There was a huge gap between what I thought I sounded like and what the tape was telling me. And it was traumatic because I didn't recognize me.
Annem Noel için bana bir paket Memorex kasetli Panasonic kaset kaydedici aldığında 10 yaşındaydım. Gördünüz mü, kasette şarkı söylemek benim yatak odası müzikal oyununun versiyonuydu dünyanın her yerinden kızların yaptığı bir şeydi ve kesinlikle cinsiyetle alakalı. Kızları cihazlarıyla odada baş başa bırakıldığında oynuyorlar. Şarkı söylüyorlar, müzik dinliyorlar dans ediyorlar. Ertesi sabah elimdeki hediyeyle ilk işim kendi sesimi kaydeetmek oldu. Ve kaseti geri sardığımda, şok olmuştum. Bana hiç benzemiyordu. Ksetin bana söylediği ile sesimin neye benzediğini düşündüğüm arasında çok büyük bir uçurum vardı. Ve bu travmatikti çünkü kendimi tanıyamamıştım
I think we all know that feeling. But some of us are emancipated from the doubt triggered by technology, and some of us are not. So I stuck to dancing in the mirror and lip synching, falling in love with other people's voices instead of my own.
Bence hepimiz bu hissi biliyoruz. Ama bazılarımız teknolojinin tetiklediği şüpheden kurtulmuş, bazılarımız da kurtulamamışız. Bu yüzden bende ayna karşısında dans etmeye ve dudak senkronizasyonuna, kendi sesim yerine başkalarının seslerine aşık olmaya takıldım.
Now I am a digital ethnomusicologist. I study Black tween girls, particularly the unintended consequences of their intimate bedroom musical play. On today's mobile apps, Black girls record and upload the most viral dances on the internet. But the songs that mute their voices and sound pornographic are overwhelmingly male. For example, the song "Booty Hopscotch" entices very young girls to record themselves while a male ventriloquist grooms them to "Keep that ass jumpin', Keep that ass jumpin'." Girls say they don't listen to the lyrics, but when asked, they can sing every word with no concern for the consequences.
Şimdi bir dijital etnomüzikologum. Black tween kızlarını, özellikle de samimi yatak odası müzikal oyunlarının istenmeyen sonuçlarını inceliyorum. Günümüzün mobil uygulamalarında, Siyah kızlar internetteki en viral dansları kaydediyor ve yüklüyor Ama kısık sesli sesler ve pornografik şarkılar ezici bir çoğunlukla erkeklerin. Örneğin, “Booty Hopscotch” şarkısı çoğu genç kızları kendilerini kaydetmeye teşvik ederken bir erkek vantrilok onları “Kıçını zıplatmaya devam et″, ″Kıçını zıplatmaya devam et″ Kızlar şarkı sözlerini dinlemediklerini söylüyorlar fakat sorduğumuzda, sonuçları umursamadan her kelimeyi söyleyebiliyorlar.
Before YouTube, before WorldstarHipHop, the Black YouTube, on the playground and in the bedroom, the voices that Black girls heard in their own musical play were predominately their own. But these days, online Black girls are drowning in the sounds of musical mansplaining while bouncing ther booty to the beats and rhymes of rap that tops the Billboard and YouTube charts. Songs like, "Hands up, get low. hands up, get low, hands up," tell them what to do and how to do it. Curiously, the hook for that song may have come, may have been appropriated from a Black girls' hand-clapping game called "Jig-a-low." Jig-a-low is a contraction, “jig” meaning to dance and “a-low”, well, to get down. "Jig-a-low, jig-jig-a-low, I do my thing, yeah, on the video screen. Yeah, well, my hands up high, my feet down low. And this the way we jig-a-low. Hands up high, my feet down low. And this the way we jig-a-low.”
YouTube’dan önce, Worldstar HipHop’tan, Siyah YouTube’dan, oyun alanında ve yatak odasında, iyah kızların kendi müzikal oyunlarında duydukları sesler ağırlıklı olarak kendilerine aitti. Fakat bu günlerde, çevrimiçi Siyah kızlar ganimetlerini Billboard ve YouTube listelerinde en üst sıralarda yer alan rap’in ritimleri ve tekerlemelerine atarken, müzikal açıklamaların seslerinde boğuluyorlar. “Eller yukarı, alçal, eller yukarı, alçal, eller yukarı” gibi şarkılar onlara ne yapacaklarını ve nasıl yapacaklarını söyler. Tuhaf bir şekilde, bu şarkının kancası, Siyah kızların “Jig-a-low” adlı el çırpma oyunundan alınmış olabilir. Jig-a-low bir kasılmadır, “jig” dans etmek anlamına gelir ve “a-low” da aşağı inmek anlamına gelir. “Jig-a-low, jig-jig-a-low, Video ekranında, evet, işimi yapıyorum. Evet, peki, ellerim yukarıda, ayaklarım aşağıda, Ve jig-a-low yapmanın yolu budur. Eller yukarı, ayaklar aşağı Ve jig-a-low yapmanın yolu budur.
Girls across the gender spectrum, who love to twerk, which is a culturally appropriate and sophisticated style of dance found throughout the African and Afro-Latina diaspora, are being enticed by sounds that are produced, engineered and written 90 percent of the time by men who are enticing and taking advantage of girls who love to dance and treating them like adults in their intimate bedroom musical play. How do I know? For seven years, I've been studying a set of 650 bedrooms twerking videos by Black girls. They were uploaded to YouTube between 2006 and 2014. Over 1,000 girls from all around the world selected 200 twerk songs and only nine voices of women, including Nicki Minaj, Beyoncé, Ciara and one indie artist named Katie Got Bandz.
Afrika ve Afro-Latin diasporasında bulunan kültürel olarak uygun ve sofistike bir dans tarzı olan twerk yapmayı seven cinsiyet yelpazesindeki kızlar, dans etmeyi seven ve içli dışlı yatak odası müzikal oyunlarında, onlara yetişkin gibi davranan kızları baştan çıkaran ve onlardan yararlanan zamanın yüzde 90′ı erkekler tarafından üretilen, tasarlanan ve yazılan seslerle cezbediliyor. Nasıl bilebilirim? Yedi yıldır, Siyah kızların twerk yapan 650 yatak odası setini inceliyorum. 2006 ve 2014 yılları arasında YouTube’a yüklendiler. Dünyanın dört bir yanından 1.000′den fazla kız, 200 twerk şarkı ve Nicki Minaj, Beyoncé, Ciara ve Katie Got Bandz adlı bir bağımsız sanatçı dahil olmak üzere ve sadece dokuz kadın sesi seçildi.
So what's behind all this? While girls are twerking, feeling themselves, feeling empowered, arguably the oldest technology in our human evolution, music, is taking over. Beyond our conscious thought, music lowers our threshold of pain while it rewards us with the feeling of social bonding and intimacy. That's why we go to concerts, that's why we crave that feeling even when we're alone, that's why music is self-soothing. And it is. It's a whole mood. But that mood is grooming younger and younger girls to tolerate psychological violence in dating situations and in their own intimate bedroom musical play.
Peki tüm bunların arkasında ne var? Kızlar twerk yaparken, kendilerini güçlü hissederken, insan evrimimizin tartışmasız en eski teknolojisi olan müzik yönetimi devralıyor. Müzik, bilinçli düşüncemizin ötesinde, acı eşiğimizi düşürürken, bizi sosyal bağ ve yakınlık duygusuyla ödüllendirir. Bu yüzden biz konserlere gidiyoruz, bu yüzden yalnızken bile o duyguyu özlüyoruz, bu yüzden müzik kendi kendini sakinleşitriyor. Ve işte. Tam bir ruh hali. Ancak bu ruh hali, genç ve genç kızları flört durumlarında ve kendi özel yatak odası müzikal oyunlarında psikolojik şiddeti tolere etmeye teşvik ediyor.
Girls repeatedly do what they're repeatedly exposed to. Left to their own devices, music as technology gives patriarchy and anti-Blackness a head start. Faced with doubt about my own voice when I was ten, the tendency to think that the situation was about me, about feeling insecure, that was the tendency, not the situation. The role technology plays gets lost. Being best friends with my own voice could have been my first intimate relationship. If very young girls were surrounded by the voices of Black female voices, chances are they'd assign value to their own. Bedroom musical play could be the first time a girl tunes in to her own internal signals, self-regulates it, and learns to say "Yes!" as well as, "Nope, not today." But online, bedroom musical play, like listening to your gut or your stomach, well, it's not a solo act. Stereotypes and stigmas fed by algorithms and audiences are silencing us. But if Black girls produced their own twerk songs and preferred female musicians, well, they could break the internet in music and tech. But that revolution in sound can only begin if they learn to like the voice on their own Memorex tape.
Kızlar defalarca maruz kaldıkları şeyi tekrar tekrar yaparlar. Kendi haline bırakılan müzik teknolojik olarak ataerkilliğe ve Siyahlık karşıtlığına bir başlangıç sağlar. On yaşımdayken kendi sesim hakkında şüpheyle karşı karşıya kaldığımda, durumun benimle ilgili, güvensiz hissetmekle ilgili olduğunu düşünme eğilimdeydim, bu durum değildi, eğilimdi. Teknolojinin oynadığı rol kayboluyor. Kendi sesimle en iyi arkadaş olmak benim ilk yakın ilişkim olabilirdi. Çoğu genç kız Siyah kadın seslerinin sesleriyle çevrili olsaydı, muhtemelen kendi seslerine değer verirlerdi. Yatak odası müzikli oyun, bir kızın kendi içsel sinyallerine uyum sağladığı, kendi kendini düzenlediği ve ″Evet!” demeyi öğrendiği aynı zamanda, “Hayır, bugün olmaz.” demeyi öğrendiği ilk seferi olabilir. Ama çevrimiçi, yatak odası müzikal oyunu, bağırsaklarınızı ve midenizi dinlemek gibi yani, bu bir solo hareketi değil. Algoritmalar, izleyiciler tarafından besl- enen klişeler ve damgalar bizi susturuyor. Ama Siyah kızlar kendi twerk şarkılarını üretseler ve kadın müzisyenleri tercih etselerdi, müzik ve teknolojide interneti kırabilirlerdi. Ancak sesteki bu devrim, ancak kendi Memorex kasetlerindeki sesi sevmeyi öğrenirlerse başlayabilir.
Thank you.
Teşekkürler
(Applause)
(Alkış)