Do you all want to know what my favorite word is?
En sevdiğim kelimenin ne olduğunu bilmek ister misiniz?
(Laughter)
(Kahkahalar)
It's the F word.
S’li küfür.
(Audience: Yeah!)
(Seyirci: Aynen!)
Some people think it's a little dirty. Others really like to throw it around. Oh, y’all thought I meant “fuck”?
Bazıları kaba buluyor olabilir. Bazıları ise kullanmayı çok seviyor. “Siktir”den bahsettiğimi mi düşündünüz?
(Laughter)
(Kahkahalar)
No, no, no, no, no. My favorite word is “fandom.” This talk is about fandom and how fandom can enrich your life and build a community of people that you might not have always talked to, right? But I'm sure when you all think of fandom, y'all think nerds and cosplay and fan fiction and neck beards and people in dark basements and stuff. And all that is true.
Hayır, hayır, hayır, hayır. En sevdiğim kelime “fandom”. Bu konuşma fandom ve fandomun hayatınızı nasıl zenginleştirebileceği ve sürekli olarak konuşmadığınız bir insan topluluğu hakkında olacak. Ama eminim ki hepiniz fandomu düşününce, aklınıza inekler, cosplay, hayran kurgu eserleri, ucubeler, ve karanlık bodrumdaki insanlar falan geliyordur. Tüm bunlar doğru.
(Laughter)
(Kahkahalar)
But you also probably think about America's ass.
Ama muhtemelen Amerika’nın kıçını da düşünüyorsunuz.
(Laughter)
(Kahkahalar)
I do.
Ben düşünüyorum.
(Laughter and cheers)
(Kahkahalar ve tezahürat)
And yes, fandom is all of this stuff, but it is actually a community of people that share a passion. Fandom is a community of people that share a passion. Right?
Evet, fandom bunların hepsini içerir, ama aslında bu topluluk bir tutkuyu paylaşan insanlardan oluşuyor. [FANDOM=TOPLULUK] Fandom, tutkuyu paylaşan bir insan topluluğudur. Ama her şey gibi, bir spektrumu var, değil mi?
But like all things, a there's a spectrum, right? You have your casual fans, your fans, your hardcore fans, and then you have your fanatics. And it can get really ugly, just like that ugly thing. Every time I see it, I run scared. Sorry to all my Phillies fans, it's ugly, right?
[ÇILGIN HAYRANLARIN SPEKTRUMU] Sıradan hayranlar, hayranlar, sıkı hayranlar ve sonra fanatikler var. Bu durum cidden pisleşebilir, tıpkı o çirkin şey gibi. Ne zaman görsem korkuyorum. Tüm Phillies hayranları için üzgünüm, ama çirkin işte, öyle değil mi?
But I want to talk about the difference between being a fan and being a fanatic, right? Fans want to bring in joy. They want to share stuff as much as possible with you, right? Fanatics are -- And I know I watched Obi-Wan last night, so "Star Wars" is on the brain -- But fanatics are those "Star Wars" fans that chased two grown women off of the internet because they gave the Millennium Falcon to a girl, right. They weren't happy about that. Those are fanatics.
Ama hayran olmakla fanatik olmak arasındaki farktan bahsetmek istiyorum. Hayranlar neşe getirmek isterler. Sizinle olabildiğince çok şey paylaşmak isterler. Fanatikler ise -- Evet, dün gece Obi-Wan’ı izledim, yani “Yıldız Savaşları” aklımda şu an -- İşte fanatikler, Millennium Falcon’ı küçük bir kıza verdikleri için iki yetişkin kadını internetten kovalayan “Star Wars” hayranlarıdır. Bundan memnun değillerdi. İşte bunlar fanatiklerdir.
We want to be fans. We don't want to be fanatics, right? Because fans create worlds. Once the story is over, once the movie is done, they want to keep it going. So they start to create cosplay, fan fiction, video games. I mean, I myself have a lot of feelings and fandoms, so I have a newsletter that I write whenever I remember to write it.
Biz ise hayran olmak istiyoruz. Fanatik olmak istemiyoruz değil mi? Çünkü hayranlar dünyalar yaratır. Hikaye bittiğinde, film bittiğinde, devam ettirmek isterler. Böylece cosplay, hayran kurgu, video oyunları yaratmaya başlarlar. Demek istediğim, benim de çok fazla duygu ve fandomum var, bu yüzden yazmayı hatırladığımda yazdığım bir e-bültenim var.
(Laughter)
(Kahkahalar)
And also, because we're friends here, I cosplay.
Ayrıca, hepimiz burada arkadaşız, cosplay de yapıyorum.
(Laughter)
(Kahkahalar)
I'm not new to this, I'm true to this, right. I wanted to still still engage with all of the worlds that I love, even though the movie was over.
Bu alanda yeni değilim, bu alanın ta kendisiyim. Film bitmiş olsa bile sevdiğim tüm dünyalarla ilişki kurmaya devam etmek istedim.
Fans aren't gatekeepers. Y'all can clap.
Hayranlar bekçi değillerdir. Alkışlayabilirsiniz.
(Applause)
(Alkışlar)
We all have that friend that watches us watch a movie because they want us to like the same part that they like.
Hepimizin film izlememizi izleyen bir arkadaşı var, çünkü sevdikleri kısmı bizim de sevmemizi istiyorlar.
(Laughter)
(Kahkahalar)
That is a fan. Fanatics are those people who quiz me when I come into a comic book store thinking because I look like this, that I can't know about comics, right?
Bu bir hayrandır. Fanatikler, bir çizgi roman dükkanına girdiğimde böyle göründüğüm için hiçbir şey bilmeyeceğimi düşünüp bana sorular sorup test eden insanlar, değil mi?
And fans learn life lessons from some of the nerdiest places, right? So for a quick example, how many Blazers fans are here?
Hayranlar hayat derslerini en inek yerlerden öğreniyor değil mi? Yani hızlı bir örnek için, burada kaç tane Blazers hayranı var?
(Cheers and applause)
(Tezahürat ve alkışlar)
Right. Y'all are really patient people, I'm sure.
Eminim hepiniz sabırlı insanlarsınızdır.
(Laughter)
(Kahkahalar)
Y'all will continue to be patient. With that number seven pick, y’all got, sucks for y’all.
Sabırlı olmaya da devam edeceksiniz. Şu yedinci numaralı seçim, hepiniz için çok kötü.
(Laughter)
(Kahkahalar)
Or if you were an Oregon women's Ducks fan, which we all should be --
Veya kadın Oregon Ducks takımı hayranı olsaydınız ki hepimiz olmalıyız --
(Cheers and applause)
(Tezahürat ve alkışlar)
You probably understand the importance of women in power, the value of women in sports and you're probably just overall a much better person.
Muhtemelen iktidardaki kadınların önemini, sporda kadınların değerini anlıyorsunuz, ve muhtemelen genel olarak çok daha iyi bir insansınız.
(Laughter)
(Kahkahalar)
Because fandom when harnessed is greater than any box office number. Right, fandom when harnessed is greater than any box office number. You meet people who you might have not necessarily always talk to, right? You learn from so many different people and you learn a lot of things from these things that you love so much. Whether or not you realize it, right?
[FANDOM HERHANGİ BİR GİŞE HASILATINDAN DAHA ETKİLİDİR] Çünkü fandom, yararlanıldığında, herhangi bir gişe hasılatından sayıca büyük olur. Her zaman konuşmak zorunda olmadığınız insanlarla tanışabiliyorsunuz, değil mi? Pek çok farklı insandan öğreniyorsunuz, ve çok sevdiğiniz bu şeylerden bir sürü şey öğreniyorsunuz. Farkında olsan da olmasan da, değil mi?
Think about what you put on your locker when you were a teenager or in your three-ring binder or even on your phone background right now. Something somewhere has inspired you or guided you along this journey called life, right?
Ergenken dolabınıza veya üç halkalı dosyanıza veya hatta telefonunuzun arka planına ne koyduğunuzu bir düşünün. Bir yerde bir şey size ilham verdi veya hayat denen bu yolculuk boyunca size rehberlik etti, değil mi?
So I'm going to give you all ten things -- I have a lot of fandoms, I have a lot of them, but I'm going to give you ten things that my fandoms have taught me.
Bu yüzden size on şey sayacağım -- Bir sürü fandomum var, bir sürü var, ama size fandomlarımın bana öğrettiği on şeyi söyleyeceğim.
Number one, Storm from the "X-Men," y'all should be clapping right now.
Birincisi, “X-Men”den Storm. Şu anda alkışlıyor olmanız lazımdı.
(Applause and cheers)
(Alkış ve tezahürat)
She is the leader of the X-Men. As a young Black girl seeing this tall, beautiful Black woman with all this white hair and a very operatic voice leading the way, it was very impactful for a Fox Kids Saturday morning.
O X-Men'in lideri. Küçük Siyahi bir kız olarak, bu uzun boylu güzel, beyaz saçlı ve çarpıcı bir sese sahip siyahi bir kadının önderlik ettiğini görmek Fox Kids Cumartesi sabahı için çok etkileyiciydi.
That's my son.
Bu benim oğlum.
(Applause and laughter)
(Alkış ve kahkahalar)
“Star Wars” taught me that my world can be as big as a galaxy far, far away. Whether that is real or fake. My world can be much bigger than just the six blocks that I call my home.
“Yıldız Savaşları” bana dünyamın çok uzaktaki bir galaksi kadar büyük olabileceğini öğretti. Gerçek ya da sahte olsun. Dünyam, evim dediğim altı bloktan çok daha büyük olabilir.
Wonder Woman --
Wonder Woman --
(Cheers and applause)
(Alkışlar ve tezahürat)
Taught me that my body at any sculpt, at any shape is beautiful, right? Wonder Woman spent her entire life -- Y'all can clap.
Vücudumun herhangi bir heykelde, ve her şekilde güzel olduğunu öğretti. Wonder Woman tüm hayatını -- Alkışlayabilirsiniz.
(Applause)
(Alkışlar)
Wonder Woman spent her entire life training for battle. She was not going to be a size zero. She was going to have quadriceps and deltoids. I learned that word a couple of weeks ago, deltoid.
Wonder Woman tüm hayatını savaş için eğitim alarak geçirdi. Sıfır beden olmayacaktı. Kuadriseps ve deltoidleri olacaktı. “Deltoid” kelimesini birkaç hafta önce öğrendim.
(Laughter)
(Kahkahalar)
And she was going to look strong and look beautiful while doing it.
Bunu yaparken güçlü, ve güzel görünecekti.
Alright, the fourth one.
Pekala, dördüncü.
(Cheers and applause)
(Tezahürat ve alkış)
Venus and Serena, as any Black girl, specifically -- We were forced to watch them, whether or not we liked tennis or not.
Venus ve Serena, özellikle herhangi bir Siyah kız gibi -- Tenisi sevsek de sevmesek de onları izlemek zorunda kaldık.
(Laughter)
(Kahkahalar)
It's also because it came on cable so you didn't have to, like, look for it. But my North Star as a big sister has always been these two. Because when the world was against them, they always had each other. So whether or not I am being a good sister in the moment, that is what I always look towards.
Ayrıca kablolu yayında olduğu için aramanıza gerek kalmaması da bir sebep. Ama bir abla olarak Kuzey Yıldızım her zaman bu ikisi olmuştur. Çünkü dünya onlara karşıyken, onlar hep birbirlerine sahiptiler. Yani şu an iyi bir kız kardeş olup olmadığıma bakmadan her zaman buna bakarım.
(Applause)
(Alkış)
All right. Sneakers taught me the importance of quality and detail, and nerds -- Sneaker heads, you all are nerds. Nobody cares about quality leather from 1987 to 2022 except y'all. Y'all need to just accept it.
Pekala. Spor ayakkabılar bana kalitenin ve detayların önemini öğretti, ve inekler -- Ayakkabı tutkunları, hepiniz ineksiniz. 1987′den 2022′ye kadar kaliteli deriyi sizden başka kimse umursamıyor. Hepinizin bunu kabul etmesi gerek.
(Laughter)
(Kahkahalar)
"Harry Potter" fan fiction --
“Harry Potter” hayran kurgusu --
(Cheers and applause)
(Alkışlar ve tezahürat)
Taught me that I could write myself into any story. Those books are about this big and Black people had about what, eight words?
Bana kendimi her hikayeye yazabileceğimi öğretti. Bu kitaplar bu kadar büyük ve, siyahilerin sekiz kelimesi falan mı vardı?
(Laughter)
(Kahkahalar)
So I wanted to fill in those gaps and I was very good at it too. Also wrote some smut, you can look for that later.
Bu boşlukları doldurmak istedim ve bunda da çok iyiydim. Ayrıca biraz müstehcen kurgu da yazdım, sonra bir göz atabilirsiniz.
(Laughter)
(Kahkahalar)
“Sailor Moon” ...
“Sailor Moon”...
(Cheers and applause)
(Tezahürat ve alkışlar)
Taught me the power of female friendships. That's it.
Bana kadın arkadaşlıklarının gücünü öğretti. İşte bu kadar.
(Applause)
(Alkış)
And now, this isn't really a lesson, but my father is a massive nerd and he would see me glomming on to these superheroes, Storm, and he would be like, "Well, what about Black Panther? What about Luke Cage? What about Misty Knight?" And in doing that, he was trying to teach me, yes, you can love everything that is current, but you have to know about your past. And so showing me all of these Black superheroes from the '70s, from the '60s, kind of led me through life. And now I'm a nerd here talking to you all here, so blame him.
Şimdi, bu gerçekten bir ders değil, ama babam büyük bir inekti ve, beni süper kahramanlara Storm’a ölüp biterken görürdü ve şöyle derdi: “Peki ya Kara Panter? Peki ya Luke Cage? Peki ya Misty Knight?” Bunu yaparken bana öğretmeye çalışıyordu, evet, mevcut olan her şeyi sevebilirsin, ama geçmişini bilmek zorundasın. Böylece bana 70′lerin, 60′ların, tüm siyahi süper kahramanlarını göstererek beni hayata yönlendirdi. Şimdi burada hepinizle konuşan bir ineğim, o yüzden onu suçluyorum.
Boy bands.
Erkek grupları.
(Applause)
(Alkış)
B2K specifically, taught me to scream really loud.
B2K özellikle bana çok yüksek sesle çığlık atmayı öğretti.
(Laughter)
(Kahkahalar)
Then Chyna ...
Sonra, Chyna...
(Cheers and applause)
(Tezahürat ve alkışlar)
Taught me that I can be the ninth wonder of the world, that I can stand in a ring or an office room or here on this red carpet and take command, right? Because in a lot of rooms, I will probably be the only woman. I will probably be the only Black person. I'm for damn sure probably going to be the only Black woman. So people are going to look at me anyway. I should have something to say. I should be able to take center stage.
Bana, dünyanın dokuzuncu harikası olabileceğimi, bir ringde veya ofis odasında, ya da bu kırmızı halıda durup, idareyi ele alabileceğimi öğretti. Çünkü birçok yerde, muhtemelen tek kadın ben olacağım. Muhtemelen tek siyahi de ben olacağım. Hatta tek siyahi kadın olacağımdan kesinlikle eminim. İnsanlar yine de bana bakacak. Söyleyecek bir şeyim olmalı. Ön plana çıkabilmeliyim.
(Applause)
(Alkış)
So listen, don't be afraid of the F word. Because when you love what you love out loud, that is audacious. When you love what you love unapologetically, it is beautiful.
Dinleyin, “S” kelimesinden korkmayın. Çünkü sevdiğiniz şeyi göstererek sevdiğinizde, cüretkardır. Sevdiğin şeyi özür dilemeden sevdiğin zaman, güzeldir.
All right, so fuck it, y'all, be a fan.
O yüzden hepiniz siktir edin, hayran olun.
(Cheers and applause)
(Tezahürat ve alkışlar)