My name is Jonathan Zittrain, and in my recent work I've been a bit of a pessimist. So I thought this morning I would try to be the optimist, and give reason to hope for the future of the Internet by drawing upon its present.
Benim adım Jonattan Zittrain ve ben en son çalışmalarımda biraz kötümserdim. Böyle olunca bu sabah iyimser olmaya çalışayım dedim ve internetin bugünü üzerinden geleceği için umutlu olma sebebimi anlatmak istedim.
Now, it may seem like there is less hope today than there was before. People are less kind. There is less trust around. I don't know. As a simple example, we could run a test here. How many people have ever hitchhiked? I know. How many people have hitchhiked within the past 10 years? Right. So what has changed? It's not better public transportation. So that's one reason to think that we might be declensionists, going in the wrong direction.
Bugünlerde geçmiş kıyasla daha az umut varmış gibi gelebilir. İnsanlar daha az sefkatli. Birbirimize daha az güveniyoruz. Bilemiyorum. Örneğin, bir deneme yapabilirz. Kaç kişi daha önce otostop çekti? Biliyorum. Peki, kaç kişi geçtimiz 10 yılda otostop çekti? Ya. Peki, ne değişti? Bunun sebebi toplu taşımanın iyileşmiş olması değil. Bu sefkatin azaldığını yanlış yönde olduğumuzu düşünmemiz için bir sebep
But I want to give you three examples to try to say that the trend line is in fact in the other direction, and it's the Internet helping it along. So example number one: the Internet itself. These are three of the founders of the Internet. They were actually high school classmates together at the same high school in suburban Los Angles in the 1960s. You might have had a French club or a Debate club. They had a "Let's build a global network" club, and it worked out very well.
Ama aslında trendin tam ters yönde olduğunu ve İnternet'in buna destek verdiğini gösterecek üç örnek vereceğim sizlere. Bir numaralı örnek: İnternet'in kendisi Bunlar Internet'in üç kurucusu. 1960larda Los Angles banliyösinde aynı liseye giden sınıf arkadaşları. Sizin okullarınızda Fransız kulübü veya Münazara kulübü olabilir. Onların, "Hadi, global bir ağ kuralım" kulübü vardı. ve çok ta iyiydi.
They are pictured here for their 25th anniversary Newsweek retrospective on the Internet. And as you can tell, they are basically goof balls. They had one great limitation and one great freedom as they tried to conceive of a global network. The limitation was that they didn't have any money. No particular amount of capital to invest, of the sort that for a physical network you might need for trucks and people and a hub to move packages around overnight. They had none of that.
Bu resimde Newsweek'in Internet rekrospektifinden 25. yıldönümleri Gördüğünüz gibi biraz şapşallar. Global bir ağ kurmaya çalışırlarken bir büyük sınırlayıcı unsurları vardı bir de büyük özgürlükleri. Sınırlayıcı unsur hiç paralarının olmamasıydı. Bu fiziki bir ağ olsaydı, geceleyin paketleri taşımak için kamyonlar ve insanlara ihtiyacınız olurdu ama onlar böyle bir yatırım için gerekli olan sermayesi yoktu. Bunları hiçbirine sahip değillerdi.
But they had an amazing freedom, which was they didn't have to make any money from it. The Internet has no business plan, never did. No CEO, no firm responsible, singly, for building it. Instead, it's folks getting together to do something for fun, rather than because they were told to, or because they were expecting to make a mint off of it.
Ama şahane bir özgürlükleri vardı, bu işten para kazanmaları gerekmiyordu. İnternetin bir iş planı yoktur; hiçbir zaman olmadı. Bir icra kurulu başkanı yok, hiçbir firma interneti kurmaktan tek başına sorumlu değil. Onun yerine, bu insanlar eğlenceli birşeyler yapmak için bir araya gelmişti. Kimse onlara bunu yapmasını söylememişti veya bu işten kanazaç sağlamayı beklemiyorlardı.
That ethos led to a network architecture, a structure that was unlike other digital networks then or since. So unusual, in fact, that it was said that it's not clear the Internet could work. As late as 1992, IBM was known to say you couldn't possibly build a corporate network using Internet Protocol. And even some Internet engineers today say the whole thing is a pilot project and the jury is still out. (Laughter)
Bu ağ mimarisine yol açan ideal o zamandan bu yana olan diğer dijital ağlara benzemiyordu. O kadar sıradışıydı ki, İnternet'in işleyip işlemeyeceğinin net olmadığı söylenmişti. 1992 yılına gelindiğinde bile, IBM İnternet Protokol'ü kullanarak kurumsal bir ağ inşa edilemeyeceğini söylüyordu. Ve bugün bile bazı İnternet mühendisleri tüm bunun bir pilot proje olduğunu ve jürinin hala mevcut olmadığını söylüyor. Gülüşmeler
That's why the mascot of Internet engineering, if it had one, is said to be the bumblebee. Because the fur-to-wingspan ratio of the bumblebee is far too large for it to be able to fly. And yet, mysteriously, somehow the bee flies. I'm pleased to say that, thanks to massive government funding, about three years ago we finally figured out how bees fly. (Laughter) It's very complicated, but it turns out they flap their wings very quickly. (Laughter)
Bu nedenle İnternet mühendisliğinin maskotu olsaydı bal arısı olacağı söylenir. Çünkü bal arılarının tüy - kanat genişliği oranı uçmaları için fazla büyüktür. Ama yine de, gizemli bir şekilde, bal arıları uçabilmektedir. Söylemekten memnuniyet duyuyoru ki, muazzam devlet finansmanı sayesinde üç yıl kadar önce bal arılarının nasıl uçabildiğini öğrendik. Gülüşmeler Bu oldukça karmaşık, ama görünen o ki bal arıları çok hızlı kanat çırpıyor. Gülüşmeler
So what is this bizarre architecture configuration that makes the network sing and be so unusual? Well, to move data around from one place to another -- again, it's not like a package courier. It's more like a mosh pit. (Laughter) Imagine, you being part of a network where, you're maybe at a sporting event, and you're sitting in rows like this, and somebody asks for a beer, and it gets handed at the aisle. And your neighborly duty is to pass the beer along, at risk to your own trousers, to get it to the destination.
Peki nedir bu ağın işlemesini sağlayan ve onu bu kadar sıradışı yapan tuhaf mimari yapılanış? Veriyi bir noktadan diğerine taşımak kurye ile paket taşınması gibi değildir. Bu daha çok bir konserde sahne önündeki karmaşaya benzer. Gülüşmeler Düşünün ki, bu ağın bir parçası olmak bir spor müsabakasında olmak gibi. Buradaki gibi sıra sıra oturuyorusunuz, ve biri bir bira söylüyor, bira sıra boyunca elden ele geçiyor. Sizin oturduğunuz noktada komşuluk göreviniz pantolonunuza dökülme riskine rağmen, birayı varış noktasına gidebilmesi için bir yanınızdan alıp diğer yanınızdaki kişiye vermek.
No one pays you to do this. It's just part of your neighborly duty. And, in a way, that's exactly how packets move around the Internet, sometimes in as many as 25 or 30 hops, with the intervening entities that are passing the data around having no particular contractual or legal obligation to the original sender or to the receiver.
Kimse bunu yapmanız için size para ödenemz. Bu sizin oturduğunuz noktada komşuluk görevinizdir. Ve, bir bakıma, İnternet'te paketler bu şekilde hareket eder, orijinal gönderici veya alıcı ile herhangi bir kontratı ya da yasal yükümlülüğü olmadan veriyi bir yandan alıp diğerine ileten aracı kuruluşlar sayesinde kimi zaman 25 veya 30 kadar iletim noktasından geçer.
Now, of course, in a mosh pit it's hard to specify a destination. You need a lot of trust, but it's not like, "I'm trying to get to Pensacola, please." So the Internet needs addressing and directions. It turns out there is no one overall map of the Internet. Instead, again, it is as if we are all sitting together in a theater, but we can only see amidst the fog the people immediately around us. So what do we do to figure out who is where? We turn to the person on the right, and we tell that person what we see on our left, and vice versa. And they can lather, rinse, repeat. And before you know it, you have a general sense of where everything is.
Doğaldır ki sahneönü gibi keşmekeş bi rotamda rota belirlemek zordur. Güvene ço kihtiyacınız var, ama bu "Pardon, ben Pensacola şehrine gitmek istiyorum" demek gibi değildir. Sonuç olarak, İnternet adreslemeye ve yönlendirmelere ihtiyaç duyar. Ancak tüm İnternet'i kapsayan bir harita yok. Onun yerien, benzer bir şekilde, hepimiz bir tiyatro salonunda oturuyoruz, ama sisin ortasında herkes sadece bir yanındaki kişiyi görebiliyor. Peki kimin nerede olduğunu nasıl anlayacağız? Sağımızdaki kişiye dönüp solumuzda kimin olduğunu söyleriz. ve solumuzdakine de sağımızdakini. Ve herkes köpürtüp durulayıp tekrar eder. Daha neler olduğunu anlayamadan herşeyin nerede olduğuna dair bir fikriniz olur.
This is how Internet addressing and routing actually work. This is a system that relies on kindness and trust, which also makes it very delicate and vulnerable. In rare but striking instances, a single lie told by just one entity in this honeycomb can lead to real trouble.
Aslında İnternet adreslemesi ve rota tespiti bu şekilde çalışır. Bu iyilik ve güvene dayalı olarak çalışan bir sistemdir bu nedenle çok hassas ve saldırıya açıktır. Nadir ama çarpıcı durumlarda, bir kişi tarafından söylenen tek bir yalan bu bal peteğinde gerçek sorunlara yol açabilir.
So, for example, last year, the government of Pakistan asked its Internet service providers there to prevent citizens of Pakistan from seeing YouTube. There was a video there that the government did not like and they wanted to make sure it was blocked. This is a common occurrence. Governments everywhere are often trying to block and filter and censor content on the Internet.
Örneğin, geçen sene Pakistan hükümeti orada Internet hizmet sağlayıcılarına Pakistan vatandaşlarının YouTube'a erişimini engellemesini istedi. YouTube'da hükümetin halkın görüntülemesini istemediği bir video vardı ve hükümet erişimin engellenmesini istedi. Bu sık görülen bir durumdur. Birçok hükümet sıklıkla Internet'teki içeriği filtrelemek, sansürlemek ve bloklamak ister.
Well this one ISP in Pakistan chose to effectuate the block for its subscribers in a rather unusual way. It advertised -- the way that you might be asked, if you were part of the Internet, to declare what you see near you -- it advertised that near it, in fact, it had suddenly awakened to find that it was YouTube. "That's right," it said, "I am YouTube." Which meant that packets of data from subscribers going to YouTube stopped at the ISP, since they thought they were already there, and the ISP threw them away unopened because the point was to block it.
Pakistan'daki bir ISP (Internet hizmet sağlayıcısı) abonelerinin erişimini oldukça sıradışı bir yolla engellemeyi seçti. Internet'in bir parçasıysanız etrafınızda ne gördüğünüzü bildirmeniz istenir Bu hizmet sağlayıcı kendisinin YouTube olduğunu bildirdi. "Evet, gerçekten" dedi "Ben YouTube'um." Böylelikle abonelerin veri peketleri Internet hizmet sağlayıcısında durdu çünkü onun YouTube olduğunu sanıyorlardı. Ve hizmet sağlayıcı veri paketlerini açmadan attı çünkü amaç erişimi engellemekti.
But it didn't stop there. You see, that announcement went one click out, which got reverberated, one click out. And it turns out that as you look at the postmortem of this event, you have at one moment perfectly working YouTube. Then, at moment number two, you have the fake announcement go out. And within two minutes, it reverberates around and YouTube is blocked everywhere in the world. If you were sitting in Oxford, England, trying to get to YouTube, your packets were going to Pakistan and they weren't coming back.
Ama burada kalmadı. Bu bildiri, bir tık ile yayıldı, bir başka tık ile yansıdı. Olaya baktığınızda görülüyor ki, bir an YouTube gayet düzgün çalışıyor. Bir sonraki an, sahte bildiri yayılıyor. Ve iki dakika içerisinde, etraft yansıyor ve YouTube tüm dünyada bloklanıyor. Oxford, İngiltere'de oturup YouTube'a girmeye çalışıyorsanız, veri paketleriniz Pakistan'a gidiyordu ve geri dönmüyordu.
Now just think about that. One of the most popular websites in the world, run by the most powerful company in the world, and there was nothing that YouTube or Google were particularly privileged to do about it. And yet, somehow, within about two hours, the problem was fixed. How did this happen?
Şimdi sadece bunu düşünün. Dünyanın en popüler internet sitelerinden biri, dünyanın en popüler internet sitelerinden biri ve ne YouTube'un ne de Google'ın yapabileceği birşey yoktu. Ama nasılda, birkaç saat içerisinde sorun giderilmişti. Peki, bu nasıl oldu?
Well, for a big clue, we turn to NANOG. The North American Network Operators Group, a group of people who, on a beautiful day outside, enter into a windowless room, at their terminals reading email and messages in fixed proportion font, like this, and they talk about networks. And some of them are mid-level employees at Internet service providers around the world. And here is the message where one of them says, "Looks like we've got a live one. We have a hijacking of YouTube! This is not a drill. It's not just the cluelessness of YouTube engineers. I promise. Something is up in Pakistan." And they came together to help find the problem and fix it.
Büyük bir ipucu için KAAOG'a (NANOG) dönüyoruz, Kuzey America Ağ Operasyon Grubu Dışarıda güzel bir gün varken kendi terminallerinde penceresiz bir odaya girip bunun gibi sabit orantıda e-postaları ve mesajları okuyan ve ağları hakkında konuşan bir grup insan. Ve bazıları dünyanın dört bir yanında ki İnternet hizmet sağlayıcılarında orta-düzey çalışanlar. Ve işte orada mesajlardan biri şöyle diyordu, "Görünen o ki bir sorunumuz var. YouTube gasp ediliyor. Bu bir tatbikat değil. Bu YouTube mühendislerinin şaşkınlığı da değil. Gerçekten. Pakistan'da birşeyler oluyor." Ve sorunun ne olduğunu bulmak ve çözmeye yardım etmek için bir araya geldiler.
So it's kind of like if your house catches on fire. The bad news is there is no fire brigade. The good news is random people apparate from nowhere, put out the fire and leave without expecting payment or praise. (Applause) I was trying to think of the right model to describe this form of random acts of kindness by geeky strangers. (Laughter) You know, it's just like the hail goes out and people are ready to help. And it turns out this model is everywhere, once you start looking for it.
Yani bu biraz evinizde yangın çıkması gibi. Kötü haber, itfaiye ekibi yok. İyi haber, nereden geldiği belli olmayan rastgele insanlar bir teşekkür veya ödeme beklemeden, yangını söndürüyor. Alkışlamalar Ben de bilgisayar delisi yabancıların yaptığı rastgele iyilikleri tanımlayan doğru modeli bulmaya çalışıyordum. Gülüşmeler Bilirsiniz, yardım çağırırsınız ve insanlar destek vermek için hazırdır. Ve aramaya başlarsınız bu modelin her yerde olduğunu görebilirsiniz.
Example number two: Wikipedia. If a man named Jimbo came up to you in 2001 and said, "I've got a great idea! We start with seven articles that anybody can edit anything, at any time, and we'll get a great encyclopedia! Eh?" Right. Dumbest idea ever. (Laughter) In fact, Wikipedia is an idea so profoundly stupid that even Jimbo never had it.
İki numaralı örnek: Wikipedia 2001'de Jimbo adlı biri sizi gelip "Benim bir fikrim var! Herkesin, herhangi bir zamanda düzenleyebileceği 7 makale ile başlayalım ve kocaman bir ansiklopedimiz olsun! Ne dersin?" deseydi Doğru. Gelmiş geçmiş en saçma fikir. Gülüşmeler Nitekim, Wikipedia o kadar saçma bir fikir ki Jimbo'nun bile aklına gelmemişti.
Jimbo's idea was for Nupedia. It was going to be totally traditional. He would pay people money because he was feeling like a good guy, and the money would go to the people and they would write the articles. The wiki was introduced so others could make suggestions on edits -- as almost an afterthought, a back room. And then it turns out the back room grew to encompass the entire project.
Jimbo'nun fikri Nupedia idi. Tamamen geleneksel olacaktı. İyi bir adam olduğu için insanlara makaleleri yazmaları için para ödeyecekti. Wiki, diğer insanlar düzenlemeler ile ilgili önerilerde bulunabilsin diye sonradan akla gelen bir fikir, bir arka oda olarak ortaya çıkmıştı. Sonradan arka oda büyüdü ve tüm projeyi kuşattı.
And today, Wikipedia is so ubiquitous that you can now find it on Chinese restaurant menus. (Laughter) I am not making this up. (Laughter) I have a theory I can explain later. Suffice it to say for now that I prefer my Wikipedia stir-fried with pimentos. (Laughter)
Ve bugün, Wikipedia o kadar yaygın ki Çin restorantlarının menülerin de bile rastlayabiliyorsunuz. Gülüşmeler Bunu ben uydurmuyorum. Gülüşmeler Daha sonra açıklayacağım bir teorim var. Şimdilik Wikipedia'mı tavada ve tatlı kırmızı biberli tercih ettiğimi söylemem yeterli olacaktır. Gülüşmeler
But now, Wikipedia doesn't just spontaneously work. How does it really work? It turns out there is a back room that is kind of windowless, metaphorically speaking. And there are a bunch of people who, on a sunny day, would rather be inside and monitoring this, the administrator's notice board, itself a wiki page that anyone can edit. And you just bring your problems to the page. It's reminiscent of the description of history as "one damn thing after another," right?
Ama şimdi, Wikipedia kendiliğinden işlemiyor. Peki gerçekte nasıl işliyor? Görünen o ki mecazi anlamda penceresiz bir arka oda var. Güneşli bir günde, bir grup insan penceresiz odada oturup kendisi de düzenlenebilen bir wiki olan yönetici panelini gözlemliyor. Ve siz de sorunlarınızı bu sayfaya yazıyorsunuz. Bu tarih için söylenen "felaket felaket üstüne" söylemini hatırlatıyor.
Number one: "Tendentious editing by user Andyvphil." Apologies, Andyvphil, if you're here today. I'm not taking sides. "Anon attacking me for reverting." Here is my favorite: "A long story." (Laughter) It turns out there are more people checking this page for problems and wanting to solve them than there are problems arising on the page.
Bir numara: "Andyvphil adlı kullanıcı tarafından taraflı yorum girilmiş" Eğer, bugün buradaysan özür dilerim Andyvphill. Ben taraf tutmuyorum. "Anon yaptığım değişikliklerden ötürü bana saldırıyor." İşte bu benim favorim: "Uzun bir hikaye." Gülüşmeler Görünen o ki, bu sayfayı şikayette bulunmak için kullanan insanlardan çok bu sorunları görmek ve düzeltilmelerine yardım etmek isteyen insanlar ziyaret ediyor.
And that's what keeps Wikipedia afloat. At all times, Wikipedia is approximately 45 minutes away from utter destruction. Right? There are spambots crawling it, trying to turn every article into an ad for a Rolex watch. (Laughter) It's this thin geeky line that keeps it going. Not because it's a job, not because it's a career, but because it's a calling. It's something they feel impelled to do because they care about it.
Ve Wikipedia'yı ayakta tutan şey de bu. Herhangi bir zamanda Wikipedia mutlak yıkımdan yaklaşık 45 dakika uzakta. Sizce de öyle değil mi? İçindeki her bir makaleyi bir Rolex saat reklamına çevirmeye çalışan spam botları geziyor. Gülüşmeler İşte bu ince bilgisayar delisi insanların çizdiği çizgi onu ayakta tutuyor. Görev olduğu için değil, kariyer için değil, ama içten gelen bir çağrı olduğu için. Değer verdikleri için yapmaları gerektiğini hissediyorlar.
They even gather together in such groups as the Counter-Vandalism Unit -- "Civility, Maturity, Responsibility" -- to just clean up the pages. It does make you wonder if there were, for instance, a massive, extremely popular Star Trek convention one weekend, who would be minding the store? (Laughter)
Hatta sadece sayfaları temizlemek için "Vandalizm Karşıtı Ünite", "Kibarlık, Olgunluk, Sorumluluk" gibi gruplar oluşturuyorlar. İnsan merak ediyor, bir hafta sonu muazzam bir Star Trek toplantısı yapılacak olsa dükkana kim bakacak? Gülüşmeler
So what we see -- (Laughter) what we see in this phenomenon is something that the crazed, late traffic engineer Hans Monderman discovered in the Netherlands, and here in South Kensington, that sometimes if you remove some of the external rules and signs and everything else, you can actually end up with a safer environment in which people can function, and one in which they are more human with each other. They're realizing that they have to take responsibility for what they do. And Wikipedia has embraced this.
Görüyoruz ki Gülüşmeler Bu fenomende gördüğümüz Hollanda'dan çılgın bir trafik mühendisi olan Hans Monderman'ın Güney Kensington'da ortaya çıkardığı şudur; Dış kuralları ve işaretleri ve diğer herşeyi kaldırdığınızda insanların kendi kendilerine işlev gerçekleştirdiği ve birbirleriyle daha insani bir etkileşime girdikleri daha güvenli bir ortam elde edebilirsiniz. Yaptıkları şeylerin sorumluluğunu almaları gerektiğinin farkına varıyorlar. Ve Wikipedia da bunu benimsedi.
Some of you may remember Star Wars Kid, the poor teenager who filmed himself with a golf ball retriever, acting as if it were a light saber. The film, without his permission or even knowledge at first, found its way onto the Internet. Hugely viral video. Extremely popular. Totally mortifying to him.
Bazılarınız Star Wars Kid videosunu hatırlayacaktır. Golf topu toplayıcısını ışın kılıcı olarak kullanırken kendini filme çekmişti. Film, çocuğun izni olmadan, hatta haberi bile olmadan, İnternet'e düşmüştü. Muazzam derecede viral bir video. Çok popüler. Çocuk için tamamen utanç verici.
Now, it being encyclopedic and all, Wikipedia had to do an article about Star Wars Kid. Every article on Wikipedia has a corresponding discussion page, and on the discussion page they had extensive argument among the Wikipedians as to whether to have his real name featured in the article. You could see arguments on both sides. Here is just a snapshot of some of them. They eventually decided -- not unanimously by any means -- not to include his real name, despite the fact that nearly all media reports did. They just didn't think it was the right thing to do. It was an act of kindness.
Ansiklopedik bir durum olmasından dolayı, Wikipedia'nın Star Wars Kid ile ilgli bir makale yazması gerekiyordu. Wikipedia'da her makaleye karşılık gelen bir tartışma sayfası var. Ve bu tartışma sayfasında Wikipediacılar arasında makalede çocuğun gerçek adının verilip verilmemesi ile ilgili kapsamlı bir tartışma çıktı Her iki tarafı da destekleyen yazıları bulabilirsiniz. Burada bir kısmını görüyorsunuz. Sonunda, hiçbir şekilde oy birliği olmadan, neredeyse tüm medya çocuğun gerçek adını verirken onlar vermemeye karar verdi. Yapılması gereken dopru davranışın bu olmadığını düşündüler. Bu bir iyilik hareketiydi.
And to this day, the page for Star Wars Kid has a warning right at the top that says you are not to put his real name on the page. If you do, it will be removed immediately, removed by people who may have disagreed with the original decision, but respect the outcome and work to make it stay because they believe in something bigger than their own opinion. As a lawyer, I've got to say these guys are inventing the law and stare decisis and stuff like that as they go along.
Ve bugüne kadar, Star Wars Kid sayfasının en tepesinde çocuğun gerçek adının kullanılmayacağı ile ilgili bir uyarı var. Eğer kullanırsanız anında kaldırılacaktır. Hem de belki esas kararla uyuşmamış olabilecek kişiler tarafından sonuca saygı gösterdikleri ve öyle kalması için çalışacakları için çünkü onlar kendi görüşlerinden daha büyük birşeye inanıyorlar. Bir avukat olarak söylemeliyim ki, bu insanlar yasayı, ve yerleşik kararları icat ediyorlar.
Now, this isn't just limited to Wikipedia. We see it on blogs all over the place. I mean, this is a 2005 Business Week cover. Wow. Blogs are going to change your business. I know they look silly. And sure they look silly. They start off on all sorts of goofy projects.
Şimdi, bu sadece Wikipedia ile sınırlı değil. Bunu bloglarda da görüyoruz. Bu bir 2005 Business Week kapağı. Vay. Bloglar işletmenizi değiştirecek. Biliyorum saçm gözüküyorlar. Ve kesinlikle saçma gözüküyorlar. Her türlü saçma projelerden çıkıyorlar.
This is my favorite goofy blog: Catsthatlooklikehitler.com. (Laughter) You send in a picture of your cat if it looks like Hitler. (Laughter) Yeah, I know. Number four, it's like, can you imagine coming home to that cat everyday? (Laughter)
Bu en favori saçma blog örneğim: Hitler gibi gözüken kediler Güleşmeler Hitler'e benzeyen kedinizin bir fotoğrafını gönderiyorsunuz. Gülüşmeler Evet, bence de. 4 numaralı kedi Hergün eve bu kediye geldiğinizi düşünebiliyor musunuz? Gülüşmeler
But then, you can see the same kind of whimsy applied to people. So this is a blog devoted to unfortunate portraiture. This one says, "Bucolic meadow with split-rail fence. Is that an animal carcass behind her?" (Laughter) You're like, "You know? I think that's an animal carcass behind her."
Ama, benzer muzipliğin insanlara uygulandığını da görüyorsunuz. Bu talihsiz portrelere adanmış bir blog. Bu "Çit ile ayrılmış Bucolic çayır" fotoğrafı. Kadının arkasındaki bir hayvan cesedi mi yoksa? Gülüşmeler Galiba, kadının arkasındaki bir hayvan cesedi.
And it's one after the other. But then you hit this one. Image removed at request of owner. That's it. Image removed at request of owner. It turns out that somebody lampooned here wrote to the snarky guy that does the site, not with a legal threat, not with an offer of payment, but just said, "Hey, would you mind?" The person said, "No, that's fine."
Ve her biri diğerinden daha talihsiz. Sonra buna rastlıyorsunuz. Fotoğraf, sahibinin isteği üzerine kaldırılmıştır. İşte bu. Fotoğraf, sahibinin isteği üzerine kaldırılmıştır. Görünen o ki, biri siteyi yapan alaycı kişiye yasal bir tehdit olmadan, bir ödeme yapmayı teklif etmeden ama sadece "Lütfen fotoğrafı kaldırır mısın?" demiş. Alaycı kişi "Peki, sorun değil." demiş.
I believe we can build architectures online to make such human requests that much easier to do, to make it possible for all of us to see that the data we encounter online is just stuff on which to click and paste and copy and forward that actually represents human emotion and endeavor and impact, and to be able to have an ethical moment where we decide how we want to treat it.
İnanıyorum ki, öyle online mimariler inşa edebiliriz ki, bunun gibi insani talepleri yerine getirmeyi kolay kılar böylelikle görürüz ki karşılaştığımız online veriler tıklayıp, kopyalayıp, yapıştırıp, başkalarına gönderdiğimiz bu veriler aslında insani duyguları temsil ediyorlar. Gayret ederek ve etki ederek etik bir an yaşayarak nasıl davranacağımıza karar verebiliriz.
I even think it can go into the real world. We can end up, as we get in a world with more censors -- everywhere there is something filming you, maybe putting it online -- to be able to have a little clip you could wear that says, "You know, I'd rather not." And then have technology that the person taking the photo will know later, this person requested to be contacted before this goes anywhere big, if you don't mind. And that person taking the photo can make a decision about how and whether to respect it.
Hatta ben bunun gerçek dünyada da olabileceğine inanıyorum. her yerde sizi filme alan, belki de bunu İnternete yükleyen her geçen gün daha fazla sansürün olduğu bir dünyada yaşıyoruz "Biliyorum, ama yapmamayı tercih ediyorum" yazan bir yaka kartı takabilirsiniz. Ve teknolojiye sahipsiniz fotoğrafı çekilen o kişi daha sonra bilecektir ki onun rızası olmadan bu fotoğraf ses getiren bir yerlere düşmeyecektir. Ve fotoğrafı çeken kişi ne yapacağına ve buna saygı gösterip göstermeyeceğine karra verecektir.
In the real world, we see filtering of this sort taking place in Pakistan. And we now have means that we can build, like this system, so that people can report the filtering as they encounter it. And it's no longer just a "I don't know. I couldn't get there. I guess I'll move on," but suddenly a collective consciousness about what is blocked and censored where online. In fact, talk about technology imitating life imitating tech, or maybe it's the other way around.
Gerçek hayatta buna benzer filtrelemelerin Pakistan'da gerçekleştiğini görüyoruz. Ve artık bu sistem gibi insanların böyle filtrelemelerle karşılaştıklarında bildirebilecekleri sistemler inşa edebiliriz. Ve artık "Bilmiyorum. O sayfaya ulaşamıyorum. Herhalde yoluma devam ederim." şeklinde işlemiyor ama aniden bir kolektif bilinç neyi engellendiğini ve sansürlendiğini buluyor. Hatta, teknolojinn hayatı imite etmesinden bahsedecek olursak, daha çok hayat teknolojiyi imite ediyor.
An NYU researcher here took little cardboard robots with smiley faces on them, and a motor that just drove them forward and a flag sticking out the back with a desired destination. It said, "Can you help me get there?" Released it on the streets of Manhattan. (Laughter) They'll fund anything these days. Here is the chart of over 43 people helping to steer the robot that could not steer and get it on its way, from one corner from one corner of Washington Square Park to another.
Bir NYU (New York Üniversitesi) araştırma görevlisi üzerinde gülen suratlar ve gitmek istediği yeri yazan bayraklar olan karton robotları bir motora bindirip etrafta dolaştırdı Üzerinde "Oraya gitmeme yardımcı olabilir misiniz?" yazıyordu. Bu robotları Manhattan sokaklarında gezdirdi. Gülüşmeler Bugünlerde herşeyi finanse ediyorlar. Burada 43 kişinin yardımıyla robotun Washington Square Park'ın bir köşesinden diğer bir köşesine gitmeyi başardığınız gösteren bir harita var.
That leads to example number three: hitchhiking. I'm not so sure hitchhiking is dead. Why? There is the Craigslist rideshare board. If it were called the Craigslist hitchhiking board, tumbleweeds would be blowing through it. But it's the rideshare board, and it's basically the same thing. Now why are people using it? I don't know. Maybe they think that, uh, killers don't plan ahead? (Laughter) No. I think the actual answer is that once you reframe it, once you get out of one set of stale expectations from a failed project that had its day, but now, for whatever reason, is tarnished, you can actually rekindle the kind of human kindness and sharing that something like this on Craigslist represents.
Bu bizi üç numaralı örneğimize getiriyor: otostop çekmek. Ben otostop çekmenin öldüğünden emin değilim. Neden mi? İşte burada Craiglist yolculuk paylaşım panosu. Eğer adı Craigslist otostop panosu olsaydı hiç kimse kullanmazdı, ıssız bir adaya benzerdi. Ama bu yolculuk paylaşım panosu ve aslında aynı şey. Peki neden insanlar kullanıyor bunu? Bilmiyorum. Belki, katillerin önceden plan yapmadığını düşünüyorlardır?? Gülüşmeler Hayır. Asıl cevap şu; bir kere yeniden düzenlerseniz zamanını doldurmuş, pas tutmuş bayat beklentilerin dışına çıkarsanız Craigslist'in temsil ettiği insani nezaket ve paylaşımı canlandırabilirsiniz.
And then you can highlight it into something like, yes, CouchSurfing.org. CouchSurfing: one guy's idea to, at last, put together people who are going somewhere far away and would like to sleep on a stranger's couch for free, with people who live far away, and would like someone they don't know to sleep on their couch for free. It's a brilliant idea. It's a bee that, yes, flies.
Daha sonra CouchSurfing.org gibi birşeyle renklendirebilirsiniz. CouchSurfing; uzaklara giden insanların o uzaklarda yaşayan ve koltuklarında yabancıların uyumasından hoşlanan o yabancıların koltuklarında bedavaya uyumalarını sağlayan bir fikir. Bu çok parlak bir fikir. Bu o uçan bal arısı işte.
Amazing how many successful couch surfings there have been. And if you're wondering, no, there have been no known fatalities associated with CouchSurfing. Although, to be sure, the reputation system, at the moment, works that you leave your report after the couch surfing experience, so there may be some selection bias there. (Laughter)
Ne kadar çok başarılı koltuk paylaşımı olduğunu görmek hayret verici. Ve eğer merak ediyorsanız, hayır, CouchSurfing yüzünden hiç kimse ölmemiş Gerçi, emin olmak için, mevcut repütasyon sistemine bakalım; koltuk paylaşım deneyiminizin ardından yourmlarınızı yazıyorsunuz. Yani biraz seçim yanlılığı olabilir. Gülüşmeler
So, my urging, my thought, is that the Internet isn't just a pile of information. It's not a noun. It's a verb. And when you go on it, if you listen and see carefully and closely enough, what you will discover is that that information is saying something to you. What it's saying to you is what we heard yesterday, Demosthenes was saying to us. It's saying, "Let's march." Thank you very much. (Applause)
Kanımca, İnternet sadece bir bilgi öbeğinden ibaret değil. İnternet bir isim değil. O bir fiil. Ve İnterneti kullandığınızda eğer yeterince yakından ve dikkatlice dinleyip izlerseniz bilginin size birşeyler söylediğini keşfedeceksiniz. Bilginin size söylediği dün Demonsthenes'ten duyduklarınız ile aynı. "Haydi yürüyelim" diyor. Çok teşekkürler. Alkış