A World War II veteran processes the devastation he’s witnessed from the confines of an intergalactic zoo.
Bir 2. Dünya Savaşı gazisi, şahit olduğu yıkımı galaksiler arası bir hayvanat bahçesinin sınırlarındayken sindirir.
As an estranged parent and child meet at a fraught family reunion, a little girl mumbles, “How do you do?” from behind a dirty curtain.
Ayrı yaşayan bir ebeveyn ile çocuk rahatsız bir aile buluşmasında birleşir ve küçük kız kirli bir perdenin ardından “Nasılsın?” diye mırıldanır.
After the death of his best friend, a lonely king travels to the end of the world in search for answers and... walks into a bar.
Yalnız bir kral en yakın arkadaşı ölünce yanıt arayışı içinde dünyanın bir ucuna yolculuk eder ve bir bara girer.
It may seem counterintuitive, but comedy is often key to a serious story. As a writer, you need your audience to experience a range of emotions, no matter what your genre. Whether you want to evoke fear, grief, or excitement, when people are exposed to one emotion for too long, they become desensitized to it.
Mantığa aykırı gelse de ciddi bir hikâyenin anahtarı komedidir. Bir yazar olarak yazdığınız tür ne olursa olsun okuyucu kitlenize birçok duyguyu yaşatmalısınız. İster korku ister keder ya da heyecan hissettirmek isteyin insanlar tek bir duyguya uzun süre maruz kaldığında bu duyguya karşı duyarsız hâle gelirler.
Comic relief is a tried-and-true way of creating the varied emotional texture a compelling story needs. So how can you create this effect in your own stories? Whether you use characters, situations, language, or any combination of the three, timing and contrast are crucial. Take the “Epic of Gilgamesh.” This ancient Mesopotamian tale is possibly the oldest known work of literature, and yet the story remains compelling today. As King Gilgamesh approaches the end of the world, he walks into a bar. We think we’re reaching the climax of his story— only to have our expectations subverted. That brief respite allows the tension to build even higher to a later, true climax. It both relieves and creates tension. This lesson also applies to modern stories: by briefly lightening the mood, you can build tension in your stories exactly when it’s needed.
Güldürü öğesi, ilgi çekici bir hikâyenin ihtiyaç duyduğu alacalı duygusal yapıyı yaratmanın denenmiş ve onaylanmış bir yoludur. Peki bu etkiyi kendi hikâyelerinizde nasıl yaratabilirsiniz? Karakterler, durumlar, dil veya bu üçünden hangisini kullanırsanız kullanın zamanlama ve tezat oldukça önemlidir. Gılgamış Destanı’nı ele alalım. Bu antik Mezopotamya efsanesi belki de bilinen en eski edebi ürün ancak öyküsü hâlen ilgi uyandırıcı. Kral Gılgamış dünyanın bir ucuna ulaşırken bir bara girer. Öykünün doruk noktasına ulaştığımızı sandığımız an beklentilerimiz altüst olur. Bu kısa süreli ara gerilimi iyice yükseltir ve daha sonra esas doruk noktasına ulaşılır. Gerilimi hem yatıştırır hem de yaratır. Bu ders modern öyküler için de geçerlidir. Ortamı kısa süreliğine yatıştırarak öykülerinizde gerilimi tam ihtiyaç duyulan anda yaratabilirsiniz.
The moment at the bar doesn’t just amplify the audience’s emotional response— it also complicates it. The wise bartender questions the purpose of Gilgamesh’s quest— setting the stage for the final, more nuanced resolution.
Bardaki kısım okurun duygusal tepkisini yalnızca arttırmakla kalmaz aynı zamanda karmaşık hâle getirir. Bilge barmenin Gılgamış’ın arayışının maksadını sorgulaması nihai ve incelikli sona zemin hazırlar.
You can use comic relief not only to create contrast with graver moments, but to comment on them. Sidekicks are one of the most common and direct ways to do this: they can supply sneakily perceptive commentary on the main action, often while simultaneously serving as blundering, hapless punchlines.
Güldürü öğesini hem ciddi anlarla zıtlık yaratmak hem de bu anları yorumlamak için kullanabilirsiniz. Yardımcı karakterler bunu yapmanın en yayın ve direkt yollarından biridir: Acemi, beceriksiz bir şekilde son sözleri söylerken aynı zamanda sinsice esas olay hakkında zekice yorumlar da yapabilirler.
Kurt Vonnegut’s “Slaughterhouse-Five” takes a different approach: the story continuously alternates between horrific war scenes and wacky science fiction moments. These scenes provide comic relief, but also open a dialogue about what’s usually unspeakable, highlighting the arbitrary nature of human suffering in a way that makes it more impactful.
Kurt Vonnegut’un “Mezbaha 5” romanı ise farklı bir yaklaşım ele alır: Hikâye durmaksızın korkunç savaş sahneleri ve tuhaf bilim kurgu anları arasında gidip gelir. Bu sahneler, güldürü öğesi sağlarken aynı zamanda genelde ağza alınmayan şeyler hakkında bir diyalog da başlatır, daha etkileyici bir şekilde insan kederinin zalim doğasını vurgular.
Arundhati Roy’s “The God of Small Things” takes yet another approach to comic relief. The narrative style draws upon the perspective of children to infuse a tragic story with poignant humor. When the adults funnel decades of tensions over race, class, and family dynamics into their expectations for their children’s behavior, you can’t help but chuckle with recognition when, at the moment she’s expected to put on a perfect performance of politeness, 7-year-old Rahel “[ravels] herself like a sausage into the dirty airport curtain and [won’t] unravel.” At the same time, you know her failure to behave will only add to the tension. Afterward, she thinks, “the play had gone bad. Like Pickle in a monsoon.” This punchline underscores the reality of the situation: the reunion is so forced and formal, Rahel feels like her family are actors in a play, and she feels powerless in the storm of what’s happening.
Arundhati Roy’un “Küçük Şeylerin Tanrısı” güldürü öğesine başka bir açıdan bakar. Anlatı tarzı, trajik bir hikâyeyi etkili mizah ile donatmak için çocukların bakış açısını ele alır. Yetişkinler; ırk, sınıf ve aile dinamiklerindeki yıllar süren gerilimleri çocuklarının davranış beklentilerine yansıttıklarında kendinizi onaylayarak gülmekten alıkoyamazsınız çünkü mükemmel bir nezaket performansı sergilemesi beklendiği anda 7 yaşındaki Rahel “kirli havalimanı perdesine sosis gibi dolanır ve içinden çıkmaz.” Aynı zamanda uslu duramadığını bilmek gerilimi de arttıracaktır. Sonrasında “oyun kötü gitti” diye düşünür. “Tıpkı musonda kalan bir turşu gibi.” Bu son söz, durumun gerçekliğini vurgular: Buluşma o kadar zoraki ve resmidir ki Rahel ailesi bir oyundaki oyuncularmış gibi hisseder ve fırtınada neler olduğu konusunda çok güçsüz hisseder.
To make the most of comic relief, think not only about what moment in your story would most benefit from a splash of contrasting emotion, but also: what message you’d like to convey that you can’t say directly? Which of your readers’ assumptions would you like to call into question?
Güldürü öğesinden en iyi şekilde yararlanmak için sadece hikâyenizdeki hangi anın zıt duygulardan en çok yararlanacağını değil, aynı zamanda direkt olarak söyleyemediğiniz hangi mesajı iletmek istediğinizi düşünün. Okurlarınızın hangi varsayımının doğrulunu sorgulamak istersiniz?