Whenever I tell people I work at a middle school, they often lean back and suck their teeth. It's like they're having a visceral reaction to the mere mention of those years, and it makes sense. Middle school is a time like no other. It's when significant biological, neurological and emotional changes are happening all at the same time.
Ne zaman insanlara bir ortaokulda çalıştığımı söylesem genelde biraz geri çekilip dişlerini emmeye başlıyorlar. Sanki o yılların birden hatırlatılmasına karşı içgüdüsel bir tepki veriyorlar. Aslında çok mantıklı. Ortaokul yılları diğerleri gibi değildir. Önemli biyolojik, zihinsel ve duygusal değişimlerin aynı anda başladığı zaman dilimidir.
So how do middle schoolers respond to these changes? Well, some might ignore deodorant but overuse Axe body spray. You can find them holding up the walls during the school dance. And there's usually a desire to be treated like an adult, but they can't quite let go of their action figures.
Peki, ortaokul öğrencileri bu değişikliklerden nasıl etkileniyor? Bazıları deodorantı görmezden gelip Axe vücut spreyini bolca kullanır. Onları okul dansı yapılırken koridorları bekliyor halde bulabilirsiniz. Genellikle kendilerine bir yetişkin gibi davranılmasını arzulayıp pek öyle davranmazlar.
You might imagine that it looks a little like this. This was me in sixth grade, and like many middle school students, I was earnest, I was goofy, and I was just discovering who I wanted to be. Now I had no idea that I'd go on to teach middle school. They say the grade levels you teach are most reflective of your personality. So I'm not quite sure what it says about me that I later went on to found a middle school for boys.
Hemen hemen şu şekilde görünürler. Bu altıncı sınıftaki ben. Çoğu ortaokul öğrencisi gibi içten ve şapşaldım ve kim olmak istediğimi keşfetmeye çalışıyordum. Şimdi ise ortaokul öğrencilerine ne öğreteceğim hakkında hiçbir fikrim yok. “Ders verdiğin sınıf kademesi karakterini yansıtır.” derler. Erkek öğreciler için bir ortaokul kurduğumdan benimle ilgili tam olarak ne diyor emin değilim.
But in all seriousness, it didn't take long as a teacher to realize that my male students were acting kind of strange. I remember there was this one year, we were doing a get-to-know-you activity where students would use old magazines to create collages representing who they were. And many of the collages had all of the things that typical middle schoolers like: the outdoors, sports, the latest fashion, the hottest shoes, you know, all the important stuff. However, there were some that were not exactly what I had in mind. A group of middle school boys created these collages that were comical, if not concerning. It was almost as if they had made templates of who they thought that they should be. Girls in bikinis, fast cars, professional wrestlers, first-person shooter video games. You get the idea. One collage actually had to have had at least 25 different images of Kim Kardashian.
Ama tüm ciddiyetimle söylüyorum, bir öğretmen olarak erkek öğrencilerimin biraz garip davrandığını fark etmem fazla sürmedi. Hatırlıyorum da bir sene, çocukların eski dergileri kullanarak kendilerini yansıtan kolajlar hazırladığı bir tanışma aktivitesi yapıyorduk. Kolajların birçoğuna tipik bir ortaokul çocuğu gibi açık hava aktiviteleri spor, moda trendleri, havalı ayakkabılar, bilirsiniz işte, tüm bu önemli şeyler konulmuştu. Ancak, bazıları vardı ki pek tahmin ettiğim gibi değillerdi. Bir grup ortaokul öğrencisi, edişe verici yanını görmezden gelirsek, komik bazı kolajlar oluşturmuştu. Sanki, olmaları gerektiğini düşündükleri kalıpları oluşturmuşlardı. Bikinili kızlar, hızlı arabalar, profesyonel güreşçiler, birinci-şahıs nişancı oyunları... Nasıl olduğunu anladınız. Hatta kolajın birinde en az 25 farklı Kim Kardashian fotoğrafı vardı.
And this wasn't an isolated incident. Whether it was going down a somewhat sketchy YouTube rabbit hole or mindlessly indulging in meme culture, which we know can get really hairy really fast, I was noticing a pattern with my boys. Instead of chalking it up as mindless activities or typical middle school behavior, I decided to investigate. I became a mentor for an afterschool program called My Brother's Keeper. And in this space, we could have more in-depth conversations. Inspired by the 2016 presidential debates, I asked this group of boys an age-old question: “Does absolute power corrupt absolutely?” Students began to discuss amongst themselves. And then I asked, "Now what would you do if you had this kind of power? And what if it was unchecked?" Students continued talking and then they shared out. Many of them said that they would use their power for good or even share it. And as I listened, I felt hopeful. Realizing that young men could take a different path.
Ve bu tekil bir olay da değildi. Ya üstünkörü bir Youtube tavşan deliğine ya da bir anda bir internet geyiği içine düşüyordunuz. ki birden ne kadar karmaşık bir hal alabileceğini biliyoruz. Çocuklarım sayesinde yeni bir modelin farkına varıyordum. Bunları, kafa yormadan yapılmış etkinlikler ya da tipik ortaokul çocuğu davranışları olarak görmek yerine bu durumu incelemeye karar verdim. My Brother’s Keeper adında bir okul-sonrası kursunda danışman oldum. Ve burada daha derin konuşmalar yapabiliyorduk. 2016 başkanlık münazarasından esinlenerek bu çocuklara asırlık bir soru sorudum: “Mutlak güç mutlak olarak yozlaştırır mı?” Öğrenciler kendi aralarında tartışmaya başladılar. Sonra “Böyle bir gücünüz olsa ve denetlenmiyor edilmiyor olsa, ne yapardınız?” diye sordum. Öğrenciler tartışmaya devam ettiler, sonra fikirlerini paylaştılar. Birçoğu, bu gücü iyiliğe kullanacaklarını hatta paylaşabileceklerini söylediler. Onları dinledikçe, umudum arttı. Bu genç adamların farklı şekilde yol alabileceklerini fark ettim.
And then I brought the group together and I just said, "Does it have to be this way?" Their collective light bulbs lit up, realizing that they could reject this version of masculinity. And at the same time, I too had an “aha!” moment. It became clear to me that middle school boys are so impressionable and so full of potential. But what if I told you those same middle school boys could lead us to a more just and equitable society by redefining masculinity?
Sonra grubu bir araya getirdim ve dedim ki: “Bu düzen böyle mi devam edecek?” Hepsinin zihninde bir ışık yandı ve bu şekil bir eril tavrı reddebileceklerini fark ettiler. O anda bana da bir aydınlanma geldi. Bu ortaokul öğrencilerinin çok hassas ve yüksek potasiyel sahibi olduklarından emin oldum. Peki ya bu çocukların, erkeklik kavramını yeniden tanımlayarak daha adil ve eşit bir toplum yaratabileceklerini söylesem.
Now in the days and weeks that followed, I continued to reflect on this idea. What actually is masculinity? If we reject the gender binary and affirm people of all genders, how does masculinity fit into that? What are the expectations of masculinity when it comes to race, class and other social factors?
Sonraki gün ve haftalarda bu fikir üzerinde iyice kafa yormaya devam ettim. Erkeklik tam olarak nedir? İkili cinsiyet sistemini reddedip tüm cinsiyet türlerini kabul edersek bu durumda erkeklik tam olarak nerede konumlanır? Irk, toplumsal sınıf ve diğer sosyal etkenler söz konusu olduğunda erkeklikten beklentiler neler?
I knew that middle school is fertile ground for this work. And my reflection led me to identify three critical skills that middle schoolers can practice to redefine masculinity. I call them the three C's. The first one is confidence, the second is communication, and the third is community. Now these three C's stand as the pillars of my school to show people that middle schoolers can redefine masculinity.
Ortaokulun bu çalışma için elverişli bir ortam olduğunu biliyordum. İyice düşündükten sonra aklıma ortaokullulara erkekliği yeniden tanımlayabilmelerine yarayacak üç kritik beceri fikri geldi. Ben onlara 3K’ler diyorum. Bir, kendine güven; iki, komünikasyon; üç, kollektif bağlanma. Şimdi bu 3K okulumdaki ortaokul öğrencilerinin erkekliği yeniden tanımlayabileceklerini gösteren ana direkler.
Now number one, confidence is essential to teach in middle school. Students are exploring their identities, and they're more open to abstract thinking. I believe that having a healthy and balanced confidence allows boys to feel good about who they are rather than feeling uncomfortable for trying to be someone they're not. It’s different than simply being praised or rewarded for achievements but rather rooted in a deep sense of self. And so what my school does is move away from either-or thinking. Instead of boys believing that they have to choose between being smart or athletic, poetic or pragmatic, we guide our boys to a more holistic version of masculinity that includes both-and. And as bell hooks and Olga Silverstein said, we need men who are empathetic and strong; autonomous and connected; responsible to self, friends, family, to community; and capable of understanding how those responsibilities are ultimately inseparable. And from a purely academic standpoint, we provide opportunities to teach confidence through cross-curricular work and projects that include math, science, the humanities, art, home ec, sports to show them that deep learning and critical thinking often require an integration of all of these subjects. Teaching confidence allows boys to understand that there’s an entire spectrum of how they can express themselves, and they can feel good and value the complexity of their identity and stand firm in it with confidence.
Birincisi, yani kendine güvenin, ortaokulda öğretilmesi gerekli. Öğrenciler kim olduklarını keşfediyorlar ve soyut düşünmeye daha yatkınlar. Bence, sağlıklı ve dengeli bir özgüven hali, olmadıkları biri gibi davranmak yerine çocukların kendi kimliklerini benimsemelerini sağlıyor. Bu, başarıların sadece övülmesi ya da ödüllendirilmesinden farklı olarak kendilerini içselleştirmeleri demek. İşte bu yüzden okulumun yaptığı şey ya bu-ya şu felsefesinden uzaklaşmak. Çocukların zeki ya da atletik, romantik ya da faydacı olmak arasında seçim yapmak zorunda olduklarını düşündürmek yerine biz, çocuklarımızı her iki yolu birden seçebileceklerini gösteren daha bütünsel bir anlayış geliştirmeye sevk ediyoruz. Bell Hooks ve Olga Silverstein’in de dediği gibi empati kurabilen ve güçlü, özerk ve ilişki kurabilen kendisi, arkadaşları, ailesi ve topluma karşı sorumluluk duyan bu sorumlulukların nasıl birbirinden ayrılmaz olduğunu anlayabilen erkeklere ihtiyacımız var. Tamamen akademik bir yaklaşımla; onlara derinlemesine öğrenme, ve eleştirel düşünmenin genelde matematik, fen, beşeri bilimler, sanat ev ekonomisi, beden eğitimi gibi dersleri tamamlamayı gerektirdiğini gösteren ders müfredatları ve projeler üzerinden özgüveni öğretici fırsatlar oluşturuyoruz. Kendine güvenmeyi öğretmek, çocukların kendini ifade için birçok yol olduğunu anlamalarını, kendilerini iyi hissedebilmelerini ve kendi karmaşık kimliklerine değer verebilmelerini, öz güvenle sağlam durabilmelerini sağlar.
The second C represents communication. Now communication is key. To counter the messages that society tells boys to constrict their emotions, my school practices a variety of communication methods, both intrapersonally and interpersonally. Now intrapersonally is how you communicate with yourself, and interpersonally is how you communicate with others. One example of our intrapersonal communication methods is we'll have students arrive at their desks at the beginning of the day. They'll close their eyes, breathe evenly for about a minute so they can just check in with themselves, see how they're doing, what they're thinking, how they're feeling. It allows them to put a frame around their thoughts and emotions so they can focus on it a little more deeply throughout the day. Students also keep gratitude journals. Research shows that when students express gratitude on a regular basis, it increases positive emotions toward themselves and toward others. An interpersonal practice that we like to do is at the end of the day, we'll have students gather in a circle to offer an appreciation for someone or something. Open it up to an apology or talk about a social issue that might be on their hearts. And we normalize these forms of communication to show boys that it is perfectly human to open your minds and your hearts to your community.
İkinci K, komünikasyon. Komünikasyon kilit nokta. Toplumun, duygularını bastırmalarına dair çocuklara ilettiği mesaja karşı koymak amacıyla okulum içsel ve kişiler arası olan birkaç farklı iletişim yöntemi uyguluyor. İçsel olan kendinle, kişiler arası ise diğerleriyle nasıl iletişime geçebileceğini gösteriyor. İçsel iletişim yöntemlerimizden birinde güne başlarken öğrencilerimizi sıralarına alıyoruz. Sonra gözlerini kapatıp bir dakika kadar düzenli nefes alıp veriyorlar ki kendilerine dönüp nasıl olduklarının, ne düşündüklerinin, nasıl hissettiklerinin farkına varsınlar. Bu onların duygu ve düşüncelerini düzenlemelerini bu sayede gün boyu daha iyi odaklanabilimelerini sağlıyor. Ayrıca öğrenciler, minnettarlık günlüğü tutuyorlar. Araştımalar gösteriyor ki düzenli minnettarlık ifadesi kendine ve diğerlerine karşı olumlu duyguları arttırıyor. Ve yapmayı sevdiğimiz kişiler arası iletişim yöntemi, günün sonunda öğrencileri, birini ya da bir şeyi takdir etmeleri için bir çember etrafında bir araya getirmek. Bir özürü dile getirmek ya da içlerinde tutukları sosyal bir mesele hakkında konuşmak gibi. Zihin ve kalbi insalara açmanın insancıl bir davranış olduğunu çocuklara göstermek için bu tür bir iletişimi normalleştiriyoruz.
Now the third C represents community, to counter this false sense of individualism and having to pull yourself up by your bootstraps. While we also know that there is great value in teaching our boys the importance of independence, it can be stymied when taken to an extreme. And so what we do is we engage in an inquiry process where we observe what's going on in our communities, either locally, nationally or globally, and then pose an essential question. One year we posed an essential question to our students that asked, "How can we create a community where everyone feels a sense of belonging?" Students took this question. They generated initial thoughts. They sought multiple perspectives from their peers, their teachers, community leaders. And then they came back to us and said, "We'd like to address homelessness in Seattle." We loved this idea. And so we partnered with a local construction company to design, build and donate a tiny house. Now what we realized is through this community learning process, students felt a greater sense of satisfaction with studying, taking academic risks and just valuing the overall learning process. In addition, students felt more comfortable taking on leadership roles inside and outside of the classroom.
Üçüncü K kimseden yardım almamak şeklinde algılanan yanlış bireysellik anlayısına karşı koyan kollektif bağlanmayı temsil ediyor. Çocuklarımıza bağımsızlığı öğretmeye değer verdiğimizden aşırıya kaçıldığında bozulmaya yol açabilir. Bu nedenle yerel, ulusal ve küresel olarak topluluğumuzda olup bitenleri gözlemlediğimiz bir sorgulama süreci yürütüyor ve gerekli gördüğüğümüz bir soru soruyoruz. Bir sene öğrencilerimize gerekli gördüğümüz şu soruyu sorduk: “Herkesin ait hissettiği bir toplumu nasıl kurabiliriz?” Öğrenciler bu soruyu aldılar, ilk düşüncelerini oluşturdular. Akranları, öğretmenleri ve topluluk liderlerinden farklı bakış açıları aradılar. Sonra bize gelip şöyle dediler: “Seattle’daki evsizliği ele almak istiyoruz.” Bu fikre bayıldık. Yerel bir inşaat şirketiyle minik evler tasarlamak, inşa etmek ve bağışlamak üzere iş birliği yaptık. Ve şunu fark ettik: Bu topluluk öğrenme süreci sayesinde öğrenciler çalışmalar yaparak akademik riskler alarak ve tüm bu öğrenme sürecine anlam katarak daha çok tatmin oldular. Buna ek olarak çocuklar sınıf içi ve dışı liderlik rolleri alarak kendilerini çok daha rahat hissettiler.
One thing to note that in each of these three C's the adults involved modeled this new version of masculinity to prove to students that they don't have to fit into a stereotype. And while I'm often impressed by the vulnerability and kindness of each of my students, it's still a middle school. It's this liminal space between childhood and adulthood. And amongst our sophisticated conversations, there's a lot of nonsensical humor. And very few of them have taken up regular usage of deodorant.
Şunu not etmek gerekir ki bu yeni tip erillikte her bir K için öğrencilere, tipik bir kalıba uymak zorunda olmadıklarını göstermek amacıyla yetişkinler modellendi. Sık sık öğrencilerimin savunmasız ve kırılgan oluşları beni etkiliyor. Ancak orası hala bir ortaokul. Çocukluk ve yetişkinliğin arası. Ve bu sofistike konuşmalar arasında bir çok saçma espiri de var. Ve gerçekten çok azı düzenli deodorant kullanımına inanıyor.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
And I know that this is lifelong work and there's no quick fix, but they show me that a better future is possible. What if masculinity meant having a healthy and balanced confidence, communicating clearly, being connected to your community? Just imagine how different our world would be. My students don't even show me that this future is possible, but this future is here, with middle school boys leading the way.
Biliyorum ki bu hayat boyu sürecek bir ve bunun kısa yolu yok. Yine de onlar bana daha iyi bir geleceğin mümkün olduğunu gösteriyorlar. Erkeklik anlayışı sağlıklı ve dengeli bir özgüven doğru iletişim ve topluma bağlılık, şeklinde olsaydı dünya nasıl olurdu, bir hayal edin. Öğrencilerim bana sadece bu geleceğin mümkün olduğunu değil bu geleceğin burada onların öncülüğünde olduğunu gösterdi.
Thank you.
Teşekkürler.
(Applause)
(Alkışlar)