Whether she’s describing bickering families, quiet declarations of love, or juicy gossip, Jane Austen’s writing often feels as though it was written just for you. Her dry wit and cheeky playfulness informs her heroines, whose conversational tone welcomes readers with a conspiratorial wink. It’s even been said that some readers feel like the author’s secret confidante, trading letters with their delightfully wicked friend Jane. But this unique brand of tongue-in-cheek humor is just one of the many feats found in her sly satires of society, civility, and sweeping romance.
İster aile münakaşalarını, ister aşk ilanlarını ister de ağız sulandırıcı dedikoduları tanımlasın, Jane Austen'ın yazısı genellikle sadece sizin için yazıldığı hissini verir. Güzel konuşmaları okuyucuyu entrikalı bir göz kırpmayla karşılayan kadın kahramanlarını, sert zekâsı ve küstah oyunculuğuyla ağırlar. Hatta bazı okuyucuların, yazarın gizli sırdaşı gibi, hoş bir muzipliğe sahip arkadaşı Jane ile mektuplaşıyor gibi hissettikleri bile söylenir. Fakat bu emsalsiz şaka yollu mizah tarzı, toplum, nezaket ve coşkulu romantizme yaptığı muzip taşlamalarında bulunan birçok beceriden sadece birisi.
Written in the early nineteenth century, Austen's novels decode the sheltered lives of the upper classes in rural England. From resentment couched in pleasantries to arguing that masks attraction, her work explores the bewildering collision of emotions and etiquette.
On dokuzuncu yüzyılın başlarında yazılan Austen'ın romanları, İngiltere kırsalının üst sınıflarının korunaklı yaşamlarını deşifre eder. Şakacılıkta saklanan içerlemelerden, o maskelerin cazibesi tartışmalarına, eserleri duygu ve görgü kurallarının şaşırtıcı çatışmasını keşfediyor.
But while romance is a common thread in her work, Austen dismissed the sentimental style of writing so popular at the time. Instead of lofty love stories, her characters act naturally, and often awkwardly. They trade pragmatic advice, friendly jokes and not-so-friendly barbs about their arrogant peers. As they grapple with the endless rules of their society, Austen’s characters can usually find humor in all the hypocrisy, propriety, and small talk. As Mr. Bennet jokes to his favorite daughter, “For what do we live, but to make sport for our neighbors and laugh at them in our turn?”
Fakat eserlerinde romantizm ortak bir parça olsa da Austen o zamanlar popüler yazının duygusal tarzını kapı dışarı etmiştir. Gururlu aşk hikâyeleri yerine, karakterleri doğal ve genelde acemice davranırlar. Birbirleriyle pragmatik nasihatler, dostça şakalar ve kibirli akranları hakkında çok da dostça olmayan hakaretler paylaşırlar. Austen'ın karakterleri toplumun sonsuz kurallarıyla boğuştukça riyakarlık, adap ve gevezelikte genelde keyif bulabilirler. Bay Bennet en sevdiği kızına şöyle şaka yapar, "Komşularımızla dalga geçmek ve sonra sıramız geldiğinde onlara gülmek dışında ne için yaşıyoruz ki?"
And though her heroines might ridicule senseless social mores, Austen fully understood the practical importance of maintaining appearances. At the time she was writing, a wealthy marriage was a financial necessity for most young women, and she often explores the tension between the mythical quest for love, and the economic benefits of making a match. The savvy socialite Mary Crawford sums this up in "Mansfield Park;" “I would have everybody marry if they can do it properly: I do not like to have people throw themselves away.”
Kadın kahramanları mantıksız sosyal geleneklerle alay edebilse de Austen görünümü muhafaza etmenin nesnel önemini tamamen anlamıştı. Yazdığı dönemlerde, çoğu genç kadın için zengin bir evlilik, maddi bir gereksinimdi ve genelde, efsanevi aşk arayışı ile bir eş bulmanın ekonomik faydaları arasındaki gerilimi keşfediyor. Bilgili sosyetik Mary Crawford, Mansfield Park'da bunu şöyle özetliyor; "Doğru dürüst yapabilselerdi, herkesi evlendirirdim: İnsanların kendilerini boşa harcamalarından hoşlanmıyorum."
Unsurprisingly, these themes were also present in Austen’s personal life. Born in 1775, she lived in the social circles found in her novels. Jane's parents supported her education, and provided space for her to write and publish her work anonymously. But writing was hardly lucrative work. And although she had sparks of chemistry, she never married.
Bu temaların ayrıca Austen'ın kişisel yaşamında da olması şaşırtıcı değil. 1775'de doğdu ve romanlarındaki sosyal çevrelerde yaşadı. Jane'in ebeveynleri eğitimini destekledi ve yazması ve çalışmalarını isimsiz olarak yayınlaması için alan sağladılar. Fakat yazmak, güç bela kazanç getiren bir işti. Ayrıca kimya kıvılcımları yaşasa da hiçbir zaman evlenmedi.
Elements of her circumstances can be found in many of her characters; often intelligent women with witty, pragmatic personalities, and rich inner lives. These headstrong heroines provide an entertaining anchor for their tumultuous romantic narratives. Like the irreverent Elizabeth Bennet of "Pride and Prejudice," whose devotion to her sisters’ love lives blinds her to a clumsy suitor. Or the iron-willed Anne Elliot of "Persuasion," who chooses to remain unmarried after the disappearance of her first love. And Elinor Dashwood, who fiercely protects her family at the cost of her own desires in "Sense and Sensibility." These women all encounter difficult choices about romantic, filial, and financial stability, and they resolve them without sacrificing their values– or their sense of humor.
Birçok karakterinde, kendi koşullarındaki ögeler bulunabilir; esprili, pragmatik kişiliğe sahip genelde zeki kadınlar ve zengin içsel yaşamlar. Bu dik başlı kadın kahramanlar, çalkantılı romantik anlatıları için eğlenceli bir destek sağlıyorlar. Tıpkı kız kardeşlerinin aşk hayatlarına bağlılığı nedeniyle, görgüsüz talibine kör gibi inanan, Gurur ve Ön Yargı'daki hürmetsiz Elizabeth Bennet gibi. Tıpkı ilk aşkı ortadan kaybolduktan sonra evlenmemeyi tercih eden, İkna eserindeki sağlam iradeli Anne Elliot gibi. Tıpkı kendi tutkuları uğruna ailesini şiddetle koruyan, Akıl ve Tutku'daki Elinor Dashwood gibi. Bu kadınların hepsi romantizm, evlat ve maddi kararlılık hakkında zor seçimlerle karşılaşıyorlar ve bunları, değerlerini - veya mizah anlayışlarını - kurban etmeden çözümlüyorlar.
Of course, these characters are far from perfect. They often think they have all the answers. And by telling the story from their perspective, Austen tricks the viewer into believing their heroine knows best– only to pull the rug out from under the protagonist and the reader. In "Emma," the titular character feels surrounded by dull neighbors, and friends who can’t hope to match her wit. As her guests prattle on and on about nothing, the reader begins to agree– Emma is the only exciting character in this quiet neighborhood. Yet despite her swelling ego, Emma may not be as in control as she thinks – in life or love. And Austen’s intimate use of perspective makes these revelations doubly surprising, blindsiding both Emma and her audience.
Elbette bu karakterler mükemmel olmaktan uzaklar. Genelde tüm cevaplara sahip olduklarını düşünüyorlar. Austen, hikâyeleri onların bakış açılarından anlatarak okuyucuyu kadın kahramanın en iyisini bildiğine inandırarak kandırıyor - bunu yalnızca kahramanın ve okuyucunun ayağını kaydırmak için yapıyor. Emma'daki gammaz karakter, sıkıcı komşularla ve zekâsına uymayı ümit edemeyecek arkadaşlarla çevrelendiğini hissediyor. Misafirleri boş konular üzerinde çene çaldıkça okuyucu hak vermeye başlıyor - bu sessiz bölgede Emma tek heyecan verici karakter. Emma, şişkin egosuna rağmen - yaşamda veya aşkta - düşündüğü kadar kontrollü olmayabilir. Austen'ın yakın bakış açısı kullanımı bu ifşaları iki kat daha şaşırtıcı yapıyor ve hem Emma'yı hem de seyircisini gafil avlıyor.
But rather than diminishing her host of heroines, these flaws only confirm “the inconsistency of all human characters.” Their complexity has kept Austen prominent on stage and screen, and made her work easily adaptable for modern sensibilities. So hopefully, new readers will continue to find a friend in Ms. Austen for many years to come.
Fakat bu kusurlar, kadın kahramanlarının sunuculuğunu azaltmak yerine, yalnızca "tüm insan karakterlerin tutarsızlığını" doğruluyor. Karmaşıklıkları Austen'ı sahnede ve ekranda öne çıkarıyor ve çalışmalarını modern duyarlılıklara kolayca uyarlanabilir kılıyor. Umut ediyoruz ki yeni okuyucular gelecek yıllarda Bayan Austen'da bir arkadaş bulmaya devam edecekler.