The largest rainforest in the world, the Amazon, exists between two rivers— but not in the way you might think. At ground level, the Amazon River and its tributaries weave their path. But above the canopy, bigger waterways are on the move. These flying rivers are almost invisible, but are essential to life on Earth.
Dünyanın en büyük yağmur ormanı olan Amazon, iki nehir arasında bulunur - ama düşündüğünüz şekilde değil. Zemin seviyesinde, Amazon Nehri ve kolları yollarını örüyor. Ancak gölgeliğin üstünde, daha büyük su yolları hareket halinde. Bu uçan nehirler neredeyse görünmez ancak Dünya'daki yaşam için gerekli.
As rain seeps into the soil, trees draw water back up through their roots and pump it through their trunks for nourishment. The leaves and stems transpire, or release, excess water in the form of vapor.
Yağmur toprağa sızarken, ağaçlar suyu köklerinden geri çeker ve beslenmek için gövdelerine pompalar. Yapraklar ve gövdeler, fazla suyu buharlaştırır veya serbest bırakır.
In the Amazon, a fully grown tree transpires between 200 and 1,000 liters of water a day. This collective release creates a startling phenomenon: huge jets of rapid, humid air that constantly flow above the canopy. Dubbed “flying rivers” by a Brazilian climatologist, these aerial waterways carry about 20 billion tons of water through the air per day. This is more than the Amazon River’s daily output into the ocean.
Amazon'da, tamamen büyümüş bir ağaç günde 200 ila 1.000 litre su yayar. Bu toplu salıverme şaşırtıcı bir fenomen yaratıyor: gölgelik üzerinde sürekli olarak akan büyük hızlı, nemli hava jetleri. Brezilyalı bir klimatolog tarafından "uçan nehirler" olarak adlandırılan bu hava su yolları, günde yaklaşık 20 milyar ton suyu havada taşıyor. Bu, Amazon Nehri'nin okyanusa günlük üretiminin üzerindedir.
Along the equator, the trade winds blow from east to west. Caught in these winds, flying rivers flow in the same direction before encountering the Andes. The mountains act like a giant barrier, causing the winds and rivers to redirect southwards. When flying rivers meet the masses of cold air, they grow heavier and release torrents of water. In this way, they bring rain, cooler temperatures, and humidity to much of South America.
Ekvator boyunca ticaret rüzgarları doğudan batıya doğru esiyor. Bu rüzgarlara yakalanan uçan nehirler, And Dağları'yla karşılaşmadan önce aynı yöne doğru akıyor. Dağlar dev bir bariyer gibi davranıyor, rüzgarların ve nehirlerin güneye doğru yönlenmesine neden oluyor. Uçan nehirler soğuk hava kütleleriyle karşılaştığında ağırlaşırlar ve sağanak su salıverirler. Bu şekilde Güney Amerika'nın büyük bir kısmına yağmur, daha düşük sıcaklıklar ve nem getiriyorlar.
But these waterways are under threat. Clearing the Amazon for agriculture and industry is already causing flying rivers to dry up, leading to drought and hotter temperatures across South America. If this pattern continues, swaths of the continent may be reduced to desert in a matter of decades. In response, a radical movement is working intensely to keep the rainforest— and the flying rivers— alive.
Ancak bu su yolları tehdit altında. Amazon'u tarım ve sanayi için temizlemek hazırda uçan nehirlerin kurumasına neden olarak Güney Amerika'da kuraklığa ve daha yüksek sıcaklıklara yol açıyor. Bu düzen böyle devam ederse Kıtanın büyük bir kısmı birkaç on yıl içinde çöle dönüşebilir. Buna karşılık radikal bir hareket, yağmur ormanlarını ve uçan nehirleri canlı tutmak için yoğun bir şekilde çalışıyor.
The northwest of the Peruvian Amazon is the territory of the Wampís Nation, a community of over 15,000 people who manage over 130,000 square kilometers of land. These Indigenous people have lived in the rainforest for thousands of years, practicing sustainable hunting, fishing, and agriculture.
Peru Amazon'unun kuzeybatısı, 15.000'den fazla kişiden oluşan bir topluluk olan Wampís Ulusu'nun bölgesidir. olan Wampís Ulusu'nun topraklarıdır. Bu Yerli halk binlerce yıldır yağmur ormanlarında yaşıyor, sürdürülebilir avcılık, balıkçılık ve tarım yapıyor.
For the Wampís, protecting the rainforest has long meant fighting invaders. Between the 15th and 17th centuries, Wampís people resisted and expelled the Incas and later the Spanish colonists who exploited the rainforest. Today, the Wampís Nation are still battling extractive industries— and the policies that sanction them. For instance, since the 1960s, the Peruvian government has been licensing the Wampís’ territory to corporations for gold mining and oil extraction. These activities poison the rivers, clear thousands of trees, and threaten the Wampís way of life.
Wampiler için yağmur ormanlarını korumak işgalcilere karşı savaşmaktı. 15. ve 17. yüzyıllar arasında, Wampís halkı İnkalara ve daha sonra yağmur ormanlarını sömüren İspanyol sömürgecilere direndi ve onları kovdu. Bugün, Wampís Ulusu hala maden çıkarma endüstrileri ve onları onaylayan politikalarla mücadele ediyor. Örneğin, 1960'lardan beri Peru hükümeti, Peru hükümeti Wampís topraklarını altın madenciliği ve petrol çıkarma şirketlerine ruhsatlandırıyor. Bu faaliyetler nehirleri zehirliyor, binlerce ağacı yok ediyor ve Wamp yaşam tarzını tehdit ediyor.
In 2015, after years of protests and negotiations, the community formed the Autonomous Territorial Government of the Wampís Nation. While the Wampís people remain Peruvian citizens, they seek recognition as a government responsible for their own lands, forests, and internal affairs.
2015 yılında, yıllarca süren protesto ve müzakerelerden sonra topluluk Wampís Ulusunun Özerk Bölgesel Hükümetini kurdu. Wampiler halkı Peru vatandaşı olarak kalırken, kendi topraklarından, ormanlarından ve iç işlerinden sorumlu bir hükümet olarak tanınmak istiyorlar.
In its policies, the Wampís Nation prioritizes collective land ownership, cultural preservation, and conservation of animals, plants, and natural cycles that protect the rainforest. This is the foundation of their philosophy of Tarimat Pujut, or living in harmony with nature to ensure food, friendships, and quality of life.
Wampís Nation, politikalarında kolektif arazi mülkiyetine, kültürel korumaya ve yağmur ormanlarını koruyan hayvanların, bitkilerin ve doğal döngülerin korunmasına öncelik veriyor. Bu onların Tarimat Pujut felsefesinin, yani yiyecek, dostluk ve yaşam kalitesini garanti altına almak için doğayla uyum içinde yaşamanın temelidir.
The high, humid forest of the Wampís Nation is crucial to the flying river cycle, transpiring over 34 million liters of water a day that flow to Peru, Ecuador, and Colombia. To track this output, Wampís scientists measure rainfall, monitor the wind, and weigh water levels in leaves and soil. One of their climate goals is to defend this and other natural systems, including native soil that acts as a carbon sink and the forest itself as a fire barrier.
Wampís Ulusu'nun yüksek, nemli ormanı, uçan nehir döngüsü için çok önemlidir nehir döngüsü için çok önemlidir ve günde 34 milyon litreden fazla suyun Peru, Ekvador ve Kolombiya'ya akmasını sağlar. Bu çıktıyı takip etmek için Wampís'teki bilim insanları yağış miktarını ölçüyor, rüzgarı izliyor ve yapraklar ile topraktaki su seviyelerini tartıyor. İklim hedeflerinden biri, karbon yutağı görevi gören doğal toprak ve yangın bariyeri görevi gören orman da dahil olmak üzere bu ve diğer doğal sistemleri korumak.
The Wampís Nation constantly battles corporations that threaten these systems. Between 2016 and 2018, the community fought illegal gold mining along the Santiago River. They organized protests, uncovered mercury pollution, guarded the area, and attacked illegal machinery for months, eventually expelling the miners. And in 2017, the Wampís Nation successfully petitioned a court to bar a private oil company from their land.
Wampís Ulusu sürekli olarak bu sistemleri tehdit eden şirketlerle savaşır. 2016 ve 2018 yılları arasında topluluk, Santiago Nehri boyunca yasadışı altın madenciliği ile mücadele etti. Protestolar düzenlediler, cıva kirliliğini ortaya çıkardılar, bölgeyi korudular ve aylarca yasa dışı makinelere saldırdılar, sonunda madencileri sınır dışı ettiler. Ve 2017'de Wampís Nation, özel bir petrol şirketinin topraklarından çıkarılması için mahkemeye başarılı bir şekilde dilekçe verdi.
While these are significant victories, the Wampís Nation and other Indigenous groups need more recognition and support. Indigenous people and local communities live in and manage more than a quarter of the world’s land, but only have legal ownership to a small percentage of it. And less than 1% of international climate and forest funds go to their crucial conservation efforts. This is despite the fact that forests managed by Indigenous people have better survival rates.
Bunlar önemli zaferler olsa da Wampís Ulusu ve diğer Yerli grupların daha fazla tanınmaya ve desteğe ihtiyacı var. Yerli halklar ve yerel topluluklar dünya topraklarının dörtte birinden fazlasında yaşıyor ve yönetiyorlar. ancak bunun yalnızca küçük bir yüzdesinin yasal mülkiyeti var. Ve uluslararası iklim ve orman fonlarının %1'den azı bu önemli koruma çabalarına ayrılıyor. Bu, Yerli halk tarafından yönetilen ormanların daha iyi hayatta kalma oranlarına sahip olmasına rağmen böyledir.
The Amazon is often described with language evocative of a giant organism— one that grows, dies, breathes in carbon dioxide and exhales oxygen. The processes that sustain it weave together in a complex and often invisible web of water, air, soil, and human activity— both destructive and protective. We are far from understanding it in its entirety, but some are closer than others.
Amazon genellikle büyüyen, ölen, karbondioksit soluyan ve oksijen veren dev bir organizmayı çağrıştıran bir dille tanımlanır. Onu ayakta tutan süreçler, su, hava, toprak ve insan faaliyetlerinden oluşan karmaşık ve çoğu zaman görünmez bir ağ içinde bir arada örülür; hem yıkıcı hem de koruyucu. Bütünüyle anlamaktan uzaktayız ancak bazıları diğerlerinden daha yakın.