Hi, kids.
Merhaba Çocuklar!
(Laughter)
(Gülüşmeler)
I'm 71.
71 yaşındayım.
(Applause) My husband is 76. My parents are in their late 90s, and Olivia, the dog, is 16. So let's talk about aging.
(Alkışlar) Eşim 76. 90'lı yaşlarının sonundaki ebeveynlerim ve 16 yaşındaki köpeğim, Olivia. O halde, yaşlanmaktan bahsedelim.
Let me tell you how I feel when I see my wrinkles in the mirror and I realize that some parts of me have dropped and I can't find them down there. (Laughter)
Size aynada kırışıklıklarımı gördüğümde veya yere bakıp düşürdüğüm parçalarımı bulamadığımda nasıl hissettiğimi anlatayım. (Kahkahalar)
Mary Oliver says in one of her poems, "Tell me, what is it that you plan to do with your one wild and precious life?" Me, I intend to live passionately.
Mary Oliver bir şiirinde şöyle der: "Nedir planın söyle bana, tek bir vahşi ve kıymetli yaşamla?" Ben, dolu dolu yaşamak istiyorum.
When do we start aging? Society decides when we are old, usually around 65, when we get Medicare, but we really start aging at birth. We are aging right now, and we all experience it differently. We all feel younger than our real age, because the spirit never ages. I am still 17. Sophia Loren. Look at her. She says that everything you see she owes to spaghetti. I tried it and gained 10 pounds in the wrong places. But attitude, aging is also attitude and health. But my real mentor in this journey of aging is Olga Murray. This California girl at 60 started working in Nepal to save young girls from domestic bondage. At 88, she has saved 12,000 girls, and she has changed the culture in the country. (Applause) Now it is illegal for fathers to sell their daughters into servitude. She has also founded orphanages and nutritional clinics. She is always happy and eternally young.
Ne zaman yaşlanmaya başlarız? Ne zaman yaşlı sayıldığımıza toplum karar verir. Genelde 65 yaş civarı sağlık sigortası veriliyor. İşin aslı, doğduğumuz andan itibaren yaşlanmaya başlarız. Şu an yaşlanıyoruz. Ve her birimiz bunu farklı şekilde tecrübe ediyoruz. Hepimiz olduğumuzdan daha genç hissederiz. Çünkü ruh asla yaşlanmaz. Ben hala 17'yim. Sophia Loren'a bir bakın. Gördüğünüz her şeyi makarnaya borçlu olduğunu söyler. Bunu denedim ve yanlış yerlerde 10 sterlin kazandım. Ancak bakış açısı, yaşlanmak da buna nasıl baktığınız ve sağlıktır. Ama yaşlanma serüvenindeki asıl akıl hocam Olga Murray'dir. 60'ındaki bu Kaliforniya kızı, Nepal'deki genç kızları aile içi esaretten kurtarmaya çalışıyordu. 88 yaşına geldiğinde 12 bin kızı kurtarmıştı ve ülkede süregelen bir kültürü değiştirmişti. (Alkışlar) Şu an babaların kızlarını köle olarak satmaları yasadışı sayılıyor. Aynı zamanda yetimhaneler ve beslenme klinikleri kurdu. O her zaman mutlu ve
What have I lost in the last decades? People, of course, places, and the boundless energy of my youth, and I'm beginning to lose independence, and that scares me. Ram Dass says that dependency hurts, but if you accept it, there is less suffering. After a very bad stroke, his ageless soul watches the changes in the body with tenderness, and he is grateful to the people who help him.
sonsuza kadar genç. Peki ben son on yılda ne kaybettim? Tabiki insanları, mekanları ve gençliğimin sınırsız enerjisini. Şimdi de bağımsızlığımı kaybetmeye başladım ve bu beni korkutuyor. Ram Dass der ki; Bağımlılık acıtır ama bunu kabullenirsen daha az acı çekersin. Ağır bir felç geçirdikten sonra, onun yaşlanmayan ruhu, bedenindeki değişimleri hassasiyetle izliyor ve ona yardım edenlere minnettar.
What have I gained? Freedom: I don't have to prove anything anymore. I'm not stuck in the idea of who I was, who I want to be, or what other people expect me to be. I don't have to please men anymore, only animals. I keep telling my superego to back off and let me enjoy what I still have. My body may be falling apart, but my brain is not, yet. I love my brain. I feel lighter. I don't carry grudges, ambition, vanity, none of the deadly sins that are not even worth the trouble. It's great to let go. I should have started sooner. And I also feel softer because I'm not scared of being vulnerable. I don't see it as weakness anymore. And I've gained spirituality. I'm aware that before, death was in the neighborhood. Now, it's next door, or in my house. I try to live mindfully and be present in the moment. By the way, the Dalai Lama is someone who has aged beautifully, but who wants to be vegetarian and celibate? (Laughter)
Peki ne elde ettim? Özgürlük: Artık hiçbir şeyi kanıtlamak zorunda değilim. Kim olduğum, kim olmak istediğim ya da diğer insanların benden ne beklediği gibi düşüncelere takılıp kalmış değilim. Artık hiçbir erkeği memnun etmek zorunda değilim. Hayvanlar dışında. Dürtülerime geride durmalarını söylüyorum. Böylece sahip olduklarımın keyfini çıkarabilirim. Bedenim dağılıyor olabilir Ama beynim henüz değil. Beynimi seviyorum. Daha hafif hissediyorum. Kin, hırs, kibirlilik gibi sıkıntı yapmaya değecek ölümcül günahların hiç birini kendime yük etmiyorum. Aldırmamak en güzeli. Buna daha erken başlamalıydım Aynı zamanda daha hassas hissediyorum çünkü hassas olmaktan korkmuyorum Artık bunu bir zayıflık olarak görmüyorum. Maneviyatı buldum. Bunun daha önceden farkındaydım. Ölüm bu civarlardaydı. Şimdi, yan komşuda belki de benim evimde. Hayatı dikkatlice yaşamaya çalışıyorum ve içinde bulunduğum ana hazırlıklıyım. Bu arada, Dalai Lama oldukça güzel yaşlanan birisi. Ama kim vejateryan ve bekar olmak ister ki? (Gülüşmeler)
Meditation helps.
Meditasyonun çok yardımı oluyor.
(Video) Child: Ommm. Ommm. Ommm.
(Video) Çocuk: Ommm. Ommm. Ommm.
Isabel Allende: Ommm. Ommm. There it is. And it's good to start early.
Isabel Allende: Ommm. Ommm. İşte böyle. Erken yaşta başlamak çok daha iyi.
You know, for a vain female like myself, it's very hard to age in this culture. Inside, I feel good, I feel charming, seductive, sexy. Nobody else sees that. (Laughter) I'm invisible. I want to be the center of attention. I hate to be invisible. (Laughter) (Applause)
Bilirsiniz, benim gibi kendini beğenmiş bir kadın için böyle bir kültürde yaşlanmak oldukça zor. Özümde, iyi, çekici karşı konulamaz, seksi hissediyorum. Bunu benden başkası görmüyor.(Gülüşmeler) Tamamen görünmezim. Dikkatlerin odağı olmak istiyorum. Görünmez olmaktan nefret ediyorum. (Gülüşmeler) (Alkışlar)
This is Grace Dammann. She has been in a wheelchair for six years after a terrible car accident. She says that there is nothing more sensual than a hot shower, that every drop of water is a blessing to the senses. She doesn't see herself as disabled. In her mind, she's still surfing in the ocean. Ethel Seiderman, a feisty, beloved activist in the place where I live in California. She wears red patent shoes, and her mantra is that one scarf is nice but two is better. She has been a widow for nine years, but she's not looking for another mate. She says that there is only a limited number of ways you can screw — well, she says it in another way — and she has tried them all. (Laughter) I, on the other hand, I still have erotic fantasies with Antonio Banderas — (Laughter) — and my poor husband has to put up with it.
Bu Grace Dammann. Geçirdiği korkunç trafik kazası yüzünden 6 yıldır tekerlekli sandalyede. Sıcak bir duştan daha zevkli bir şeyin olmadığını söylüyor. Akan suyun her bir damlası duyuları için birer nimet. Kendisini engelli olarak görmüyor. Ona göre, hala okyanusta sörf yapıyor. Ethel Seiderman Kaliforniya'da yaşadığım yerde sevilen, enerji dolu bir aktivist. Kırmızı, açık ayakkabılar giyer. Mantrası şudur: Bir atkı iyidir ama iki atkı daha iyidir. 9 yıldır dul olmasına rağmen başka bir eş aramıyor. Der ki: "Zorlayabileceğin yolların sayısı çok kısıtlıdır." Bunu başka türlü ifade ediyor. O, bu yolların hepsini denedi. (Gülüşmeler) Diğer yandan, hala Antonio Banderas'la erotik fanteziler kuruyorum. (Gülüşmeler) Zavallı kocam buna katlanmak zorunda.
So how can I stay passionate? I cannot will myself to be passionate at 71. I have been training for some time, and when I feel flat and bored, I fake it. Attitude, attitude. How do I train? I train by saying yes to whatever comes my way: drama, comedy, tragedy, love, death, losses. Yes to life. And I train by trying to stay in love. It doesn't always work, but you cannot blame me for trying.
Öyleyse bu tutkumu nasıl koruyabilirim? 71 yaşında tutkulu olmaya azmedemiyorum. Bir süredir bunun üzerinde alıştırma yapıyorum Bitmiş ve sıkılmış hissettiğimde numara yapıyorum. Bakış açısı, bakış açısı... Nasıl mı alıştırma yapıyorum? Yoluma çıkan her şeye evet diyerek. Drama, komediye, trajediye aşka, ölüme, kayıplara hayata evet. Ve aşık kalmaya çalışarak alıştırma yapıyorum. Her zaman işe yaramıyor ama denediğim için beni suçlayamazsınız.
And, on a final note, retirement in Spanish is jubilación. Jubilation. Celebration. We have paid our dues. We have contributed to society. Now it's our time, and it's a great time. Unless you are ill or very poor, you have choices. I have chosen to stay passionate, engaged with an open heart. I am working on it every day. Want to join me?
Ve, son olarak İspanyolcada emeklilik jubilacion demektir. Bayram etme, kutlama. Vademizi doldurduk. Topluma katkıda bulunduk. Şimdi zaman bizim ve bu muhteşem bir zaman. Hasta veya çok fakir olmadığınız sürece birçok seçeneğiniz var. Ben tutkulu kalmayı, sevmeye açık bir kalple dolu olmayı seçtim. Her gün bunun üzerinde çalışıyorum. Bana katılmak ister misiniz?
Thank you.
Teşekkürler.
(Applause)
(Alkışlar)
June Cohen: So Isabel — IA: Thank you.
June Cohen: Pekala Isabel - IA: Teşekkürler.
JC: First of all, I never like to presume to speak for the TED community, but I would like to tell you that I have a feeling we can all agree that you are still charming, seductive and sexy. Yes?
JC: Öncelikle, ben asla TED topluluğu için konuşamam. Ama, Şunu söylemek isterim ki sanırım hepimiz senin hala etkileyici baştan çıkarıcı ve seksi olduğunu söyleyebiliriz. Değil mi?
IA: Aww, thank you. (Applause)
IA: Çok teşekkür ederim. (Alkışlar)
JC: Hands down. IA: No, it's makeup.
JC: Kuşkusuz. IA: Makyajdan dolayı.
Moderator: Now, would it be awkward if I asked you a follow-up question about your erotic fantasies?
Başkan: Sana devam sorusu olarak erotik hayallerini sorsam
IA: Oh, of course. About what?
çok acayip olur muydu?
(Laughter)
IA: Elbette. Ne hakkında?
Moderator: About your erotic fantasies. IA: With Antonio Banderas.
(Kahkahalar)
Başkan: Erotik hayallerin hakkında.
Moderator: I was just wondering if you have anything more to share.
IA: Antonio Banderas'la birlikte.
Başkan: Acaba paylaşacak başka
IA: Well, one of them is that — (Laughter)
bir şey var mı?
One of them is that I place a naked Antonio Banderas on a Mexican tortilla, I slather him with guacamole and salsa, I roll him up, and I eat him. (Laughter)
IA: Pekala, bir tanesinde- (Kahkahalar) Bir tanesinde çıplak bir Antonio Banderas'ı Meksikan tortillasına yerleştiriyorum. Guacamole ve salsa sosuna batırıp Sarıyorum ve onu yiyorum. (Kahkahalar)
Thank you.
Teşekkür ederim.
(Applause)
(Alkışlar)