Cancer. It's a devastating disease that takes an enormous emotional toll. Not only on the patient, but the patient's loved ones, as well. It is a battle that the human race has been fighting for centuries. And while we've made some advancements, we still haven't beaten it. Two out of five people in the US will develop cancer in their lifetime. Of those, 90 percent will succumb to the disease due to metastases.
Kanser. Duyguları harap eden, yıkıcı bir hastalık. Sadece hasta değil hastanın yakınları için de. Bu insanoğlunun asırlardır sürdürdüğü bir savaş ve epeyce ilerleme kaydetmiş olsak da henüz kanseri yenemedik. ABD'de her 5 kişiden 2'si hayatlarının bir döneminde kansere yakalanacak. Bunlardan yüzde 90'ı metastaz nedeniyle hastalığa yenik düşecek.
Metastasis is a spread of cancer from a primary site to a distal site, through the circulatory or the lymphatic system. For instance, a female patient with breast cancer doesn't succumb to the disease simply because she has a mass on her breast. She succumbs to the disease because it spreads to the lungs, liver, lymph nodes, brain, bone, where it becomes unresectable or untreatable. Metastasis is a complicated process. One that I've studied for several years now. And something that my team and I discovered recently was that cancer cells are able to communicate with each other and coordinate their movement, based on how closely packed they are in the tumor microenvironment. They communicate with each other through two signaling molecules called Interleukin-6 and Interleukin-8.
Metastaz, kanserin başlangıç bölgesinden daha uzak bölgelere dolaşım veya lenf sistemi yoluyla yayılmasıdır. Örneğin, göğüs kanseri olan bir kadın hasta hastalığa göğsünde bir kitle olması nedeniyle yenik düşmez. Hastalığa yenilme nedeni, hastalığın akciğer, karaciğer, lenf nodülleri beyin ve kemiklere yayılarak cerrahi yöntemle alınamaz veya tedavi edilemez hale gelmesidir. Metastaz karmaşık bir süreçtir. Bu benim yılllardır üzerinde çalıştığım bir konu. Ben ve takımım bir süre önce kanser hücrelerinin birbiriyle iletişim kurabildiklerini ve tümör mikro ortamındaki sıkışıklık ve yoğunluğa göre hareketlerini koordine edebildiklerini keşfettik. Birbirleriyle Interleukin-6 ve Interleukin-8 adlı iki sinyal molekülü aracılığıyla iletişim kuruyorlar.
Now, like anything else in nature, when things get a little too tight, the signal is enhanced, causing the cancer cells to move away faster from the primary site and spread to a new site. So, if we block this signal, using a drug cocktail that we developed, we can stop the communication between cancer cells and slow down the spread of cancer. Let me pause here for a second and take you back to when this all began for me in 2010, when I was just a sophomore in college. I had just started working in Dr Danny Wirtz's lab at Johns Hopkins University. And I'll be honest: I was a young, naive, Sri Lankan girl,
Doğadaki diğer şeylerde olduğu gibi, işler biraz sıkıya binince sinyaller artıyor ve bu kanser hücrelerinin daha hızlı bir şekilde birincil alandan ayrılıp yeni bir alana yayılmasına neden oluyor. Eğer bu sinyali geliştirmiş olduğumuz ilaç kokteyli ile engelleyebilirsek kanser hücreleri arasındaki iletişimi engelleyebilir ve böylece kanserin yayılmasını yavaşlatabiliriz. Burada biraz durup sizleri benim için bütün bunların başladığı 2010 yılına götürmeme izin verin. Henüz üniversitedeki ikinci yılımdı, John Hopkins Üniversitesi'nde Dr Danny Wirtz'in laboratuvarında çalışmaya daha yeni başlamıştım ve doğruyu söylemem gerekirse genç ve saf, Sri Lanka'lı bir kızdım
(Laughter)
(Gülüşmeler)
who had no previous research experience. And I was tasked to look at how cancer cells move in a 3D collagen I matrix that recapsulated, in a dish, the conditions that cancer cells are exposed to in our bodies. This was new and exciting for me, because previous work had been done on 2D, flat, plastic dishes that really weren't representative of what the cancer cells are exposed to in our bodies. Because, let's face it, the cancer cells in our bodies aren't stuck onto plastic dishes. It was during this time that I attended a seminar conducted by Dr Bonnie Bassler from Princeton University, where she talked about how bacteria cells communicate with each other, based on their population density, and perform a specific action.
ve araştırma deneyimim de yoktu. Bana verilen görev bir kaptaki, kapsül içindeki, 3 boyutlu kolajen I matris içindeki, vücudumuzdaki koşullara tabi tutulan kanser hücrelerinin hareketlerini izlemekti. Bu benim için yeni ve heyecan verici bir şeydi çünkü daha önce yapılan çalışma 2 boyutlu düz, plastik kaplar üzerinde yapılmıştı, bu da kanser hücrelerinin vücudumuzda maruz kaldıkları koşulları çok temsil etmiyordu. Çünkü, kabul etmeliyiz ki vücudumuzdaki kanser hücreleri plastik tabaklara yapışıp kalmıyor. O sırada, Princeton Üniversitesi'nden Dr. Bonnie Bassler'ın verdiği bir seminere katıldım ve o bakteri hücrelerinin nüfus yoğunluklarına bağlı olarak nasıl iletişim kurdukları ve belirli bir hareketi nasıl yaptıklarından söz etti.
It was at this moment that a light bulb went off in my head, and I thought, "Wow, I see this in my cancer cells every day, when it comes to their movement." The idea for my project was thus born. I hypothesized that cancer cells are able to communicate with each other and coordinate their movement, based on how closely packed they are in the tumor microenvironment. I became obsessed with pursuing this hypothesis. And fortunately, I work for someone who is open to running with my crazy ideas. So, I threw myself into this project.
İşte o anda zihnimde bir şimşek çaktı ve şöyle düşündüm: '' Yahu, benim kanser hücrelerinde hareket söz konusu olduğunda bunu her gün görüyorum.'' Projemin fikri işte böyle ortaya çıktı. Kanser hücrelerinin, tümör mikro ortamındaki sıkışıklıklarına bağlı olarak birbirleriyle iletişim kurabilme ve hareketlerini koordine edebilme kabiliyetleri olduğu hipotezini kurdum. Bu hipotezi kanıtlamaya çalışmak benim için bir takıntı olmuştu. Neyse ki şansılıydım ve benim çılgınca fikirlerimi uygulamaya sıcak bakan biri için çalışıyordum. Böylece tamamen bu projeye yöneldim.
However, I couldn't do it by myself. I needed help. I definitely needed help. So we recruited undergraduate students, graduate students, postdoctoral fellows and professors from different institutions and multiple disciplines to come together and work on this idea that I conceived as a sophomore in college.
Ancak bunu tek başıma yapamazdım. Yardıma ihtiyacım vardı. Kesinlikle yardıma ihtiyacım vardı. Bu nedenle farklı kurumlardan ve birçok disiplinden lisans ve yüksek lisans öğrencileri, doktora sonrası bilimsel araştırma bursluları ve profesörleri bir araya getirerek üniversite ikinci sınıf öğrencisi olan benim bu fikrim üzerinde çalışacak bir takım oluşturduk.
After years of conducting experiments together and merging different ideas and perspectives, we discovered a new signaling pathway that controls how cancer cells communicate with each other and move, based on their cell density. Some of you might have heard this, because most of social media knows it as the Hasini effect.
Yıllarca birlikte deneyler yürüttükten ve farklı fikir ve bakış açılarını bir araya getirdikten sonra, hücre yoğunluğuna bağlı olarak kanser hücrelerinin birbiriyle iletişimlerini ve hareketlerini yönlendiren yeni bir sinyal yolu keşfettik. Bazılarınız bunu duymuş olabilir, çünkü sosyal medyada bu Hasini etkisi olarak biliniyor.
(Laughter)
(Kahkaha)
(Applause)
(Alkış)
And we weren't done yet. We then decided that we wanted to block this signaling pathway and see if we could slow down the spread of cancer. Which we did, in preclinical animal models. We came up with a drug cocktail consisting of tocilizumab, which is currently used to treat rheumatoid arthritis, and reparixin, which is currently in clinical trials against breast cancer. And interestingly, what we found was that this cocktail of drugs really had no effect on tumor growth, but directly targeted metastases. This was a significant finding, because currently, there aren't any FDA-approved therapeutics that directly target the spread of cancer.
Ve henüz işimiz bitmemişti. Ardından bu haberleşme yolunu engelleyerek kanserin yayılmasını yavaşlatmanın mümkün olup olmadığını görmeye karar verdik. Yaptık, preklinik hayvan modellerinde başardık. Halen eklem iltihabı tedavisinde kullanılan tocilizumab ve göğüs kanseri tedavisi için klinik test aşamasında olan reparixin içeren bir ilaç kokteyli ortaya çıkardık. İlginç bir şekilde, bu ilaç kokteylinin tümör büyümesi üzerinde bir etkisi olmadığını ama doğrudan metastazı hedef aldığını bulduk. Bu önemli bir bulguydu çünkü şu anda FDA tarafından onaylı doğrudan kanserin yayılmasını hedefleyen bir tedavi mevcut değil.
In fact, the spread of cancer, metastasis, is thought of as a byproduct of tumor growth. Where the idea is, if we can stop the tumor from growing, we can stop the tumor from spreading. However, most of us know that this is not true. We, on the other hand, came up with the drug cocktail that targets metastasis not by targeting tumor growth, but by targeting the complex mechanisms that govern it, through the targeting of the Hasini effect.
Aslında, kanserin yayılması, yani metastazın tümör büyümesinin bir yan sonucu olduğu düşünülür. Bu yüzden fikir, eğer tümörün büyümesini durdurabilirsek tümörün yayılmasını da durdurabileceğimiz yönündedir. Ancak, çoğumuz bunun doğru olmadığını biliyoruz. Diğer taraftan, bizim bulduğumuz ilaç kokteyli metastazı hedef alırken bunu tümörün büyümesini değil onu yöneten karmaşık mekanizmaları hedef alarak, Hasini etkisini hedefleyerek gerçekleştiriyor.
(Laughter)
(Kahkaha)
This work was recently published in "Nature Communications," and my team and I received an overwhelming response from around the world. Nobody on my team could have predicted this sort of response. We seem to have struck a nerve. Looking back, I am extremely grateful for the positive response that I received, not only from academia, but also patients, and people around the world affected by this terrible disease.
Bu çalışma yakın zamanda ''Nature Communications''da yayınlandı ve ben ve takımım dünyanın her yerinden çok yoğun tepkiler aldık. Takımımdaki hiç kimse böyle bir tepkiyi tahmin etmemişti. Görünen o ki hassas bir noktaya dokunduk. Geçmişe dönüp baktığımda, aldığım olumlu tepkiler için çok minnettarım yalnızca akademiden değil ayrıca hastalardan ve dünyanın her yerindeki bu hastalıktan etkilenen insanlardan.
As I reflect on this success I've encountered with the Hasini effect, I keep coming back to the people that I was fortunate enough to work with. The undergraduate students who demonstrated superhuman powers through their hard work and dedication. The graduate students and the postdoctoral fellows, my fellow Avengers, who taught me new techniques and always made sure I stayed on track. The professors, my Yodas and my Obi-Wan Kenobis, who brought their expertise into making this work into what it is today. The support staff, the friends and family, people who lifted our spirits, and never let us give up on our ambitious endeavors. The best kind of sidekicks we could have asked for. It took a village to help me study metastasis. And believe me, without my village, I wouldn't be here.
Hasini etkisiyle elde ettiğim bu başarıyı düşündüğümde birlikte çalışma şansını yakaladığım kişileri düşünmeden edemiyorum. Sıkı çalışmaları ve kendilerini bu işe adamalarıyla insan üstü bir güç ve çaba gösteren lisans öğrencileri. Yüksek lisans öğrencileri ve araştırma görevlileri, bana yeni teknikler öğreten ve hedeften şaşmamamı sağlayan dostlarım ''Yenilmezler''. Uzmanlıklarıyla ve deneyimleriyle çalışmayı bugünkü noktaya getiren, bu çalışmanın ''Yoda'' ve ''Obi-Wan Kenobi''leri olan hocalarım. Tüm çalışanlar, arkadaşlar ve aileler, moralimizi yüksek tutmamızı, hedeflerimizden ve çabalarımızdan asla vazgeçmememizi sağlayan insanlar. Bu kişiler,bulabileceğiniz en iyi yardımcılar. Metastaz üzerine çalışmamda bana neredeyse bir köy dolusu insan yardım etti ve inanın, köyüm olmasa burada olamazdım.
Today, our team has grown, and we are using the Hasini effect to develop combination therapies that will effectively target tumor growth and metastases. We are engineering new anticancer therapeutics, to limit toxicity and to reduce drug resistance. And we are developing groundbreaking systems that will help for the development of better human clinical trials. It blows my mind to think that all this, the incredible work that I'm pursuing -- and the fact that I'm standing here, talking to you today -- all came from this tiny idea that I had when I was sitting at the back of a seminar when I was just 20 years old.
Bugün takımımız büyüdü ve Hasini etkisini kullanarak tümör büyümesini ve metastazı etkili bir şekilde hedef alacak kombine tedaviler geliştiriyoruz. Toksisiteyi kısıtlayacak ve ilaç direncini azaltacak yeni anti-kanser tedavileri üzerinde çalışıyoruz. İnsanlarla yapılan klinik çalışmaları çok daha iyi hâle getirecek çığır açan sistemler geliştiriyoruz. Bütün bunları düşünmek beni çok heyecanlandırıyor, yürüttüğüm inanılmaz çalışmalar -- ve bugün burada sizlerle konuşuyor olmak-- hepsi 20 yaşındayken bir seminerde arka sırada oturuyorken aklıma gelen küçücük bir fikirden bu noktaya geldi.
I recognize that right now, I am on this incredible journey that allows me to pursue work that I am extremely passionate about, and something that feeds my curiosity on a daily basis. But I have to say, my favorite part of all of this -- other than, of course, being here, talking to you, today -- is the fact that I get to work with a diverse group of people, who make my work stronger, better and just so much more fun. And because of this, I have to say that collaboration is my favorite superhuman power. And what I love about this power is that it's not unique to me. It's within all of us.
Aşırı derecede tutkulu olduğum çalışmamı sürdürmeme olanak sağlayan ve her gün merakımı, öğrenme isteğimi besleyen inanılmaz bir yolculukta olduğumun farkındayım. Ancak şunu söylemek zorundayım ki bunun en sevdiğim kısmı-- tabii ki bugün burada sizin önünüzde konuşuyor olmam dışında-- çalışmamı daha güçlü, daha iyi ve çok daha eğlenceli kılan, faklı insanlardan oluşan bir grupla çalışıyor olmamdır. Ve bu nedenle de, işbirliği benim en sevdiğim süper güçtür. Bu gücün sevdiğim yanı ise sadece bana özgü olmaması. Bu hepimizin içinde olan bir şey.
My work shows that even cancer cells use collaboration to invade our bodies and spread their wrath. For us humans, it is a superpower that has produced incredible discoveries in the medical and scientific field. And it is the superpower that we can all turn to to inspire us to create something bigger than ourselves, that will help make the world a better place. Collaboration is the superpower that I turn to, to help me fight cancer. And I am confident that with the right collaborations, we will beat this terrible disease.
Çalışmam, kanser hücrelerinin bile vücutlarımızı işgal etmek ve gazaplarını yaymak için işbirliği yaptıklarını gösteriyor. Bu, biz insanlara tıp ve bilim alanında inanılmaz keşifler getirmiş bir süper güçtür. Ve hepimize, dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmemizi sağlayacak kendimizden daha büyük bir şey yaratmak için ihtiyacımız olan ilhamı verecek olan da yine bu süper güçtür. İşbirliği benim kanserle savaşmama yardımcı olan süper güçtür. Ve inanıyorum ki doğru işbirlikleri ile bizler bu korkunç hastalığı yeneceğiz.
Thank you.
Teşekkürler.
(Applause)
(Alkışlar)