I'm going to talk about religion. But it's a broad and very delicate subject, so I have to limit myself. And therefore I will limit myself to only talk about the links between religion and sexuality.
Konuşmam din hakkında. Ama bu oldukça geniş ve hassas bir konu, bu yüzden kendimi sınırlamalıyım. Ve kendimi sadece din ve cinsellik arasındaki bağlantı konusuna sınırlayacağım.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
This is a very serious talk. So I will talk of what I remember as the most wonderful. It's when the young couple whisper, "Tonight we are going to make a baby." My talk will be about the impact of religions on the number of babies per woman.
Bu son derece ciddi bir konuşma. Bu yüzden aklımda kalan en muhteşem şeyi anlatacağım, Genç çiftlerin birbirine "Bu gece bebek yapacağız" diye fısıldamasıdır. Konuşmam dinlerin kadın başına bebek oranı üzerinde etkisiyle ilgili olacak.
This is indeed important, because everyone understands that there is some sort of limit on how many people we can be on this planet. And there are some people who say that the world population is growing like this -- three billion in 1960, seven billion just last year -- and it will continue to grow because there are religions that stop women from having few babies, and it may continue like this.
Bu oldukça önemli çünkü herkes dünya üzerinde ne kadar insan yaşayabileceğinin bir sınırı olduğunu biliyor. Ve bazı kimseler insan nüfusunun şu şekilde büyüdüğünü söylüyor -- 1960'ta üç milyar, geçen yıl ise yedi milyar... ve büyümeye devam ediyor çünkü kadınların az çocuk yapmasını engelleyen dinler var, ve bu böyle devam ediyor.
To what extent are these people right? When I was born there was less than one billion children in the world, and today, 2000, there's almost two billion. What has happened since, and what do the experts predict will happen with the number of children during this century?
Bu insanların söylediği ne kadar doğru? Ben doğduğumda dünyada bir milyardan az çocuk vardı, günümüze gelirsek, 2000 yılında, bu sayı neredeyse iki milyar. O zamandan beri ne oldu, ve uzmanlar önümüzdeki yüzyıl içinde çocuk sayısının ne olacağını tahmin ediyorlar?
This is a quiz. What do you think? Do you think it will decrease to one billion? Will it remain the same and be two billion by the end of the century? Will the number of children increase each year up to 15 years, or will it continue in the same fast rate and be four billion children up there? I will tell you by the end of my speech.
Bu küçük bir test. Siz ne düşünüyorsunuz? Bir milyara geri mi düşecek? Yüzyılın sonunda aynı seviyede, iki milyar olarak mı kalacak? 15 yaşına kadar olan çocukların sayısı artacak mı, ya da aynı artış hızı devam ederek dört milyar çocuk mu olacak? Cevabı konuşmamın sonunda vereceğim.
But now, what does religion have to do with it? When you want to classify religion, it's more difficult than you think. You go to Wikipedia and the first map you find is this. It divides the world into Abrahamic religions and Eastern religion, but that's not detailed enough. So we went on and we looked in Wikipedia, we found this map. But that subdivides Christianity, Islam and Buddhism into many subgroups, which was too detailed.
Şimdi, dinin bu konuyla ne ilgisi var? Dinleri sınıflandırmak istediğinizde bunun düşündüğünüzden daha zor bir iş olduğunu görüyorsunuz. Wikipedia'ya baktığınızda karşınıza çıkan ilk harita bu. Dünyadaki dinleri semavi dinler ve doğu dinleri olarak ayırıyor, ancak bu yeterince ayrıntılı değil. Bu yüzden Wikipedia'da biraz daha arama yaptık ve bu haritayı bulduk. Ancak bu da Hıristiyanlığı, İslamiyeti ve Budizmi pek çok alt kategorilere ayırıyor yani çok ayrıntılı.
Therefore at Gapminder we made our own map, and it looks like this. Each country's a bubble. The size is the population -- big China, big India here. And the color now is the majority religion. It's the religion where more than 50 percent of the people say that they belong. It's Eastern religion in India and China and neighboring Asian countries. Islam is the majority religion all the way from the Atlantic Ocean across the Middle East, Southern Europe and through Asia all the way to Indonesia. That's where we find Islamic majority. And Christian majority religions, we see in these countries. They are blue. And that is most countries in America and Europe, many countries in Africa and a few in Asia. The white here are countries which cannot be classified, because one religion does not reach 50 percent or there is doubt about the data or there's some other reason. So we were careful with that.
Sonuç olarka Gapminder olarak biz kendi haritamızı yaptık, o da bu. Burada her bir ülke bir baloncukla gösterilmiş. Büyüklük nüfusu gösteriyor -- büyük Çin, büyük Hindistan gibi. Renkler ise dinleri gösteriyor. Burada nüfusun yüzde 50'sinden fazlasının mensup olduğu din gösteriliyor. Hindistan, Çin ve komşu Asya ülkelerinin çoğunda Doğu dinleri görülüyor. İslam, Orta Doğu ve Atlantik Okyanusu, Güney Avrupa ve Endonezya'ya kadar Asya'nın içlerine doğru yayılmış. Buralarda nüfusun büyük kısmı İslam dinine mensup. Ve çoğunluğun Hıristiyan dinine mensup olduğu ülkeler mavi olarak gösteriliyor. Amerika ve Avrupa'daki ülkelerin büyük kısmı, Afrika'dakilerin bir kısmı ve Asya'dakilerin küçük bir kısmı. Beyazlar ise herhangi bir sınıflandırmaya girmeyen ülkeler, buralarda hiçbir din nüfusun yüzde 50'si seviyesine ulaşamıyor ya da buralardaki veriler güvenilir değil. Bu konuda oldukça dikkatli davrandık.
So bear with our simplicity now when I take you over to this shot. This is in 1960. And now I show the number of babies per woman here: two, four or six -- many babies, few babies. And here the income per person in comparable dollars. The reason for that is that many people say you have to get rich first before you get few babies. So low income here, high income there.
Şimdi sıradaki slayta geçtiğimde aynı basit gösterimin devam ettiğini göreceksiniz. Bu 1960'ın verileri. Burada kadın başına düşen bebek sayısını gösteriyorum: iki, dört veya altı-- çok bebek, az bebek. Buradaysa kişi başına düşen geliri dolar cinsinden görebilirsiniz. Bunun nedeni pek çok insanın az çocuk sahibi olmak için önce zengin olmanız gerekli gibi bir söyleminin olması. Düşük gelir burada, yüksek gelir burada.
And indeed in 1960, you had to be a rich Christian to have few babies. The exception was Japan. Japan here was regarded as an exception. Otherwise it was only Christian countries. But there was also many Christian countries that had six to seven babies per woman. But they were in Latin America or they were in Africa. And countries with Islam as the majority religion, all of them almost had six to seven children per woman, irregardless of the income level. And all the Eastern religions except Japan had the same level.
Sonuç olarak 1960'ta az bebek için Hıristiyan ve zengin olmanız gerekiyor. Sadece Japonya bunun dışında. Japonya'yı burada istisna olarak düşünebiliriz. Bunun dışında sadece Hıristiyan ülkeler var. Ancak kadın başına altı yedi çocuk sahibi olan pek çok Hıristiyan ülkesi de var. Tabi bunlar Latin Amerika veya Afrika ülkeleri. İslamiyet'in yaygın din olduğu ülkelerin neredeyse hepsi kişi başına düşen gelirden bağımsız olarak kadın başına altı yedi çocuk oranına sahipler. Ve Japonya hariç doğu dinlerinin hepsi aynı seviyelerde.
Now let's see what has happened in the world. I start the world, and here we go. Now 1962 -- can you see they're getting a little richer, but the number of babies per woman is falling? Look at China. They're falling fairly fast. And all of the Muslim majority countries across the income are coming down, as do the Christian majority countries in the middle income range. And when we enter into this century, you'll find more than half of mankind down here. And by 2010, we are actually 80 percent of humans who live in countries with about two children per woman.
Şimdi dünyaya ne olduğunu görelim. Dünyayı başlatıyorum ve işte gidiyoruz. 1962'deyiz -- biraz daha zenginleştiklerini ancak kadın başına bebek sayısının düştüğünü görebiliyor musunuz? Çin'e bakın oldukça hızlı düşüyorlar. Her gelir grubundan tüm Müslüman ülkeler ve orta gelir seviyesindeki Hıristiyan ülkeler benzer şekilde aşağı düşüyor. Ve son yüzyıla girdiğimizde, insanlığın yarısından fazlasının aşağılarda olduğunu görüyoruz. 2010'daysa insanların yüzde 80'inin kadın başına iki çocuk olan ülkelerde yaşadığını görüyoruz.
(Applause)
(Alkışlar)
It's a quite amazing development which has happened. (Applause) And these are countries from United States here, with $40,000 per capita, France, Russia, Iran, Mexico, Turkey, Algeria, Indonesia, India and all the way to Bangladesh and Vietnam, which has less than five percent of the income per person of the United States and the same amount of babies per woman.
Burada oldukça şaşırtıcı bir gelişmeden söz ediyoruz. (Alkışlar) Burada 40,000 $ kişi başına geliri olan Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, Rusya, İran, Meksika, Türkiye, Cezayir Endonezya, Hindistan ve Amerika'nın yüzde beşinden az kişi başına düşen gelire sahip Bangladeş ve Vietnam'ın kadın başına aynı bebek sayısına sahip olduğunu görüyoruz.
I can tell you that the data on the number of children per woman is surprisingly good in all countries. We get that from the census data. It's not one of these statistics which is very doubtful.
Ayrıca kadın başına bebek verisinin tüm ülkelerde şaşırtıcı bir şekilde güvenilir olduğunu söyleyebilirim. Bunları nüfus sayımı verilerinden elde ediyoruz. Bu istatistiklerin hiçbirisi şüpheye yer bırakmıyor.
So what we can conclude is you don't have to get rich to have few children. It has happened across the world.
Buradan daha az çocuk sahibi olmak için daha zengin olmanız gerekmediği sonucunu çıkarabiliriz. Bu tüm dünyada yaşanan bir şey.
And then when we look at religions, we can see that the Eastern religions, indeed there's not one single country with a majority of that religion that has more than three children. Whereas with Islam as a majority religion and Christianity, you see countries all the way. But there's no major difference. There's no major difference between these religions. There is a difference with income. The countries which have many babies per woman here, they have quite low income. Most of them are in sub-Saharan Africa. But there are also countries here like Guatemala, like Papua New Guinea, like Yemen and Afghanistan.
Dinlere baktığımızda, Doğu dinlerinin, aslına bakarsanız bu dinlerden birisinin tek başına çoğunluk olduğu bir ülke yok, hepsinin üçten fazla çocuk sahibi olduğunu görebilirsiniz. Bunun tersine Müslüman ve Hıristiyan olan ülkelerde bu dinlerin çoğunluk nüfus tarafından kabul edildiğini görüyoruz. Ancak arada önemli bir fark yok. Dinler arasında büyük bir farktan bahsetmek mümkün değil. Gelir seviyesiyle ilgili farktan söz edilebilir. Burada kadın başına çok bebek sayısına sahip ülkeler oldukça düşük gelire sahipler. Bunların çoğu Afrika'nın güneyinde yer alan ülkeler. Ancak burada Guatemala gibi, Papua Yeni Gine gibi Yemen gibi, Afganistan gibi ülkeler de var.
Many think that Afghanistan here and Congo, which have suffered severe conflicts, that they don't have fast population growth. It's the other way around. In the world today, it's the countries that have the highest mortality rates that have the fastest population growth. Because the death of a child is compensated by one more child. These countries have six children per woman. They have a sad death rate of one to two children per woman. But 30 years from now, Afghanistan will go from 30 million to 60 million. Congo will go from 60 to 120. That's where we have the fast population growth. And many think that these countries are stagnant, but they are not.
Çoğu kişi Afganistan ve Kongo gibi ciddi çatışmaların yaşandığı ülkelerde yüksek bir nüfus artışı oranı olmadığını düşünür. Ama aslında tam tersi geçerli. Günümüzde en yüksek ölüm oranının görüldüğü ülkelerde en hızlı nüfus artışının yaşandığını görüyoruz. Çünkü bir çocuğun ölümü bir başka çocukla kapatılıyor. Bu ülkeler kadın başına altı çocuk oranına sahipler. Ne yazık ki kadın başına ölü çocuk sayısı da birle iki arasında. Ancak 30 yıl sonra Afganistan nüfusu 30 milyondan 60 milyona çıkacak. Kongo ise 60'tan 120'ye. İşte buna hızlı nüfus artışı diyebiliriz. Çoğu kişinin düşündüğünün tersine bu ülkeler durağan değiller.
Let me compare Senegal, a Muslim dominated country, with a Christian dominated country, Ghana. I take them backwards here to their independence, when they were up here in the beginning of the 1960s. Just look what they have done. It's an amazing improvement, from seven children per woman, they've gone all the way down to between four and five. It's a tremendous improvement.
Müslüman çoğunluklu bir ülke olan Senegal'le Hıristiyan çoğunluğa sahip Gana'yı karşılaştıralım. Bu iki ülkenin bağımsızlıklarını kazandıkları yıla 1960'lara geri dönelim. Bakın ne yapmışlar. Bu inanılmaz bir gelişme, kadın başına yedi çocuk sayısından, dört ve beş çocuk seviyesine kadar düşmüşler. Bu çok büyük bir gelişme.
So what does it take? Well we know quite well what is needed in these countries. You need to have children to survive. You need to get out of the deepest poverty so children are not of importance for work in the family. You need to have access to some family planning. And you need the fourth factor, which perhaps is the most important factor.
Bunun için ne olması gerekiyor? Aslında bu ülkeler için neyin gerekli olduğunu biliyoruz. Çocukların hayatta kalması gerekiyor. Yoksulluğun en derininden kurtulmanız böylece çocukların aile için önemli bir işgücü olmaktan çıkması gerekiyor. Aile planlaması hizmetlerine erişim olması gerekiyor. Ve dördüncü bir etken olarak ki bu belki de en önemli etken.
But let me illustrate that fourth factor by looking at Qatar. Here we have Qatar today, and there we have Bangladesh today. If I take these countries back to the years of their independence, which is almost the same year -- '71, '72 -- it's a quite amazing development which had happened. Look at Bangladesh and Qatar. With so different incomes, it's almost the same drop in number of babies per woman.
Ama dördüncü etkeni size örnekle açıklama izin verin, Katar'a bakalım. Burada günümüzde Katar'ı ve günümüzde Bangladeş'i görüyoruz. Bu ülkeleri bağımsızlıklarını kazandıkları yıllara döndürelim. ki bunlar yaklaşık olarak -- 71, 72 -- Yaşanan gelişme oldukça hayret verici. Bangladeş ve Katar'a bakın. Son derece farklı gelir seviyelerine sahip olmalarına rağmen kadın başına bebek sayısında neredeyse aynı düşüş.
And what is the reason in Qatar? Well I do as I always do. I went to the statistical authority of Qatar, to their webpage -- It's a very good webpage. I recommend it -- and I looked up -- oh yeah, you can have lots of fun here -- and provided free of charge, I found Qatar's social trends. Very interesting. Lots to read. I found fertility at birth, and I looked at total fertility rate per woman. These are the scholars and experts in the government agency in Qatar, and they say the most important factors are: "Increased age at first marriage, increased educational level of Qatari woman and more women integrated in the labor force." I couldn't agree more. Science couldn't agree more. This is a country that indeed has gone through a very, very interesting modernization.
Peki, Katar için bu gelişmenin nedeni ne? Her zaman olduğu gibi. Katar'ın istatistik kurumunun internet sayfasına girdim -- Oldukça iyi bir internet sayfası. Tavsiye ediyorum -- ve Katar'ın sosyal trendlerini aradım. -- evet burada oldukça eğlenceli içerik var -- hem de ücretsiz olarak. Oldukça ilginç, okunacak bir sürü şey. Doğurganlık ve kadın başına doğurganlık sayılarını buldum. Bunlar Katar istatistik kurumunun uzmanları, ve en önemli etkenlerin şunlar olduğunu söylüyorlar: "İlk evlenme yaşının yükselmesi, Katarlı kadınların eğitim seviyelerinin artması ve daha fazla kadının iş hayatına katılması." Tamamen aynı fikirdeyim. Bilim tamamen aynı fikirde. Aslına bakarsanız bu ülke oldukça ilgi çekici bir modernleşme sürecinden geçmiş.
So what it is, is these four: Children should survive, children shouldn't be needed for work, women should get education and join the labor force and family planning should be accessible.
Peki bu dört etken neydi: Çocukların hayatta kalması gerekli, çocuklar iş gücü olarak kullanılmamalı, kadınlar eğitilmeli ve iş hayatına katılmalı ve aile planlaması hizmetlerinin erişilebilir olması.
Now look again at this. The average number of children in the world is like in Colombia -- it's 2.4 today. There are countries up here which are very poor. And that's where family planning, better child survival is needed. I strongly recommend Melinda Gates' last TEDTalk. And here, down, there are many countries which are less than two children per woman. So when I go back now to give you the answer of the quiz, it's two.
Şimdi buna tekrar bakın. Dünyadaki ortalama çocuk sayısı günümüzde Kolombiya'da olduğu gibi -- 2.4. Burada oldukça fakir ülkeler var. Buralarda daha iyi aile planlaması, çocukların hayatta kalması için daha iyi şartlar gerekli. Melinda Gates'in son TED konuşmasını şiddetle öneriyorum. Buradaysa kadın başına iki çocuktan az pek çok ülke var. Başta sorduğum sorunun cevabına dönecek olursam, ikinci şık doğru cevaptı.
We have reached peak child. The number of children is not growing any longer in the world. We are still debating peak oil, but we have definitely reached peak child. And the world population will stop growing. The United Nations Population Division has said it will stop growing at 10 billion. But why do they grow if the number of children doesn't grow?
En yüksek çocuk seviyesine ulaştık. Dünya üzerindeki çocuk sayısı artık artmıyor. Petrol fiyatlarının tavan yapmasını hala tartışıyoruz ancak çocuk sayısı konusunda şüphe yok. Dünya nüfusunun büyümesi duracak. Birleşmiş Milletler Nüfus Bölümü dünya nüfusunun 10 milyar civarında duracağını söylüyor. Peki, çocuk sayısı artmadığı halde neden nüfus büyümeye devam ediyor?
Well I will show you here. I will use these card boxes in which your notebooks came. They are quite useful for educational purposes. Each card box is one billion people. And there are two billion children in the world. There are two billion young people between 15 and 30. These are rounded numbers. Then there is one billion between 30 and 45, almost one between 45 and 60. And then it's my box. This is me: 60-plus. We are here on top.
Bunu size şurada göstereceğim. Dizüstü bilgisayarlarınızın geldiği karton kutuları kullanacağım. Eğitimsel amaçlar için oldukça faydalılar. Her bir kartın kutu bir milyar insanı gösteriyor. Ve dünyada iki milyar çocuk yer alıyor. Yaşı 15 ile 30 arasında olan iki milyar genç insan var. Bunlar yuvarlak sayılar. Sonra yaşı 30 ile 45 arasında olan bir milyar insan, 45 ile 60 arasında bir. Ve benim kutum. Yaşı 60 ve üstü olanlar. Biz en üstteyiz.
So what will happen now is what we call "the big fill-up." You can see that it's like three billion missing here. They are not missing because they've died; they were never born. Because before 1980, there were much fewer people born than there were during the last 30 years. So what will happen now is quite straightforward. The old, sadly, we will die. The rest of you, you will grow older and you will get two billion children. Then the old will die. The rest will grow older and get two billion children. And then again the old will die and you will get two billion children.
Burada gerçekleşen şey bizim "büyük dolum" olarak adlandırdığımız durum. Burada üç milyar insanın kayıp olduğunu görüyorsunuz. Bunlar kayıp değil çünkü bunlar daha doğmadılar. 1980'lerden önce son otuz yılda olduğundan çok daha az doğum gerçekleşiyordu. İleride neler olacağı aslında oldukça basit. Yaşlılar ne yazık ki, öleceğiz. Diğerleri yaşlanacak ve yeni iki milyar çocuk daha eklenecek. Sonra yaşlılar ölecek. Diğerleri biraz daha yaşlanacak ve iki milyar daha çocuk doğacak. Sonra yine yaşlılar ölecek ve iki milyar daha çocuk doğacak.
(Applause)
(Alkışlar)
This is the great fill-up. It's inevitable. And can you see that this increase took place without life getting longer and without adding children?
Büyük dolum işte bu. Bu kaçınılmaz. Bu artışın ortalama insan ömrünün uzamasıyla ya da daha fazla çocuk sayısıyla bir ilgisi yok.
Religion has very little to do with the number of babies per woman. All the religions in the world are fully capable to maintain their values and adapt to this new world.
Kadın başına düşen çocuk sayısıyla dinler arasında neredeyse hiç bağlantı yok. Dünya üzerinde dinlerin hepsi değerlerini koruma ve yeni şartlara uyum sağlama kapasitesine sahipler.
And we will be just 10 billion in this world, if the poorest people get out of poverty, their children survive, they get access to family planning. That is needed. But it's inevitable that we will be two to three billion more. So when you discuss and when you plan for the resources and the energy needed for the future, for human beings on this planet, you have to plan for 10 billion. Thank you very much. (Applause)
Eğer en fakir ülkeler fakirlikten kurtulursa ve çocuklar hayatta kalırsa, aile planlama hizmetlerine kolay ulaşabilirlerse dünya nüfusu 10 milyar seviyesinde kalacak. Bu gerekli. Ancak nüfusumuzun iki ya da üç milyar daha artması kaçınılmaz. Sonuç olarak dünya insanları için gelecekte gereken kaynak ve enerji miktarını planlamak üzere tartışırken planlarınızı 10 milyara göre yapmalısınız. Teşekkür ederim. (Alkışlar)