(Whistling)
(Islık)
(Whistling ends)
(Applause)
(Alkış)
Thank you.
Teşekkürler.
(Applause)
(Alkış)
Thank you very much. That was whistling. I'm trying to do this in English. What is a chubby, curly-haired guy from Holland -- why is he whistling? Well actually, I've been whistling since the age of four, about four. My dad was always whistling around the house, and I just thought that's part of communication in my family. So I whistled along with him. And actually, until I was 34, I always annoyed and irritated people with whistling, because, to be honest, my whistling is a kind of deviant behavior. I whistled alone, I whistled in the classroom, I whistled on bike, I whistled everywhere.
Çok teşekkürler. Bu yaptığım ıslıktı. Bunu ingilizce yapmaya çalışıyorum. Bu Hollandalı, kıvırcık saçlı tombul adam -- neden ıslık çalıyor? Aslında, yaklaşık dört yaşımdan beri ıslık çalıyorum. Babam sürekli evin etrafında ıslık çalardı, ve ben bunun ailemizde iletişimin bir parçası olduğunu düşünürdüm. Ben de onunla ıslık çaldım. Aslında 34 yaşıma kadar, hep insanları ıslık çalarak rahatsız ettim. Çünkü açık olmak gerekirse, bendeki biraz sapkınlıktı. Yalnız başıma ıslık çaldım, sınıfta ıslık çaldım, bisiklette, her yerde ıslık çaldım.
And I also whistled at a Christmas Eve party with my family-in-law. And they had some, in my opinion, terrible Christmas music. And when I hear music that I don't like, I try to make it better.
Noel arifesinde bir partide eşimin ailesi ile de ıslık çaldım. Benim fikrime göre korkunç bir Noel müziği dinlettim onlara. Bir müzik duyduğumda onu beğenmiyorum,
(Laughter)
ve onu daha iyi hale getirmeye çalışıyorum.
So when "Rudolph the Red-Nosed Reindeer" -- you know it?
Mesela "Rudolph the Red-nosed Reindeer" -- bilirsiniz..
(Whistling)
(Islık)
But it can also sound like this.
Bu şekilde de olabilir.
(Whistling)
(Islık)
But during a Christmas party -- at dinner, actually -- it's very annoying. So my sister-in-law asked me a few times, "Please stop whistling." And I just couldn't. And at one point -- and I had some wine, I have to admit that -- at one point I said, "If there was a contest, I would join."
Fakat bir Noel partisi sırasında -- akşam yemeğinde -- çok sinir bozucu. Hatta baldızım benden bir çok kez ıslık çalmayı kesmemi istedi. Yapamadım. Bir gün geldi -- kabul etmem gerekiyor, biraz şarap içmiştim -- ve ben şöyle dedim, "Eğer bir yarışma varsa, katılmalıyım." Ve iki hafta sonra
And two weeks later, I received a text message: "You're going to America."
bir kısa mesaj aldım: "Amerika'ya gidiyorsun."
(Laughter)
(Gülüşmeler)
So, OK, I'm going to America. I would love to, but why? So I immediately called her up, of course. She googled, and she found this World Whistling Championship in America, of course.
Tamam, Amerika'ya gidiyorum. Çok isterim, fakat neden? Tabi ki derhal onu aradım. Google'a girmiş, ve dünya ıslık çalma şampiyonasını bulmuş tabi ki Amerikada.
(Laughter)
She didn't expect me to go there. And I would have lost my face. I don't know if that's correct English. But the Dutch people here will understand what I mean.
Oraya gideceğimi hiç ummuyordu. Yüzümü kaybedebilirdim. Bunun Türkçede doğru olup olmadığını bilmiyorum. Ama Hollandalı'lar ne demek istediğimi anlayacaktır.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
I lost my face.
Yüzümü kaybettim.
(Applause)
(Alkış)
And she thought, "He will never go there." But actually, I did. So I went to Louisburg, North Carolina, southeast of the United States, and I entered the world of whistling. And I also entered the World Championship, and I won there, in 2004.
"Oraya hayatta gitmez" diye düşünüyordu. Ama ben gittim. Sonuç olarak Louisburg, Kuzey Carolina'ya gittim. Amerika'nın güneydoğusu, ve ıslık dünyasına adım attım. aynı zamanda dünya şampiyonasına, ve 2004 yılında kazandım.
(Applause)
(Alkış)
That was great fun, of course. And to defend my title -- like judokas do and sportsmen -- I thought, well let's go back in 2005 -- and I won again.
Bu -- Bu çok keyifliydi, kesinlikle. Ve ünvanımı korumak için -- judocuların, sporcuların yaptığı gibi -- 2005'te de gitmem gerektiğini düşündüm, ve tekrar kazandım.
(Laughter)
Sonra birkaç yıl katılamadım.
Then I couldn't participate for a few years. And in 2008, I entered again in Japan, Tokyo, and I won again. So what happened now is I'm standing here in Rotterdam, in the beautiful city, on a big stage, and I'm talking about whistling. And actually, I earn my money whistling, at the moment. So I quit my day job as a nurse.
2008'de tekrar katıldım Tokyo, Japonya'da ve tekrar kazandım. Sonrasında olan ise bugün bu güzel şehirde Rotterdam'da, büyük bir sahnede, Islık çalmak hakkında konuşuyorum. Aslında bugün paramı ıslık çalarak kazanıyorum. Hastabakıcı olarak çalışırken işimden ayrıldım.
(Applause)
(Alkış)
And I try to live my dream -- well, actually, it was never my dream, but it sounds so good.
Ve hayalimi yaşamaya çalışıyorum -- aslında, hiç hayalim olmadı, ama kulağa hoş geliyor.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
OK, I'm not the only one whistling here. You say, "Huh, what do you mean?" Well actually, you are going to whistle along. And then always the same thing happens: people are watching each other and think, "Oh, my God. Why? Can I go away?" No, you can't.
Tamam, burada tek ıslık çalacak olan ben değilim. "Ne demek istiyorsun?" dediğinizi duyabiliyorum. Siz de ıslık çalacaksınız. Sonra hep aynı şey olur: insanlar birbirine bakıyor ve şöyle diyor, "Aman tanrım. Neden? Ben yapmasam?" Hayır kaçamazsın.
(Laughter)
Aslında çok kolay.
Actually, it's very simple. The track that I will whistle is called "Fête de la Belle." It's about 80 minutes long.
Benim çalacağım parçanın adı "Fête de la Belle." 80 dakika sürüyor.
(Laughter)
Hayır, hayır, hayır. Sadece dört dakika.
No, no, no. It's four minutes long. And I want to first rehearse with you your whistling. Yes, so I whistle the tone.
Öncelikle sizinle ıslık çalma provası yapmak istiyorum. Ben bir ses tonu yapacağım.
(Whistling)
(Islık)
(Laughter)
(Gülüşmeler)
Sorry, I forgot one thing -- you whistle the same tone as me.
Özür dilerim, bir şeyi unuttum. Siz de benimle aynı tonu yapacaksınız.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
I heard a wide variety of tones.
Bir çok farklı ton duydum.
(Geert Chatrou and audience whistling)
(Islık)
(Whistling ends)
Gelecek vaadediyor.
This is very promising.
(Laughter)
Gerçekten
This is very promising. I'll ask the technicians to start the music. And if it's started, I just point where you whistle along, and we will see what happens.
Teknisyenlerden müziği başlatmalarını rica ediyorum. Eğer başlarsa, size ıslık çalacağınız yeri göstereceğim, sonra ne olacak göreceğiz.
(Laughter)
Oh, I'm so sorry, technicians.
Oh, hah. Pardon, teknisyenler.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
I'm so used to that.
Buna çok alıştım.
(Laughter)
Kendim başlatıyorum.
I start it myself.
(Laughter)
Tamam, geliyor.
OK, here it is.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
(Music)
♪♫♫♪♪♪♫♫♫♪♪♪
(Whistling)
(Islık)
(Whistling ends)
(Music)
OK.
Tamam.
(Whistling)
(Islık)
It's easy, isn't it?
Kolay, değil mi?
(Whistling)
(Islık)
Now comes the solo, I propose I do that myself, OK?
Şimdi solo kısmı geliyor. Bu kısmı ben çalsam daha iyi olacak.
(Music)
(Whistling)
(Islık)
(Applause)
(Alkış)
Max Westerman: Geert Chatrou, the World Champion of Whistling.
Max Westerman: Geert Chatrou, Dünya Islık Şampiyonu.
Geert Chatrou: Thank you. Thank you.
Geert Chatrou: Teşekkürler. Teşekkürler.