Stephanie White: I'm going to let her introduce herself to everybody. Can you tell everybody your name?
Stephanie White: Bırakayım da sizlere kendisini o tanıştırsın. İsmini söyleyebilir misin?
Einstein: Einstein.
Einstein: Einstein.
SW: This is Einstein. Can you tell everyone "hi"?
SW: İşte bu Einstein. Herkese 'merhaba' diyebilir misin?
E: Hello.
E: Merhaba.
SW: That's nice. Can you be polite?
SW: Güzel. Kibar olabilir misin?
E: Hi, sweetheart.
E: Merhaba, tatlım.
SW: Much better. Well, Einstein is very honored to be here at TED 2006, amongst all you modern-day Einsteins. In fact, she's very excited.
Daha iyi. Einstein burda TED 2006'da, günümüzün Einsteinları arasında olmaktan çok onur duyuyor. Aslında o çok heyecanlı. E: Uuuu.
E: Woo.
SW: Evet.
SW: Yeah. (Laughter) Since we've arrived, there's been a constant buzz about all the exciting speakers here for the conference. This morning we've heard a lot of whispers about Tom O'Reilly's wrap-up on Saturday. Einstein, did you hear whispers?
(Kahkahalar) Geldiğimizden beri konferans için burda olan bütün heyecan verici konuşmacılar hakkında sürekli söylentiler var. Bu sabah Tom Reilly'nin cumartesi günkü konuşması hakkında birçok fısıltı duyduk. Einstein, fısıltılar duydun mu?
E: [Squawks]
E:[fısfısfısfıs]
SW: Yeah. (Laughter) Einstein's especially interested in Penelope's talk. A lot of her research goes on in case, which can get pretty dusty.
SW: Evet. (Kahkahalar) Einstein özellikle Penelope'un konuşmasıyla ilgilendi. Onun birçok araştırması mağaralarda yer alır, ki bu çok tozlu olabilir.
E: Achoo!
E: Haapşuuuu!
SW: It could make her sneeze. But more importantly, her research could help Einstein find a cure for her never-ending scratchy throat.
SW: Bu onu hapşırtabilir. Ama daha önemlisi, onun araştırması Einstein' ın bitmeyen boğaz kaşıntısına bir çare bulmasına yardım edebilir. [Öhö öhö öhö]
Einstein: [Coughs]
SW: Yeah. (Laughter) Well, Bob Russell was telling us about his work on nanotubes in his research at the microscopic level. Well, that's really cool, but what Einstein's really hoping is that maybe he'll genetically engineer a five-pound peanut.
SW: Evet. (Kahkahalar) Bob Russell bize mikroskobik seviyedeki araştırmasındaki nanotüpler hakkındakı çalışmasını anlatıyordu. Evet, bu gerçekten hoş, ama Einstein'ın gerçekten umduğu şu ki belki genetik olarak iki kiloluk bir fıstık yapabilir.
E: Oh, my God! My God! My God!
E: Aman Tanrım! Tanrım! Tanrım!
SW: Yeah. She would get really, really excited. (Laughter) That is one big peanut. Since Einstein is a bird, she's very interested in things that fly. She thinks Burt Rutan is very impressive.
SW: Evet. Gerçekten çok,çok heyecanlanırdı. (Kahkahalar) Bu kocaman bir fıstık. Einstein bir kuş olduğundan, uçan şeylere karşı çok ilgili. Burt Rutan'ın çok etkiyeyici olduğunu düşünüyor. E:Ooo.
E: Ooh.
SW: Evet. Özellikle son eseri, SpaceShipOne'ı beğeniyor.
SW: Yeah. She especially likes his latest achievement, SpaceShipOne.
Einstein, Burt'un uzay gemisine binmek istermiydin?
Einstein, would you like to ride in Burt's spaceship? E: [Spaceship noise] SW: Even if it doesn't have a laser?
E:[Uzay gemisi sesi] SW: Peki bir lazeri olmasa bile mi? E:[Lazer sesi]
E: [Laser noise] (Laughter)
(Kahkahalar) SW: Evet,evet. Bu gerçekten çok komikti, Einstein.
SW: Yeah, yeah. That was pretty funny, Einstein. Now, Einstein also thinks, you know, working in caves and travelling through space -- it's all very dangerous jobs. It would be very dangerous if you fell down.
Ve Einstein ayrıca mağaralarda çalışmanın ve uzayda yolculuk yapmanın çok tehlikeli olduğunu düşünüyor. Aşağı düşersen çok tehlikeli olabilir. E: Fiyuuuuuuu! Şapırtı.
E: Wheeeeeee! [Splat]
SW: Evet.
SW: Yeah. (Laughter) Little splat at the end there. Einstein, did that hurt?
(Kahkahalar) Sonunda ufak bir şapırtı. Einstein, canın yandı mı? E: Av av av.
E: Ow, ow, ow.
SW: Evet.Hepsi çok çalışma içerir.
SW: Yeah. It's all a lot of hard work.
E: [Squawks]
E:[Fiyu]
SW: Yeah. It can get a bird like Einstein frustrated.
SW: Evet. Einstein gibi bir kuşu çok kızdırabilirdi.
E: [Squawks]
E:[Hrrrrrrrr]
SW: Yeah, it sure can. But when Einstein needs to relax from her job educating the public she loves to take in the arts. If the children of the Uganda need another dance partner, Einstein could sure fit the bill, because she loves to dance. Can you get down? E: [Bobbing head] (Laughter) SW: Let's get down for everybody. Come on now. She's going to make me do it, too. Ooh, ooh.
SW: Evet, kesinlikle. Einstein, halkı eğitme işinden dinlenmeye ihtiyaç duyduğunda, sanatla uğraşmayı sever. Eğer Uganda çocukları dans partnerine ihtiyaç duyarlarsa, Einstein eminim ki cuk diye oturur, çünkü dans etmeyi sever. Dans edebilir misin? E:[Sallanan kafa] (Kahkahalar) Herkes için dans et. Hadi bakalım. Benim de yapmamı istiyor.Uu uu Einstein: Uu, uu, uu, uu.
Einstein: Ooh, ooh, ooh, ooh.
SW: Kafanı da salla hadi.
SW: Do your head now.
E: Uu, uu, uu, uu, uu.
E: Ooh, ooh, ooh, ooh, ooh. (Laughter)
(Kahkahalar)
SW: Or maybe Sirena Huang would like to learn some arias on her violin, and Einstein can sing along with some opera?
SW: Ya da Sirena Huang kemanında birkaç arya öğrenmek ister, ve Einstein onunla beraber opera söyleyebilir?
E: [Operatic squawk]
E:[Opera sesi]
SW: Very good. (Laughter) Or maybe Stu just needs another backup singer? Einstein, can you also sing? I know, you need to get rid of that seed first. Can you sing?
SW: Çok iyi. (Kahkahalar) Ya da belki Stu'nun başka bir vokale ihtiyacı vardır? Einstein, şarkı da söyleyebilir misin? Biliyorum önce o çekirdekten kurtulman gerek. Şarkı söyleyebilir misin?
E: La, la.
E: La, la.
SW: There you go. And, of course, if all else fails, she can just run off and enjoy a fun fiesta.
SW: İşte al. Ve tabi ki eğer hiçbir şeyi beceremezse kaçıp keyif yapabilirsin. E: [Rrrrrrrraaaaa]
E: [Squawks]
SW: All right. Well, Einstein was pretty embarrassed to admit this earlier, but she was telling me backstage that she had a problem.
SW: Tamam. Einstein bunu daha önce itiraf etmeye utanıyordu, ama sonra bana kuliste bir sorunu olduğunu söyledi. E: Sorun nedir?
E: What's the matter?
SW: No, I don't have a problem. You have the problem, remember? You were saying that you were really embarrassed, because you're in love with a pirate?
SW: Hayır, benim bir sorunum yok. Senin sorunun var, hatırladın mı? Hani çok utandığını çünkü bir korsana aşık olduğunu söylemiştin?
E: Yar.
E: Yaaah.
SW: There we go. And what do pirates like to drink?
SW: Tamam işte. Peki korsanlar ne içmeyi sever?
E: Beer. SW: Yeah, that's right. But you don't like to drink beer, Einstein. You like to drink water.
E: Bira. SW: Evet, bu doğru. Ama sen bira içmeyi sevmezsin, Einstein? Sen su içmeyi seversin. E:[Su sesi]
E: [Water sound]
SW: Çok iyi. Gerçekten o çok gergin.
SW: Very good. Now, really, she is pretty nervous. Because one of her favorite folks from back home is here, and she's pretty nervous to meet him. She thinks Al Gore is a really good-looking man. What do you say to a good-looking man?
Çünkü en sevdiği hemşerisi burda, onunla buluşacağı için oldukça gergin. Al Gore'un gerçekten yakışıklı bir adam olduğunu düşünüyor. Yakışıklı birine ne dersin? E: Hey, bebek.
E: Hey, baby. (Laughter)
(Kahkahalar) SW: Ve peki Tennessee'deki diğer hemşeriler.
SW: And so do all the folks back home in Tennessee.
E: Yee huu.
E: Yee haw. (Laughter)
(Kahkahalar) SW: Ve çok büyük bir hayranı olduğundan,
SW: And since she's such a big fan, she knows that his birthday is coming up at the end of March. And we didn't think he'd be in town then, so Einstein wanted to do something special for him. So let's see if Einstein will sing "Happy Birthday" to Al Gore. Can you sing "Happy Birthday" to him?
Mart'ın sonunda doğumgününün yaklaştığını biliyor. Ve şehirde olacağını düşünmedik o yüzden, Einstein onun için özel bir şey yapmak istedi. Öyleyse bakalım Einstein Al gore için "Mutlu Yıllar" ı söyleyecek mi? Ona "Mutlu Yıllar" ı söyleyebilir misin? E: Mutlu yıllar sana.
E: Happy birthday to you.
SW: Tekrar.
SW: Again.
E: Happy birthday to you.
E: Mutlu yıllar sana.
SW: Again.
SW: Tekrar.
E: Happy birthday to you.
E: Mutlu yıllar sana.
SW: Big finish.
SW: Büyük final.
E: Happy birthday to you.
E: Mutlu yıllar sana.
SW: Good job! (Applause) Well, before we wrap it up, she would like to give a shout out to all our animal friends back at the Knoxville Zoo. Einstein, do you want to say "hi" to all the owls?
SW: Aferin. (Alkış) Tamamlamadan önce, Knoxville Hayvanat Bahçesi'ndeki bütün hayvan dostlarımıza selam söylemek istiyor. Einstein, bütün baykuşlara selam söylemek ister misin?
E: Woo, woo, woo.
E: Gu, gu, gu.
SW: What about the other birds?
SW: Peki diğer kuşlara?
E: Tweet, tweet, tweet.
E: Cik, cik, cik.
SW: And the penguin?
SW: Ve penguenlere?
E: Quack, quack, quack. SW: There we go. (Laughter) Let's get that one out of there. How about a chimpanzee?
E: Vır, vır, vır. SW: Tamam. (Kahkahalar) Hadi onu oradan çıkartalım. Peki bir şempanzeye ne dersin?
E: Ooh, ooh, ooh. Aah, aah, aah.
E: Uu, uu, uu.Aa, aa, aa.
SW: Very good. (Laughter) What about a wolf?
SW:Çok güzel. (Kahkahalar) Peki bir kurt?
E: Ooooowww.
E. Auuuuuuuuu.
SW: And a pig?
SW:Ve bir domuz?
E: Oink, oink, oink.
E: Onk, onk, onk.
SW: And the rooster?
SW: Ve bir horoz?
E: Cock-a-doodle-doo!
E: Üü ürü üüüüüüüü.
SW: And how about those cats?
SW: Peki ya o kediler?
E: Meow. (Laughter)
E: Miyaaav. (Kahkahalar)
SW: At the zoo we have big cats from the jungle.
SW: Hayvanat bahçesinde ormandan gelen büyük kedilerimiz var.
E: Grrrrr. (Laughter)
E: Hrrrrrrrrr. (Kahkahalar)
SW: What about a skunk?
SW: Peki ya kokarca?
E: Stinker. (Laughter)
E: Kötü kokulu. (Kahkahalar)
SW: She's a comedian. I suppose you think you're famous? Are you famous?
SW: O bir komedyen.Sanırım ünlü olduğunu düşünüyorsun? Ünlü müsün?
E: Superstar.
E: Süperstar.
SW: Yeah. You are a superstar. (Laughter) Well, we would like to encourage all of you to do your part to help protect Einstein's animal friends, and to do your part to help protect their homes that they live [in]. Now, Einstein does say it best when we ask her. Why do we want to protect your home?
SW: Evet. Süperstarsın. (Kahkahalar) Evet, Hepinizi Einstein'ın hayvan dostlarını ve onların yaşadıkları evlerini korumak için üstünüze düşeni yapmanız için sizi teşvik etmek isteriz. Ondan rica ettiğimiz zaman bunu en iyi Einstein yapar. Neden evini korumak istiyoruz?
E: I'm special.
E: Ben özelim.
SW: You are very special. What would you like to say to all these nice people?
SW: Sen çok özelsin. Bütün bu güzel insanlara ne söylemek istersin?
E: I love you.
E: Sizi seviyorum.
SW: That's good. Can you blow them a kiss?
SW: Çok hoş. Onlara bir öpücük yollayabilir misin?
E: [Kissing noise]
E:[Öpücük sesi]
SW: And what do you say when it's time to go?
SW: Ve Gitme zamanı olunca ne dersin?
E: Goodbye.
E: Güle güle.
SW: Good job. Thank you all. (Applause)
SW: Aferin. Hepinize teşekkürler. (Alkış)