I have all my life wondered what "mind-boggling" meant. After two days here, I declare myself boggled, and enormously impressed, and feel that you are one of the great hopes -- not just for American achievement in science and technology, but for the whole world. I've come, however, on a special mission on behalf of my constituency, which are the 10-to-the-18th-power -- that's a million trillion -- insects and other small creatures, and to make a plea for them. If we were to wipe out insects alone, just that group alone, on this planet -- which we are trying hard to do -- the rest of life and humanity with it would mostly disappear from the land. And within a few months. Now, how did I come to this particular position of advocacy?
Bütün yaşamım boyunca "hayret verici" ifadesinin ne olduğunu merak edip durdum. Burada geçirdiğim 2 günden sonra, kendimi hayrete düşmüş, muazzam biçimde etkilenmiş ilan ediyorum, ve sizin en büyük umutlardan biri olduğunuzu hissediyorum Bilim ve teknolojide sadece Amerika'nın başarısı için değil aynı zamanda bütün dünyanınki için de. Öte yandan buraya, kendi seçmenlerimin adına özel bir görev ile geldim. Ki onlar sayıları 10 üssü 18 olan - bu bir milyon trilyon demek - böcekler ve diğer küçük yaratıklar, ve onlar için bir ricada bulunacağım. Eğer bu gezegende sadece böcekleri yok edecek olsak, sadece o grubu, -- ki bunu yapmak için oldukça da uğraşıyoruz-- bununla beraber yaşamın geri kalanı ve insanlık sadece bir kaç ay gibi bir sürede büyük ölçüde yeryüzünden kaybolurdu. Şimdi, nasıl geldim bu belirgin savunma pozisyonuna?
As a little boy, and through my teenage years, I became increasingly fascinated by the diversity of life. I had a butterfly period, a snake period, a bird period, a fish period, a cave period and finally and definitively, an ant period. By my college years, I was a devoted myrmecologist, a specialist on the biology of ants, but my attention and research continued to make journeys across the great variety of life on Earth in general -- including all that it means to us as a species, how little we understand it and how pressing a danger that our activities have created for it.
Küçük bir çocukken ve ergenlik yıllarım boyunca, yaşamın çeşitliliği beni gitgide büyülemişti. Benim bir kelebek dönemim, bir yılan dönemim, bir kuş dönemim, bir balık dönemim, bir mağara dönemim ve nihayet ve kesin olarak, bir karınca dönemim oldu. Üniversite yıllarımda, kendimi adamış bir karınca ekoloğuydum, ve karıncaların biyolojisi üzerinde uzmandım. Fakat ilgim ve araştırmam yeryüzünün genelinde yaşamın muazzam çeşitliliği arasında yolculuklar yapmaya devam etti. Buna bir tür olarak bu muazzam çeşitliliğin bizim için ne anlam ifade ettiği, bu çeşitliliği ne kadar az anladığımız ve ona karşı eylemlerimizin ortaya çıkardığı tehlikenin nasıl bastırmakta olduğu da dahil.
Out of that broader study has emerged a concern and an ambition, crystallized in the wish that I'm about to make to you. My choice is the culmination of a lifetime commitment that began with growing up on the Gulf Coast of Alabama, on the Florida peninsula. As far back as I can remember, I was enchanted by the natural beauty of that region and the almost tropical exuberance of the plants and animals that grow there. One day when I was only seven years old and fishing, I pulled a "pinfish," they're called, with sharp dorsal spines, up too hard and fast, and I blinded myself in one eye. I later discovered I was also hard of hearing, possibly congenitally, in the upper registers. So in planning to be a professional naturalist -- I never considered anything else in my entire life -- I found that I was lousy at bird watching and couldn't track frog calls either. So I turned to the teeming small creatures that can be held between the thumb and forefinger: the little things that compose the foundation of our ecosystems, the little things, as I like to say, who run the world. In so doing, I reached a frontier of biology so strange, so rich, that it seemed as though it exists on another planet. In fact, we live on a mostly unexplored planet. The great majority of organisms on Earth remain unknown to science.
Böyle kapsamlı bir çalışmadan, size etmekte olduğum niyetin içinde kristalize olmuş bir ilgi ve uzun zamandır güdülen büyük bir hedef ortaya çıktı. Benim seçimim, büyüdüğüm yer olan Florida yarımadası üzerinde Alabama'nın körfez kıyısında başlayan hayat boyu bir adanmışlığın zirve noktasıdır . Hatırladığım kadarıyla, o bölgenin doğal güzelliğinden ve ve neredeyse tropik bir kuşakta olabilecek bir canlılığa sahip olan oradaki bitkilerden ve hayvanlardan büyülenmiştim. Bir gün, ben daha sadece 7 yaşında ve balık tutarken, bir iğnebalık - sırtlarından çıkan keskin iğneler yüzünden böyle adlandırılıyor - yakaladım oldukça sert ve hızlıca oltadan çektim, ve bir gözümü körelttim. Daha sonradan keşfettim ki ben aynı zamanda işitmekte de güçlük çekiyordum sanırım doğuştandı ve tiz sesler konusundaydı. Profesyonel bir doğa bilimcisi olmayı planlarken yaşamım boyunca başka hiçbir şey olmayı düşünmedim. Farkettim ki kuş gözlemciliğinde kötüydüm ve kurbağaların seslerini de takip edemiyordum. Bunun üzerine kalabalık halde yaşayan, başparmak ile işaret parmağı arasında tutulabilen o küçük yaratıklara döndüm: Ekosistemlerimizin temelini oluşturan küçük şeylerdir onlar. O küçük şeyler, söylemek istiyorum, dünyayı asıl idare eden canlılardır. Böylece bunu yaparken, biyolojide öyle ilginç, öyle zengin bir sınıra ulaştım ki sanki bu sınır başka bir gezegende varolmuş gibi görünüyordu. Aslında, biz çoğu keşfedilmemiş bir gezegende yaşıyoruz. Yeryüzündeki organizmaların büyük bir çoğunluğu bilim için hala bir bilinmez konumundadır.
In the last 30 years, thanks to explorations in remote parts of the world and advances in technology, biologists have, for example, added a full one-third of the known frog and other amphibian species, to bring the current total to 5,400, and more continue to pour in. Two new kinds of whales have been discovered, along with two new antelopes, dozens of monkey species and a new kind of elephant -- and even a distinct kind of gorilla. At the extreme opposite end of the size scale, the class of marine bacteria, the Prochlorococci -- that will be on the final exam -- although discovered only in 1988, are now recognized as likely the most abundant organisms on Earth, and moreover, responsible for a large part of the photosynthesis that occurs in the ocean. These bacteria were not uncovered sooner because they are also among the smallest of all Earth's organisms -- so minute that they cannot be seen with conventional optical microscopy. Yet life in the sea may depend on these tiny creatures.
Geçtiğimiz 30 yıl içinde, dünyanın uzak köşelerinde yapılan keşifler ve teknolojideki gelişmeler sayesinde biyologlar, örnek olarak, bilinen kurbağa türlerinin ve hem karada hem suda yaşayabilen başka türlerin tam 1/3'ünü ekleyerek toplam sayıyı 5400'e getirdi. ve daha fazlası da gelmeye devam ediyor. 2 yeni balina türü ile beraber 2 yeni antilop türü, düzinelerce maymun türleri ve yeni bir türü fil de keşfedildi. ve hatta farklı tür bir goril türü de! Büyüklük ölçüsünün tam tersi tarafında ise, bir deniz bakterisi türü, Prochlorococci - final sınavında soracağım bunu - sadece 1988'de keşfedilmesine rağmen, bugün Yeryüzünde büyük bir olasılıkla en bol bulunan organizmalardır. ve dahası, bu bakteriler okyanusta olan fotosentezin büyük bir kısmından da sorumludur. Bu bakterilerin varlığı daha önce tespit edilemedi, çünkü çünkü bu bakteriler Yeryüzündeki organizmaların en küçükleri arasında yer alıyor. O kadar ufaklar ki, geleneksel optik mikroskop ile bile görülemezler. Ancak denizlerdeki yaşam bu ufacık canlılara bağlı olabilir.
These examples are just the first glimpse of our ignorance of life on this planet. Consider the fungi -- including mushrooms, rusts, molds and many disease-causing organisms. 60,000 species are known to science, but more than 1.5 million have been estimated to exist. Consider the nematode roundworm, the most abundant of all animals. Four out of five animals on Earth are nematode worms -- if all solid materials except nematode worms were to be eliminated, you could still see the ghostly outline of most of it in nematode worms. About 16,000 species of nematode worms have been discovered and diagnosed by scientists; there could be hundreds of thousands of them, even millions, still unknown. This vast domain of hidden biodiversity is increased still further by the dark matter of the biological world of bacteria, which within just the last several years still were known from only about 6,000 species of bacteria worldwide. But that number of bacteria species can be found in one gram of soil, just a little handful of soil, in the 10 billion bacteria that would be there. It's been estimated that a single ton of soil -- fertile soil -- contains approximately four million species of bacteria, all unknown.
Bu örnekler sadece bu gezegendeki yaşam konusundaki bilgisizliğimize kısa bir bakış. Mantar türlerini bir düşünün - mantarlar, paslar, küfler ve birçok hastalık yaratan organizmalar da buna dahil. Bilimsel olarak 60,000 tür biliniyor, fakat 1.5 milyondan fazla türün yaşadığı tahmin edilmekte. Yuvarlak solucanları bir düşünün, bütün hayvanlar arasında en yaygın olan onlardır. Dünya'daki 5 hayvandan 4'ü yuvarlak solucandır. Yuvarlak solucanlar dışındaki bütün katı maddeler ortadan kaldırılmış olsaydı Yine de o maddelerin silik anahatlarını yuvarlak solucanların içinde görebilirdiniz. Yaklaşık 16,000 yuvarlak solucan türü bilim insanları tarafından keşfedildi ve tanımlandı. Onlardan hala bilinmeyen yüzbinlercesi, hatta milyonlarcası bile olabilir. Bu gizli biyoçeşitliliğin uçsuz bucaksız alanı bakterilerin biyolojik dünyasının karanlık maddesi ile hala büyümekte. Ki bu son birkaç yıl içinde hala dünya çapında yaklaşık 6,000 kadar bakteri türünden olduğu biliniyordu Fakat bu sayıdaki bakteri türü 1 gram toprakta bile bulunabilir sadece küçük bir avuç toprağın içinde, 10 milyar bakteri olması mümkündür. Bir ton toprağın - verimli toprağın - yaklaşık 4 milyon bakteri türü içerdiğini tahmin ediyorum, hepsi de bilinmeyen türler.
So the question is: what are they all doing? The fact is, we don't know. We are living on a planet with a lot of activities, with reference to our living environment, done by faith and guess alone. Our lives depend upon these creatures. To take an example close to home: there are over 500 species of bacteria now known -- friendly bacteria -- living symbiotically in your mouth and throat probably necessary to your health for holding off pathogenic bacteria.
Peki soru şu: ne yapıyor bunların hepsi? Gerçek şu ki, bunu bilimiyoruz. Biz içinde bir çok aktivitenin olduğu bir gezegende sadece inanç ve tahmin ile ilişkilendirdiğimiz bir çevrede yaşıyoruz. Yaşamlarımız bu yaratıklara bağlı. Eve yakın bir örnek alalım: ağzımızda ve boğazımızda simbiyotik olarak yaşayanö bilinen sadece 500 tür bakteri var -dost olan bakteriler - büyük olasılıkla sağlığınız için hastalık yapan bakterileri dışarıda tutabilmek adına gerekliler.
At this point I think we have a little impressionistic film that was made especially for this occasion. And I'd like to show it. Assisted in this by Billie Holiday. (Video)
Bu noktada sanırım küçük empresyonist bir filmimiz var. Özellikle bu duruma uygun olsun diye yapılmış bir film ve bunu size göstermek istiyorum. Billie Holiday'in de katılımıyla (video)
And that may be just the beginning! The viruses, those quasi-organisms among which are the prophages, the gene weavers that promote the continued evolution in the lives of the bacteria, are a virtually unknown frontier of modern biology, a world unto themselves. What constitutes a viral species is still unresolved, although they're obviously of enormous importance to us. But this much we can say: the variety of genes on the planet in viruses exceeds, or is likely to exceed, that in all of the rest of life combined. Nowadays, in addressing microbial biodiversity, scientists are like explorers in a rowboat launched onto the Pacific Ocean.
Ve bu sadece bir başlangıç olabilir! Virüsler, "prophasias" arasındaki o sözde- organizmalar Bakterilerin yaşamları içinde devam eden evrimi destekleyen o gen dokumacıları - modern biyoloji için neredeyse bilinmez bir sınırdır, tamamen kendi içinde bir dünya. Viral türleri nelerin oluşturduğu hala çözülememiştir, tabi bizim için açıkçası muazzam bir önem de taşıyorlar. Fakat şunu söyleyebiliriz en azından: Gezegenimizdeki virüslerde bulunan genlerin çeşitliliği geri kalan bütün yaşamın toplamında bulunan genlerin çeşitliliğini aşar yada neredeyse aşmaktadır. Bugünlerde mikrobiyal biyoçeşitlilikten bahsederken, bilim insanları Pasifik Okyanusuna sandalla açılmış kaşifler gibidirler.
But that is changing rapidly with the aid of new genomic technology. Already it is possible to sequence the entire genetic code of a bacterium in under four hours. Soon we will be in a position to go forth in the field with sequencers on our backs -- to hunt bacteria in tiny crevices of the habitat's surface in the way you go watching for birds with binoculars. What will we find as we map the living world, as, finally, we get this underway seriously? As we move past the relatively gigantic mammals, birds, frogs and plants to the more elusive insects and other small invertebrates and then beyond to the countless millions of organisms in the invisible living world enveloped and living within humanity? Already what were thought to be bacteria for generations have been found to compose, instead, two great domains of microorganisms: true bacteria and one-celled organisms the archaea, which are closer than other bacteria to the eukaryota, the group that we belong to.
Fakat bu durum yeni genom teknolojisinin yardımıyla hızla değişiyor Çoktandır bir bakterinin bütün genetik kodunu 4 saatten kısa bir sürede sıralayabilmek mümkün. Yakında bakterileri yaşam bölgelerinin yüzeyelerindeki küçük çatlaklardan yakalayabilmek için sıralayıcıların desteği ile bu alanda daha ilerilere gidebilecek pozisyonda olacağız. tıpkı kuşları dürbün ile izlemeye gider gibi. Peki, yaşayan dünyayının haritasını yaparken, nihayet bu oluşum sürecini ciddi olarak anlarken ne bulacağız? Göreli olarak devasa olan memelilerden, kuşlardan, kurbağalardan ve bitkilerden anlaşılması daha zor olan böceklere ve diğer küçük omurgasızlara ve ötesine geçerken - görünmeyen dünyada yaşayan sayısız milyonlarca organizmaya insanlığın içinde ve onunle sarmalanmış halde yaşayan organizmalara geçerken ne bulacağız? Çoktandır, nesiller boyunca bakteri olarak düşündüğümüz şeyin iki büyük mikroorganizma alanından ibaret olduğu bulundu: Hakiki bakteriler ve "archaea" denen tek hücreli organizmalar, ki bunlar diğer bakterilere, ait olduğumuzu ökaryot grubundan daha yakındırlar.
Some serious biologists, and I count myself among them, have begun to wonder that among the enormous and still unknown diversity of microorganisms, one might -- just might -- find aliens among them. True aliens, stocks that arrived from outer space. They've had billions of years to do it, but especially during the earliest period of biological evolution on this planet. We do know that some bacterial species that have earthly origin are capable of almost unimaginable extremes of temperature and other harsh changes in environment, including hard radiation strong enough and maintained long enough to crack the Pyrex vessels around the growing population of bacteria. There may be a temptation to treat the biosphere holistically and the species that compose it as a great flux of entities hardly worth distinguishing one from the other. But each of these species, even the tiniest Prochlorococci, are masterpieces of evolution. Each has persisted for thousands to millions of years. Each is exquisitely adapted to the environment in which it lives, interlocked with other species to form ecosystems upon which our own lives depend in ways we have not begun even to imagine. We will destroy these ecosystems and the species composing them at the peril of our own existence -- and unfortunately we are destroying them with ingenuity and ceaseless energy.
Bazı ciddi biyologlar, ki ben de kendimi onlardan biri sayarım, şunu merak etmeye başladılar, mikroorganizmaların muazzam ve hala bilinmeyen çeşitliliği içinde insan - belki de - yabancı canlıları bulabilir. Dış uzaydan gelmiş gibi görünen hakiki yabancılar. Bu canlıların özellikle de bu gezegendeki biyolojik evrimin erken dönemleri süresince bunu sağlamak için milyarlarca yılları vardı, Biliyoruz ki dünyaya ait kökenlere sahip bazı bakteri türleri neredeyse hayal edilmesi zor olan uç sıcaklık derecelerine ve çevredeki diğer sert değişimleri ayak uydurma yetisine sahiptirler. Buna büyüyen bakteri popülasyonunun etrafındaki cam kapları çatlatabilecek kadar güçlü olan ve uzun süreli radyasyon da dahil. kadar güçlü olan ve uzun süreli radyasyon da dahil. Biyosferi ve onu oluşturan, birbirinden ayırmanın imkansız olduğu farklı türleri büyük bir varlık akışı olarak bütünsel bir şekilde değerlendirmek cazip gelebilir. Fakat bu türlerin her biri, hatta en ufak Prochlorococci bile, evrimin başyapıtlarıdır. Her biri binlerce yıldan milyonlarcasına dek varlıklarını sürdürdü. Her biri kendi içinde yaşadıkları çevreye mükemmel biçimde adapte oldular, diğer türlerle kenetlenip kendi yaşamlarımızın bağlı olduğu ekosistemleri oluşturdular. hem de daha hayal bile etmeye başlamadığımız şekilde. Biz bu ekosistemleri ve onları oluşturan türleri yok edeceğiz kendi varlığımızı tehlikeye atmak pahasına - ve ne yazık ki onları dahice ve bitmek tükenmeyen bir enerji ile yok ediyoruz.
My own epiphany as a conservationist came in 1953, while a Harvard graduate student, searching for rare ants found in the mountain forests of Cuba, ants that shine in the sunlight -- metallic green or metallic blue, according to species, and one species, I discovered, metallic gold. I found my magical ants, but only after a tough climb into the mountains where the last of the native Cuban forests hung on, and were then -- and still are -- being cut back. I realized then that these species and a large part of the other unique, marvelous animals and plants on that island -- and this is true of practically every part of the world -- which took millions of years to evolve, are in the process of disappearing forever. And so it is everywhere one looks.
Doğayı koruyan bir insan olarak kendi sezgisel kavrayışım, 1953 yılında ben daha Harvard'da bir master öğrencisiyken geldi Küba'nın dağ ormanlarında nadir olarak bulunan karıncaları ararken. Günışığında parlayan karıncalar - metalik yeşil veya metalik mavi ve keşfettiğim bir diğer tür, metalik altın rengi. Ancak dağların içine yapılan zor bir tırmanıştan sonra son kalan yerel Küba ormanlarının sıkıca tutunduğu yerlerde kendi sihirli karıncalarımı buldum. ki o zamanlar da bile bu ağaçlar kesiliyorlardı, şimdi de öyle. O zaman farkettim ki bu türler ve adada bulunan diğer eşsiz, harika hayvanların ve bitkilerin büyük bir çoğunluğu - ki bu hemen hemen dünyanın her yerinde olan durumdur-- evrimleşmesi milyonlarca yıl almış olan canlılar, sonsuza dek yok olma sürecinin içindeler. Ve baktığınız her yerde de durum aynı.
The human juggernaut is permanently eroding Earth's ancient biosphere by a combination of forces that can be summarized by the acronym "HIPPO," the animal hippo. H is for habitat destruction, including climate change forced by greenhouse gases. I is for the invasive species like the fire ants, the zebra mussels, broom grasses and pathogenic bacteria and viruses that are flooding every country, and at an exponential rate -- that's the I. The P, the first one in "HIPPO," is for pollution. The second is for continued population, human population expansion. And the final letter is O, for over-harvesting -- driving species into extinction by excessive hunting and fishing. The HIPPO juggernaut we have created, if unabated, is destined -- according to the best estimates of ongoing biodiversity research -- to reduce half of Earth's still surviving animal and plant species to extinction or critical endangerment by the end of the century. Human-forced climate change alone -- again, if unabated -- could eliminate a quarter of surviving species during the next five decades. What will we and all future generations lose if much of the living environment is thus degraded? Huge potential sources of scientific information yet to be gathered, much of our environmental stability and new kinds of pharmaceuticals and new products of unimaginable strength and value -- all thrown away.
İnsan yapımı "canavar" kalıcı olarak Yeryüzünün kadim biyosferini HIPPO (hayvan olan hippo) kısaltması ile özetelenebilecek bir güçler kombinasyonu ile aşınıdırıyor. H "habitat yıkımı" için; buna sera gazlarının yol açtığı iklim değişimi de dahil.. I ateş karıncaları, zebra midyeleri, çalılar gibi "istilacı türler" ve her ülkeye artan bir oranda akın eden patojenik bakteri ve virüsler için - işte bu I. P, "HIPPO"nun ilk P'si, "kirlilik" için İkinci P ise artan kalabalık, "insan nüfusundaki artış" için. ve son harf O ise "aşırı avlanma" için - türleri gereğinden fazla avlanma ve balıkçılık ile yokoluşa sürüklediği için. Yarattığımız bu HIPPO canavarı, eğer tam güç devam ederse - şu anda devam eden biyoçeşitlilik araştırmasının en iyi tahminlerine göre - Yeryüzünde hala hayatta kalmayı başaran hayvan ve bitki türlerinin yarısını azaltarak bu yüzyılın sonunda bu türleri yokoluşa yada kritik tehlike noktasına götürecek. İnsan kaynaklı iklim değişimi - yine, eğer tam güç devam ederse - hayatta kalmayı başarabilen türlerin dörtte birini önümüzdeki 50 yıl içinde ortadan kaldırabilir. Peki, yaşayan çevre bu şekilde zedelenirse biz ve bütün gelecek nesiller ne kaybedeceğiz? Bilimsel bilginin büyük potansiyel kaynakları henüz toparlanamadı, çevresel istikrarımızın çoğu ve yeni tür farmakolojik ürünler ve gücü ve değeri hayal edilmesi olanaksız yeni ürünler - hepsi boş verildi.
The loss will inflict a heavy price in wealth, security and yes, spirituality for all time to come, because previous cataclysms of this kind -- the last one, that ended the age of dinosaurs -- took, normally, five to 10 million years to repair. Sadly, our knowledge of biodiversity is so incomplete that we are at risk of losing a great deal of it before it is even discovered. For example, even in the United States, the 200,000 species known currently actually has been found to be only partial in coverage; it is mostly unknown to us in basic biology. Only about 15 percent of the known species have been studied well enough to evaluate their status. Of the 15 percent evaluated, 20 percent are classified as "in peril," that is, in danger of extinction. That's in the United States. We are, in short, flying blind into our environmental future. We urgently need to change this. We need to have the biosphere properly explored so that we can understand and competently manage it. We need to settle down before we wreck the planet. And we need that knowledge.
Biyoçeşitlilikteki bu kayıbın gelecekteki refah, güvenlik ve ve evet, spiritüellikte; vereceği zararlar ağır olacak. Buna benzer bir önceki benzer bir felaket - dinozorların çağını sona erdirmişti - ki onarılması normalde 5 ile 10 milyon yıl arasında bir zaman aldı. Ne yazık ki, biyoçeşitlilik konusunda bilgimiz o kadar eksik ki daha onu tam olarak keşfedemeden muazzam bir miktarını kaybetme riski ile karşı karşıyayız. Örnek olarak, Birleşik Devletlerde bile şu anda kısmen bilinen 200.000 tür var ve bunların çoğu temel biyolojide bilmediğimiz türler. Bilinen türlerin sadece %15 kadarı durumlarının değerlendirebilmesini olanaklı kılacak kadar iyi araştırıldı. Değerlendirilen bu %15'in, %20'si "tehlike altında" olarak sınıflandırıldı. Bu, yokolma tehlikesi altında demek. Bu Birleşik Devletlerdeki durum. Kısacası, çevresel geleceğimize kör olarak uçuyoruz. Acilen bu durumu değiştirmeliyiz. Biyosferin uygun olarak keşfedilmesine ihtiyacımız var ancak böylece onu anlayabilir ve idare edebilecek yetide olabiliriz. Gezegeni enkaza dönüştürmeden sakinleşip durulmamız gerekli. ve bu bilgiye ihtiyacımız da var.
This should be a big science project equivalent to the Human Genome Project. It should be thought of as a biological moonshot with a timetable. So this brings me to my wish for TEDsters, and to anyone else around the world who hears this talk. I wish we will work together to help create the key tools that we need to inspire preservation of Earth's biodiversity. And let us call it the "Encyclopedia of Life." What is the "Encyclopedia of Life?" A concept that has already taken hold and is beginning to spread and be looked at seriously? It is an encyclopedia that lives on the Internet and is contributed to by thousands of scientists around the world. Amateurs can do it also. It has an indefinitely expandable page for each species.
Bu İnsan Genom Projesine eşdeğerde büyük bir bilim projesi olmalı. Bu proje Ay'a çıkma projesine eşdeğer, zaman kısıtına sahip biyolojik bir proje olarak düşünülmeli. Böylece bu beni TED'ciler için olan dileğime getiriyor, ve dünyanın herhangi bir yerinde bu konuşmayı dinleyenler için de. Dilierim ki birlikte çalışıp Yeryüzünün biyoçeşitliliğini koruma konusunda bizi heveslendirecek önemli yöntemleri geliştirebiliriz. ve buna da "Yaşam Ansiklopedisi" diyelim. Nedir bu "Yaşam Ansiklopedisi" - çoktandır yandaş bulan, yayılmaya ve içeriğine ciddi biçimde bakılmaya başlanan bir kavram mı? Bu Internet üzerinde yaşayan bir ansiklopedi dünyanın dört bir yanındaki binlerce bilim insanı tarafından katkıda bulunuluyor. Amatörler de katkıda bulunabilir. Her bir canlı için sınırsızca genişletilebilen bir sayfası var.
It makes all key information about life on Earth accessible to anyone, on demand, anywhere in the world. I've written about this idea before, and I know there are people in this room who have expended significant effort on it in the past. But what excites me is that since I first put forward this particular idea in that form, science has advanced. Technology has moved forward. Today, the practicalities of making such an encyclopedia, regardless of the magnitude of the information put into it, are within reach. Indeed, in the past year, a group of influential scientific institutions have begun mobilizing to realize this dream. I wish you would help them. Working together, we can make this real.
Yeryüzünde yaşam hakkındaki bütün anahtar bilgileri herhangi bir kişi için ulaşılabilir hale getiriyor. İsteyen herkes için, dünyanın neresinde olursa olsun. Bu fikri daha önce yazmıştım, ve biliyorum ki bu salonda bu ansiklopedi için geçmişte önemli çabalar sarfetmiş insanlar var. Fakat beni asıl heyecanlandıran şey, bu belli fikri ilk olarak ortaya attığım günden bu yana bilimin gelişmiş olması. Teknoloji ilerledi. Bugün böyle bir ansiklopediyi yapabilmenin pratikliği, içine konulan bilginin boyutuna bakılmaksızın, mümkün. Gerçektende geçtiğimiz yıl bir grup sözü geçen bilim enstitütüsü bu hayali gerçekleştirmek için harekete geçti. Onlara yardım edeceğinizi umud ediyorum. Birlikte çalışarak bunu gerçekleştirebiliriz.
The encyclopedia will quickly pay for itself in practical applications. It will address transcendent qualities in the human consciousness, and sense of human need. It will transform the science of biology in ways of obvious benefit to humanity. And most of all, it can inspire a new generation of biologists to continue the quest that started, for me personally, 60 years ago: to search for life, to understand it and finally, above all, to preserve it. That is my wish. Thank you.
Pratik uygulamalarda ansiklopedi kendi maliyetini çıkaracaktır. İnsan bilincindeki aşkın niteliklere ve bir insani isteklere de hitap edecektir. Biyoloji bilmini insanlık için açıkça yararlı olacak hale dönüştürecektir. Ve hepsinden önemlisi, bu ansiklopedi yeni nesil biyologlara başlamış arayışları için ilham verebilir-- ki benim için bu 60 yıl önce başlamıştı: Yaşamı aramak, onu anlamak ve nihayet - ve hepsinden ötesi - onu korumak. İşte budur benim dileğim. Teşekkür ederim.