So, of all my childhood memories, there is one that stands above the rest. And that is the time that my brave parents rented an RV, packed it with me and my brothers, and drove west from our house in Minneapolis, out to Yellowstone National Park. We saw all the sights, like the geysers, we stopped at the Badlands, but more than any of the places, I remember this as an adventure.
Bütün çocukluk anılarım arasından göze çarpan bir tane var. Cesur ailemin kiraladığı, ben ve erkek kardeşlerimle dolu karavanla Minneapolis'teki evimizden batıya, Yellowstone Millî Parkı'na gittiğimiz andır. Gayzerler gibi görülmeye değer her şeyi gördük, Badland'de durduk . Burayı diğer yerlere kıyasla bir macera olarak hatırlıyorum.
This was my introduction to the Wild West. But it wasn't until I got older and I learned more about the National Park System that I realized just how lucky I was. One, to have that experience, but also that, hundreds of years ago, people had the foresight to set aside the very best places, the very best ecosystems in the country, for everyone. And for future generations. And to really appreciate just how prescient that idea was, you have to go back and you have to look at the history of the National Parks Service.
Bu Vahşi Batı ile ilk tanışmamdı. Ama ne kadar şanslı olduğumu yaşım ilerleyene kadar ve Millî Park Sistemi hakkında bir şeyler öğrenene kadar fark etmemiştim. Birincisi, bu deneyimi yaşamıştım ama aynı zamanda yüzlerce yıl önce insanlar, ülkedeki en güzel yerleri en güzel ekosistemleri, herkes için, gelecek nesiller için korumayı akıl etmişlerdi. Bunun nasıl bir ileri görüşlülük olduğunu tam anlayabilmemiz için geriye dönmeli Millî Parklar Servisi'nin tarihçesine bakmamız gerekir.
So, a lot of people know, the first national park was Yellowstone, in 1872. A lot of people think of John Muir, the poet, naturalist, who was such a visionary in getting people inspired by the idea of conservation -- that we need to take the best places and protect them. He had an audience in very high places -- there's a great story of Teddy Roosevelt and John Muir going hiking, in Yosemite, during his presidency, four days, completely off the grid, just the two of them. Can you imagine a president actually just going completely off the grid for four days?
Pek çok kişinin bildiği gibi, ilk millî park Yellowstone'dur, 1872'de. Çoğu kişi, insanlara en güzel yerleri korumamız gerektiği konusunda ilham verenin öngörülü, şair ve çevreci John Muir olduğunu düşünür. Yüksek mertebelerde takipçi kitlesi vardı. Teddy Roosevelt'in başkanlığı döneminde John Muir ile birlikte Yosemite'de, sadece ikisinin, izi bulunamayan dört günlük bir yürüyüşe çıktığı ile ilgili harika bir hikâye vardır. Bir başkanın dört gün boyunca izinin bulunamadığını hayal edebilir misiniz?
(Laughter)
(Kahkahalar)
No tweeting.
Tweet atmadan hem de.
(Laughter) (Applause)
(Kahkahalar) (Alkış)
Like that idea.
Harika fikir.
(Applause)
(Alkış)
But he had a great impact on Theodore Roosevelt. And he created dozens of national parks, hundreds of thousands of square acres of national wildlife refuges. It was an important administration, but it wasn't a done deal. Even less than 10 years after he created all of those new places, the future of those places was very much in doubt. And it wasn't until this guy, Stephen Mather, a businessman from Chicago, wrote an angry letter to the Department of the Interior, saying, "You guys aren't doing a good enough job protecting and preserving these places." Then, something was done about it. The Department of the Interior wrote him back. "Mr. Mather, if you care so much about this, why don't you come to Washington and do it yourself?"
Fakat John Muir'in, Theodore Roosevelt üzerinde muazzam bir etkisi oldu. Düzinelerce millî park ve yüz binlerce kilometre karelik yaban hayat sığınakları yarattı. Çok önemli bir uygulamaydı ama iş henüz bitmemişti. Bütün bu yeni yerleri yarattıktan on yıldan daha az bir süre sonra, yine de bu yerlerin gelecekleri kesin değildi. Bu durum, Stephen Mather, Şikagolu bir iş adamı, İçişleri Bakanlığı'na "Siz bu yerleri korumakta yeteri kadar iyi işler yapmıyorsunuz." şeklinde öfkeli bir mektup yazana kadar devam etti. Sonra bu konuda bir şeyler yapıldı. İçişleri Bakanlığı cevap yazdı. "Bay Mather, eğer bu konuyu bu kadar umursuyorsanız, neden Washington'a gelip kendiniz yapmıyorsunuz?"
(Laughter)
(Kahkahalar)
And he did. He took a job at the Department of the Interior, but more importantly, he started a campaign. He actually had a meeting two blocks from here, in 1914, in California Hall, and he brought together the park superintendents and a few other people who cared about this idea of conservation. And they put together a plan, they hatched a campaign that eventually led to the National Park Service in 1916. And that's really important. Because it went from an idea that we should protect these places to an actual plan, a way for people to enlist and carry that idea forward for future generations, so little kids like me can go and have these amazing experiences.
O da öyle yaptı. İçişleri Bakanlığı'nda bir işe girdi, ama en önemlisi, bir kampanya başlattı. 1914'te bulunduğumuz yerden iki blok ötede, Kaliforniya Salonu'nda bir toplantı yaptı. Koruma fikrini umursayan birkaç insanla, park yöneticilerini bir araya getirdi. Beraber bir plan oluşturdular ve sonucunda Millî Park Servisi'nin 1916'da kurulmasını sağlayan bir kampanya başlattılar. Bu çok önemli. Çünkü bu yerleri korumamız gerektiği fikrinden doğup bir plan hâline, bu fikri kabullenip gelecek nesillere aktarmak için, benim gibi küçük çocukların buralara gidip harika deneyimleri yaşayabilmesi için bir yol hâline geldi.
That is the history of the National Parks on land. The ocean, what I want to talk to you about today, is a completely different story. And we are almost precisely 100 years behind. So, the first marine sanctuary was in 1972, after the oil spill in Santa Barbara, people got interested in taking that concept and applying it to underwater environments. We've had our own John Muir, who's Dr. Sylvia Earle, who's been a tireless advocate for creating these marine protected areas around the world. So, I know there's a lot of bad news about the ocean, there's plastic pollution, coral bleaching, over-fishing -- it's hard to take it all in sometimes. But this idea of setting aside places for nature is working. Science tells us that if you set these places aside, nature will come back and we can keep the oceans healthy. So we know this idea works. And Dr. Sylvia Earl has been influential, like John Muir, with administrations -- George W. Bush and Obama were both fantastic ocean presidents, creating marine protected areas all around the country. This is not a conservative idea or a liberal idea, it's not even an American idea, it's just a good idea.
Bu karadaki Millî Parklar'ın tarihidir. Bugün sizinle konuşmak istediğim okyanus, başlı başına ayrı bir hikâye. Ve tam olarak 100 yıl gerideyiz. İlk deniz sığınağı 1972'de kuruldu, Santa Barbara'daki petrol sızıntısından sonra insanlar bu fikri alıp su altı ortamına uygulama fikrini beğendi. Bizim kendi John Muir'imiz vardı. Dünyanın her yerinde deniz sığınakları yaratmak için yıllarca uğraşan Dr. Sylvia Earle. Okyanuslarla ilgili kötü haberler var; plastik kirliliği, mercan ağarması, aşırı balıkçılık. Bazen hepsini kabullenmek zor oluyor. Fakat doğa için bu yerleri korumaya alma fikri işe yarıyor. Bilim bize eğer bu yerleri korursak doğanın döneceğini ve okyanusları sağlıklı tutabileceğimizi söylüyor. Yani bu fikrin işe yaradığını biliyoruz. Dr. Sylvia Earl de John Muir gibi idari olarak etkili oldu. George W. Bush ve Obama ülke çapında koruma altında olan deniz alanları oluşturan harika okyanus başkanlarıydı. Bu tutucu veya liberal bir fikir değil, hatta Amerikan bir fikir bile değil. Sadece güzel bir fikir.
(Laughter)
(Kahkaha)
(Applause)
(Alkış)
But --
Ama --
(Applause)
(Alkış)
Here we are, a few years later. And now the administration is proposing to roll back a lot of the progress we've made in the past 20 years. So, so, don't mourn -- organize. We need to do what Stephen Mather did 100 years ago. We need to start a campaign to get people engaged with this idea. And I think we need a league of citizen scientists for the ocean. And I've seen glimpses of this future, and I know that it's possible.
Birkaç yıl sonra durum bu. Ve yönetim son 20 yılda yaptığımız çoğu süreci geri almayı teklif ediyor. O yüzden yas tutmayın, organize edin. Stephen Mather'in 100 yıl önce yaptığı şeyi yapmamız gerek. Bir kampanya başlatıp insanları bu fikirle bir araya getirmemiz gerek. Okyanus için çalışan gönüllü bilim insanı birliğine ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bu gelecekten ufak parçalar gördüm ve bunun mümkün olduğunu biliyorum.
My friend Erik and I started building underwater robots, these little swimming cameras with lights that you can see underwater. We started building these in his garage five years ago, and we've watched that grow into this community of thousands of people around the world, who believe that everybody should have access to these places. We all deserve the tools to go and explore. There's stories like Laura James, who used her robot to find out that sea stars in her area were dying. And she started this whole citizen science campaign, collected data and drove awareness for sea-star wasting syndrome, to try and figure out what was happening there. There are stories of fishermen in Mexico, who used the robot to create marine protected areas where Nassau grouper were spawning, to protect the future of this species. It's really amazing stuff. We found that if you give people the tools, they'll do the right thing.
Arkadaşım Erik ve ben, su altını görmenizi sağlayacak ışıklı kameralar taşıyan su altı robotları yapmaya başladık. Bunları beş sene önce garajında yapmaya başladık. Bunun dünyanın her yerinden bu yerlere herkesin erişme imkânı olması gerektiğine inanan binlerce insan topluluğunun içinde büyüdüğünü gördük. Hepimiz keşif için araçları hak ediyoruz. Laura James'in robotu kullanarak bölgedeki deniz yıldızlarının öldüğünü keşfetmesi gibi birçok hikâye var. Ve Laura gönüllü bilim insanı kampanyasını başlattı, bölgede neler olup bittiğine dair bilgi edinmek için bilgi topladı ve deniz yıldızı ölümü sendromu ile ilgili farkındalık sağladı. Meksikalı balıkçılar robotları kullanıp Nassau Grouper üreme bölgelerini koruma altına alıp bu türün geleceğini garanti altına alan güvenli bölgeler oluşturdu. Gerçekten harika olay. Eğer insanlara araçları verirseniz doğru şeyleri yapacaklarını gördük.
But we need to take it a step further. And, actually, I think we can dust off Stephen Mather's playbook. So what did he do? So, the first thing that he did was he focused on infrastructure. So 1914 wasn't just a time for the parks, it was also a time for the automobile, the Model T was rolling off the line, and Stephen Mather understood that this was going to be an important part of American culture. And so he partnered with highway associations around the country to build big, beautiful highways out to these parks. And it worked, he's basically invented car camping. And he knew that if people didn't go to these places, that they wouldn’t fall in love with them and they wouldn't care. So that was a really insightful idea that he had.
Ama ileri doğru bir adım atmamız gerek. Doğrusu Stephen Mather'ın taktiklerini yeniden kullanılır hâle getirebiliriz. Peki o neler yaptı? Yaptığı ilk şey altyapıya odaklanmak oldu. 1914 sadece parkların zamanı değil, aynı zamanda otomobillerin zamanıydı. Model T üretim hattından çıkıyordu. Stephen Mather bu olayın Amerikan kültürünün önemli bir parçası olacağını anladı. Bu yüzden ülkenin her yerinden otoyol kuruluşlarıyla parklara geniş ve güzel otoyollar yapmaları için anlaştı. İşe de yaradı, temel olarak araba kampını icat etti. İnsanların bu yerlere gitmezlerse buralara âşık olmayacaklarını, buraların umurlarında olmayacağını çok iyi biliyordu. Bu fikri oldukça ileri görüşlüydü.
The second thing they did, was they focused on visionary philanthropy. So, Stephen Mather was a successful businessman from Chicago, and anytime there was a parks association that needed funding, anytime there was a highway association that needed funding, they'd step in, write the checks, make it happen. There's a great story of his friend William Kent, who recognized there was a small patch of redwoods left on the base of Mount Tam, and so he quickly bought the land and donated it to this National Parks effort. That's Muir Woods today -- it's one of the most popular national parks in the whole country. My parents are visiting here from Minnesota, and they don't really even care about this talk, all they're talking about is going to Muir Woods.
Yaptıkları ikinci şey ise öngörülü hayırseverliğe odaklanmak oldu. Stephen Mather, Şikagolu başarılı bir iş adamıydı. Ve ne zaman bir park kuruluşunun fon ihtiyacı olsa, ne zaman bir otoyol kuruluşunun fon ihtiyacı olsa devreye girer, çekleri yazar, ihtiyacı giderirdi. Arkadaşı William Kent'in harika bir hikâyesi var; Tam Dağı eteklerinde küçük bir bölgede sekoya keşfeder, araziyi hızlıca satın alır ve Millî Parklar sistemine bağışlar. Bugün orası Muir Ormanı -- Ülkedeki en popüler millî parklardan biri. Ailem, Minnesota'dan buraya ziyarete geliyor ama bu konuşma pek umurlarında değil. Tek konuştukları Muir Ormanı'na gitmek.
(Laughter)
(Kahkaha)
But the last thing is critical -- Stephen Mather focused on engagement. In one of the first meetings that they had around this new system, he said, "If you're a writer, I want you to write about this. If you're a business owner, I want you to tell your clubs and your organizations. If you work for the government, I want you to pass regulation." Everybody had a job. "Each of you, all of you, have a role to play in protecting these places for future generations." Each of you, all of you. I love that.
Son adım ise oldukça kritik. Stephen Mather bağlılığa odaklandı. Bu yeni sistem için yapılan toplantılardan birinde şöyle dedi: "Eğer yazarsanız, bunun hakkında yazın istiyorum, eğer şirket sahibiyseniz, kulüplerinize, kuruluşlarınıza söylemenizi istiyorum, eğer devlet için çalışıyorsanız, kanunu geçirin istiyorum." Herkese bir iş düşüyordu. "Her birinize, hepinize, bu yerleri gelecek nesiller için korumakta bir rol düşüyor." Her birinize, hepinize. Buna bayıldım.
That's the plan -- simple, three-point plan. I think we can do the same. So, this was the headline when Obama created the Papahanaumokuakea National Monument: "Lots to see, but good luck trying to get there." But like Mather, we should focus on the technology of our time, all of this new, amazing, digital infrastructure can be built to engage people with the oceans. So, the National Marine Sanctuary has created all these wonderful VR 360 videos, where you can actually go and see what these places look like.
İşte plan bu. Basit ve üç aşamalı. Bence biz de aynısını yapabiliriz. Obama, Papahanaumokuakea Ulusal Anıtı'nı kurduğunda manşet buydu: "Görülecek çok şey var ama ulaşmaya çalışırken başarılar." Fakat Mather gibi biz de günümüzün teknolojisine odaklanmalıyız. Bütün bu yeni, harika dijital altyapı insanları okyanuslarla içli dışlı yapmak için kullanılabilir. Bu yüzden Millî Deniz Sığınağı bu yerlerin nasıl yerler olduğunu görebileceğiniz harika VR 360 videoları oluşturdu.
Our team is continuing to build new tools, this is our latest, this is the trident underwater drone, it's a diving submarine, it's sleek, you can fit it in a backpack, it can go down to 100 meters, deeper than most divers can go. It can see these environments that most people have never had access to. New tools are coming and we need even better tools. We can also use more visionary philanthropists.
Ekibimiz yeni araçlar yapmaya devam ediyor ve bu gördüğünüz son icadımız olan Trident Sualtı Robotu. Bu dalış yapan, sırt çantasına sığabilen, zarif bir denizaltı. Çoğu dalgıçtan daha derine, 100 metreye kadar inebiliyor. Çoğu insanın asla ulaşamadığı bölgelere erişim sağlayabiliyor. Yeni aletler çıkıyor ve bizim daha iyilerine ihtiyacımız var. Daha çok öngörülü hayırseverlere de ihtiyacımız var.
So, when Erik and I started this, we didn't have any money, we were building this in his garage. But we went to Kickstarter. And we found over 1,800 people, almost a million dollars we've raised on Kickstarter, finding other people who think, "Yeah, that's a good idea. I want to be a part of that." We need more ways for people to get engaged and become visionary philanthropists themselves. We've also had traditional philanthropists, who've stepped up to fund us in the SEE initiative -- the Science Education and Exploration, who are going to help us get donated units out to people on the frontlines, people who are doing the science, people who are telling the stories, inspiring communities. You can go on to OpenExplorer.com and see what people are doing, it's hugely inspirational. And it will also, hopefully, spur you to get involved.
Erik ve ben buna başladığımızda hiç paramız yoktu, bunları garajında yapıyorduk. Ama Kickstarter'a başvurduk. Ve 1800'ün üstünde insan bulduk, Kickstarter'dan bir milyon dolara yakın para topladık ve "Evet, bu güzel bir fikir. Ben de bir parçası olmak isterim." diyen insanlar bulduk. İnsanları çekecek ve kendilerinin de öngörülü hayırseverler olmalarını sağlayacak daha fazla yola ihtiyacımız var. Ön cephedeki, bilim icra eden, hikâyeler anlatan, topluma ilham veren insanlara, bağışlanan malzemeleri iletmede yardımcı olan SEE Girişimi'nde -- Bilim Eğitimi ve Keşfi, görev yapan bizlere maddi destekte bulunan geleneksel hayırseverler de oldu. OpenExplorer.com'a girip insanların neler yaptığını görebilirsiniz. Oldukça ilham vericidir. Umuyorum ki sizi de bunlarla ilgilenmeye teşvik eder.
Because there is plenty of room to get involved. We want to hear what ideas you have for telling these stories.
Çünkü parçası olabileceğiniz çok fazla yer var. Bu hikâyeleri anlatırken, ne gibi fikirleriniz var, duymak isteriz.
Because that's just it -- this is all about engagement. There's all sorts of interesting, new ways for people to participate in the protection of these places. And the understanding. Like, Reef Check -- scuba divers are going down and swimming transects and counting fish and biodiversity data. They're getting the information we need to protect these places. If you're going down to the beach, participate in MPA Watch. Document what activities you see going on in these different areas. There is room for everybody to participate here. And that's just it, that's what we need. We need to build a future for our grandkids' grandkids.
Çünkü bütün olay bu. Bütün olay bir parçası olmak. İnsanların bu yerleri korumakta katılabileceği bir sürü yeni ve ilginç yöntemler var. Ve farkındalık. Resif Kontrolü gibi-- Dalgıçlar aşağı iniyor, kesit çıkarıyor, balık ve biyoçeşitlilik verilerini hesaplıyor. Bu yerleri korumamız için gereken bilgileri ediniyorlar. Eğer sahile gidiyorsanız, MPA nöbetine katılın. Bu değişik yerlerde neler olduğunu kayıt altına alın. Herkesin katılması için bir yer var. İşte bu, ihtiyacımız olan tam da bu. Torunlarımızın torunları için bir gelecek inşa etmemiz gerekiyor.
Last month, I went out sailing, and we got out to the Farallon Islands, 25 miles off the Gate. And most people think of this as kind of a bird sanctuary, but we took our robot, and we sent it in. And the people on the boat were astonished at the life beneath the surface. I mean, these are really, really important ecosystems. Really, and this is a whole wild world we haven't yet explored. And we have an opportunity right now, just as they did 100 years ago, to protect these places, to put in a plan, to keep people engaged.
Geçen ay, tekneyle açıldık ve Altın Kapı'nın 25 mil açığındaki Farallon Adaları'na gittik. Çoğu insan burayı bir kuş sığınağı olarak görür ama biz robotumuzu aldık ve aşağı gönderdik. Teknedeki insanlar yüzeyin altındaki hayat tarafından büyülenmişti. Bunlar çok ama çok önemli ekosistemler. Ve bu bizim daha keşfetmediğimiz vahşi bir dünya. Onların 100 yıl önce fırsatı olduğu gibi, bizim de şimdi bu yerleri korumak için, bir plan oluşturmak için, insanları dâhil etmek için bir fırsatımız var.
So last year, when the executive order came out, putting all of the progress we've made, all of these new marine protected areas, under review, there were over 100,000 people who commented online. Almost all of these letters were saying, "Don't do it; protecting these places is the right thing to do." My message to those 100,000 people, those 100,000 letters is: don't wait for Washington. We can do this ourselves.
Geçen sene bütün bu sürecimizi, bütün bu korunaklı yerleri tekrar gözden geçiren kararname çıktığında 100.000'nin üstünde insan internette yorum yaptı. Bu mektupların neredeyse tamamı ise, "Yapmayın. Bu yerleri korumak yapılacak en doğru şey." şeklindeydi. O 100.000 insana, o 100.000 mektuba benim mesajım ise: Washington'u beklemeyin. Bunu kendimiz de yapabiliriz.
Thank you.
Teşekkür ederim.
(Applause)
(Alkış)