Bulmacalar
Puzzles and magic. I work in what most people think are two distinct fields, but I believe they are the same. I am both a magician and a New York Times crossword puzzle constructor, which basically means I've taken the world's two nerdiest hobbies and combined them into one career. And I believe that magic and puzzles are the same because they both key into one of the most important human drives: the urge to solve. Human beings are wired to solve, to make order out of chaos.
ve sihir. Ben, çoğu kişinin iki ayrı alan olarak düşündüğü bir şey için çalışıyorum. Ancak ben bunların farksız olduğuna inanıyorum. Ben hem bir sihirbazım hem de bir New York Times kare bulmaca hazırlayıcısıyım. Yani aslında dünyanın en inekçe iki hobisini aldım ve bunları birleştirip bir kariyer yarattım. Sihirbazlığın ve bulmacaların aslında aynı olduğuna inanıyorum. Çünkü her ikisi de insanlığın en önemli dürtüsü olan çözme arzusu için bir anahtar. İnsanoğlu çözmek ve karmaşadan bir düzen çıkarmak için programlıdır.
It's certainly true for me. I've been solving my whole life. High school consisted of epic Scrabble matches in the cafeteria and not really talking to girls, and then at about that time I started learning magic tricks and definitely not talking to girls. There's nothing like starting a conversation with, "Hey, did you know that 'prestidigitation' is worth 20 points in Scrabble?" But back then, I noticed an intersection between puzzles and illusion. When you do the crossword puzzle or when you watch a magic show, you become a solver, and your goal is to try to find the order in the chaos, the chaos of, say, a black-and-white puzzle grid, a mixed-up bag of Scrabble tiles, or a shuffled pack of playing cards. And today, as a cruciverbalist — 23 points — and an illusion designer, I create that chaos. I test your ability to solve.
Bu benim için kesinlikle doğru. Hayatım boyunca bulmaca çözüyorum. Lise kafeteryasında destansı Scrabble maçları oluyordu ve kızlarla pek konuşmuyordum, sonra o zamanlarda sihir numaraları öğrenmeye başladım ve kesinlikle kızlarla konuşmuyordum. Bir konuşmaya şöyle başlayamazdım herhalde: "Selam, 'hokkabazlık' kelimesinin Scrabble'da 20 puan ettiğini biliyor muydun?" Fakat sonra, bulmacalar ve illüzyon arasında bir ortak nokta farkettim. Kare bulmaca doldurduğunuzda veya bir sihir şovu izlediğinizde, bir çözücü olursunuz. Ve amacınız, kaostaki düzeni bulmaya çalışmak. Çözmeniz gereken kaos, siyah-beyaz bulmaca karelerindeki, bir çanta dolusu Scrabble taşlarındaki veya karılmış bir paket oyun kartlarındaki kaos olabilir. Ve bugün, bir 'bulmaca uzmanı' — 23 puan — ve bir illüzyon tasarımcısı olarak, bu kaosu ben yaratıyorum. Sizin çözme yeteneğinizi test ediyorum.
Now, it turns out research tells us that solving is as primal as eating and sleeping. From birth, we are wired to solve. In one UCLA study, newborns still in the hospital were shown patterns, patterns like this: circle, cross, circle, cross. And then the pattern was changed: triangle, square. And by tracking an infant's gaze, we know that newborns as young as a day old can notice and respond to disruptions in order. It's remarkable. So from infancy through old age, the urge to solve unites us all, and I even found this photo on Instagram of pop star Katy Perry solving a crossword puzzle with her morning coffee.
Şimdi de araştırmalar bize çözmenin, yemek ve uyumak kadar ilkel olduğunu söylüyor. Doğduğumuzdan itibaren, çözmeye programlıyız. UCLA araştırmalarından birinde, hala hastanede olan yeni doğmuş bebeklere bazı şablonlar gösterildi. Şunlar gibi: Çember, çarpı, çember, çarpı. Ve sonra şablonlar değiştirildi: üçgen, kare. Bir bebeğin bakışları takip edilerek, bir günlük bebeklerin şablondaki hataları sırasıyla farkedip tepki gösterdikleri öğrenildi. Bu olağanüstü. Yani bebeklikten yaşlılığa, çözmeye olan arzumuz hepimizi birleştiriyor. Ve hatta Instagram'da pop yıldızı Katy Perry'nin sabah kahvesi ile kare bulmaca çözdüğü bu fotoğrafı buldum.
Like. (Laughter)
Beğen. (Gülüşmeler)
Now, solving exists across all cultures. The American invention is the crossword puzzle, and this year we are celebrating the 100th anniversary of the crossword puzzle, first published in The New York World. But many other cultures have their signature puzzles as well. China gives us tangrams, which would test solvers' abilities to form shapes from the jumbled pieces. Chaos. Order. Order. And order. That one's my favorite, let's hear it again. Okay. And how about this puzzle invented in 18th-century England: the jigsaw puzzle. Is this not making order out of chaos?
Bulmaca çözmek, şimdi tüm kültürlerde bulunan bir şey. Amerikan icadı kare bulmacaydı. Ve bu yıl kare bulmacanın The New York World gazetesinde ilk defa yayınlanmasının 100. yıldönümünü kutluyoruz. Fakat diğer birçok kültürün de kendilerine ait bulmacaları var. Çin bize, çözenlerinin yeteneklerini karışık parçaları birleştirtip şekiller ortaya çıkarttırarak sınadığı tangram bulmacaları verdi. Kaos. Düzen. Düzen. Ve düzen. Bu benim favorim, hadi tekrar dinleyelim. Tamam. Peki 18.yüzyıl İngiltere'sinde icat edilen bu bulmacaya ne dersiniz: Yap-boz bulmaca. Bu kaostan düzen yaratmak değil mi?
So as you can see, we are always solving. We are always trying to decode our world. It's an eternal quest. It's just like the one Cervantes wrote about in "Don Quixote," which by the way is the root of the word "quixotry," the highest-scoring Scrabble word of all time, 365 points. But anyway, "Don Quixote" is an important book. You guys have read "Don Quixote," yes? I'm seeing some heads nod. Come on guys, really? Who's read "Don Quixote?" Let's do this. Raise your hands if you've read "Don Quixote." There we go. Smart audience. Who's read "Don Quixote?" Get them up.
Gördüğünüz gibi, aslında sürekli bir şeyler çözüyoruz. Dünyamızı sürekli deşifre etmeye çalışıyoruz. Bu ebedi bir arayış. Cervantes'in "Don Quixote"(Don Kişot)'ta yazdığı gibi. Bu arada "quixote" kelimesinden türeyen "quixotry" Scrabble'daki en yüksek puana sahip. 365 puan. Neyse, "Don Kişot" önemli bir kitap. Siz "Don Kişot"u okudunuz değil mi? Bazı kafaların sallandığını görüyorum. Hadi ama arkadaşlar, cidden mi? Kim "Don Kişot"u okudu? Hadi yapalım şunu. "Don Kişot"u okuyanlar ellerini kaldırsın. İşte böyle. Zeki seyirci. Kim "Don Kişot"u okudu? Kaldırın elleri.
Okay, good, because I need somebody smart here because now I'm going to demonstrate with the help of one of you just how deeply rooted your urge to solve is, just how wired to solve all of you really are, so I'm going to come into the audience and find somebody to help me. Let's see. Everybody's looking away all of a sudden. Can I? Would you? What is your name? Gwen. I'm not a mind reader, I can see your name tag. Come with me, Gwen. Everyone give her a round of applause, make her feel welcome. Gwen, after you. (Applause)
Tamam, güzel, burada zeki birine ihtiyacım var. Çünkü şimdi aranızdan birinin yardımıyla, size göstereceğim şey: çözme arzunuzun ne kadar derine yerleştiği ve gerçekten hepinizin ne kadar çözmeye programlı olduğunuz. Bu yüzden aranıza geleceğim ve bana yardım edecek birini bulacağım. Bir bakalım. Birden bire herkes başka yöne bakmaya başladı. Sizi alabilir miyim? Gelir misiniz? İsminiz nedir? Gwen Ben bir akıl okuyucu değilim, isminizi etiketinizden görebiliyorum. Benimle gel, Gwen. Rahatlaması için ona kocaman bir alkış verin. Gwen, önden buyur. (Alkış)
Are you so excited? Did you know that your name is worth eight points in Scrabble? Okay, stand right here, Gwen, right here.
Çok mu heyecanlısın? İsminin Scrabble'da 8 puan değerinde olduğunu biliyor muydun? Pekâlâ, tam burada dur. Gwen, tam burası.
Now, Gwen, before we begin, I'd like to point out a piece of the puzzle, which is here in this envelope, and I will not go near it. Okay? And over here we have a drawing of some farm animals. You can see we have an owl, we have a horse, a donkey, a rooster, an ox, and a sheep, and then here, Gwen, we have some fancy art store markers, colors like, can you see that word right there? Gwen: Cobalt. David Kwong: Cobalt, yes. Cobalt. But we have a silver, a red, an emerald, and an amber marker, and Gwen, you are going to color this drawing just like you were five years old, one marker at a time. It's going to be a lot of fun. But I'm going to go over here. I don't want to see what you're doing. Okay, so don't start yet. Wait for me to get over here and close my eyes. Now Gwen, are you ready?
Şimdi, Gwen, başlamadan önce, Bulmacanın bir parçasını göstermek istiyorum. Bu zarfın içerisinde ve zarfın yanına yaklaşmayacağım. Tamam? Burada da bazı çiftlik hayvanlarının resimleri var. Bir baykuşumuz var, bir atımız var, bir eşek, bir horoz, bir öküz ve bir koyun. ve burada, Gwen, birkaç süslü keçeli kalem var, renkli, şuradaki kelimeyi görebiliyor musun? Gwen: Kobalt David Kwong: Kobalt, evet. Kobalt. Başka, bir gümüş var bir kırmızı var, bir zümrüt var ve bir kehribar kalem var. Ve Gwen, bu resmi boyayacaksın. 5 yaşındaymışsın gibi, her seferinde bir kalem kullanacaksın. Çok eğlenceli olacak. Fakat ben şuraya geçeceğim. Ne yaptığını görmek istemiyorum. Tamam, henüz başlama. Yerime geçmemi ve gözlerimi kapatmamı bekle. Şimdi Gwen, hazır mısın?
Pick up just one marker, pick up just one marker, and why don't you color in the horse for me? Color in the horse — big, big, big scribbles, broad strokes, don't worry about staying in the lines. All right. Great. And why don't you take that marker and recap it and place it on the table for me. Okay, and pick up another marker out of the cup and take off the cap and color in the donkey for me, color in the donkey. Big scribbles. Okay, cool, and re-cap that marker and place it on the table. And pick up another marker for me and take off the cap. Isn't this fun? And color in the owl for me. Color in the owl. Okay, and recap that marker and pick up another marker out of the cup and color in the rooster for me, color in the rooster. Good, good, good, good, good. Big, big, big strokes. Good, good. Pick up another marker out of the cup and color in the ox for me. Color in the ox. Okay, good. A lot of color on that, and recap, and place it on the table, and pick up another marker out of the cup. Oh, I'm out? Okay, I'm going to turn around. Did I forget? Oh, I forgot my purple marker. This is still going to work, though. I think this is still going to work, mostly.
Sadece bir tane kalem al, sadece bir tane kalem al ve neden benim için atı boyamıyorsun? Atın içini boya — büyük, kocaman çizikler, geniş darbeler, sınırlar içinde kalmak için uğraşma. Pekâlâ. Mükemmel. Neden benim için kalemin kapağını takıp masanın üstüne koymuyorsun? Tamam, şimdi bardaktan başka bir kalem alıp kapağını aç ve benim için eşeğin içini boya, eşeğin içini boya. Büyük çizikler. Tamam, harika, kalemin kapağını kapatıp masanın üstüne koy. Şimdi benim için başka bir kalem al ve kapağını çıkar. Eğlenceli değil mi? Benim için baykuşu boya. Baykuşun içini boya. Tamam, kalemin kapağını kapat ve bardaktan başka bir kalem al. Şimdi de benim için horozu boya, horozun içini boya. Güzel, güzel, güzel, güzel, güzel. Büyük, kocaman çizikler. Güzel, güzel. Bardaktan başka bir kalem al ve benim için öküzü boya. Öküzün içini boya. Tamam, güzel. Kalemin kapağını kapat ve masanın üstüne koy. Şimdi bardaktan başka bir kalem al. Bitti mi? Tamam, önüme dönüyorum. Unuttum mu? Mor kalemimi unutmuşum. Bu yine de iş görür. Sanırım bu yeterli olacak.
So Gwen, I'm going to hand you this envelope. Don't open it yet. Do not open it yet, but I am going to write down your choices so that everybody can see the choices that you made. Okay, great. So we have a cobalt horse, amber owl, a silver ox, yes, okay, a red donkey, and what was the emerald color? A rooster. An emerald rooster. Okay.
Peki Gwen, bu zarfı sana vereceğim. Henüz açma. Henüz açma. Renk seçimlerini yazacağım. Böylece herkes yaptığın seçimleri görebilir. Tamam, çok iyi. Kobalt bir atımız var, kehribar baykuş, gümüş bir öküz, evet, tamam, kırmızı bir eşek, ve zümrüt rengi hangisiydi? Bir horoz. Zümrüt bir horoz. Tamam.
Now for the moment of truth, Gwen, we're going to take a look in that envelope. Why don't you open it up and remove the one piece of paper from inside and hand it to me, and we will see if it matches your choices. Yes, I think it does. We have a cobalt horse, we have a red donkey, we have an amber owl, we have an emerald rooster, a silver ox, I forgot my purple marker so we have a blank sheep, but that's a pretty amazing coincidence, don't you think? Gwen, well done. That's beautiful. (Applause) I'll take that back from you.
Şimdi kritik an, Gwen, bu zarfın içine bakacağız. Neden zarfı açıp içindeki kağıdı çıkardıktan sonra bana vermiyorsun. Böylece senin renk seçimlerinle eşleşiyor mu görelim. Evet, sanırım eşleşiyor. Kobalt bir atımız var, kırmızı bir eşeğimiz var, kehribar bir baykuşumuz var, zümrüt bir horozumuz var, gümüş bir öküz, Mor kalemimi unutmuştum, bu yüzden boş bir koyunumuz var, fakat bu oldukça şaşırtıcı bir tesadüf, sizce de öyle değil mi? Aferin, Gwen. Bu harika. (Alkış) Bunu senden geri alıyorum.
So ladies and gentlemen, how is this possible? How is this possible? Well, could it be that Gwen's brain is so wired to solve that she decoded hidden messages? Well this is the puzzle I present to you. Could there be order in the chaos that I created? Let's take a closer look. Do you recall when I showed you these puzzle pieces? What image did it ultimately become? A cobalt horse. The plot thickens. And then we played a game of tangrams with an emerald rooster. That one's my favorite. And then we had an experiment with a silver ox. And Katy Perry drinks her morning coffee out of an amber owl. Thank you, Katy, for taking that photo for me. Oh, and there's one more, there's one more. I believe you colored a red donkey, Gwen. Ladies and gentlemen, could you raise your hands for me if you've read "Don Quixote?" Who's read "Don Quixote?" (Laughter) But wait, but wait, wait, wait, wait, there's more. There's more. Gwen, I was so confident that you were going to make these choices that I made another prediction, and I put it in an even more indelible place, and it's right here. Ladies and gentlemen, we have today's New York Times. The date is March 18th, 2014. Many of you in the first couple of rows have it underneath your seats as well. Really dig. We hid them under there. See if you can fish out the newspaper and open up to the arts section and you will find the crossword puzzle, and the crossword puzzle today was written by yours truly. You can see my name above the grid. I'm going to give this to you, Gwen, to take a look. And I will also put it up on the screen. Now let's take a look at another piece of the puzzle. If you look at the first clue for 1-across, it starts with the letter C, for corrupt, and just below that we have an O, for outfielder, and if you keep reading the first letters of the clues down, you get cobalt horse, amber owl, silver ox, red donkey, and emerald rooster. (Applause) That's pretty cool, right? It's The New York Times. But wait, wait, wait, wait. Wait. Oh, Gwen, do you recall how I forgot my purple marker, and you were unable to color the sheep? Well, if you keep reading starting with 25-down, it says, "Oh, by the way, the sheep can be left blank." (Laughter) (Applause) But wait, wait, wait, there's one more thing, there's one more thing, there's one final piece of the puzzle. Gwen, I am so grateful for your choices because if we take a look at the first letters of your combinations, we get "C-H-A-O-S" for chaos and "O-R-D-E-R" for order. That's chaos and order. We've all made order out of chaos.
Pekâlâ bayanlar ve baylar, bu nasıl mümkün olabilir? Bu nasıl mümkün olabilir? Gwen'in beyni çözmeye çok iyi programlı olduğu için gizli mesajları deşifre etmiş olabilir mi? Bu size sunduğum bir bulmaca. Yarattığım bu kaosta bir düzen olabilir mi? Hadi daha yakından bakalım. Size bu bulmaca parçalarını gösterdiğimi hatırlıyor musunuz? Eninde sonunda ne resmi oldu? Kobalt bir at. Durum karışık bir hâl alıyor. Ve sonra tangramlarla bir oyun oynayıp zümrüt bir horoz elde ettik. Bu benim favorim. Daha sonra gümüş bir öküzle(ox) deney yaptık. Ve Katy Perry sabah kahvesini kehribar renkli bir baykuş kupadan içiyor. Teşekkürler, Katy, benim için bu fotoğrafı çektiğinden dolayı. Ve bir tane daha, bir tane daha. Eşeği kırmızıya boyadığını hatırlıyorum, Gwen. Bayanlar ve baylar, "Don Kişot"u okuyanlar benim için ellerini kaldırabilir mi? Kim "Don Kişot"u okudu? (Gülüşmeler) Fakat bekleyin, fakat bekleyin, bekle, bekle, bekle, fazlası var. Fazlası var. Gwen, bu seçimleri yapacağından o kadar emindim ki, başka bir tahmin daha yaptım. Ve tahminlerimi değiştirilmesi daha da imkansız yerlere koydum. İşte tam burada. Bayanlar ve baylar, bugüne ait New York Times gazetemiz var. Tarihi 18 Mart 2014 İlk birkaç sırada oturanların çoğunun koltuklarının altında da var. İyice kazın. Oraya sakladık. Gazeteyi bulup çıkarın ve sanat kısmını açın. Kare bulmacayı bulacaksınız. Ve bugünün kare bulmacası, bendeniz tarafından yazıldı. Karelerin üstünde adımı görebilirsiniz. Bunu sana vereceğim, Gwen, bir göz at. Ayrıca ekranda da göstereceğim. Şimdi bulmacanın başka bir kısmına göz atalım. Yatay-1 için ipucuna bakın, "Corrupt" kelimesi "C" ile başlıyor. ve onun hemen altında "Outfielder" kelimesinin ilk harfi "O" var. İpuçlarının ilk harflerini aşağıya doğru okumaya devam ederseniz, "cobalt horse" (kobalt at) elde edersiniz. "amber owl" (kehribar baykuş), "silver ox" (gümüş öküz) "red donkey" (kırmızı eşek), ve "emerald rooster" (zümrüt horoz) (Alkış) Bu oldukça harika, değil mi? Bu New York Times. Fakat bekleyin, bekle, bekle, bekle. Bekle. Oh, Gwen, Mor kalemimi unutmuştum, hatırlıyor musun? Sen de bu yüzden koyunu boyayamamıştın ? Pekâlâ, okumaya Yatay-25'ten başlayarak devam ederseniz, diyor ki, "Oh, bu arada, koyun boş kalabilir." (Gülüşmeler) (Alkış) Fakat bekleyin, bekle, bekle, bir şey daha var, bir şey daha var, bulmacanın son bir parçası daha var. Gwen, seçimlerin için çok minnetarım çünkü kombinasyonlarının ilk harflerine bir bakarsak, "C-H-A-O-S" (kaos) ve "O-R-D-E-R" (düzen) elde ederiz. Bu kaos ve düzendir. Hepimiz kaostan bir düzen yaratmış olduk.
So ladies and gentlemen, the next time you find yourself with a puzzle, whether it's in your life or in your work, or maybe it's at the Sunday morning breakfast table with The New York Times, remember, you are all wired to solve.
Bu yüzden bayanlar ve baylar, gelecek sefer hayatınızın ya da işinizin bir parçası olsa da olmasa da kendinizi bir bulmaca çözerken bulduğunuzda, veya belki de bir Pazar sabahı New York Times gazetesi ile kahvaltı masanızdayken hatırlayın, hepiniz çözmeye programlısınız.
Thank you.
Teşekkür ederim.
(Applause)
(Alkış)