I would like to tell you about the most embarrassing thing that has ever happened to me in my years of working as a palliative care physician. This happened a couple of years ago. I was asked as a consultant to see a woman in her 70s -- retired English professor who had pancreatic cancer. I was asked to see her because she had pain, nausea, vomiting ... When I went to see her, we talked about those symptoms and in the course of that consultation, she asked me whether I thought that medical marijuana might help her. I thought back to everything that I had learned in medical school about medical marijuana, which didn't take very long because I had learned absolutely nothing. And so I told her that as far as I knew, medical marijuana had no benefits whatsoever. And she smiled and nodded and reached into the handbag next to the bed, and pulled out a stack of about a dozen randomized controlled trials showing that medical marijuana has benefits for symptoms like nausea and pain and anxiety. She handed me those articles and said, "Maybe you should read these before offering an opinion ... doctor."
Size palyatif bakım doktoru olarak çalıştığım sıralarda başıma gelen en utanç verici olaydan bahsetmek istiyorum. Bu birkaç yıl önce oldu. Bir uzman olarak, 70 yaşlarında bir kadın olan, pankreas kanseri hastası, emekli bir İngilizce profesörünü görmem istendi. Görmem istendi çünkü hastanın ağrı, kusma ve mide bulantısı gibi şikayetleri vardı. Onu görmeye gittiğimde bu belirtiler üzerine konuştuk ve bu danışma sürecinde, tıbbi marihuananın ona iyi gelebileceğini düşünüp düşünmediğimi sordu. Tıp fakültesinde tıbbi marihuana ilgili öğrendiğim her şeyi düşündüm, ki bu çok kısa sürdü çünkü kesinlikle hiçbir şey öğrenmemiştim. Ve ona bildiğim kadarıyla, tıbbi marihuananın hiçbir faydası olmadığını söyledim. Gülümsedi, başını salladı ve yatağın yanındaki el çantasına uzandı ve tıbbi marihuananın bulantı, ağrı ve kaygı gibi belirtiler için fayda sağladığını gösteren yaklaşık bir düzine rastgele kontrollü deneysel çalışmalar yığını çıkardı. Bana bu makaleleri verdi ve şöyle dedi: "Belki bir görüş sunmadan önce bunları okumalısın ... doktor".
(Laughter)
(Gülüşmeler)
So I did. That night I read all of those articles and found a bunch more. When I came to see her the next morning, I had to admit that it looks like there is some evidence that marijuana can offer medical benefits and I suggested that if she really was interested, she should try it. You know what she said? This 73-year-old, retired English professor? She said, "I did try it about six months ago. It was amazing. I've been using it every day since. It's the best drug I've discovered. I don't know why it took me 73 years to discover this stuff. It's amazing."
Ben de öyle yaptım. O gece bütün bu makaleleri okudum ve bir yığın daha buldum. Ertesi sabah onu görmeye gittiğimde, tıbbi marihuananın yarar sağlayacağına dair bir takım kanıtların var olduğunu kabul etmek zorunda kaldım ve ona eğer gerçekten istiyorsa deneyebileceğini söyledim. Ne dedi biliyor musunuz? Bu 73 yaşındaki emekli İngilizce profesörü? "Yaklaşık 6 ay önce denedim. Muhteşemdi. O günden beri her gün kullanıyorum. Karşılaştığım en iyi ilaç. Bunu keşfetmem neden 73 yılımı aldı bilmiyorum. Muhteşem." dedi.
(Laughter)
(Gülüşmeler)
That was the moment at which I realized I needed to learn something about medical marijuana because what I was prepared for in medical school bore no relationship to reality.
O an tıbbi marihuana ile ilgili bir şeyler öğrenmem gerektiğini fark ettiğim andı çünkü tıp fakültesinde bana söylenenin gerçeklikle hiçbir ilgisi yoktu.
So I started reading more articles, I started talking to researchers, I started talking to doctors, and most importantly, I started listening to patients. I ended up writing a book based on those conversations, and that book really revolved around three surprises -- surprises to me, anyway. One I already alluded to -- that there really are some benefits to medical marijuana. Those benefits may not be as huge or as stunning as some of the most avid proponents of medical marijuana would have us believe, but they are real. Surprise number two: medical marijuana does have some risks. Those risks may not be as huge and as scary as some of the opponents of medical marijuana would have us believe, but they are real risks, nonetheless. But it was the third surprise that was most ... surprising. And that is that a lot of the patients I talked with who've turned to medical marijuana for help, weren't turning to medical marijuana because of its benefits or the balance of risks and benefits, or because they thought it was a wonder drug, but because it gave them control over their illness. It let them manage their health in a way that was productive and efficient and effective and comfortable for them.
Böylelikle daha fazla makale okumaya, araştırmacılarla konuşmaya başladım, doktorlarla görüşmeye ve en önemlisi, hastalara kulak vermeye başladım. Bu konuşmalara dayanarak bir kitap yazmaya başladım ve aslında bu kitap üç sürprize ilgiliydi -- yani benim için sürprizdi. Birisi belirttiğim gibi -- Tıbbi marihuananın gerçekten yararları var. Bu yararlar, tıbbi marihuana savunucularının inanmamızı istediği kadar büyük veya çarpıcı olmayabilirler ancak gerçekler. İki numaralı sürpriz: Tıbbi marihuana bazı riskler taşıyor. Bu riskler tıbbi marihuanaya karşı olanların inanmamızı istediği kadar ciddi ve korkutucu olmayabilir ancak bunlar ne yazık ki gerçek riskler. Fakat, en sürpriz dolu olansa üçüncü sürprizdi. Görüştüğüm ve iyileşmelerine yardımcı olması için tıbbi marihuanaya başvuran birçok hasta, tıbbi marihuanın faydaları yüzünden ya da risklerinin ve yararlarının eşit seviyede olmasından ya da harika bir ilaç olduğunu düşündüklerinden değil kendilerine hastalıklarını kontrol etme imkanı verdiği için başvurdular. Tıbbi marihuana onlara hastalıklarını verimli, etkili ve aynı zamanda etkin ve rahat bir şekilde yönetmelerine olanak sağlıyor.
To show you what I mean, let me tell you about another patient. Robin was in her early 40s when I met her. She looked though like she was in her late 60s. She had suffered from rheumatoid arthritis for the last 20 years, her hands were gnarled by arthritis, her spine was crooked, she had to rely on a wheelchair to get around. She looked weak and frail, and I guess physically she probably was, but emotionally, cognitively, psychologically, she was among the toughest people I've ever met. And when I sat down next to her in a medical marijuana dispensary in Northern California to ask her about why she turned to medical marijuana, what it did for her and how it helped her, she started out by telling me things that I had heard from many patients before. It helped with her anxiety; it helped with her pain; when her pain was better, she slept better. And I'd heard all that before. But then she said something that I'd never heard before, and that is that it gave her control over her life and over her health. She could use it when she wanted, in the way that she wanted, at the dose and frequency that worked for her. And if it didn't work for her, then she could make changes. Everything was up to her. The most important thing she said was she didn't need anybody else's permission -- not a clinic appointment, not a doctor's prescription, not a pharmacist's order. It was all up to her. She was in control.
Daha net açıklamak için başka bir hastadan bahsedeceğim. Robini ilk tanıdığımda 40'lı yaşlarındaydı. Gerçi 60'lı yaşlarının sonlarındaymış gibi görünüyordu. Geçtiğimiz 20 yıl eklem iltihabı ile mücadele etmişti, elleri iltihab nedeniyle şekilsizdi, omurgası eğriydi, gezinmek için tekerlekli sandalyeye muhtaçtı. Zayıf ve çelimsiz görünüyordu ve sanıyorum fiziksel olarak da öyleydi ama duygusal, bilişsel ve psikolojik olarak tanıdığım en güçlü insanlardandı. Ve Kuzey Kaliforniya'daki tıbbi marihuana sağlık merkezinde neden tıbbi marihuanayı seçtiğini, onu nasıl etkilediğini ve ona nasıl yardım ettiğini sormak için yanına oturduğumda bana daha önce de birçok hastamdan duyduğum şeyleri anlatmaya başladı. Tıbbi marihuana, kaygısına ve ağrılarına iyi geldi. Ağrıları dindiğinde çok daha iyi uyudu. Bunları daha önce duymuştum. Ama sonra bana daha önce hiç duymadığım bir şey söyledi: Tıbbi marihuana ona kendi hayatını ve sağlığını kontrol edebilme imkanını sunuyordu. Tıbbi marihuanayı istediği zaman, istediği şekilde, kendisine uygun dozda ve sıklıkta kullanabilirdi. Ve bunlar işe yaramazsa değişiklikler yapabilirdi. Her şey ona bağlıydı. Söylediği en önemli şey ise: Ne bir klinik randevusuna, ne bir doktorun reçetesine, ne de bir eczacının raporuna; kimsenin iznine ihtiyaç duymadığıydı. Hepsi kendi kararıydı. Her şey onun kontrolündeydi.
And if that seems like a little thing for somebody with chronic illness, it's not -- not at all. When we face a chronic serious illness, whether it's rheumatoid arthritis or lupus or cancer or diabetes, or cirrhosis, we lose control. And note what I said: "when," not "if." All of us at some point in our lives will face a chronic serious illness that causes us to lose control. We'll see our function decline, some of us will see our cognition decline, we'll be no longer able to care for ourselves, to do the things that we want to do. Our bodies will betray us, and in that process, we'll lose control. And that's scary. Not just scary -- that's frightening, it's terrifying. When I talk to my patients, my palliative care patients, many of whom are facing illnesses that will end their lives, they have a lot of be frightened of -- pain, nausea, vomiting, constipation, fatigue, their impending mortality. But what scares them more than anything else is this possibility that at some point, tomorrow or a month from now, they're going to lose control of their health, of their lives, of their healthcare, and they're going to become dependent on others, and that's terrifying.
Ve bu, kronik bir hasta için küçük bir şey gibi görünüyorsa da, değil - hem de hiç değil. İster eklem iltihabı, ister deri tüberkülozu, ister kanser, ister şeker hastalığı veya siroz olsun, kronik ciddi bir hastalıkla karşı karşıya kaldığımız zaman kontrolü kaybederiz. Dikkat edin: "kalırsak" değil "kaldığımız zaman." Hepimiz, hayatımızın bir noktasında, kontrolümüzü kaybetmemize neden olan kronik, ciddi bir hastalıkla karşılaşacağız. Kuvvetten düştüğümüzü göreceğiz, kimimiz idrak yetersizliğiyle karşılaşacak yapmak istediklerimizi yapamayacak, kendimize bakamayacak hale geleceğiz. Vücutlarımız bize ihanet edecek ve bu süreçte kontrolü kaybedeceğiz. Bu korkunç bir şey. Sadece korkunç da değil-- ürkütücü. Dehşet verici. Çoğu ölümcül hastalıklara sahip olan palyatif bakım hastalarımla görüştüğümde onlar açısından korkulacak çok fazla şey olduğunu gördüm-- ağrı, bulantı, kusma, kabızlık ve yorgunluk yani yaklaşan ölümleri. Ancak onları her şeyden daha fazla korkutan ise bir noktada, yarın ya da bundan bir ay sonra, sağlıklarının hayatlarının ve bakımlarının kontrolünü kaybedecek olmaları ihtimaliydi. Ve başkalarına bağımlı hale gelecek olma ihtimali, işte korkunç olan buydu.
So it's no wonder really that patients like Robin, who I just told you about, who I met in that clinic, turn to medical marijuana to try to claw back some semblance of control. How do they do it though? How do these medical marijuana dispensaries -- like the one where I met Robin -- how do they give patients like Robin back the sort of control that they need? And how do they do it in a way that mainstream medical hospitals and clinics, at least for Robin, weren't able to? What's their secret? So I decided to find out.
Bu yüzden, size biraz önce bahsettiğim, Robin gibi klinikte tanıştığım hastaların kontrolü sağlamak için tıbbi marihuanaya başvurması şaşılacak bir şey değil. Bunu nasıl başarıyorlar? Nasıl oluyor da bu tıbbi marihuana merkezleri - Robin'le tanıştığım merkezde olduğu gibi - Robin gibi hastalara, ihtiyaç duydukları kontrolü geri veriyorlar? Bunu normal hastane ve kliniklerin yapamadığı bir şekilde - en azından Robin için - nasıl yapıyorlar? Sırları ne? Böylece öğrenmeye karar verdim.
I went to a seedy clinic in Venice Beach in California and got a recommendation that would allow me to be a medical marijuana patient. I got a letter of recommendation that would let me buy medical marijuana. I got that recommendation illegally, because I'm not a resident of California -- I should note that. I should also note, for the record, that I never used that letter of recommendation to make a purchase, and to all of you DEA agents out there --
Kaliforniya Venice Beach'te köhne bir kliniğe gittim ve beni tıbbi marihuana hastası olarak kabul edebilmeleri için gerekli olan onay belgesini aldım. Tıbbi marihuana satın almamı sağlayacak tavsiye mektubunu da aldım. Kaliforniya'da yaşamadığımdan, bu tavsiyeyi yasa dışı olarak aldığımı da belirtmek isterim. Ayrıca kayıtlara geçsin lütfen: Bu tavsiyeyi, hiçbir zaman satın alma işlemi için kullanmadım çalışmalarını takdir ettiğim tüm narkotik polislerine
(Laughter)
(Gülüşmeler)
love the work that you're doing, keep it up.
saygıyla beyan etmek isterim. Sağ olun!
(Laughter)
(Gülüşmeler)
Even though it didn't let me make a purchase though, that letter was priceless because it let me be a patient. It let me experience what patients like Robin experience when they go to a medical marijuana dispensary. And what I experienced -- what they experience every day, hundreds of thousands of people like Robin -- was really amazing. I walked into the clinic, and from the moment that I entered many of these clinics and dispensaries, I felt like that dispensary, that clinic, was there for me. There were questions at the outset about who I am, what kind of work I do, what my goals are in looking for a medical marijuana prescription, or product, what my goals are, what my preferences are, what my hopes are, how do I think, how do I hope this might help me, what am I afraid of. These are the sorts of questions that patients like Robin get asked all the time. These are the sorts of questions that make me confident that the person I'm talking with really has my best interests at heart and wants to get to know me.
Bir şeyler satın almak için kullanmasam da aldığım mektup çok değerliydi çünkü hastaları anlamama olanak sağladı. Robin gibi hastaların tıbbi marihuana dispanserine gittiklerinde yaşadıklarını görmeme izin verdi. Ve benim gördüklerim, Robin gibi yüz binlerce insanın her gün başından geçen olaylar inanılmaz bir tecrübeydi. Ziyaret ettiğim birçok kliniğin ve sağlık merkezinin özellikle oraya adım attığım andan itibaren benim için orada olduğunu hissettim. Başlangıçta kim olduğum, ne tür bir iş yaptığım, tıbbi marihuana reçetesi veya mahsül aramamdaki asıl amacımın ne olduğu, hedeflerim, tercihlerim, beklentilerim, düşüncelerim nasıl bir beklenti içerisinde olduğum ve çekincelerim hakkında sorular soruluyordu. Bunlar Robin ve benzer hastalara sıkça sorulan türden sorulardı. Bu tarz sorular bana her zaman konuştuğum insanların benim iyiliğimi istedikleri ve beni gerçekten tanımak istedikleri hissini uyandırıyor.
The second thing I learned in those clinics is the availability of education. Education from the folks behind the counter, but also education from folks in the waiting room. People I met were more than happy, as I was sitting next to them -- people like Robin -- to tell me about who they are, why they use medical marijuana, what helps them, how it helps them, and to give me advice and suggestions. Those waiting rooms really are a hive of interaction, advice and support.
Bu kliniklerde öğrendiğim ikinci şey ise bilginin ulaşılabilirliği oldu. Hem çalışanlardan hem de bekleme odasındaki insanlardan aldığım bilgi. Robin gibi tanıştığım diğer insanlar, yanlarına oturduğumda kim oldukları, neden tıbbi marihuana kullandıkları, onlara neyin, nasıl yardımcı olduğu hakkında konuşmaktan büyük keyif duyuyorlardı. Bu bekleme odaları gerçekten tam bir etkileşim, tavsiye ve destek yuvası.
And third, the folks behind the counter. I was amazed at how willing those people were to spend sometimes an hour or more talking me through the nuances of this strain versus that strain, smoking versus vaporizing, edibles versus tinctures -- all, remember, without me making any purchase whatsoever. Think about the last time you went to any hospital or clinic and the last time anybody spent an hour explaining those sorts of things to you. The fact that patients like Robin are going to these clinics, are going to these dispensaries and getting that sort of personalized attention and education and service, really should be a wake-up call to the healthcare system. People like Robin are turning away from mainstream medicine, turning to medical marijuana dispensaries because those dispensaries are giving them what they need.
Ve üçüncü olarak ise çalışanlar. Bu insanların hiç bir kazanç sağlamadan benimle gerçekten istedikleri için saatlerce ve ayrıntılı olarak hangi türün neye iyi geleceği, duman şeklinde mi buhar olarak mı, yenilebilir şeylerle mi yoksa sıvı olarak mı alınacağı gibi konularda konuşmaları beni hayrete düşürmüştü. Bir hastane veya kliniğe en son ne zaman gitmiş olduğunuzu ve bu tarz şeyleri en son ne zaman birinin size açıkladığını düşünün. Robin gibi hastaların bu tarz klinik ve sağlık merkezlerine giderek bu tarz kişisel bakım, eğitim ve hizmet talep etmeleri tüm sağlık hizmetleri ve kuruluşları için bir uyarı olmalıdır. Robin gibi insanların genel tedaviden uzaklaşarak tıbbi marihuana merkezlerine yönelmelerinin sebebi bu merkezlerin onların ihtiyaçlarını karşılamasıdır.
If that's a wake-up call to the medical establishment, it's a wake-up call that many of my colleagues are either not hearing or not wanting to hear. When I talk to my colleagues, physicians in particular, about medical marijuana, they say, "Oh, we need more evidence. We need more research into benefits, we need more evidence about risks." And you know what? They're right. They're absolutely right. We do need much more evidence about the benefits of medical marijuana. We also need to ask the federal government to reschedule marijuana to Schedule II, or to deschedule it entirely to make that research possible. We also need more research into medical marijuana's risks. Medical marijuana's risks -- we know a lot about the risks of recreational use, we know next to nothing about the risks of medical marijuana. So we absolutely do need research, but to say that we need research and not that we need to make any changes now is to miss the point entirely. People like Robin aren't seeking out medical marijuana because they think it's a wonder drug, or because they think it's entirely risk-free. They seek it out because the context in which it's delivered and administered and used, gives them the sort of control they need over their lives. And that's a wake-up call we really need to pay attention to.
Bunlar, sağlık merkezlerine bir uyarı olduğu gibi duymayan ya da duymak istemeyen meslektaşlarım için de bir çağrıdır. Meslektaşlarımla, özellikle de doktorlarla tıbbi marihuana ile ilgili görüştüğümde, "Daha çok kanıta ihtiyacımız var. Yararları daha fazla araştırmalı ve risklere dair daha çok çok bulgu olması gerekli." dediler. Ve biliyor musunuz? Haklılar. Kesinlikle haklılar. Tıbbi marihuananın faydaları hakkında çok daha fazla kanıta ihtiyacımız var. Devletin, marihuananın uyuşturucu olarak sınıflandırılmasını gözden geçirmesini veya araştırmaları mümkün kılmak için tamamen kaldırmasını talep etmeliyiz. Tıbbi marihuananın riskleri konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var. Tıbbi marihuananın riskleri keyif verici kullanımının riskleriyle ilgili çok şey bilsek de tıbbi kullanıma dair bildiğimiz bir şey yok. Dolayısıyla mutlaka araştırma yapmamız gerekiyor, ama araştırmaya ihtiyacımız var demek ve şimdi hiçbir değişiklik yapmamak konuyu tamamen yanlış anlamaktır. Robin gibi insanların tıbbi marihuanayı seçme nedeni mucize bir ilaç olduğunu düşünmeleri ya da tamamen risksiz olduğunu düşünmeleri değildir. Bunun nedeni tıbbi marihuananın alınması, uygulanması ve kullanılmasının bütün bu sürecin, onlara hayatlarının kontrolünün kendilerinde olduğu duygusunu sağlamasıdır. Bu bizim gerçekten dikkate almamız gereken bir çağrıdır.
The good news though is that there are lessons we can learn today from those medical marijuana dispensaries. And those are lessons we really should learn. These are often small, mom-and-pop operations run by people with no medical training. And while it's embarrassing to think that many of these clinics and dispensaries are providing services and support and meeting patients' needs in ways that billion-dollar healthcare systems aren't -- we should be embarrassed by that -- but we can also learn from that. And there are probably three lessons at least that we can learn from those small dispensaries.
Yine de iyi haber bugün tıbbi marihuana merkezlerinden alacağımız dersler var. Bunlar gerçekten almamız gereken dersler. Bunlar genelde tıbbi eğitim almamış kişiler tarafından çalıştırılan küçük, aile işletmeleri tarzı yerler. Bu klinik ve dispanserlerin çoğunun, milyar dolarlık sağlık sistemlerinin yapmadığı şekilde hizmet ve destek sağlıyor ve hastaların ihtiyaçlarını karşılıyor olduğunu düşünmek utanç verici olsa da - bu durumdan utanç duymalıyız - ancak ayrıca ders de çıkarabiliriz. Ve muhtemelen bu küçük dispanserlerden öğrenebileceğimiz en az üç ders var.
One: we need to find ways to give patients more control in small but important ways. How to interact with healthcare providers, when to interact with healthcare providers, how to use medications in ways that work for them. In my own practice, I've gotten much more creative and flexible in supporting my patients in using drugs safely to manage their symptoms -- with the emphasis on safely. Many of the drugs I prescribe are drugs like opioids or benzodiazepines which can be dangerous if overused. But here's the point. They can be dangerous if they're overused, but they can also be ineffective if they're not used in a way that's consistent with what patients want and need. So that flexibility, if it's delivered safely, can be extraordinarily valuable for patients and their families. That's number one.
Bir: hastalarımıza daha çok kontrol vermenin yollarını bulmalıyız, bunlar küçük ama önemli şeyler. Sağlık çalışanlarıyla ne şekilde, ne zaman etkileşim kuracakları, ilaçları kendilerine iyi gelecek şekilde nasıl kullanacakları gibi. Kendi uygulamamda, hastalarımın kendi semptomlarını yönetmek için ilaçlarını ihtiyatlı bir şekilde kullanmalarını desteklemek konusunda çok daha yaratıcı ve esnek bir tavır takındım. Yazdığım ilaçların çoğu opioidler ya da benzodiazepinler gibi fazla kullanıldığında tehlikeli olabilecek ilaçlar. Ama önemli olan şu: Fazla kullanımda tehlikeli olabilen bu ilaçlar hastanın istek ve ihtiyaçlarına uygun bir şekilde kullanılmazlarsa da etkisiz olabiliyorlar. Yani esneklik güvenli bir şekilde sağlanırsa, hastalar ve aileleri için fevkalade değerli olabilir. Bu ilkiydi.
Number two: education. Huge opportunities to learn from some of the tricks of those medical marijuana dispensaries to provide more education that doesn't require a lot of physician time necessarily, or any physician time, but opportunities to learn about what medications we're using and why, prognoses, trajectories of illness, and most importantly, opportunities for patients to learn from each other. How can we replicate what goes on in those clinic and medical dispensary waiting rooms? How patients learn from each other, how people share with each other.
İkincisi: eğitim. Büyük olanaklar var, tıbbi marihuana dispanserlerinin yöntemlerinden öğrenilecek çok şey var daha çok eğitim sağlayan doktorun çok fazla zaman harcaması, hiç zaman harcaması gerekmeden hangi ilaçları neden kullandığımızla ilgili bir şeyler öğrenme olanağı hastalığın seyri ve izleyeceği yolu ve en önemlisi, hastaların birbirlerinden bir şeyler öğrenme olanağı. Bu klinik ve tıbbi bekleme salonlarında olan bitenleri nasıl uygulayabiliriz? Hastaların birbirinden öğrenim ve paylaşım şekillerini.
And last but not least, putting patients first the way those medical marijuana dispensaries do, making patients feel legitimately like what they want, what they need, is why, as healthcare providers, we're here. Asking patients about their hopes, their fears, their goals and preferences. As a palliative care provider, I ask all my patients what they're hoping for and what they're afraid of. But here's the thing. Patients shouldn't have to wait until they're chronically seriously ill, often near the end of life, they shouldn't have to wait until they're seeing a physician like me before somebody asks them, "What are you hoping for?" "What are you afraid of?" That should be baked into the way that healthcare is delivered.
Sonuncusu ama en önemlisi, hastaları bu tıbbi marihuana dispanserleri gibi birinci sıraya koymak, onların nasıl isterlerse, nasıl hissetmeye ihtiyaçları varsa o şekilde hissetmelerini sağlamak sağlık çalışanları olarak bizlerin, burada olma nedenimiz. Onlara umutlarını, korkularını, amaçlarını ve tercihlerini sormak. Palyatif bakım doktoru olarak bütün hastalarıma umutlarını ve korkularını sorarım. Ancak şöyle bir şey var. Hastalar bunun için kronik ciddi bir şekilde hasta olmayı, sona yakın olmayı beklememeli, benim gibi bir doktorla görüşmeyi beklemek zorunda olmamalı. Onlara sorulacak: ''Neler umut ediyorsun?'' " Nelerden korkuyorsun?" gibi sorular sağlık hizmetine dahil olmalı.
We can do this -- we really can. Medical marijuana dispensaries and clinics all across the country are figuring this out. They're figuring this out in ways that larger, more mainstream health systems are years behind. But we can learn from them, and we have to learn from them. All we have to do is swallow our pride -- put aside the thought for a minute that because we have lots of letters after our name, because we're experts, because we're chief medical officers of a large healthcare system, we know all there is to know about how to meet patients' needs.
Yapabiliriz-- Gerçekten başarabiliriz. Ülkenin dört bir yanındaki tıbbi marihuana merkezleri ve klinikler bunu bir şekilde çözüyorlar. Bunu yaygın sağlık sistemlerinin yıllarca geri olduğu yöntemlerle çözüyorlar. Ancak onlardan öğrenebiliriz ve öğrenmek zorundayız da. Tek Yapmamız gereken gururu kenara bırakmak -- şu düşünceyi bir dakikalığına kenara bırakmalıyız: adımızın önünde bir sürü sözcük olduğu için, ya da uzman veya büyük bir sağlık sisteminin baş tabibi olduğumuz için, hastalarımızın ihtiyaçlarını karşılamak için bilinmesi gereken her şeyi biliriz.
We need to swallow our pride. We need to go visit a few medical marijuana dispensaries. We need to figure out what they're doing. We need to figure out why so many patients like Robin are leaving our mainstream medical clinics and going to these medical marijuana dispensaries instead. We need to figure out what their tricks are, what their tools are, and we need to learn from them. If we do, and I think we can, and I absolutely think we have to, we can guarantee all of our patients will have a much better experience.
Gururu bırakmalıyız. Gidip bir kaç tıbbi marihuana merkezini ziyaret etmeliyiz. Ne yaptıklarını anlamaya çalışmalıyız. Robin gibi pek çok hastanın neden tıbbi klinikleri terk edip, onun yerine bu tip tıbbi marihuana dispanserlerine gittiklerini anlamalıyız. Onların yöntemlerini ve araçlarını anlamamız gerekiyor ve onlardan bir şeyler öğrenmeliyiz. Eğer bunu başarırsak, ki bence yapabiliriz ve aslında kesinlikle yapmalıyız da, tüm hastalarımızın çok daha iyi bir yaşantısı olmasını sağlayabiliriz.
Thank you.
Teşekkürler.
(Applause)
(Alkışlar)