I have a friend in Portugal whose grandfather built a vehicle out of a bicycle and a washing machine so he could transport his family. He did it because he couldn't afford a car, but also because he knew how to build one. There was a time when we understood how things worked and how they were made, so we could build and repair them, or at the very least make informed decisions about what to buy. Many of these do-it-yourself practices were lost in the second half of the 20th century. But now, the maker community and the open-source model are bringing this kind of knowledge about how things work and what they're made of back into our lives, and I believe we need to take them to the next level, to the components things are made of.
Portekiz'de bir arkadaşımın dedesi bir bisiklet ve çamaşır makinesi parçaları ile ailesi için bir taşıt yapmış. Bu sayede ailesini taşıyabilmiş. Bir araba satın alacak imkanı olmadığı için bunu yapmış, ama aynı zamanda da nasıl yapacağını bildiği için elbette. Bir zamanlar biz bazı şeylerin nasıl çalıştığını ve yapıldığını bilirdik, onları yeniden yapabilir veya tamir edebilirdik ya da en azından neyi satın alacağımız konusunda daha bilinçli kararlar verirdik. Birçok "kendin yap" işi 20. yüzyılın ikinci yarısında kayboldu. Ama şimdi, Üretici topluluk ve açık kaynak modeli bize bu işlerin nasıl yapılacağına dair yeniden bilgi veriyor ve onlar tüm bunları hayatımıza geri getiriyor. Bir şeyleri meydana getirme işini, sonraki seviyeye taşımamız gerektiğine inanıyoruz.,
For the most part, we still know what traditional materials like paper and textiles are made of and how they are produced. But now we have these amazing, futuristic composites -- plastics that change shape, paints that conduct electricity, pigments that change color, fabrics that light up. Let me show you some examples.
Çoğumuz, hala, kağıt ve tekstil gibi geleneksel malzemelerin neyden yapıldığını ve nasıl üretildiğini biliyor. Ama şimdi elimizde şekil değiştiren plastikler, Elektriği ileten boyalar renk değiştiren boylar, parlayan kumaşlar gibi muhteşem malzemeler var. Size birkaç örnek göstereyim.
So conductive ink allows us to paint circuits instead of using the traditional printed circuit boards or wires. In the case of this little example I'm holding, we used it to create a touch sensor that reacts to my skin by turning on this little light. Conductive ink has been used by artists, but recent developments indicate that we will soon be able to use it in laser printers and pens. And this is a sheet of acrylic infused with colorless light-diffusing particles. What this means is that, while regular acrylic only diffuses light around the edges, this one illuminates across the entire surface when I turn on the lights around it. Two of the known applications for this material include interior design and multi-touch systems. And thermochromic pigments change color at a given temperature. So I'm going to place this on a hot plate that is set to a temperature only slightly higher than ambient and you can see what happens. So one of the principle applications for this material is, amongst other things, in baby bottles, so it indicates when the contents are cool enough to drink.
mesela yazıcıdan çıkarılmış devre kartları kullanmak yerine iletken boyalarla devre çizebiliriz. benim tenime, ışık yakarak tepki veren bu aleti üretmekte kullandığımız gibi. İletken mürekkep şuanda sanatçılar tarafından kullanılıyor, fakat son gelişmeler ile lazer yazıcılar ve kalemler için yakında bizimde kullanımımız da olacak. Ve bu bir renksiz, ışık yayıcı partikul emdirilmiş akrilik kağıdı. Nasıl yani?, normal akrilik ışığı sadece kenarlara yayarken bu örnek ona ışık verdiğimde ışığı bütün yüzeye yayar. Bu materyal için bilinen iki kullanım iç tasarım ve multi-touch sistemlerdir. Ve termokromik pigmentler ise ısı verilince renk değiştirir. Şimdi bu parçayı, ortam ısısından daha sıcak olan bir tabağa koyucam, ve ne olacağını göreceksiniz. Bu malzemenin temel kullanım alanı ise bebek biberonları gibi ürünlerdir. Bu şekilde içindeki içmek için yeterince ılık mı anlayabilirsiniz.
So these are just a few of what are commonly known as smart materials. In a few years, they will be in many of the objects and technologies we use on a daily basis. We may not yet have the flying cars science fiction promised us, but we can have walls that change color depending on temperature, keyboards that roll up, and windows that become opaque at the flick of a switch.
Bunlar bizim genel olarak akıllı malzemeler bildiğimiz materyallerden yalnızca birkaçı. Birkaç yıl içinde, günlük hayatta kullandığımız birçok malzemede kullanılmaya başlanacaklar. Henüz bilim kurgu filmlerinin bize vaat ettiği uçan arabaları üretemesek de ısıya göre renk değiştiren duvarlar, kıvrılabilen klavyeler ve düğmeye bastığınızda opak hale geçen camlar üretebiliyoruz.
So I'm a social scientist by training, so why am I here today talking about smart materials? Well first of all, because I am a maker. I'm curious about how things work and how they are made, but also because I believe we should have a deeper understanding of the components that make up our world, and right now, we don't know enough about these high-tech composites our future will be made of. Smart materials are hard to obtain in small quantities. There's barely any information available on how to use them, and very little is said about how they are produced. So for now, they exist mostly in this realm of trade secrets and patents only universities and corporations have access to.
Ben Toplum Bilimi üzerine eğitim aldım, Peki neden burada durmuş akıllı malzemeler üzerine konuşuyorum ? Öncelikle, ben bir üreticiyim. Bir şeylerin nasıl çalıştığını ve nasıl yapıldığını merak ediyorum ve ayrıca bu bileşenlerin dünyamızı nasıl değiştirebileceğini daha iyi anlamamız gerektiğine inanıyorum ve görüyorum ki, geleceğimizi inşa edecek olan bu yüksek teknoloji ürünlerini tanımıyoruz. Akıllı malzemelerden küçük miktarlarda edinmek zordur. Bunları nasıl kullanabileceğimiz ve nasıl üretebileceğimiz hakkında çok az bilgi var. Şİmdilik bu bilgiler de sadece üniversiteler ve şirketlerin erişebildiği ticaret sırları ve patentlerden oluşuyor.
So a little over three years ago, Kirsty Boyle and I started a project we called Open Materials. It's a website where we, and anyone else who wants to join us, share experiments, publish information, encourage others to contribute whenever they can, and aggregate resources such as research papers and tutorials by other makers like ourselves. We would like it to become a large, collectively generated database of do-it-yourself information on smart materials.
Bu sebeple Kirst Boyle ve ben üç yıldan uzun bir süre önce Open Materials(Açık Malzemeler) adında bir proje başlattık. Bu web sitesi, bize katılmak isteyen herkesin, istedikleri zaman, tecrübelerini paylaşabileceği, bilgilerini yayabileceği ve araştırma notları gibi çalışmalarını bir araya getirip diğer üreticiler ile birlikte kendilerini geliştirebilecekleri bir yer. Akıllı materyal kullanarak kendin yap adlı veri bankamızı daha da büyütmek istiyoruz.
But why should we care how smart materials work and what they are made of? First of all, because we can't shape what we don't understand, and what we don't understand and use ends up shaping us. The objects we use, the clothes we wear, the houses we live in, all have a profound impact on our behavior, health and quality of life. So if we are to live in a world made of smart materials, we should know and understand them. Secondly, and just as important, innovation has always been fueled by tinkerers. So many times, amateurs, not experts, have been the inventors and improvers of things ranging from mountain bikes to semiconductors, personal computers, airplanes.
Tamam da, akıllı materyallerin neyden yapıldığı ve nasıl çalıştığını neden umursuyoruz ki? Öncelikle, anlamadığımız şeyi üretemeyiz, ve anlamadığımız şeyi kafamızda oturtamıyoruz.. Kullandığımız eşyaların, giydiğimiz kıyafetlerin içinde yaşadığımız evlerin davranışlarımıza, sağlımıza ve hayat kalitemize doğrudan etkisi var. Yani eğer akıllı malzemeler ile tasarlanmış bir dünyada yaşayacaksak onları bilmeli ve anlamalıyız. İkinci olarak ve aynı derecede önemli olan şey ise, Yenilik her zaman düşünürlerden beslenir. Çoğu kez uzmanlar değil, amatörler dağ bisikletinden yarı iletkenlere kişisel bilgisayarlara ve uçaklara kadar birçok şeyin mucidi ve geliştiricisi olurlar.
The biggest challenge is that material science is complex and requires expensive equipment. But that's not always the case. Two scientists at University of Illinois understood this when they published a paper on a simpler method for making conductive ink. Jordan Bunker, who had had no experience with chemistry until then, read this paper and reproduced the experiment at his maker space using only off-the-shelf substances and tools. He used a toaster oven, and he even made his own vortex mixer, based on a tutorial by another scientist/maker. Jordan then published his results online, including all the things he had tried and didn't work, so others could study and reproduce it. So Jordan's main form of innovation was to take an experiment created in a well-equipped lab at the university and recreate it in a garage in Chicago using only cheap materials and tools he made himself. And now that he published this work, others can pick up where he left and devise even simpler processes and improvements.
Burada ki en büyük zorluk ise malzeme biliminin kompleks olması ve pahalı donanımlar gerektirmesidir. Ama bahane her zaman bunlar değildir. Illinois Üniversitesi'nden iki bilim adamı, basit yöntemler ile iletken mürekkep yapmak için bir çalışma yayınladıklarında bunu anladılar. O zamana kadar hiç kimya deneyimi olmayan, Jordan Bunker bu makaleyi okudu ve bu çalışmayı atölyesinde atık malzemeler kullanarak yeniden yaptı. Başka bir makaleden yararlanarak ve tost makinesi kullanarak, kendi vortex mixer'ını yaptı. Tüm bunlardan sonra Jordan çalışmasını tüm iyi ve kötü yanlarıyla çalışmanın tüm içeriğini denediklerini ve başarmadıkları internette paylaştı böylece diğerleri bunların üzerine çalışıp yeniden yapabilirdi. Yani Jordan'ın metodu tam donanımlı bir üniversite laboratuarı'nda bulundu ve Chicago'da bir garajda sadece basit ucuz malzemeler ve araçlar kullanılarak tekrarlandı. Şu anda kendisi de bu çalışmaları paylaştı böylece diğerleri bunları alıp onun kaldığı yerden devam ederek süreci basitleştirebilir ve geliştirebilir.
Another example I'd like to mention is Hannah Perner-Wilson's Kit-of-No-Parts. Her project's goal is to highlight the expressive qualities of materials while focusing on the creativity and skills of the builder. Electronics kits are very powerful in that they teach us how things work, but the constraints inherent in their design influence the way we learn. So Hannah's approach, on the other hand, is to formulate a series of techniques for creating unusual objects that free us from pre-designed constraints by teaching us about the materials themselves. So amongst Hannah's many impressive experiments, this is one of my favorites. ["Paper speakers"] What we're seeing here is just a piece of paper with some copper tape on it connected to an mp3 player and a magnet. (Music: "Happy Together") So based on the research by Marcelo Coelho from MIT, Hannah created a series of paper speakers out of a wide range of materials from simple copper tape to conductive fabric and ink. Just like Jordan and so many other makers, Hannah published her recipes and allows anyone to copy and reproduce them.
Başka bir örneği de sizinle paylaşmak istiyorum: Hannah Perner-Wilson'un Kit-in-No-Parts'ı(çeşitli malzemeler üzerindeki iletken devreleri) Onun projesinin hedefi yaratıcılık ve yapıcılık yeteneklerine odaklanırken malzemenin etkileyici yönlerini ortaya çıkarmak. Hannah'nın bu kitleri bize, bu tür şeylerin nasıl çalıştığını öğretmekte çok iyiler, fakat, tasarımlarında ki doğal kısıtlamalar öğrenmemizi de etkiledi. Açıklamak gerekirse, Hannah'ın yaklaşımı, bize malzemeleri öğreterek olağan dışı nesneler tasarlamamız için, tasarım öncesi kısıtlıklardan sıyrılmamızı sağladı. Hannah'ın pek çok etkileyici çalışmasının arasında benim en hoşuma gideni budur. ["Kağıt hoparlörler"] Burada yalnızca üzerinde bakır kablolar bulunan ve mp3 player'a bağlanmış bir kağıt ve bir mıknatıs görüyorsunuz. (Müzik: "Happy Together") Burada, Hannah MIT'den Marcelo Coelho'nun çalışmalarından yararlanarak, bakır bandı, iletken kumaş ve mürekkep gibi malzemeler olmadan dahi kağıttan hoparlör yaptı. Jordan ve diğer üreticiler gibi Hannah da çalışmalarını yayımladı ve herkese kopyalaması ve üretmesi için izin verdi.
But paper electronics is one of the most promising branches of material science in that it allows us to create cheaper and flexible electronics. So Hannah's artisanal work, and the fact that she shared her findings, opens the doors to a series of new possibilities that are both aesthetically appealing and innovative.
Kağıt elektroniği, materyal biliminin en umut vaat eden alanlarından biri, çünkü bize ucuz ve esnek elektronik malzemeler üretme imkanı veriyor. İşte Hannah's zanaatı ve paylaştığı çalışmaları hem estetik hem çekici hem de yenilikçi olasılıkların kapısını aralıyor.
So the interesting thing about makers is that we create out of passion and curiosity, and we are not afraid to fail. We often tackle problems from unconventional angles, and, in the process, end up discovering alternatives or even better ways to do things. So the more people experiment with materials, the more researchers are willing to share their research, and manufacturers their knowledge, the better chances we have to create technologies that truly serve us all.
İşte üreticilerde ilgin olan şey şudur onlar tutku ve merakla birşeyler yapmaya çalışırlar ve başarısız olmaktan asla çekinmezler. Biz sorunlarla çoğunlukla farklı yollarla mücadele ederiz, ve tüm çözüm sürecinde alternatif yollar keşfetmek ya da daha iyisini bulmak için uğraşırız. Bu nedenle malzeme üretiminde bilgili daha çok kişinin olması, paylaşımlarını paylaşmaya hevesli daha çok araştırmacı ve bilgilerini paylaşabilecek daha çok üreticinin olması, teknolojinin doğrudan bize ulaşabilmesi için bulabileceğimiz en iyi yol.
So I feel a bit as Ted Nelson must have when, in the early 1970s, he wrote, "You must understand computers now." Back then, computers were these large mainframes only scientists cared about, and no one dreamed of even having one at home. So it's a little strange that I'm standing here and saying, "You must understand smart materials now." Just keep in mind that acquiring preemptive knowledge about emerging technologies is the best way to ensure that we have a say in the making of our future.
Şuan biraz Ted Nelson gibi hissediyorum, 1970'lerin başı olması lazım o şunu yazmıştı, "Bilgisayarları artık anlamalıyız." O zamanlar, sadece bilim adamlarının uğraştığı büyük bilgisayarlar vardı ve hiç kimse evinde bir tane olabileceğini düşünmezdi bile. Şuan burada söyleyeceğim şey biraz tuaf kaçıyor, "Artık akıllı malzemeleri anlamalıyız." Hep aklınızda olsun, gelişmekte olan teknolojiler ile ilgili bilgi edinmek geleceğimizin inşasını garantiye almanın en iyi yoludur.
Thank you.
Teşekkür ederiz.
(Applause)
(Alkışlar)