There are a lot of ways the people around us can help improve our lives. We don't bump into every neighbor, so a lot of wisdom never gets passed on, though we do share the same public spaces.
Çevremizdeki insanların hayatımızı değiştirebileceği birçok yol var. Bütün komşularımızla sokakta denk gelmiyoruz, bu yüzden herkes birbirine bütün bildiklerini anlatamıyor, ama ortak alanları paylaşıyoruz.
So over the past few years, I've tried ways to share more with my neighbors in public space, using simple tools like stickers, stencils and chalk. And these projects came from questions I had, like: How much are my neighbors paying for their apartments?
Bu yüzden geçtiğimiz yıllarda, komşularımla ortak alanlarda çıkartmalarla, kalemlerle, tebeşirlerle daha çok şey paylaşacak yolları denedim. Bu projeler bazı konular hakkındaki merakımdan ortaya çıktı, örneğin, daireleri için ne kadar kira ödüyorlardı?
(Laughter)
(Gülüşmeler) Uygunsuz bir zamanda kapılarını çalmadan
How can we lend and borrow more things, without knocking on each other's doors at a bad time? How can we share more memories of our abandoned buildings, and gain a better understanding of our landscape? How can we share more of our hopes for our vacant storefronts, so our communities can reflect our needs and dreams today?
neler ödünç alabilirdik veya verebilirdik? Terk edilmiş binalarla ilgili anılarımızı nasıl paylaşabiliriz, böylece etrafımızı daha iyi anlayabiliriz? Boş dükkanlarımızın önleriyle ilgili umutlarımızı nasıl paylaşabiliriz ki yaşadığımız ortamlar ihtiyaçlarımızı ve hayallerimizi daha iyi yansıtsın?
Now, I live in New Orleans, and I am in love with New Orleans. My soul is always soothed by the giant live oak trees, shading lovers, drunks and dreamers for hundreds of years, and I trust a city that always makes way for music. I feel like every time someone sneezes, New Orleans has a parade.
Şimdi, New Orleans'ta yaşıyorum ve New Orleans'a aşığım. Yüzlerce yıldır aşıkları, sarhoşları ve hayalperestleri gizleyen devasa meşe ağaçları ruhumu okşuyor ve müziğe her zaman yer veren bir şehre güveniyorum. (Gülüşmeler) Sanki birileri her hapşırdığında
(Laughter)
bir geçit düzenleniyor. (Gülüşmeler)
The city has some of the most beautiful architecture in the world, but it also has one of the highest amounts of abandoned properties in America.
Dünyadaki en güzel mimarı yapılardan birkaçına sahip, ama aynı zamanda Amerika'daki en fazla sayıda terk edilmiş binaya sahip şehirlerden.
I live near this house, and I thought about how I could make it a nicer space for my neighborhood, and I also thought about something that changed my life forever.
Bu evin yakınında yaşıyorum ve onu mahallem için nasıl daha iyi bir yere çevirebilirim diye düşündüm, benim hayatımı sonsuza dek değiştiren
In 2009, I lost someone I loved very much. Her name was Joan, and she was a mother to me. And her death was sudden and unexpected. And I thought about death a lot. And ... this made me feel deep gratitude for the time I've had. And ... brought clarity to the things that are meaningful to my life now. But I struggle to maintain this perspective in my daily life. I feel like it's easy to get caught up in the day-to-day, and forget what really matters to you.
bir şeyi daha düşündüm. 2009 yılında, çok sevdiğim birini kaybettim. Adı Joan'du, bana annelik yapmıştı ve ölümü ani oldu. Ölüm hakkında çok düşündüm ve bu beni sahip olduğum zaman için minnettar olmamı sağladı ve şimdi hayatımda anlamlı olan şeylere açıklık kazandırdı. Ama bu bakış açısını günlük yaşamımda sürdürmekte güçlük çekiyorum. Günlük koşuşturmalara kendimizi kaptırmak ve bizim için asıl önemli olanları unutmak kolaymış gibi geliyor.
So with help from old and new friends, I turned the side of this abandoned house into a giant chalkboard, and stenciled it with a fill-in-the-blank sentence: "Before I die, I want to ..." So anyone walking by can pick up a piece of chalk, reflect on their life, and share their personal aspirations in public space.
Yeni ve eski arkadaşlarımın katkılarıyla, terk edilmiş evin bu yanını kocaman bir kara tahtaya çevirdim ve şu boşluk doldurma cümlesini yazdım: "Ölmeden önce ... istiyorum" Geçen herkes bir tebeşir alıp yaşamlarını yansıtabilir ve kişisel isteklerini ortak bir alanda paylaşabilirdi.
I didn't know what to expect from this experiment, but by the next day, the wall was entirely filled out, and it kept growing. And I'd like to share a few things that people wrote on this wall.
Bu deneyden ne bekleyeceğimi bilmiyordum, ama ertesi gün duvar tamamen doldurulmuştu ve gelişmeye devam etti. Bu duvara yazılandan bazılarını
"Before I die, I want to be tried for piracy."
paylaşmak istiyorum.
(Laughter)
"Ölmeden önce, korsanlıktan yargılanmak istiyorum." (Gülüşmeler)
"Before I die, I want to straddle the International Dateline."
"Ölmeden önce Uluslararası Tarih Değiştirme Çizgisi'nin üzerine durmak istiyorum."
"Before I die, I want to sing for millions."
"Ölmeden önce milyonların karşısında şarkı söylemek istiyorum."
"Before I die, I want to plant a tree."
"Ölmeden önce bir ağaç dikmek istiyorum."
"Before I die, I want to live off the grid."
"Ölmeden önce, elektrik ve su şebekesinden yararlanmadan kendi kendime yaşamak istiyorum."
"Before I die, I want to hold her one more time."
"Ölmeden önce, ona bir kere daha sarılmak istiyorum."
"Before I die, I want to be someone's cavalry."
"Ölmeden önce, birisinin kahramanı olmak istiyorum."
"Before I die, I want to be completely myself."
"Ölmeden önce, tamamen kendim olmak istiyorum."
So this neglected space became a constructive one, and people's hopes and dreams made me laugh out loud, tear up, and they consoled me during my own tough times. It's about knowing you're not alone; it's about understanding our neighbors in new and enlightening ways; it's about making space for reflection and contemplation, and remembering what really matters most to us as we grow and change.
Böylece bu, gözden düşmüş yer, yapıcı bir yere dönüştü ve insanların umutları ve hayalleri beni güldürdü, ağlattı ve zor zamanlarımda telkin etti. Bu, yalnız olmadığınızla ilgili. Komşularımızı yeni ve aydınlatıcı açılardan anlamamızla ilgili. Aynı zamanda kendi yansımamızı görmek, bunun üzerinde düşünmek ve büyüyüp değişirken bizim için en önemli şeyleri hatırlamakla ilgili.
I made this last year, and started receiving hundreds of messages from passionate people who wanted to make a wall with their community. So, my civic center colleagues and I made a tool kit, and now walls have been made in countries around the world, including Kazakhstan, South Africa, Australia, Argentina, and beyond. Together, we've shown how powerful our public spaces can be if we're given the opportunity to have a voice, and share more with one another.
Bunu geçen yıl yaptım ve o zamandan beri kendi çevrelerinde bir duvar yapmak isteyen insanlardan yüzlerce mesaj aldım ve şehir merkezindeki meslektaşlarımla birlikte bir alet çantası hazırladım, artık Kazakistan, Güney Afrika, Avustrulya Arjantin gibi dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde duvarlar oluşturuldu. Birlikte, ortak alanlarımızın bir sese sahip olması için fırsat tanındığında ve birbirimizle paylaşma olanağı verildiğinde ne kadar güzlü olabileceğini gördük.
Two of the most valuable things we have are time, and our relationships with other people. In our age of increasing distractions, it's more important than ever to find ways to maintain perspective, and remember that life is brief and tender. Death is something that we're often discouraged to talk about, or even think about, but I've realized that preparing for death is one of the most empowering things you can do. Thinking about death clarifies your life.
Sahip olduğumuz en önemli iki şey zaman ve insanlarla ilişkilerimiz. Artan dikkat dağıtıcılar çağında, bakış açısını korumak ve hayatın kısa ve kırılgan olduğunu hatırlamak her zamankinden daha önemli. Çoğunlukla ölümü konuşmaktan ve hatta düşünmekten caydırılıyoruz, ama ölüm için hazırlanmak yapabileceğiniz en güç verici iş. Ölümü düşünmek, hayatınıza açıklık kazandırıyor.
Our shared spaces can better reflect what matters to us, as individuals and as a community, and with more ways to share our hopes, fears and stories, the people around us can not only help us make better places, they can help us lead better lives.
Paylaştığımız alanlar kişisel ve toplumsal olarak bizim için önemli olan şeyleri daha iyi yansıtabilir ve umutlarımızı, korkularımızı, hayallerimizi paylaşacak daha çok alana sahip oldukça, çevremizdeki insanlar bize sadece yardımcı olmayacak, daha iyi bir yaşama sahip olmamıza yol açacaklar.
Thank you.
Teşekkür ederim. (Alkış)
(Applause)
(Alkış)
Thank you.
Teşekkür ederim. (Alkış)
(Applause)
(Alkış)