Chris Anderson: Welcome, Bill Gates.
Chris Anderson: Hoş geldin, Bill Gates.
Bill Gates: Thank you.
Bill Gates: Teşekkürler.
CA: Alright. It's great to have you here, Bill. You know, we had a TED conversation about three months ago about this pandemic, and back then, I think fewer than -- I think that was the end of March -- back then, fewer than 1,000 people in the US had died and fewer than 20,000 worldwide. I mean, the numbers now are, like, 128,000 dead in the US and more than half a million worldwide, in three months. In three months. What is your diagnosis of what is possible for the rest of this year? You look at a lot of models. What do you think best- and worst-case scenarios might be?
CA: Pekala. Seni burada görmek harika, Bill. Bildiğin gibi, bu pandemi hakkında üç ay kadar önce bir TED sohbeti yapmıştık ve o sırada -- sanırım Mart'ın sonuydu -- ABD'de 1.000'den az, dünya çapında da 20.000'den az kişi ölmüştü. Bugünkü durum ise ABD'de yaklaşık 128.000 can kaybı, dünya çapında da yarım milyondan fazla. Bu üç ay içinde oldu, üç ay içinde. Bu yılın geri kalanında neler olabileceğine ilişkin teşhisin nedir? Sen birçok modeli takip ediyorsun. Sence en iyi ve en kötü ihtimaller neler olabilir?
BG: Well, the range of scenarios, sadly, is quite large, including that, as we get into the fall, we could have death rates that rival the worst of what we had in the April time period. If you get a lot of young people infected, eventually, they will infect old people again, and so you'll get into the nursing homes, the homeless shelters, the places where we've had a lot of our deaths. The innovation track, which probably we'll touch on -- diagnostics, therapeutics, vaccines -- there's good progress there, but nothing that would fundamentally alter the fact that this fall in the United States could be quite bad, and that's worse than I would have expected a month ago, the degree to which we're back at high mobility, not wearing masks, and now the virus actually has gotten into a lot of cities that it hadn't been in before in a significant way, so it's going to be a challenge.
BG: İhtimallerin aralığı, maalesef, epey geniş. Örneğin, sonbahara girdiğimizde Nisan dönemindeki en kötü ölüm oranımızla yarışacak bir ölüm oranımız olabilir. Çok fazla genç insan enfekte olursa onlar da er geç, yeniden yaşlı insanları enfekte edecektir, sonra da virüs bakım evlerine, evsizler barınaklarına, ölümün çok fazla olduğu olduğu yerlere ulaşacaktır. Muhtemelen değineceğimiz yenilik konusunda, -- tanı ve tedavi araçları, aşılar -- o konuda iyi gelişmeler var ancak hiçbir şey, ABD'de güz döneminin kötü olabileceği gerçeğini değiştirmiyor. Durum, bir ay önce beklediğimden daha kötü. Eski hareketliliğimize geri döndük, maske takmıyoruz ve şimdi virüs, daha önce fazla vaka görülmeyen şehirlere de ulaşmış durumda. Yani, zorlu bir süreç olacak.
There's no case where we get much below the current death rate, which is about 500 deaths a day, but there's a significant risk we'd go back up to the even 2,000 a day that we had before, because we don't have the distancing, the behavior change, to the degree that we had in April and May. And we know this virus is somewhat seasonal, so that the force of infection, both through temperature, humidity, more time indoors, will be worse as we get into the fall.
Şu anki ölüm oranımızın altına düşmemiz ihtimali söz konusu değil, ki bu günde 500 ölüm demek, ancak daha önce yaşadığımız, günde 2.000'e yakın kayıp verdiğimiz noktaya yeniden gelme riskimiz çok fazla, çünkü sosyal mesafeye ve davranış değişikliklerine Nisan ve Mayıs'ta uyduğumuz kadar uymuyoruz. Ayrıca bildiğimiz gibi, bu virüs bir miktar da mevsimsel, yani sıcaklığı, nemi ve evde geçirilen zamanı göz önüne alırsak enfeksiyonun gücü, sonbahara girdiğimizde daha kötü olacaktır.
CA: So there are scenarios where in the US, like, if you extrapolate those numbers forward, we end up with, what, more than a quarter of a million deaths, perchance, even this year if we're not careful, and worldwide, I guess the death toll could, by the end of the year, be well into the millions, with an "s." Is there evidence that the hotter temperatures of the summer actually have been helping us?
CA: ABD için düşünülen olası senaryolarda, yani, sayılara bakarak bazı tahminler yapıldığında ulaşılan sonuç, eğer dikkatli olmazsak, bu yıl bitmeden bile çeyrek milyondan fazla ölüm olacağını gösteriyor. Dünya çapında da sanırım, yılın sonunda ölü sayısı milyonlarla ifade edilebilir. Yazın artan sıcaklığın bize yardımcı olduğuna dair kanıt var mı?
BG: They're not absolutely sure, but certainly, the IHME model definitely wanted to use the season, including temperature and humidity, to try and explain why May wasn't worse than it was. And so as we came out and the mobility numbers got higher, the models expected more infections and deaths to come out of that, and the model kept wanting to say, "But I need to use this seasonality to match why May wasn't worse, why June wasn't worse than it was."
BG: Tamamen emin değiller ancak IHME modeli, Mayıs'ta durumun neden daha kötü olmadığını açıklayabilmek için sıcaklık ve nem gibi mevsimsel faktörleri kesinlikle kullanmak istedi. Modeller, dışarıya çıkmamızın ve hareketlilik sayılarının artmasının daha fazla enfeksiyon ve ölüme yol açmasını bekliyorlardı, bu yüzden şöyle demek istediler: "Mayıs'ta ve Haziran'da durumun neden olduğundan daha kötü olmadığını anlamlandırmak için mevsimselliği kullanmam gerekiyor."
And we see in the Southern Hemisphere, you know, Brazil, which is the opposite season, now all of South America is having a huge epidemic. South Africa is having a very fast-growing epidemic. Fortunately, Australia and New Zealand, the last countries in the Southern Hemisphere, are at really tiny case counts, and so although they have to keep knocking it down, they're talking about, "Oh, we have 10 cases, that's a big deal, let's go get rid of that." So they're one of these amazing countries that got the numbers so low that test, quarantine and trace is working to get them, keep them at very near zero.
Güney Yarım Küre'de bunu görüyoruz. Örneğin, mevsimleri tam tersi şekilde yaşayan Brezilya ve tüm Güney Amerika şimdi büyük bir salgın yaşıyor, Güney Afrika çok hızlı büyüyen bir salgın yaşıyor. Neyse ki Avustralya ve Yeni Zelanda'da, yani Güney Yarım Küre'nin son ülkelerinde vaka sayıları çok az ve çabalamaya devam etmek zorunda olsalar da "On vakamız var, bu büyük bir sorun. Bunu çözmeliyiz," diyorlar. Bunlar, sayıları düşürmeyi başaran harika ülkelerden bazıları, öyle ki testler, karantina ve temas takibi sayıları sıfıra yakın tutma konusunda işlerine yarıyor.
CA: Aided perhaps a bit by being easier to isolate and by less density, less population density. But nonetheless, smart policies down there.
CA: Nüfus yoğunluğunun daha düşük olması ve izolasyonun daha kolay olması da yardımcı olmuştur. Bununla beraber, zekice politikaları var.
BG: Yeah, everything is so exponential that a little bit of good work goes a long way. It's not a linear game. You know, contact tracing, if you have the number of cases we have in the US, it's super important to do, but it won't get you back down to zero. It'll help you be down, but it's too overwhelming.
BG: Her şey üstel değerlerle gelişiyor, yani biraz iyi çalışma çok yol katediyor. Bu iş çizgisel değil. Vaka sayınız ABD'deki kadar fazlaysa temas takibi yapmak çok önemli ancak vaka sayısını sıfırlamaz. Düşük sayılarda kalmanıza yardım eder ancak bu çok zorlayıcı olur.
CA: OK, so in May and June in the US, the numbers were slightly better than some of the models predicted, and it's hypothesized that that might be partly because of the warmer weather. Now we're seeing, really, would you describe it as really quite alarming upticks in case rates in the US?
CA: Yani Mayıs ve Haziran'da, ABD'deki sayılar bazı modellerin tahmin ettiğinden daha iyiydi ve bunun sebebinin kısmi olarak hava sıcaklığı olduğu varsayılıyor. Şu an ABD'de gördüklerimizi, endişe verici bir vaka artışı olarak tanımlar mıydın?
BG: That's right, it's -- In, say, the New York area, the cases continue to go down somewhat, but in other parts of the country, primarily the South right now, you have increases that are offsetting that, and you have testing-positive rates in young people that are actually higher than what we saw even in some of the tougher areas. And so, clearly, younger people have come out of mobility more than older people have increased their mobility, so the age structure is right now very young, but because of multigenerational households, people work in nursing care homes, unfortunately, that will work its way back, both the time lag and the transmission, back up into the elderly, will start to push the death rate back up, which, it is down -- way down from 2,000 to around 500 right now.
BG: Doğru. Örneğin, New York bölgesinde vakalar bir miktar azalmaya devam ediyor ama ülkenin diğer kısımlarında, şu an özellikle de Güney'de bunu dengeleyen artışlar var. Ayrıca bu bölgelerdeki gençlerde testlerin pozitif çıkma oranı bazı riskli bölgelerde gördüğümüzden daha fazla. Açıkça görülüyor ki gençlerin hareketliliği yaşlılardan daha çok arttı. Yani yaş yapısı şu an çok genç ancak maalesef çok kuşaklı haneler ve bakımevleri çalışanları yoluyla, hem etkinin ortaya çıkışındaki gecikme hem de bulaşıcılığın artması ile yaşlılara geri dönecek ve ölüm oranı tekrar artacak, şimdi 2.000'lerden 500'lere düşmüş durumda olsa bile.
CA: And is that partly because there's a three-week lag between case numbers and fatality numbers? And also, perhaps, partly because there have been some effective interventions, and we're actually seeing the possibility that the overall fatality rate is actually falling a bit now that we've gained some extra knowledge?
CA: Bunun bir sebebi de vaka sayıları ile ölüm sayıları arasında üç haftalık bir gecikme olması mı? Belki de kısmi olarak, bazı etkili müdahalelerin yapılmasından ve artık daha bilgili olduğumuz için genel ölüm oranının biraz düşmesi olasılığını görebildiğimizden mi?
BG: Yeah, certainly your fatality rate is always lower when you're not overloaded. And so Italy, when they were overloaded, Spain, even New York at the start, certainly China, there you weren't even able to provide the basics, the oxygen and things. A study that our foundation funded in the UK found the only thing other than remdesivir that is a proven therapeutic, which is the dexamethasone, that for serious patients, is about a 20 percent death reduction, and there's still quite a pipeline of those things.
BG: Evet, aşırı yüklenme olmadığında ölüm oranı her zaman daha düşük. Hastanelere aşırı yüklenme olduğunda İtalya, İspanya hatta ilk zamanlarda New York ve kesinlikle Çin -- buralarda oksijen gibi çok temel şeyleri bile sağlamaya imkan yoktu. Birleşik Krallık'ta yapılan, vakfımız tarafından finanse edilen bir çalışma iyileştiriciliği kanıtlanmış olan remdesivir dışında işe yarayan bir madde buldu. Bu deksametazon ve ağır hastalarda ölüm riskini yüzde 20 düşürüyor. Bu konularda yapılmış epey plan var.
You know, hydroxychloroquine never established positive data, so that's pretty much done. There's still a few trials ongoing, but the list of things being tried, including, eventually, the monoclonal antibodies, we will have some additional tools for the fall. And so when you talk about death rates, the good news is, some innovation we already have, and we'll have more, even in the fall. We should start to have monoclonal antibodies, which is the single therapeutic that I'm most excited about.
Hidroksiklorokin hiç pozitif veri oluşturmadı, yani o bitmek üzere. Hâlâ devam eden birkaç deneme var ancak şu an denenen şeylerin listesini düşünürseniz, ki bunlara monoklonal antikorlar da dahil, sonbahar için daha çok aracımız olacak. Yani ölüm oranından konu açılmışken iyi haber şu: Bazı yenilikleri çoktan yaptık ve çok daha fazlası gelecek, sonbaharda bile. Monoklonal antikorları denemeye başlamalıyız, beni en çok heyecanlandıran tedavi bu.
CA: I'll actually ask you to tell me a bit more about that in one sec, but just putting the pieces together on death rates: so in a well-functioning health system, so take the US when places aren't overcrowded, what do you think the current fatality numbers are, approximately, going forward, like as a percentage of total cases? Are we below one percent, perhaps?
CA: Aslında birazdan sana bunun detaylarını soracağım ama ölüm oranları konusunu toparlayacak olursak -- İyi işleyen bir sağlık sistemini ele alalım, örneğin hastanelerin aşırı dolu olmadığı haliyle ABD, sence burada şu an tüm vakalar içinde ölüm yüzdesi yaklaşık olarak nedir? Yüzde birin altında olabilir mi?
BG: If you found every case, yes, you're well below one percent. People argue, you know, 0.4, 0.5. By the time you bring in the never symptomatics, it probably is below 0.5, and that's good news. This disease could have been a five-percent disease. The transmission dynamics of this disease are more difficult than even the experts predicted. The amount of presymptomatic and never symptomatic spread and the fact that it's not coughing, where you would kind of notice, "Hey, I'm coughing" -- most respiratory diseases make you cough. This one, in its early stages, it's not coughing, it's singing, laughing, talking, actually, still, particularly for the super-spreaders, people with very high viral loads, causes that spread, and that's pretty novel, and so even the experts have to say, "Wow, this caught us by surprise." The amount of asymptomatic spread and the fact that there's not a coughing element is not a major piece like the flu or TB.
BG: Her vaka tespit edildiyse, evet. Yüzde birin kesinlikle altındadır. İnsanlar yüzde 0,4 veya 0,5 olarak tahmin ediyor. Asemptomatik geçirenleri de hesaba katarsak muhtemelen 0,5'in de altındadır ve bu iyi bir haber. Ölüm oranı yüzde beş de olabilirdi. Bu hastalığın bulaşma dinamikleri, uzmanların tahmin ettiğinden bile daha karışık. Asemptomatik ve semptom öncesi bulaşım miktarı ve "Galiba öksürüyorum," diye fark edilebilen bir tür öksürme olmaması -- çoğu solunum hastalığı öksürük yapar. Bunun erken dönemlerde yaptığı ise öksürük değil, şarkı söylemek, gülmek, konuşmak -- hatta, özellikle süper yayıcılar, yani çok yüksek viral yük taşıyan insanlar virüsü bu şekilde yayıyor. Bu çok yeni bir şey. Uzmanlar bile "Bu bizi gafil avladı," diyor. Asemptomatik yayılım miktarı ve öksürük olmaması grip ve tüberkülozda pek görülen şeyler değil.
CA: Yeah, that is devilish cunning by the virus. I mean, how much is that nonsymptomatic transmission as a percentage of total transmission? I've heard numbers it could be as much as half of all transmissions are basically presymptomatic.
CA: Evet, bu virüsün şeytani bir kurnazlığı. Peki, asemptomatik bulaş, toplam bulaşın yüzde kaçına denk geliyor? Tüm bulaşın yarısının semptom öncesi bulaş olduğuna dair bazı sayılar duydum.
BG: Yeah, if you count presymptomatics, then most of the studies show that's like at 40 percent, and we also have never symptomatics. The amount of virus you get in your upper respiratory area is somewhat disconnected. Some people will have a lot here and very little in their lungs, and what you get in your lungs causes the really bad symptoms -- and other organs, but mostly the lungs -- and so that's when you seek treatment. And so the worst case in terms of spreading is somebody who's got a lot in the upper respiratory tract but almost none in their lungs, so they're not care-seeking.
BG: Evet, eğer semptom öncesi olanlar sayılırsa birçok araştırma bunun yüzde 40 olduğunu gösteriyor ve bir de hiç semptom göstermeyenler var. Üst solunum yoluna geçen virüs miktarı biraz bağlantısız. Bazı insanların buralarında çok virüs olup akciğerlerinde çok az olabilir ve kötü semptomlara yol açan şey akciğerinize aldığınız virüs -- ve diğer organlara ama çoğunlukla akciğerler -- ve bu noktada tedaviye ihtiyacınız oluyor. Yani, bulaş bakımından en kötü senaryo üst solunum yolunda çok fazla virüs olup akciğerinde neredeyse hiç olmayan kişiler, çünkü hastaneye gitmiyorlar.
CA: Right. And so if you add in the never symptomatic to the presymptomatic, do you get above 50 percent of the transmission is actually from nonsymptomatic people?
CA: Doğru. Bu durumda asemptomatikleri semptom öncesi olanlara eklersek bulaşın yüzde 50'den fazlası semptom göstermeyen insanlardan mı kaynaklanıyor?
BG: Yeah, transmission is harder to measure. You know, we see certain hotspots and things, but that's a huge question with the vaccine: Will it, besides avoiding you getting sick, which is what the trial will test, will it also stop you from being a transmitter?
BG: Bulaşı ölçmek daha zor. Bazı noktaları tespit edebiliyoruz ancak aşıyla ilgili büyük bir soru bu: Aşı, hastalığı önlemesinin yanında, ki bunu denemeler gösterecek, kişinin hastalığı başkasına bulaştırmasını da engelliyor mu?
CA: So that vaccine, it's such an important question, let's come on to that. But before we go there, any other surprises in the last couple months that we've learned about this virus that really impact how we should respond to it?
CA: Bu aşıyla ilgili önemli bir soru, bunu konuşalım ama oraya gelmeden, son birkaç ayda virüsle ilgili, onunla savaşma yollarımızı etkileyecek olan başka sürpriz bilgilerle karşılaştık mı?
BG: We're still not able to characterize who the super-spreaders are in terms of what that profile is, and we may never. That may just be quite random. If you could identify them, they're responsible for the majority of transmission, a few people who have very high viral loads. But sadly, we haven't figured that out. This mode of transmission, if you're in a room and nobody talks, there's way less transmission. That's partly why, although planes can transmit, it's less than you would expect just in terms of time proximity measures, because unlike, say, a choir or a restaurant, you're not exhaling in loud talking quite as much as in other indoor environments.
BG: Hâlâ süper yayıcıların ayırt edici özelliklerini, genel profillerini tanımlayamadık ve belki de hiç yapamayacağız. Belki de rastgele olan bir şeydir. Eğer onları saptayabilseydik -- bulaşın çoğundan, virüs yükü çok fazla olan bu birkaç insan sorumlu ama maalesef, bunu henüz çözemedik. Bu bulaşma yoluna göre, eğer hiç kimsenin konuşmadığı bir odadaysanız çok daha az bulaş olur. Bu yüzden uçaklarda bulaş olsa bile, sadece yakınlık ölçümüne bakarak bekleyeceğinizden çok daha az çünkü uçakta, koro veya restoran benzeri kapalı bir ortamda olacağından çok daha az yüksek sesli konuşma olur ve böyle bir ortamda solumazsınız.
CA: Hmm. What do you think about the ethics of someone who would go on a plane and refuse to wear a mask?
CA: Uçağa binip maske takmayı reddeden birinin etiği hakkında ne düşünüyorsun?
BG: If they own the plane, that would be fine. If there's other people on the plane, that would be endangering those other people.
BG: Eğer uçağın sahibi onlarsa sorun yok ama uçakta başkaları da varsa o insanları tehlikeye atmak demek.
CA: Early on in the pandemic, the WHO did not advise that people wear masks. They were worried about taking them away from frontline medical providers. In retrospect, was that a terrible mistake that they made?
CA: Salgının başlarında, DSÖ insanlara maske takmaları önerisinde bulunmadı çünkü ön saflardaki sağlık çalışanlarına yetmeyeceğinden endişeleniyorlardı. Şimdi bakıldığında bu yaptıkları çok büyük bir hata mıydı?
BG: Yes. All the experts feel bad that the value of masks -- which ties back somewhat to the asymptomatics; if people were very symptomatic, like an Ebola, then you know it and you isolate, and so you don't have a need for a masklike thing. The value of masks, the fact that the medical masks was a different supply chain than the normal masks, the fact you could scale up the normal masks so well, the fact that it would stop that presymptomatic, never symptomatic transmission, it's a mistake. But it's not a conspiracy. It's something that, we now know more. And even now, our error bars on the benefit of masks are higher than we'd like to admit, but it's a significant benefit.
BG: Evet. Tüm uzmanlar maskenin önemi konusunda pişman -- burada konu yine asemptomatiklere geliyor. Eğer insanlar Ebola'daki gibi çok semptomatik olsalardı, o zaman farkında olurdunuz ve kendinizi izole ederdiniz, yani maske gibi bir şeye ihtiyacınız olmazdı. Maskenin önemi düşünülünce tıbbi maskelerin normal maskelerden ayrı bir tedarik zincirinin olması, normal maskelerin üretiminin kolayca yükseltilebilecek olması, maske ile semptom öncesi ve asemptomatik bulaşın önlenebilecek olması -- yani bu bir hataydı ama komplo değildi. Şimdi daha çok bilgi sahibiyiz. Şu an bile, maskelerin faydası konusundaki hata çubuklarımız kabul etmek istediğimizden fazla ama yine de kayda değer bir faydaları var.
CA: Alright, I'm going to come in with some questions from the community. Let's pull them up there. Jim Pitofsky, "Do you think reopening efforts in the US have been premature, and if so, how far should the US go to responsibly confront this pandemic?"
CA: Pekala, topluluğumuzdan gelen bazı soruları alacağım. Ekrana koyalım. Jim Pitofsky soruyor: "Sizce normalleşme çalışmaları ABD için çok mu erken, eğer öyleyse, pandemi konusunda sorumlu davranmak kaydıyla ne kadar ileri gidilmeli?"
BG: Well, the question of how you make trade-offs between the benefits, say, of going to school versus the risk of people getting sick because they go to school, those are very tough questions that I don't think any single person can say, "I will tell you how to make all these trade-offs." The understanding of where you have transmission, and the fact that young people do get infected and are part of the multigenerational transmission chain, we should get that out. If you just look at the health aspect, we have opened up too liberally.
BG: Bu soru, örneğin okula gitmenin yararları ile gidenlerin hastalanma riski arasında nasıl ödünleşim yaptığınız sorusu -- bunlar gerçekten zor sorular. Hiçbir insanın çıkıp "Bu ödünleşimi nasıl yapacağımızı biliyorum," diyebileceğini sanmıyorum. Bulaşın nerelerde sık olduğunu anlayabildiğimizi, gençlerin de enfekte olabildiğini ve çok kuşaklı bulaş zincirinin bir parçası olduklarını düşününce bu ihtimali çıkarmalıyız. Eğer yalnızca sağlık açısından düşünürsek gereğinden fazla normalleştik.
Now, opening up in terms of mental health and seeking normal health things like vaccines or other care, there are benefits. I think some of our opening up has created more risk than benefit. Opening the bars up as quickly as they did, you know, is that critical for mental health? Maybe not. So I don't think we've been as tasteful about opening up as I'm sure, as we study it, that we'll realize some things we shouldn't have opened up as fast. But then you have something like school, where even sitting here today, the exact plan, say, for inner-city schools for the fall, I wouldn't have a black-and-white view on the relative trade-offs involved there.
Akıl sağlığı bakımından veya aşılara ulaşım gibi normal sağlık hizmetleri bakımından düşünüldüğünde normalleşmenin faydaları var ancak bence normalleşmenin bir kısmı faydadan çok risk yarattı. Örneğin barları bu kadar erken açmak, bu gerçekten akıl sağlığı için çok mu önemliydi? Belki de değildi. Bence normalleşme konusunda pek başarılı olamadık ve eminim ki araştırmalar yaptıkça bu kadar hızlı normalleşmememiz gerektiğini fark edeceğiz. Bir yandan da okul durumu var, bugün burada otururken bile şehir içindeki okulların sonbahar planı ile ilgili, bu konudaki ödünleşimlerle ilgili net bir siyah ya da beyaz görüşe sahip olamam.
There are huge benefits to letting those kids go to school, and how do you weigh the risk? If you're in a city without many cases, I would say probably the benefit is there. Now that means that you could get surprised. The cases could show up, and then you'd have to change that, which is not easy. But I think around the US, there will be places where that won't be a good trade-off.
Çocukların okula gitmesine izin vermenin çok büyük yararları var ama risk nasıl ölçülebilir ki? Fazla vakası olmayan bir şehirdeyseniz ben yararın muhtemelen orada olduğunu söylerdim ama bu şaşırabileceğiniz anlamına da gelir. Vakalar artabilir ve bu sefer bunu değiştirmeniz gerekir ki kolay bir şey değil. Benim düşünceme göre, ABD genelinde okulları açmanın iyi bir ödünleşim olmayacağı çok yer olacaktır.
So almost any dimension of inequity, this disease has made worse: job type, internet connection, ability of your school to do online learning. White-collar workers, people are embarrassed to admit it, some of them are more productive and enjoying the flexibility that the at-home thing has created, and that feels terrible when you know lots of people are suffering in many ways, including their kids not going to school.
Bu hastalık, adaletsizliğin her boyutunu daha da kötüleştirdi: iş türü, internet bağlantısı, okulun çevrimiçi eğitim yapabilme gücü. Beyaz yakalı çalışanlar -- insanlar itiraf etmekten utansa da bazıları şimdi daha üretken, evde çalışmanın yarattığı esnekliği seviyorlar ve diğer insanların birçok yönden zor durumda olduğunu bildiğinizde, ki çocuklarının okula gitmemesi buna dahil, bu çok kötü bir his.
CA: Indeed. Let's have the next question. [Nathalie Munyampenda] "For us in Rwanda, early policy interventions have made the difference. At this point, what policy interventions do you suggest for the US now?" Bill, I dream of the day where you are appointed the coronavirus czar with authority to actually speak to the public. What would you do?
CA: Kesinlikle. Sıradaki soruyu alalım. [Nathalie Munyampenda] "Rwanda'da, bizim için fark yaratan şey erken müdahale politikaları oldu. Bu noktada, ABD için ne tür politika müdahaleleri önerirsiniz?" Bill, senin koronavirüs lideri olarak atanıp halka konuşma yapma yetkisi alacağın günün hayalini kuruyorum. Sen ne yapardın?
BG: Well, the innovation tools are where I and the foundation probably has the most expertise. Clearly, some of the policies on opening up have been too generous, but I think everybody could engage in that. We need leadership in terms of admitting that we've still got a huge problem here and not turning that into almost a political thing of, "Oh, isn't it brilliant what we did?" No, it's not brilliant, but there's many people, including the experts -- there's a lot they didn't understand, and everybody wishes a week earlier whatever action they took, they'd taken that a week earlier. The innovation tools, that's where the foundation's work on antibodies, vaccines, we have deep expertise, and it's outside of the private sector, and so we have kind of a neutral ability to work with all the governments and the companies to pick.
BG: Benim ve vakfın temel uzmanlık alanı yenilik araçları. Açıkça görülüyor ki, bazı normalleşme politikaları gereğinden fazla cömert ancak bu sonuca herkesin varabileceğini düşünüyorum. Liderliğe ihtiyaç var, hâlâ büyük bir sorunumuz olduğunu kabul etmek ve bunu siyasi bir şeye çevirip "Bu yaptığımız şey harika olmadı mı?" dememek gerek. Hayır, harika değil ancak pek çok insan bu durumda, uzmanlar da dahil -- anlamadıkları birçok şey var ve herkes, nasıl bir adım atmış olursa olsun bunu bir hafta önce yapmış olmayı diliyor. Yenilik araçları, vakfın antikorlar ve aşılarla ilgili çalışmaları, bizim uzman olduğumuz konu bu. Özel sektör alanının dışındayız, bu yüzden seçtiğimiz tüm hükûmetlerle ve şirketlerle tarafsız olarak çalışma olanağımız var.
Particularly when you're doing break-even products, which one should get the resources? There's no market signal for that. Experts have to say, "OK, this antibody deserves the manufacturing. This vaccine deserves the manufacturing," because we have very limited manufacturing for both of those things, and it'll be cross-company, which never happens in the normal case, where one company invents it and then you're using the manufacturing plants of many companies to get maximum scale of the best choice. So I would be coordinating those things, but we need a leader who keeps us up to date, is realistic and shows us the right behavior, as well as driving the innovation track.
Özellikle başabaş noktası ürünlerinde, kaynaklar hangisi için kullanılmalı? Bunun için bir piyasa sinyali yok. Uzmanlar "Tamam, bu antikor üretimi hak ediyor, şu aşı üretime layık," demeli, çünkü ikisi için de sınırlı imalatımız var ve bu şirketlerarası olacak, ki normalde bu asla olmaz. Normalde bir şirket icat eder ve sen de, en iyi seçimden en yüksek hacmi elde etmek için birçok şirketin üretim tesisini kullanırsın. Yani ben böyle şeyleri koordine ederim ancak yenilik tarafını motive etmenin yanında bizi gelişmelerden haberdar edebilecek, gerçekçi olacak ve bize doğru davranışı gösterecek bir lidere ihtiyacımız var.
CA: I mean, you have to yourself be a master diplomat in how you talk about this stuff. So I appreciate, almost, the discomfort here. But I mean, you talk regularly with Anthony Fauci, who is a wise voice on this by most people's opinion. But to what extent is he just hamstrung? He's not allowed to play the full role that he could play in this circumstance.
CA: Gerçekten bu konudaki konuşmalarına bakınca sen de uzman diplomat olmalıymışsın. Buradaki sıkıntıyı da takdir ediyorum. Anthony Fauci'yle düzenli olarak görüşüyorsun, o da çoğu insanın görüşüne göre bu konuda bilge bir ses ama onun da bir noktada eli kolu bağlı değil mi? Bu koşullarda normalde oynayabileceği rolün tamamını oynamaya izni yok.
BG: Dr. Fauci has emerged where he was allowed to have some airtime, and even though he was stating things that are realistic, his prestige has stuck. He can speak out in that way. Typically, the CDC would be the primary voice here. It's not absolutely necessary, but in previous health crises, you let the experts inside the CDC be that voice. They're trained to do these things, and so it is a bit unusual here how much we've had to rely on Fauci as opposed to the CDC. It should be Fauci, who's a brilliant researcher, so experienced, particularly in vaccines. In some ways, he has become, taking the broad advice that's the epidemiology advice and explaining it in the right way, where he'll admit, "OK, we may have a rebound here, and this is why we need to behave that way." But it's fantastic that his voice has been allowed to come through.
BG: Doktor Fauci, konuşma yetkisinin olduğu bir zamanda ortaya çıktı ve ifadeleri gayet gerçekçi olmasına rağmen -- alanında saygın biri olarak, o şekilde açıkça konuşmaya hakkı vardı. Genelde böyle durumlarda temel sözcü CDC olur. Böyle bir zorunluluk yok ancak önceki sağlık krizlerinde CDC'deki uzmanların sözcü olmasına izin verilmişti. Onlar bu işler için eğitim aldı, bu yüzden bu olayda CDC yerine Fauci'ye güvenmek zorunda olmamız alışılagelmiş bir durum değil. Fauci dinlenmeli, o harika bir araştırmacı ve özellikle aşılar konusunda çok tecrübeli. Bazı yönlerden, kapsamlı tavsiyeler verme, yani epidemiyoloji tavsiyeleri verme ve bunları doğru şekilde açıklama pozisyonuna geçti. Gerektiğinde "Burada bir ikinci dalga olabilir, o yüzden bu şekilde davranmalıyız," diyebildi. Sesinin duyulmasına izin verilmesi şahane oldu.
CA: Sometimes. Let's have the next question. Nina Gregory, "How are you and your foundation addressing the ethical questions about which countries get the vaccine first, assuming you find one?" And maybe, Bill, use this as a moment to just talk about where the quest for the vaccine is and what are just some of the key things we should all be thinking about as we track the news on this.
CA: Bazen. Sıradaki soruyu alalım. Nina Gregory, "Aşının bulunduğunu varsayarsak siz ve vakfınız, hangi ülkede ilk aşılamanın yapılacağıyla ilgili etik soruları nasıl değerlendiriyorsunuz?" Bill, belki bu fırsatı, aşı arayışının nerede olduğundan ve bu konudaki haberleri değerlendirirken düşünmemiz gereken anahtar noktalardan bahsetmek için kullanabilirsin.
BG: There's three vaccines that are, if they work, are the earliest: the Moderna, which unfortunately, won't scale very easily, so if that works, it'll be mostly a US-targeted thing; then you have the AstraZeneca, which comes from Oxford; and the Johnson and Johnson. Those are the three early ones. And we have animal data that looks potentially good but not definitive, particularly will it work in the elderly, and we'll have human data over the next several months.
BG: Eğer işe yararlarsa şimdilik üç aşı var: İlki Moderna, maalesef üretimi kolay olmayacak, o yüzden işe yararsa çoğunlukla ABD odaklı olacak. Diğer ikisi de Oxford'dan gelen AstraZeneca ve Johnson and Johnson. Bunlar en erken bulunan üç tanesi. Hayvanlardan gelen verilerimiz var, potansiyel olarak iyi görünse de kesin değil, özellikle de yaşlılarda işe yarayıp yaramayacağı kesin değil. Önümüzdeki birkaç ayda da insan verilerimiz olacak.
Those three will be gated by the safety and efficacy trial. That is, we'll be able to manufacture those, although not as much as we want. We'll be able to manufacture those before the end of the year. Whether the Phase 3 will succeed and whether it'll complete before the end of the year, I wouldn't be that optimistic about. Phase 3 is where you need to really look at all the safety profile and efficacy, but those will get started. And then there's four or five vaccines that use different approaches that are maybe three or four months behind that: Novavax, Sanofi, Merck. And so we're funding factory capacity for a lot of these -- some complex negotiations are taking place right now on this -- to get factories that will be dedicated to the poorer countries, what's called low- and middle-income. And the very scalable constructs that include AstraZeneca and Johnson and Johnson, we'll focus on those, the ones that are inexpensive and you can build a single factory to make 600 million doses.
Bu üçü güvenlik ve etkinlik denemeleriyle sınırlandırılacak, yani istediğimiz sayıda olmasa da, bunları imal edebileceğiz. Bunları bu yıl bitmeden imal edebileceğiz. Üçüncü aşamanın başarılı olup olmayacağı ve bunun yıl bitiminden önce tamamlanıp tamamlanmayacağı konusunda pek iyimser olamam. Üçüncü aşama, aşının güvenlik ve etkinlik profilinin iyice değerlendirildiği aşama. İşte bunlara başlanacak. Başka yaklaşımlar kullanan dört veya beş aşı daha var, bunların süreci de üç dört ay geriden geliyor: Novavax, Sanofi, Merck. Bunların çoğu için fabrika kapasitelerini finanse ediyoruz, bu konuda karmaşık müzakereler sürüyor -- Düşük ve orta gelirli denen, daha yoksul ülkelere ayrılmış fabrikalar açma amacı var. AstraZeneca ve Johnson and Johnson gibi ölçeklenebilir ürünlere odaklanacağız, bunların maliyeti daha az ve kuracağınız tek bir fabrika 600 milyon doz üretebiliyor.
So a number of the vaccine constructs are potential. I don't see anything before the end of the year. That's really the best case, and it's down to a few constructs now, which, typically, you have high failure rates.
Yani birçok aşı yapısı potansiyel aşamada. Bu yıl bitmeden önce tamamlanmasını beklemiyorum. Bu gerçekten en iyi ihtimal. Şimdi seçenekler birkaç aşı yapısına indi ve genelde yüksek hata oranı beklenir.
CA: Bill, is it the case that if you and your foundation weren't in the picture here that market dynamics would likely lead to a situation where, as soon as a promising vaccine candidate emerged, the richer countries would basically snap up, gobble up all available initial supply -- it just takes a while to manufacture these, and there would be nothing for the poorer countries -- but that what, effectively, you're doing by giving manufacturing guarantees and capability to some of these candidates, you're making it possible that at least some of the early vaccine units will go to poorer countries? Is that correct?
CA: Bill, eğer sen ve vakfın bu resimde olmasaydınız piyasa dinamikleri, iyi bir aşı adayı ortaya çıktığı anda zengin ülkelerin tüm mevcut arzı havada kapıştığı bir duruma yol açar mıydı? Bunları üretmek zaman alıyor ve yoksul ülkelere pek bir şey kalmazdı -- ancak senin, etkili bir şekilde yaptığın şey, bu adaylardan bazılarına üretim garantisi ve imkanı vererek en azından ilk aşı ünitelerinin bir kısmının yoksul ülkelere gitmesini mümkün kılmak mı? Bu doğru mu?
BG: Well, it's not just us, but yes, we're in the central role there, along with a group we created called CEPI, Coalition for Epidemic Preparedness, and the European leaders agree with this. Now we have the expertise to look at each of the constructs and say, "OK, where is there a factory in the world that has capacity that can build that? Which one should we put the early money into? What should the milestones be where we'll shift the money over to a different one?" Because the kind of private sector people who really understand that stuff, some of them work for us, and we're a trusted party on these things, we get to coordinate a lot of it, particularly that manufacturing piece.
BG: Bunu tek yapan biz değiliz ama doğru, merkezi rolü biz oynuyoruz, CEPI, yani Epidemik Hazırlık Koalisyonu adını verdiğimiz grubumuz da bizimle. Avrupa liderleri de bunu onaylıyor. Bizim, bir yapıya bakıp şu soruları sorabilecek uzmanlığımız var: "Dünyanın neresinde bunu yapabilecek kapasitede bir fabrika var? İlk parayı hangisine yatırmalıyız? Sermayeyi birinden diğerine aktarma kararımız için gereken ölçüt ne olmalı?" Bu işlerden anlayan bazı özel sektör çalışanlarını bünyemizde barındırdığımız ve bu konularda güvenilen bir taraf olduğumuz için işin çoğunu, özellikle de üretim kısmını koordine edebiliyoruz.
Usually, you'd expect the US to think of this as a global problem and be involved. So far, no activity on that front has taken place. I am talking to people in the Congress and the Administration about when the next relief bill comes along that maybe one percent of that could go for the tools to help the entire world. And so it's possible, but it's unfortunate, and the vacuum here, the world is not that used to, and a lot of people are stepping in, including our foundation, to try and have a strategy, including for the poorer countries, who will suffer a high percentage of the deaths and negative effects, including their health systems being overwhelmed. Most of the deaths will be in developing countries, despite the huge deaths we've seen in Europe and the US.
Genelde, ABD'den beklenen bunu küresel bir sorun olarak kabul etmesi ve müdahale etmesi. Şimdiye kadar, bu yönde bir eylem olmadı. Kongre'deki ve yönetimdeki insanlarla bir sonraki yardım fonunun ne zaman geleceğini, belki bu paranın yüzde birini tüm dünyaya yardım edebilecek araçlar için harcayabileceğimizi konuşuyorum. Yani bu mümkün ama pek şansı yok. Buradaki boşluk, dünyanın buna pek alışık olmaması. Birçok insan, bizim vakfımız da dahil, devreye giriyor, yüksek ölüm yüzdeleri, olumsuz etkiler ve sağlık sistemlerinin çökmesi gibi sorunlardan muzdarip olacak yoksul ülkeler için de bir strateji bulmaya çalışıyorlar. Avrupa ve ABD'de yüksek ölüm sayıları görmemize rağmen ölümlerin çoğu gelişmekte olan ülkelerde olacak.
CA: I mean, I wish I could be a fly on the wall and hearing you and Melinda talk about this, because of all of the ethical ... "crimes," let's say, executed by leaders who should know better, I mean, it's one thing to not model mask-wearing, but to not play a role in helping the world when faced with a common enemy, respond as one humanity, and instead ... you know, catalyze a really unseemly scramble between nations to fight for vaccines, for example. That just seems -- surely, history is going to judge that harshly. That is just sickening. Isn't it? Am I missing something?
CA: Keşke bir casus olup Melinda ve seni bu konuda konuşurken dinleyebilseydim Ne yaptığını bilmesi gereken liderler tarafından işlenen tüm ahlaki "suçlar" -- Demek istediğim, maske takma konusunda örnek olmamak başka, ortak bir düşman varken ve tüm insanlık olarak cevap vermemiz gerekirken dünyaya yardım etmeye yanaşmamak ve hatta bunun yerine, uluslar arasında, aşı için savaşmak gibi, yakışıksız çekişmeler başlatmak başka. Bu çok -- elbette, tarih bunu acımasızca yargılayacaktır. Bu çok mide bulandırıcı. Öyle değil mi? Bir şey mi kaçırıyorum?
BG: Well, it's not quite as black-and-white as that. The US has put more money out to fund the basic research on these vaccines than any country by far, and that research is not restricted. There's not, like, some royalty that says, "Hey, if you take our money, you have to pay the US a royalty." They do, to the degree they fund research, it's for everybody. To the degree they fund factories, it's just for the US. The thing that makes this tough is that in every other global health problem, the US totally leads smallpox eradication, the US is totally the leader on polio eradication, with key partners -- CDC, WHO, Rotary, UNICEF, our foundation. So the world -- and on HIV, under President Bush's leadership, but it was very bipartisan, this thing called PEPFAR was unbelievable. That has saved tens of millions of lives.
BG: İşler bu kadar siyah beyaz değil. Şu ana kadar ABD, temel aşı araştırmalarını fonlamak için tüm ülkelerden fazla para harcadı ve bu araştırmalar kısıtlanmış değil. "Eğer paramızı alıyorsan ABD'ye kâr payı vermelisin," diyen bir imtiyaz yok. Aslında, araştırmanın finanse edildiği derecede veriyorlar, bu herkes için geçerli. Fabrikaların finanse edildiği derecede ise, sadece ABD için. Bu işi zorlaştıran şey ise, tüm küresel sağlık sorunlarında -- çiçek hastalığı eradikasyonuna ABD öncülük etti, çocuk felci eradikasyonu konusunda ABD liderdi, elbette CDC, DSÖ, Rotary, UNICEF ve vakfımız gibi partnerlerle birlikte. Yani dünya -- HIV konusunda da, Başkan Bush'un liderliğinde -- ancak bu çift taraflı bir şeydi, PEPFAR denilen şey de inanılmazdı. Bu on milyonlarca hayat kurtardı.
And so it's that the world always expected the US to at least be at the head of the table, financially, strategy, OK, how do you get these factories for the world, even if it's just to avoid the infection coming back to the US or to have the global economy working, which is good for US jobs to have demand outside the US. And so the world is kind of -- you know, there's all this uncertainty about which thing will work, and there's this, "OK, who's in charge here?"
Durum şu ki, dünya her zaman ABD'den, en azından masanın başında oturmasını bekledi, finansal ve stratejik olarak ne yapılacak, fabrikalar dünyaya nasıl yayılacak -- bunlar sadece enfeksiyonun ABD'ye geri dönmesini önlemek veya küresel ekonomiyi canlı tutmak için olsa bile, ki ABD'deki işlerin ABD dışında talep görmesi de iyi bir şey. Yani dünyanın tavrı biraz -- neyin işe yarayıp yaramayacağı hakkında belirsizlikler var ve dünya "Peki, burada yetkili kim?" diye soruyor.
And so the worst thing, the withdrawal from WHO, that is a difficulty that hopefully will get remedied at some point, because we need that coordination through WHO.
Şu ana kadar en kötü şey DSÖ'den çekilmekti. Umarım bir noktada bu zorluğa bir çözüm bulunur, çünkü DSÖ'nün sağlayacağı koordinasyona ihtiyacımız var.
CA: Let's take another question. Ali Kashani, "Are there any particularly successful models of handling the pandemic that you have seen around the world?"
CA: Başka bir soru alalım. Ali Kashani, "Dünya çapında, pandemiyle başa çıkma konusunda özellikle başarılı bulduğunuz bir model var mı?"
BG: Well, it's fascinating that, besides early action, there are definitely things where you take people who have tested positive and you monitor their pulse ox, which is the oxygen saturation level in their blood, which is a very cheap detector, and then you know to get them to the hospitals fairly early. Weirdly, patients don't know things are about to get severe. It's an interesting physiological reason that I won't get into. And so Germany has quite a low case fatality rate that they've done through that type of monitoring. And then, of course, once you get into facilities, we've learned that the ventilator, actually, although extremely well-meaning, was actually overused and used in the wrong mode in those early days. So the health -- the doctors are way smarter about treatment today. Most of that, I would say, is global. Using this pulse ox as an early indicator, that'll probably catch on broadly, but Germany was a pioneer there. And now, of course, dexamethasone -- fortunately, it's cheap, it's oral, we can ramp up manufacture. That'll go global as well.
BG: Erken önlem almak dışında, bazı etkileyici uygulamalar da var. Örneğin testi pozitif çıkanları alıp nabız oksimetrelerini takip ediyorsunuz. Bu, kandaki oksijen doygunluğu seviyesini gösteriyor ve gerçekten çok ucuz bir detektör. Böylece onları hastaneye erken yatırmanız gerektiğini anlıyorsunuz. Tuhaf bir şekilde, hastalar durumlarının ağırlaşmak üzere olduğunu hissetmiyor. İlginç bir fizyolojik sebebi var ama detayına girmeyeceğim. Almanya hastalarını bu şekilde takip ederek vaka ölüm oranlarını düşük tuttu. Elbette, tıbbi tesisler konusuna gelecek olursak ilk günlerde, kesinlikle iyi niyetle de olsa solunum cihazlarının gereğinden fazla ve yanlış modda kullanıldığını öğrendik. Yani doktorlar tedavi konusunda şimdi daha akıllıca davranıyor. Bence bunların çoğu küresel. Nabız oksimetresi erken bir indikatör olarak daha yaygın kullanılacak ama bunun öncüsü Almanya. Şimdi de tabii, deksametazon -- neyse ki ucuz bir şey, oral ve üretimini artırmak mümkün. Bu da küresel olacak.
CA: Bill, I want to ask you something about what it's been like for you personally through this whole process. Because, weirdly, even though your passion and good intent on this topic seems completely bloody obvious to anyone who has spent a moment with you, there are these crazy conspiracy theories out there about you. I just checked in with a company called Zignal that monitors social media spaces. They say that, to date, I think on Facebook alone, more than four million posts have taken place that associate you with some kind of conspiracy theory around the virus. I read that there was a poll that more than 40 percent of Republicans believe that the vaccine that you would roll out would somehow plant a microchip in people to track their location. I mean, I can't even believe that poll number. And then some people are taking this seriously enough, and some of them have even been recirculated on "Fox News" and so forth, some people are taking this seriously enough to make really quite horrible threats and so forth. You seem to do a good job sort of shrugging this off, but really, like, who else has ever been in this position? How are you managing this? What on earth world are we in that this kind of misinformation can be out there? What can we do to help correct it?
CA: Bill, senin için kişisel olarak tüm bu sürecin nasıl geçtiğini sormak istiyorum, çünkü tuhaf bir şekilde, bu konudaki tutkun ve iyi niyetin seninle bir an bile geçirmiş biri için çok açık olsa da dışarıda senin hakkında çılgın komplo teorileri var. Zignal adında, sosyal medya alanını takip eden bir şirketten kontrol ettim. Diyorlar ki, şu ana kadar, sadece Facebook üzerinde seni virüsle ilgili bir tür komplo teorisiyle bağdaştıran dört milyondan fazla gönderi paylaşılmış. Okuduklarıma göre, bir ankete katılan Cumhuriyetçilerin yüzde 40'ından fazlası senin halka sunacağın aşının her nasılsa insanların içine bir mikroçip yerleştirip konumlarını takip edeceğine inanıyormuş. Bu sayılara inanamıyorum. Bazı insanlar bunu gayet ciddiye de alıyor ve hatta bazıları Fox News'te de çıktı. Bazı insanlar bunu, gerçekten korkunç tehditler yağdıracak kadar ciddiye alıyor. Bunu kafana takmamak konusunda iyi iş çıkarıyorsun ama gerçekten, kaç kişi böyle bir pozisyona düşmüştür ki? Bununla nasıl baş ediyorsun? Nasıl bir dünyada yaşıyoruz ki böyle yanlış bilgiler ortalıkta dolaşabiliyor? Bunu düzeltmek için ne yapabiliriz?
BG: I'm not sure. And it's a new thing that there's conspiracy theories. I mean, Microsoft had its share of controversy, but at least that related to the real world, you know? Did Windows crash more than it should? We definitely had antitrust problems. But at least I knew what that was. When this emerged, I have to say, my instinct was to joke about it. People have said that's really inappropriate, because this is a very serious thing. It is going to make people less willing to take a vaccine. And, of course, once we have that vaccine, it'll be like masks, where getting lots of people, particularly when it's a transmission-blocking vaccine, there's this huge community benefit to widespread adoption of that vaccine. So I am caught a little bit, unsure of what to say or do, because the conspiracy piece is a new thing for me, and what do you say that doesn't give credence to the thing? The fact that a "Fox News" commentator, Laura Ingraham, was saying this stuff about me microchipping people, that survey isn't that surprising because that's what they heard on the TV. It's wild. And people are clearly seeking simpler explanations than going and studying virology.
Emin değilim. Komplo teorilerinin olması da çok yeni bir şey. Microsoft hakkında da münakaşalar oldu ama onlar en azından gerçek dünyayla bağlantılıydı. Microsoft gereğinden fazla mı çöktü? Kesinlikle antitröst problemlerimiz oldu ama en azından bunların ne olduğunu biliyordum. Bu çıktığında ise, söylemeliyim ki ilk tepkim dalga geçmek oldu. İnsanlar bunun uygunsuz olduğunu çünkü durumun ciddi olduğunu söylediler, insanların aşı olma isteğini kırabileceğini söylediler. Elbette, aşı üretildiği zaman, bir yönden maskeler gibi olacak: özellikle de bulaşı önleyen bir aşı olursa, olabildiğince çok insana ulaşmak, aşının geniş çapta sahiplenilmesini sağlamak toplum için çok büyük yarar sağlayacak. Yani buna biraz hazırlıksız yakalandım. Ne söyleyeceğimi ve yapacağımı bilmiyorum, çünkü bu komplo olayları benim için yeni ve dedikodulara prim vermeden söyleyebileceğim ne var ki? Fox News sunucusu Laura Ingraham'ın, insanları mikroçiplediğimden bahsettiğini düşününce o anketin sonuçları hiç de şaşırtıcı gelmiyor çünkü televizyonda duydukları şey bu. Çok çılgınca. Açıkça görülüyor ki insanlar gidip virüsbilim çalışmaktansa daha basit açıklamalar arıyorlar.
CA: I mean, TED is nonpolitical, but we believe in the truth. I would say this: Laura Ingraham, you owe Bill Gates an apology and a retraction. You do. And anyone who's watching this who thinks for a minute that this man is involved in some kind of conspiracy, you want your head examined. You are crazy. Enough of us know Bill over many years and have seen the passion and engagement in this to know that you are crazy. So get over it, and let's look at the actual problem of solving this pandemic. Honestly. If anyone in the chat here has a suggestion, a positive suggestion for how you can, how do you get rid of conspiracies, because they feed on each other. Now, "Oh, well I would say that, because I'm part of the conspiracy," or whatever. Like, how do we get back to a world where information can be trusted? We have to do better on it. Are there any other questions out there from the community? Aria Bendix from New York City: "What are your personal recommendations for those who want to reduce their risk of infection amid an uptick in cases?"
CA: TED apolitik bir oluşum ama gerçeğe inanıyoruz. O yüzden diyorum ki, Laura Ingraham, Bill Gates'e bir özür ve tekzip borçlusun. Kesinlikle öyle. Şu an bunu izliyorsanız ve bir dakika bile olsa bu adamın bir komployla ilgisi olduğunu düşündüyseniz beyninizi kontrol ettirmelisiniz. Çıldırmış olabilirsiniz. Çoğumuz Bill'i uzun yıllardır tanıyoruz, bu konudaki tutkusunu ve bağlılığını gördüğüm için söylüyorum: Siz çıldırmışsınız. O yüzden artık aşın bunu ve pandemiyle mücadele gibi gerçek konulara geri dönelim. Cidden söylüyorum. Eğer şu an sohbette olan birilerinin önerisi varsa bu komplo teorilerinden nasıl kurtulacağımızla ilgili olumlu bir öneri -- çünkü bunlar birbirini besliyor -- "Bunu biliyorum çünkü ben de komplonun bir parçasıyım," falan diyorsanız yazın. Bilginin güvenilir olduğu bir dünyaya nasıl geri döneceğiz? Bu konuda iyileşmek zorundayız. Topluluğumuzdan başka soru var mı? New York'tan Aria Bendix: "Vaka artışının ortasındayken enfekte olma riskini düşürmek isteyen biri için kişisel olarak ne önerirsiniz?"
BG: Well, it's great if you have a job that you can stay at your house and do it through digital meetings, and even some of your social activities, you know, I do video calls with lots of friends. I have friends in Europe that, who knows when I'll see them, but we schedule regular calls to talk. If you stay fairly isolated, you don't run much risk, and it's when you're getting together with lots of other people, either through work or socialization, that drives that risk, and particularly in these communities where you have increased cases, even though it's not going to be mandated, hopefully, the mobility numbers will show people responding and minimizing those kind of out-of-the-house contacts.
BG: Eğer evde kalıp dijital görüşmelerle sürdürebileceğin bir işin varsa bu güzel. Bazı sosyal aktiviteler bile böyle yürütülebilir, mesela ben arkadaşlarımla hep görüntülü konuşuyorum. Avrupa'da arkadaşlarım var, kim bilir onları ne zaman görebileceğim ama konuşmak için düzenli görüşmeler ayarlıyoruz. Eğer kendini izole edebiliyorsan fazla risk almıyorsundur. Riski arttıran şey, iş için veya sosyal ortamlarda diğer insanlarla bir araya gelmek. Özellikle de vaka sayısı artan yerlerde, zorunlu tutulmayacak olmasına rağmen umuyorum ki, hareketlilik oranı insanların sorumlu davrandığını ve ev dışı teması en aza indirdiğini gösterir.
CA: Bill, I wonder if I could just ask you just a little bit about philanthropy. Obviously, your foundation has played a huge role in this, but philanthropy more generally. You know, you've started this Giving Pledge movement, recruited all these billionaires who have pledged to give away half their net worth before or after their death. But it's really hard to do. It's really hard to give away that much money. You yourself, I think, since The Giving Pledge was started -- what? 10 years ago or something, I'm not sure when -- but your own net worth, I think, has doubled since that period despite being the world's leading philanthropist. Is it just fundamentally hard to give away money effectively to make the world better? Or should the world's donors, and especially the world's really rich donors, start to almost commit to a schedule, like, "Here's a percentage of my net worth each year that, as I get older, maybe that goes up. If I'm to take this seriously, I have to give away -- somehow, I've got to find a way of doing that effectively." Is that an unfair and crazy question?
CA: Bill, sana hayırseverlik hakkında soru sormak istiyorum. Vakfının burada büyük rol oynadığı açık ama genel olarak hayırseverlik hakkında -- Verme Sözü adında bir hareket başlattın, ölümlerinden önce veya sonra net varlıklarının yarısını bağışlamaya yemin eden milyarderleri birleştirdin ancak bunu yapmak çok zor. O kadar parayı bağışlamak gerçekten zor. Sanırım sen kendin de, Verme Sözü başladığından beri -- kaç yıl? On yıl önce olmalı, zamanını tam hatırlamıyorum -- ama o zamandan beri, dünyanın en önde gelen hayırseveri olmana rağmen net varlığın yaklaşık iki katına çıktı. Bu kadar parayı, dünyayı daha iyi bir yer yapmak adına etkili bir şekilde kullanmak zor mu yoksa dünyanın bağışçıları, özellikle de gerçekten zengin olan bağışçıları, bunun için bir program hazırlamalı mı? Mesela, "İşte her yıl için net varlığımın bir yüzdesi. Belki ben yaşlandıkça bu da artar. Eğer bu işi ciddiye alacaksam bu parayı vermeliyim -- bunu etkili bir şekilde yapmanın yolunu bulmalıyım." Bu adaletsizce ve çılgınca bir soru mu?
BG: Well, it'd be great to up the rate, and our goal, both as the Gates Foundation or through The Giving Pledge, is to help people find causes they connect to. People give through passion. Yes, numbers are important, but there's so many causes out there. The way you're going to pick is you see somebody who's sick, you see somebody who's not getting social services. You see something that helps reduce racism. And you're very passionate, and so you give to that. And, of course, some philanthropic gifts won't work out. We do need to up the ambition level of philanthropists. Now, collaborative philanthropy that you're helping to facilitate through Audacious, there's four or five other groups that are getting philanthropists together, that is fantastic, because then they learn from each other, they get confidence from each other, they feel like, "Hey, I put in x, and the four other people put money in, so I'm getting more impact," and hopefully, it can be made fun for them even when they find out, OK, that particular gift didn't work out that well, but let's keep going. So philanthropy, yes, I would like to see the rate go up, and people who do get going, it is fun, it's fulfilling, you pick which of the family members are partnered in doing it. In my case, Melinda and I love doing this stuff together, learning together. Some families, it will even involve the kids in the activities. Sometimes the kids are pushing.
BG: Yüzdeyi arttırmak harika olur. Bizim hem Gates Vakfı hem Verme Sözü olarak temel hedefimiz insanlara, kendilerini bağlı hissettikleri amaçlar bulmalarında yardımcı olmak. İnsanlar tutkuları sayesinde verir. Evet, sayılar biraz önemli ama dışarıda çözülecek çok sorun var. Seçimi şöyle yapacaksınız: Hasta birini göreceksiniz, sosyal hizmetlerden yararlanamayan birini göreceksiniz, ırkçılığı azaltmaya yarayan bir şey göreceksiniz ve bu konuda tutkulu olacaksınız, onun için para vereceksiniz. Ayrıca, elbette bazı hayırseverlik eylemleri düzgün işlemeyecek. Hayırseverlerin heveslerini arttırmaya hala ihtiyacımız var. Senin de Audacious Project ile desteklediğin iş birlikçi hayırseverlik -- hayırseverleri bir araya getiren dört beş grup daha var. Bu harika, çünkü bu şekilde birbirlerinden öğreniyorlar, birbirlerine güven veriyorlar, "Ben x kadar para koydum, dört kişi daha buna para koydu, bu daha çok etki yaratacak," diye düşünüyorlar. Umarım, belli bir iyiliklerinin iyi gitmediğini öğrendiklerinde bile bu onlar için zevkli olabilir ve devam ederler. Yani hayırseverlik oranının yükseldiğini görmek isterim. Devam eden insanlar için de eğlenceli, tatmin edici bir deneyim ve hangi aile bireyinin ortak olacağını seçebiliyorsunuz. Kendim için konuşacak olursam ben ve Melinda bunu birlikte yapmayı, birlikte öğrenmeyi seviyoruz. Bazı ailelerde, çocuklar bile aktivitelerde yer alıyor. Bazen ittirici güç çocuklar oluyor.
When you have lots of money, you still think of a million dollars as a lot of money, but if you have billions, you should be giving hundreds of millions. So it's kind of charming that, in terms of your personal expenditure, you stay at the level you were at before. That's societally quite appropriate. But on your giving, you need to scale up or else it will be your will, and you won't get to shape it and enjoy it quite that same way. And so without -- we don't want to mandate it, but yes, both you and I want to inspire philanthropists to see that passion, to see those opportunities significantly faster than in the past, because whether it's race or disease, or all the other social ills, the innovation of what philanthropy can go to and do quickly that, if it works, government can come in behind it and scale it up, God knows we need solutions, we need that kind of hope and progress that expectations are high that will solve very tough problems.
Gerçekten çok paranız olduğunda hâlâ milyon dolarların çok para olduğunu düşünürsünüz ama milyarlarınız varsa yüzlerce milyonunu vermeniz gerekir. Kişisel harcamalarınızın aynı seviyede kalması çok büyüleyici. Bu toplumun kabul edebileceği bir şey ancak verdiğiniz miktarı arttırmak zorundasınız, yoksa bu vasiyetiniz olur ve bu durumda yardımlarınızı istediğiniz gibi şekillendiremezsiniz ve bundan o kadar da zevk almazsınız. Bunu zorunlu tutmak istemiyoruz ama evet, sen de ben de hayırseverlere ilham vermek istiyoruz ki tutkularını ve fırsatları geçmiştekinden çok daha hızlı görebilsinler, çünkü ırkçılık, hastalık veya başka bir toplumsal sorun olması fark etmeksizin hayırseverliğin hızlıca gidip yapabileceği yenilikler -- işe yaraması durumunda hükümet de peşinden gidip bunu yaygınlaştırabilir. Tanrı biliyor ki çözüme ihtiyacımız var, beklentilerimizi yüksek tutmaya, zor sorunları çözmemize yarayacak umuda ve ilerlemeye ihtiyacımız var.
CA: I mean, most philanthropists, even the best of them, find it hard to give away more than about a percent of their net worth every year, and yet the world's richest often have access to great investment opportunities. Many of them are gaining wealth at seven to 10 percent plus per year. Isn't it the case that to have a real chance of giving away half your fortune, at some point you have to plan to give away five, six, seven, eight, 10 percent of your net worth annually? And that is, isn't that the logic of what should be happening?
CA: Çoğu hayırsever hatta en iyileri bile her yıl net varlıklarının yüzde birinden fazlasını vermekte zorlanıyor ancak dünyanın en zenginlerinin, genelde büyük yatırım fırsatlarına erişimi var. Çoğunun varlığı, her geçen yıl yüzde yedi ile on arasında artıyor. Gerçekten varlığının yarısını verme şansın olması için, her yıl varlığının yüzde beş, altı, yedi, sekiz veya onunu vermeyi planlaman gerekmez mi? Olması gereken şeyin mantığı bu değil mi?
BG: Yeah, there are people like Chuck Feeney, who set a good example and gave away all of his money. Even Melinda and I are talking about, should we up the rate that we give at? As you say, we've been very lucky on the investment side through a variety of things. Tech fortunes in general have done well, even this year, which is one of those great contrasts in what's going on in the world. And I do think there's an expectation that we should speed up, and there's a reason to speed up, and government is going to miss a lot of needs. Yes, there's tons of government money out there, but helping it be spent well, helping find places it's not stepping up, and if people are willing to give to the developing world, they don't have governments that can print checks for 15 percent of GDP, and so the suffering there broadly, just the economic stuff alone, put aside the pandemic, is tragic. It's about a five-year setback in terms of these countries moving forward, and in a few cases, it's tough enough that the very stability of the country is in question.
BG: Evet, Chuck Feeney gibi parasının tümünü bağışlayıp iyi örnek teşkil eden insanlar var. Hatta Melinda ve ben de bağış oranımızı artırmalı mıyız diye düşünüyoruz. Dediğin gibi, yatırım konusunda işler birçok yönden iyi gidiyor. Genel olarak teknoloji servetlerinin durumu iyi, hatta bu yıl bile, ki bu dünyada yaşananlara tezatlık oluşturuyor. Ben de hızlanmamız gerektiğine dair bir beklenti olduğunu düşünüyorum ve hızlanmak için gerekçe de var, hükûmet birçok ihtiyacı gözden kaçıracak. Evet, hükûmetin çok parası var ama paranın iyi bir şekilde harcanmasına yardım etmek, ulaşmadığı yerlere ulaşmasını sağlamak -- ve eğer insanlar gelişmekte olan ülkelere yardım etmeye isteklilerse o insanların, GSYİH'nin yüzde 15'i kadar çek yazabilecek hükûmetleri de yok, yani oradaki geniş çaplı sorunlar, pandemiyi bir kenara bırakın, yalnız ekonominin yarattığı sorunlar bile çok üzücü. Normalde ileriye giden bu ülkeler için bu durum beş yıl geriye gitmek demek, hatta bazıları için o kadar sıkıntılı ki ülkenin istikrarı bile tehlikede.
CA: Well, Bill, I'm in awe of what you and Melinda have done. You walk this narrow path of trying to juggle so many different things, and the amount of time that you dedicate to the betterment of the world at large, and definitely the amount of money and the amount of passion you put into it -- I mean, it's pretty awesome, and I'm really grateful to you for spending this time with us now. Thank you so much, and honestly, the rest of this year, your skills and resources are going to be needed more than ever, so good luck.
CA: Bill, Melinda ile yaptıklarınıza çok büyük saygı duyuyorum. Dar bir yolda yürüyorsunuz ve birçok şeyi dengelemeye çabalıyorsunuz ve dünyayı bütünüyle iyileştirmeye adadığınız zaman ve elbette para ve tüm bunlara duyduğunuz tutku -- bunlar harika şeyler ve bize zamanını ayırdığın için sana çok minnettarım. Çok teşekkürler ve gerçekten, bu yılın geri kalanında da senin becerilerin ve kaynaklarına her zamankinden çok ihtiyaç duyulacak, o yüzden iyi şanslar.
BG: Well, thanks. It's fun work and I'm optimistic, so thanks, Chris.
BG: Teşekkürler. Bu eğlenceli bir iş ve ben iyimserim, teşekkürler Chris.