Shah Rukh Khan: Something goes wrong with the air that we take for granted. The ill effects are suffered by all, rich and poor, city people and village folks, those inland and those on the coast. Nobody is exempt. So how do we give our children the chance to grow up in a world where the air is clean? Our next speaker addresses this vital question. So join me in giving a wholehearted welcome to the public policy expert and author, the multifaceted Dr. Arunabha Ghosh.
Shah Rukh Khan: Değerini bilmediğimiz bu havada bir şeyler ters gidiyor. Zengin, fakir, şehirli, köylü, iç kesimde veya kıyı kesimde yaşayan insanları, herkesi olumsuz etkiliyor, Hiç kimse ayrıcalıklı değil. Peki, çocuklarımıza temiz bir havanın olduğu bir dünyada yetişme şansını nasıl vereceğiz? Sıradaki konuşmacımız hayati bir soruyu ele alıyor. Kamu politikası uzmanı ve yazarı olan ve çok yönlü bir kişiliği olan Dr. Arunabha Ghlosh Bey'e, gönülden hoş geldiniz diyorum.
(Music)
(Müzik)
Arunabha Ghosh: Let me tell you a story from China. In 2014, China declared war on pollution. In November that year, there was an international summit there. Presidents and prime ministers from many countries arrived. So industries around Beijing were shut down, half the cars were taken off the road. That week, I took a photograph of the unusually blue sky in Beijing. A few days later, when the summit had ended, the factories were humming again, the sky had again turned light grey. So newspapers started urging the government to make the blue skies permanent. Then in early 2015, a private citizen produced a documentary on air pollution called "Under the Dome." Just within four days, it was viewed 300 million times, and millions more continued discussing it on social media. Eventually, the government acted, and by 2018, the bulk of the Chinese population had witnessed a decline in air pollution by 32 percent on average.
Arunabha Ghosh: Size Çin'den bir hikaye anlatayım. 2014 yılında Çin kirlilikle savaşacağını duyurmuştu. O yılın Kasım ayında, Çin'de uluslararası bir zirve vardı. Birçok ülkenin başkanları ve başbakanları katıldı. Bu yüzden, Pekin civarındaki işletmeler kapatıldı, araçların yarısı trafikten çıkarıldı. O hafta Pekin'de nadiren mavi olan gökyüzünün fotoğrafını çektim. Birkaç gün sonra zirve bittiğinde fabrikalar tekrar açılmıştı, gökyüzü tekrar açık griye dönmüştü. Bu yüzden gazeteler, hükûmeti, gökyüzünü kalıcı olarak mavi yapması için zorlamaya başladı. 2015'in başında, sıradan bir yurttaş hava kirliliği hakkında "Kubbenin Altında" adlı bir belgesel yaptı. Belgesel, sadece 4 günde 300 milyon kez izlendi ve sosyal medyada milyonlar onu tartışmaya devam etti. Sonunda, hükûmet harekete geçti, ve 2018 itibarıyla Çin nüfusunun büyük çoğunluğu, ortalama %32 oranında hava kirliliğinin azaldığına şahit oldu.
When will we demand clean air in India?
Hindistan'da ne zaman temiz hava talep edeceğiz?
I have a six-year-old daughter. Every morning, when I drop her to the school bus stop, I have to remind her not to take off her mask. That's the kind of world we live in. One day she pointed me to an advertisement for a face wash, which claimed that the polluting particles lodged deeply in our skin could be miraculously washed off. But what of the particles lodged in our lungs? When it's difficult to make out the difference between the lung of a smoker and the lung of a nonsmoker, we have a real problem, because I can run an air purifier at home, but can I lock up my daughter at home?
6 yaşında bir kızım var. Her sabah servise bıraktığımda maskesini çıkarmaması için onu uyarmak zorundayım. Bu içinde yaşadığımız dünya. Kızım, bana bir gün yüz yıkama sabunu ile ilgili bir reklam gösterdi. ürün, cildimize derinlemesine yerleşen kirli parçacıkların mucizevi şekilde çıkarılabileceğini gösteriyor. ama peki ya bu parçacıklar ciğerlerimize yerleşirse? Sigara içen insan ile içmeyen insanın akciğerleri arasındaki farkı ortaya çıkarmak oldukça zor. Bu yüzden gerçek bir sorun var. Evde bir hava temizleyici çalıştırabilirim fakat kızımı eve kitleyemem değil mi?
Air pollution is the great leveler. It affects us all, rich and poor, city dweller or village folk, those living inland or those living on the coast, and it's affecting our health, our economic growth, our quality of life. In 2017, more than 1.2 million deaths in India were attributable to air pollution. That's more than those deaths caused by HIV/AIDS, tuberculosis, malaria or diarrhea.
Hava kirliliği konusunda herkes eşittir. Çünkü hepimizi etkiliyor; zengini ve fakiri, şehir sakinini veya köylüleri, iç kesimde veya kıyılarda yaşayanları etkiliyor. Sağlığımızı, ekonomimizi, yaşam kalitemizi de etkiliyor. 2017 yılında Hindistan'da 1,2 milyondan fazla insanın ölüm nedeni hava kirliliğine bağlıydı. Birçok ölüm ise HIV/AIDS, tüberküloz, sıtma veya ishal kaynaklıydı.
At the Council on Energy, Environment and Water, my colleagues find that today, one in two Indians is breathing air that does not meet our air quality standards. And the economic impact of this public health crisis is more than 80 billion dollars every year. At CEEW, my colleagues find that 80 percent of Indians can breathe clean air if we adopted stringent pollution controls.
Enerji, Çevre ve Su Konseyi CEEW'deki çalışmalarda meslektaşlarım, bugün her iki Hindistanlı vatandaştan birinin soluduğu havanın hava kalitesi standartlarını karşılamadığını ortaya çıkardılar. Vatandaş sağlığı krizinin ekonomiye olan etkisinin her yıl 80 milyar doların üzerinde olduğu gözlemleniyor. CEEW'deki meslektaşlarım, sıkı kirlilik kontrolünü hayata geçirirsek Hintlerin %80'inin temiz hava soluyabileceklerini ortaya çıkardılar.
So here is my vision for India. In 2027, when we are celebrating our 80th year of independence, can we ensure that, by then, 80 cities in India have reduced air pollution by 80 percent? Let's called this Mission 80-80-80, and this is possible, but the role of citizens is going to be critical. To combat air pollution, we have to create a democratic demand for clean air. We can make this happen.
İşte benim Hindistan için vizyonum bu. 2027'de 80. bağımsızlık yılımızı kutladığımızda Hindistan'ın 80 şehrindeki hava kirliliğinin %80 azalmasını sağlayabilir miyiz? Bu göreve 80-80-80 diyelim bunu yapabilmek mümkün ama vatandaşların rolü hayati önem arz ediyor. Hava kirliliğiyle mücadele etmek için temiz hava için demokratik bir talep yaratmalıyız. Bunu yapabiliriz.
First, we have to educate ourselves. Low-cost sensors give us real-time information about the air quality, but we still need information about how to interpret it and how to act. So we need to target information to schools and children, to resident welfare associations, to the elderly, who are more at risk. You know, when the temperature outside is 30 degrees versus 40 degrees, we know how to dress, we know what to do, what not to do. We need, similarly, information on what precautions to take when the air quality outside is poor, very poor, severe or hazardous.
Öncelikle, kendimizi eğitmemiz gerekiyor. Düşük maliyetli sensörler hava kalitesi hakkında gerçek zamanlı bilgi verir ama hâlâ bunu nasıl yorumlayacağımıza ve nasıl eyleme dönüştüreceğimize dair bilgilere ihtiyacımız var. Bu yüzden, risk altında olan okulları, çocukları, yerleşik sosyal yardım derneklerini, yaşlıları bilgilendirmeyi hedeflemeliyiz. Hava 30 - 40 derecelerdeyken, nasıl giyineceğimizi, ne yapıp yapmayacağımızı biliriz. Hava şartları kötüyken hatta çok kötü veya tehlikeliyken ne gibi önlemler alabileceğimize dair bilgilendirilmemiz gerek.
Second, we need to become active monitors. Today, most Indian cities and much of rural India have no air quality monitoring at all. So we need to demand that air quality sensors are installed in every constituency. Today, in Parliament, who is going to stand up for us as the air quality warrior? When enforcement agencies land up at polluting sites or dust-spewing construction sites, their whack-a-mole approach doesn't always work, because as soon as their attention turns somewhere else, the offenders go back to business as usual. We citizens have to become the fire alarms. We have to demand emergency call-in numbers and specialized task forces that can respond in real time to pollution sites. So we need not just the authority but the enforcement strength to crack down.
İkinci olarak, aktif bir gözlemci olmalıyız. Bugün, Hindistan'ın çoğu şehrinde ve kırsal kesimlerinde hava kalitesi hiç izlenmiyor. Bu nedenle, her seçim bölgesine kurulacak hava kalitesi sensörleri talep etmeliyiz. Bugün, parlamentoda bizim için hava kalitesi savaşçısı olarak kim ayağa kalkacak? Yetkililer, çevreyi kirleten yerleri, veya toz püskürten inşaat alanlarını kapattıklarında, onların kısa yollu yaklaşımları hep işe yaramıyor. Çünkü dikkatlerini başka bir noktaya çevirdikleri anda, suçlular işlerine her zamanki gibi geri dönüyorlar. Biz vatandaşlar yangın alarmı gibi olmak zorundayız. Kirli alanlara gerçek zamanlı yanıtlar verebilen, acil arama numaraları talep etmeliyiz ve uzmanlaşmış iş gücüne ihtiyacımız var. Sıkı önlemler almak için, sadece otorite değil, yaptırım gücü de gerekli.
Third, we have to be prepared to pay a price, whether it's for cars using BS6 fuel or for more expensive electricity from cleaner power plants. Last year, just before Diwali, I took a surprise inspection of polluting industries in an unauthorized industrial area just outside of Delhi, and I found polluting firecrackers were being sold. The Supreme Court had mandated only green firecrackers could be sold, but those were nowhere to be found. But the polluting ones were available. Why? Because we were ready to buy. As citizens, we have to reduce the demand for these polluting products or be prepared to pay more for cleaner products.
Üçüncü olarak, BS6 yakıtı kullanan araçlar için veya temiz enerji santrallerinden gelen daha pahalı elektrik için de olsa, bedel ödemeye hazır olmak zorundayız. Geçen yıl, Diwali'den hemen önce, Delhi'nin hemen dışında olan yetkisiz bir sanayi bölgesinde, kirleten firmalara ani bir teftiş yaptım ve havayı kirleten havai fişeklerin satıldığını gördüm. Yargıtay sadece yeşil havai fişeklerin satılabilmesini şart koşmuştur ama onlar hiçbir yerde bulunmuyor. Ama kirlenmeye neden olanlar var. Peki neden? Çünkü satın almaya hazırdık. Vatandaş olarak, bu kirletici ürünlere olan talebi azaltmak veya temiz ürünler için çok ödeme yapmaya hazır olmak zorundayız.
Fourth step: let's build some empathy for our fellow citizens. How much does it take to keep a night guard warm rather than force them to burn rubbish to stay warm in winter? Or, let's take farmers. You know, it's very easy to blame them for burning the stubble of the rice paddy crop every winter, which causes air pollution. It's much harder to understand that it's the combination of our agricultural policy and our groundwater crisis that often leaves the farmer with no option but to burn the stubble. So we need to draw in the urban poor laborer or the rural poor farmer into our collective call for clean air. Farmers come and tell us that they want to adopt sustainable agriculture, but they need some help.
Dördüncü adım: Vatandaşlarımız için biraz empati kuralım. Kış aylarında bir gece bekçisini ısınmak için çöp yakmaya zorlamak yerine bir bekçiyi sıcak tutmak ne kadar sürer? Ya da çiftçileri düşünelim. Kış aylarında pirinç tarlasının anızlarını yaktığı için onları suçlamak çok kolay fakat bu hava kirliliğine neden oluyor. Çiftçiye anız yakmak dışında yol bırakmayan şeyin, tarım politikamızın ve yer altı suyu krizimizin birleşimi olduğunu anlamak çok daha zor. Bu nedenle, kentte yaşayan yoksul emekçiye veya kırsaldaki yoksul çiftçiye temiz bir hava için bu ortak çağrıyı duyurmamız gerekiyor. Çiftiçiler sürdürülebilir tarıma sahip çıkmak istediklerini bize söylerler, ama yardıma ihtiyaçları var.
And fifth, we have to change our lifestyles. Yes, public transport is often not available, but the choice to buy a cleaner, less polluting private vehicle is ours. The choice to segregate and recycle household waste is ours. You know, in Surat after the 1994 plague, citizens there take pride in keeping their city one of the cleanest in the country. Down south in Mysore, public-private partnerships and citizen-led eco clubs are coming together to reduce, segregate and recycle waste in a manner that landfills can be eliminated altogether. Now I'm not saying that officials have no responsibility here, but it is our collective apathy that takes the pressure off of our parliamentarians, the bureaucrats or the enforcement agencies.
Beşincisi, yaşam tarzlarımızı değiştirmek zorundayız. Evet, toplu taşımalar her zaman mümkün olmayabilir, ama daha temiz, daha az kirleten bir araç satın almak bizim seçimimizdir. Evsel atıkları ayırma ve geri dönüşümü tercih etmek bizim görevimiz. 1994'te Surat'ta meydana gelen vebadan sonra, vatandaşlar şehirlerinin, ülkenin en temiz şehirlerinden biri olmasından dolayı gurur duyuyorlar. Mysore'nın güneyinde, kamu-özel sektör ortaklıkları ve çevreci kulüpler, çöp sahalarının tamamen kaldırılabileceği şekilde atıkları azaltmak, ayırmak ve geri dönüştürmek için bir araya geliyorlar. Yetkililerin sorumluluğunun olmadığını söylemiyorum, milletvekillerimizin, bürokratların, veya yürütme organlarının baskısını ortadan kaldıran şeyin ilgisizliğimiz olduğunu söylüyorum.
Mission 80-80-80 will only begin when we demand it. We have to create a democratic demand for clean air, because citizens, you and me, can decide what kind of air we breathe.
Talep ettiğimiz anda 80-80-80 görevi başlayacak. Temiz hava için demokratik bir talep yaratmalıyız çünkü vatandaşlar, siz ve ben ne tür bir hava solumak istediğimize karar verebiliriz.
Thank you.
Teşekkür ederim.
(Applause)
(Alkış)
SRK: Thank you so much. Tell me something: India, our country, do we have any advantages? Have we become aware of it earlier because of all the inputs from people like you?
SRK: Çok teşekkür ederiz. Ülkemiz için bana bir şey söyle. Herhangi bir avantajımız var mı? Sizin gibi insanlardan gelen düşünceler olmasaydı, daha önce farkına varabilir miydik?
AG: Our biggest strength: our people and our ability to make change without always necessarily relying only on the government. And that strength of civil society and civil demand for a civilized living condition is, I think, our biggest asset. Then, all of those and more will happen.
AG: En büyük gücümüz, halkımız ve her zaman sadece hükûmete bağlı kalmadan değişiklik yapma yeteneğimiz. Bununla birlikte, sivil toplum gücü ve medeni yaşam şartları için olan taleplerimiz, bence en büyük varlığımızdır. Tüm bunlar ve daha fazlası olacak.
(Applause)
(Alkış)
SRK: Thank you, Dr. Ghosh. Bless you for coming here. And it's very enlightening. Thank you very much, and all the best with 80-80-80.
SRK: Teşekkürler Dr. Ghosh. Geldiğiniz için teşekkürler. Çok aydınlatıcıydı. Çok teşekkür ederim. 80-80-80 için şans diliyorum.
Dr. Ghosh, everyone. AG: Thank you.
İşte Dr. Ghosh. AG: Teşekkürler.
(Applause)
(Alkış)