[SHAPE YOUR FUTURE]
[GELECEĞİNİ ŞEKİLLENDİR]
Anita died in my presence while giving birth to life. She bled to death and lost her child. The irony was that she had access to care. In the first trimester of pregnancy, she had visited the antenatal clinic of the hospital in Mumbai where I was doing residency. But over four hours of waiting in the hot, sweaty, dingy, overcrowded clinic just to get a minute with me, a harried, overworked resident doctor, meant that she never came back, only to die in labor months later. I was wracked with guilt. If only I had counseled her about the danger signs, why she needed to access regular care. Would she and her child have survived? She did not die due to a terminal condition. She died because of underlying anemia, an easily treatable, preventable condition.
Anita doğum yaparken hayatını kaybettiğinde ben de oradaydım. Kan kaybından öldü ve bebeğini kaybetti. İronik olan şuydu ki sağlık hizmetlerine erişimi vardı. Hamileliğinin ilk üç ayında Mumbai’deki doğum öncesi muayenehanesine gelirdi. Ben orada ihtisas yapıyordum. Benim gibi fazla çalışan ve aşırı meşgul bir stajyer doktorla kısaca görüşebilmek adına su gibi terleten sıcaklıktaki pis ve aşırı kalabalık muayenehanede dört saat boyunca beklemesi gerekiyordu. Tüm bunlar da muayenehaneye bir daha gelmemesine neden oldu. Aylar sonra doğum yaparken öldü. Suçluluk duygusuyla sarsıldım. Tehlikeli belirtiler hakkında onu bilgilendirseydim ve düzenli kontrole gelmenin öneminden bahsetseydim kendisi ve bebeği şimdi hayatta olurdu belki. Ölümcül bir hastalık değil, kolayca tedavi edilebilen ve önlenebilir bir hastalık olan ama tanısı konmamış anemi sebebiyle öldü.
I saw these stories daily. Systemic, preventable problems resulting in mothers and children dying in the most unjust of circumstances. In the next one hour, three women will die while giving birth somewhere in India. Two children under age five die every minute in India.
Önlenebilir sistemsel sorunların adaletsizce anne ve çocukların ölümüne sebep olduğu durumlara her gün rastlıyordum. Önümüzdeki bir saat içinde Hindistan’da bir yerlerde üç kadın doğum yaparken hayatını kaybedecek. Hindistan’da her dakika beş yaşından küçük iki çocuk ölüyor.
I am a practicing urogynecologist, but very early in my medical training, I realized that hospital-based solutions were not enough. And given the sheer scale of India's problems, any solution that made a difference had to be scalable, accessible to the last woman and child directly in their homes, and yet cost-effective and resource-light.
Ben bir pratisyen ürojinekoloğum ancak daha tıp eğitimimin başlarında hastane merkezli çözümlerin yetersiz olduğunu fark ettim. Hindistan’ın sorunlarının büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda her bir çözüm adapte edilebilir olmalıydı. Tüm kadınlar ve çocuklar bu çözümlere doğrudan evlerinden erişebilmeliydi. Bu çözümler uygun maliyetli olmalıydı ve az kaynak tüketilmeliydi.
And then the mobile phone came to India and within a few years everyone had a mobile phone. There are currently more mobile phones in India than toilets. The idea then struck me. Why not use a simple technological tool like a mobile phone, which is available in almost every Indian household to bridge the yawning systemic gaps in health care? Maybe we could have simply called Anita weekly with critical lifesaving information. On the other hand, maybe we could have provided mobile-phone-based training to the health worker who could have diagnosed Anita's anemia in the community itself.
Daha sonra Hindistan’a cep telefonları geldi ve birkaç yıl içinde herkes cep telefonu sahibi oldu. Günümüzde Hindistan’daki cep telefonu sayısı, tuvalet sayısından daha fazla. Sonra aklıma bir fikir geldi. Cep telefonu gibi basit ve neredeyse Hindistan’daki her evde bulunan bir teknolojik alet sağlık hizmetlerindeki sistemsel açıkları kapatmak için kullanılabilirdi. Böylece Anita’yı haftada bir kez arayıp ona hayatını kurtaracak kritik bilgiler verebilirdik. Bununla birlikte belki de Anita’ya anemi tanısı koyabilecek sağlık çalışanına telefon üzerinden eğitim verebilirdik.
Thus was born my NGO ARMMAN. Our programs, mMitra and Kilkari, are free, weekly voice call services. They provide preventive information directly to women through pregnancy and infancy in their chosen time slot and language. There are multiple tries for every message, a missed-call system, and mMitra also has a call center.
Böylece sivil toplum örgütümüz ARMMAN hayata geçti. mMitra ve Kilkari adlı programlarımız, ücretsiz sesli arama servisleri sunuyor. Bu servisler kadınlara tercih ettikleri zamanda ve dilde hamilelikleri ve bebeklik dönemi boyunca doğrudan bilgi veriyorlar. Her bir mesaj için çoklu denemeler mevcut. Bir cevapsız çağrı sistemi ve mMitra’nın çağrı merkezi var.
If only Anita had received this service. In the second month of pregnancy itself, it would have told her about the need to take an iron pill daily from the third month of pregnancy. When the third month arrived, it would have sent her a reminder and counseled her on how to take the iron pills. For example, the need to avoid tea, coffee to improve the absorption of iron and stress on why it is so necessary to prevent anemia. Two weeks later, it would have spoken about how to tackle the adverse effects of iron pills, like constipation. If she had any query, she could have reached out to our call center staff.
Keşke Anita bu hizmeti alabilseydi. Hamileliğinin ikinci ayındayken sistem ona üçüncü aydan itibaren her gün demir hapı içmesi gerektiğini bildirirdi. Üçüncü aya geldiğinde sistem Anita’ya bir hatırlatıcı gönderirdi ve demir haplarını nasıl kullanacağı hakkında bilgilendirirdi. Mesela demir emilimini arttırmak için çay ve kahve tüketmemesi gerektiğini ve anemiyi önlemenin neden bu kadar elzem olduğunu öğrenirdi. İki hafta sonra sistem ona demir haplarının kabızlık gibi yan etkileriyle nasıl baş edeceğinden bahsederdi. Herhangi bir sorusu olduğunda çağrı merkezindeki yetkililerle görüşebilirdi.
These are simple voice calls. As a typical doctor, I expected them to just inform and hopefully lead to better health behaviors. However, the one unexpected transformational benefit that has completely blown my mind is this: Information is empowerment. Armed with this information, women like Anita are upending patriarchal family dynamics, challenging entrenched mores and demanding care. Karnam, the wife of a deeply conservative preacher, convinced her husband to adopt family planning because mMitra told her that spacing between pregnancies is necessary. And the change is intergenerational. Punita, form a deeply conservative family, sent her daughter to an English medium school. In addition to the big pictured messages, the most underprivileged of women want to know when their child will understand color, how to ensure psychosocial stimulation of the child, when their child will develop fingers in their womb and so on. Like any woman would. Our services respect that.
Bunlar sadece basit telefon görüşmeleriydi. Sıradan bir doktor olarak bu sistemden beklentim sadece hastaları bilgilendirmesiydi ve daha iyi sağlık davranışları görmeyi umuyordum. Sistemin beni en çok şaşırtan dönüşümsel yararı şuydu: İletişim güçlendirir. Bu bilgi sayesinde Anita gibi kadınlar ataerkil aile dinamiklerini alt üst ediyorlar, kemikleşmiş geleneklere meydan okuyorlar ve bakım talep ediyorlar. Karnam, oldukça muhafazakâr bir vaiz olan eşini aile planlamasına ikna etmeyi başardı çünkü mMitra kendisine hamilelikleri arasında belli bir zaman olması gerektiğini bildirmişti. Değişim, kuşaklar arası bir etkiye sahip. Son derece muhafazakâr bir aileden gelen Punita kızını İngilizce eğitim veren bir okula yazdırdı. Geniş kapsamlı mesajlara ek olarak her kadın gibi oldukça kısıtlı imkânlara sahip kadınlar da çocuklarının ne zaman renkleri ayırt edeceğini, çocukların psikososyal dürtülerinden nasıl emin olacaklarını, uterustaki bebeklerin parmaklarının ne zaman gelişeceğini ve birçok konuyu merak ediyorlar. Hizmetlerimiz buna saygı duyuyor.
Over 20 million women in over 16 states in India have enrolled for these services since 2014. This is testament to how easily scalable and replicable these solutions are anywhere in the world. Similarly, our mHealth-based refresher training program for government frontline health workers called Mobile Academy has trained over 130,000 health workers in 13 states in India. Both Kilkari and Mobile Academy, in collaboration with the government, will extend through the country in the next three to five years. Our goal is to be able to reach over 15 million women and their children every year, and that would mean over half of the mothers and children born every year have the information they need. And this massive scale is only possible because so many of our partners, be it NGOs, hospitals and the government, recognize the value of this approach and provided the scaffold on which we grew. Our quest in the next five years is to adopt multimedia approaches, and given the massive amounts of data we have, use the power of AI and predictive analytics to better serve our mothers and children.
2014 yılından bu yana Hindistan’ın 16′dan fazla eyaletinden 20 milyondan fazla kadın hizmetlerimize kaydoldu. Bu durum, bu çözüm yollarının dünyanın neresinde olursa olsun gelişime açık ve tekrarlanabilir olduğunun kanıtı. Benzer şekilde sahada bulunan sağlık çalışanları için tasarladığımız mHealth temelli bilgi tazeleme kursumuz Mobile Academy’de Hindistan’ın 13 eyaletindeki 130 binden fazla sağlık çalışanı eğitim aldı. Hem Kilkari hem Mobile Academy hükûmet ile iş birliği içinde ve önümüzdeki üç beş yıl içinde tüm ülkeye yayılacak. Hedefimiz her yıl 15 milyondan fazla kadına ve çocuklarına ulaşabilmek. Bu demek oluyor ki annelerin yarısından fazlası ve dünyaya gelen çocukları her yıl ihtiyaç duydukları bilgilere ulaşabilecekler. Ortak olduğumuz sivil toplum örgütleri, hastaneler ve hükûmet; yaklaşımımızın değerini fark edip büyümemiz için gereken temeli sağlayarak bu muazzam gelişimi mümkün kıldı. Anne ve çocuklara daha iyi bir hizmet sunabilmek adına önümüzdeki beş yıl içinde multimedya sistemleri edinmeyi ve sahip olduğumuz verilerin büyüklüğünden dolayı yapay zeka ile kestirimsel analizden yararlanmayı hedefliyoruz.
And our tech platform and the networks we build are nimble. When COVID-19 struck, lockdown was announced overnight. Among the worst affected were the underprivileged women and children in the slums of Mumbai and Delhi, which were declared as containment zones. However, pregnancy and infancy can't wait for a lockdown. When there's an emergency like bleeding, care is needed immediately. And we were right there and ready. We repurposed our tech platform within a matter of days. We created a virtual clinic for antenatal pediatric care manned by qualified doctors. Our call-center staff arranged logistic support, like ambulances. We also sent COVID-specific information covering pregnancy and infancy to over 300,000 pregnant women and mothers through voice calls.
Teknoloji platformumuz ve inşa ettiğimiz ağlar oldukça hızlı. COVID-19 ortaya çıktığında derhâl sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Mumbai ve Delhi’nin gecekondu mahallelerinde yaşayan kısıtlı imkânlara sahip kadınlar ve çocuklar COVID-19′dan en kötü şekilde etkilendiler çünkü yaşadıkları yerler karantina bölgeleri ilan edildi. Hamileler ve bebekler karantinada öylece bekleyemezlerdi. Kanama gibi acil durumlar olduğunda derhâl önlem almak gerekir. Biz de orada hazır bekliyorduk. Teknoloji platformumuzu birkaç gün içinde düzenledik. Doğum öncesi bakım için nitelikli doktorlarla dolu sanal bir klinik yarattık. Çağrı merkezi çalışanlarımız ambulanslar gibi lojistik destek ayarladı. 300 binden fazla hamile kadını ve anneyi arayıp COVID özelinde hamilelik ve bebeklik üzerine bilgi verdik.
But why should you care about our mothers and children? The pandemic has made us confront this most implacable of truths. A robust primary health care system is an absolute pillar of a functioning and efficient society. Improvement in maternal and child health leads to horizontal development of health systems and improved primary health care. A village that can look after its mothers and children well can look after all other conditions by ripple effect. And pregnancy is not a disease. Childhood is not an ailment. Dying due to natural life event is not acceptable, and we know why our mothers and children die. Yet we invest so little in preventing their deaths. There can be no global progress until all our mothers and children do well. I implore you to add your voices to ours. To amplify this message loud and clear. That maternal and child health is a human right.
Peki buradaki anne ve çocukları neden önemsemeniz gerekir? Pandemi, gerçeklerin en acımasızıyla yüzleşmemize sebep oldu. Güçlü bir sağlık sistemi, iyi işleyen ve etkin bir toplumu ayakta tutan yapı taşlarındandır. Sağlık sistemleri ve temel sağlık hizmetleri, anne ve çocuk sağlığının iyileşmesiyle paralel olarak gelişir. Annelere ve çocuklara iyi bir bakım sunabilen bir köy, diğer tüm durumlarla da yavaş yavaş başa çıkabilir. Hamilelik bir hastalık değildir. Çocukluk bir rahatsızlık değildir. Yaşamın doğal bir parçası olan durumlar yüzünden ölmek kabul edilemez. Anne ve çocuklarımızın neden öldüğünü biliyoruz. Ancak bu ölümleri önlemek için yeterince fedakarlık yapmıyoruz. Tüm anne ve çocukların durumu iyi olana kadar küresel bir gelişim mümkün olamaz. Anne ve çocuk sağlığının bir insan hakkı olduğuna dair mesajımızı duyurmamıza yardımcı olmanızı rica ediyorum.
Thank you.
Teşekkür ederim.