In 1978, Diane Hartley was writing her undergraduate architecture thesis when she made a shocking discovery. Her paper focused on the Citicorp Center, a skyscraper in midtown Manhattan. And after weeks poring over the building’s plans, she’d stumbled on a potentially deadly mistake. An oversight that threatened to topple the 59-story tower into one of New York City’s most densely populated districts.
1978′te Diane Hartley mimarlık lisans tezini yazdığında şok edici bir şey keşfetti. Çalışması Manhattan’ın ortasındaki bir gökdelen olan Citicorp Merkezi’yle ilgiliydi. Binanın planlarını haftalarca inceledikten sonra potansiyel olarak ölümcül bir hatayla karşılaştı. 59 katlı binayı New York City’nin en yoğun nüfuslu bölgelerinden birinde yıkılma tehdidi altına alan bir dikkatsizlik.
When it was built two years earlier, Citicorp Center was one of the world's tallest buildings. Its sloped roof was unique in the city skyline, but its more distinctive feature lay at the base. Since the construction site was already occupied by St. Peter's Lutheran Church, the new skyscraper had to be built on columns supporting it, like stilts. Using stilts on a building’s corners wasn’t unheard of, but because the church stood at the corner of the block, these stilts had to be placed at the center of each side.
İki sene önce inşa edildiğinde Citicorp Merkezi dünyanın en yüksek binalarından biriydi. Eğimli çatısı şehrin silüetinde benzersizdi ama daha ayırt edici özelliği tabanında yatıyordu. İnşaat alanının hâlihazırda iskânı St. Peter Lüteriyen Kilisesi’nde olduğundan yeni gökdelen sütunlar gibi onu destekleyen kolonlar üzerinde inşa edilmeliydi. Binanın köşelerinde sütun kullanmak daha önce duyulmuş bir şeydi ama kilise bloğun köşesinde durduğundan bu sütunların her köşenin merkezine yerleştirilmesi gerekiyordu.
While this novel design worried some of the building's backers, chief structural engineer William LeMessurier took numerous precautions to ensure the building’s stability. The outside would consist of v-shaped chevrons, forming a strong exoskeleton to support the skyscraper. This external structure also made the building much lighter, meaning there’d be less weight to support overall. This design did leave the building vulnerable to strong winds. But LeMessurier had another state-of-the-art solution— a tuned mass damper. This 400-ton counterweight was controlled by computerized sensors designed to counteract any swaying. With these structures in place, calculations showed that each side of the building could withstand powerful winds. And with all safety issues resolved, the building opened for business in 1977.
Bu değişik tasarım binaya arka çıkanların bazılarını endişelendirseyse de şef yapısal mühendis William LeMessurier binanın sağlamlığını garantilemek için birçok önlem aldı. Dışı v-şeklinde şeritlerden meydana gelecek olup gökdeleni desteleklemek için güçlü bir dış iskelet oluşturacaktı. Bu dış yapı aynı zamanda binayı daha hafif hâle getirdi, yani baştanbaşa desteklemekte daha az ağırlık olacaktı. Bu tasarım binayı güçlü rüzgârlara karşı korunmasız bıraktı. Ancak LeMessurier’in başka bir son model çözümü vardı - ayarlı kütle sönümleyici. Bu 400 tonluk karşı ağırlık herhangi bir sallanmayı etkisiz hâle getirecek şekilde tasarlanmış bilgisayar donanımlı sensörler tarafından kontrol ediliyordu. Bu yapılar uygulamadayken hesaplamalar binanın her yanının güçlü rüzgârlara dayanıklı olabildiğini gösterdi. Her türlü güvenlik meselesi çözülmüş olarak bina 1977′de işletmeye açıldı.
But when Hartley was studying the tower a year later, she noticed something odd. It was true that each face of the building could endure powerful winds. And since a building’s broad sides catch the most wind, these would typically be the strongest winds a building encounters. However, the towers unique base meant that winds blowing on the building’s corners were actually the bigger threat. And since traditional designs didn't warrant safety calculations for corner winds, it seemed to Hartley that the threat had gone unaccounted for.
Ancak Hartley bir sene sonra binayı incelerken garip bir şey fark etti. Binanın her yüzünün güçlü rüzgârlara karşı dayanıklı olduğu doğruydu. Bir binanın geniş yanları rüzgârın çoğuna maruz kaldığından tipik olarak bir binanın karşılaştığı en güçlü rüzgârlar bunlardır. Ne var ki binanın benzersiz tabanı binanın köşelerine esen rüzgârın daha büyük bir tehdit olduğu anlamına geliyordu. Geleneksel tasarımlar köşe rüzgârları için güvenlik hesaplamalarını hesaba katmadığından, Hartley’e tehdit göz önüne alınmamış göründü.
When Hartley contacted LeMessurier’s firm about the issue they assured her the building was strong enough to handle these winds. But checking the plans again, LeMessurier noticed an alarming detail. A change approved without his knowledge had replaced the exoskeleton’s welded joints with cheaper and weaker bolted joints. This alone wasn’t enough to topple the tower thanks to the mass damper. But if a storm knocked out the building's power, it would deactivate the counterweight’s sensors, leaving the building vulnerable to winds of just 112 kilometers per hour. Given available weather data, a storm this strong had a one-in-sixteen chance of hitting New York City every single year.
Hartley LeMessurier’in firmasıyla mesele hakkında iletişim kurduğunda binanın bu rüzgârlarla başa çıkacak güçte olduğu konusunda ona garanti verdiler. Ancak LeMessurier planları tekrar kontrol ettiğinde korkutucu bir detayı fark etti. Bilgisi olmadan onaylanan bir değişiklik dış iskeletin kaynaklı bağlantılarını daha ucuz ve zayıf civatalı bağlantılarla değiştirmişti. Bu kütle sönümleyici sayesinde binanın devrilmesine tek başına yeterli değildi. Ancak bir fırtına binanın gücünü keserse, bu durum karşı ağırlık sensörlerini devre dışı bırakarak saatte sadece 112 kilometrelik rüzgârlara karşı binayı korunmasız bırakacaktı. Mevcut hava verisiyle, bu güçteki bir fırtınanın her sene New York City’yi vurma şansı on altıda birdi.
LeMessurier never told Hartley what she’d uncovered. In fact, everything he did next was top secret. After filling in the architects and executives at Citicorp, LeMessurier’s team worked with city officials to craft a confidential plan. Without warning the residents, construction crews began a string of night-time shifts to reinforce the bolted joints. This delicate work began in mid-August 1978, and was only halfway complete when Hurricane Ella approached the city in September. City officials and Citicorp executives planned an emergency evacuation for a 10-block radius, but at the last minute, the hurricane veered out to sea. These secret evacuation plans were never used, and the reinforcements were completed just a month later.
LeMessurier, Hartley’e neyi deşifre ettiğini hiçbir zaman söylemedi. Aslında sonraki yaptığı her şey çok gizliydi. Citicorp’a mimarları ve yöneticileri doldurduktan sonra, LeMessurier’in ekibi gizli bir plan yapmak için şehir yetkilileri ile çalıştı. Sakinleri uyarmadan, inşaat ekipleri civatalı bağlantıları sağlamlaştırmak için bir dizi gece vardiyasına başladı. Bu narin iş 1978′in Ağustos ortalarında başladı ve Ella Kasırgası Eylül’de şehre yaklaştığında sadece yarısı tamamlanmıştı. Şehir yetkilileri ve Citicorp yöneticileri 10 blokluk çevrede acil durum tahliyesi planladı ama son dakikada kasırga denize saptı. Bu gizli tahliye planları hiçbir zaman kullanılmadı ve takviyeler sadece bir ay sonra tamamlandı.
Typically, it would’ve been impossible for this covert construction to go unnoticed. But the press was occupied with a newspaper strike spanning the length of the reinforcement project. In fact, the public didn't learn how close they'd come to disaster until 1995, when a New Yorker article revealed the story to the city, and to Diane Hartley. Like LeMessurier, the article failed to give credit where it was due, but at least Hartley knew that her homework had saved lives.
Genel anlamda bu gizli inşaatın fark edilmemesi imkânsızdı. Ancak basın takviye projesi boyunca gazete greviyle meşguldü. Aslında bir New Yorker makalesi hikâyeyi şehre ve Diane Hartley’e ifşa edinceye kadar halk 1995′e kadar felakete ne kadar yakın olduklarını öğrenmedi. LeMessurier gibi makale de hak edilen itibarı iade etmede başarısız oldu ama en azından Hartley ev ödevinin hayat kurtardığını biliyordu.