I want to talk to you tonight about the work that makes all other work possible, about the millions of women who go to work in our homes every single day, caring for children as nannies, caring for our loved ones with disabilities and our elders, as home care workers, maintaining sanity in our homes as cleaners. It's the work that makes all other work possible. And it's mostly done by women, more than 90 percent women, disproportionately women of color. And the work itself is associated with work that women have historically done, work that's been made incredibly invisible and taken for granted in our culture. But it's so fundamental to everything else in our world. It makes it possible for all of us to go out and do what we do in the world every single day, knowing that the most precious aspects of our lives are in good hands.
Bu gece sizlere anlatmak istediğim konu hayatın düzenli bir şekilde devam etmesini sağlayan bir iş hakkında. Her gün, evlerimize çalışmaya gelen milyonlarca kadından bahsediyorum. Çocuklarımızın bakımını üstleniyorlar; engelli sevdiklerimizin ve yaşlılarımızın sorumluluğunu üstleniyor, onlarla ilgileniyorlar. Evlerimizi derleyip topluyor, temiz bir ortam sağlıyorlar. Böylece geri kılan bütün işlerin yapılmasına olanak sağlıyorlar. Bu işte çalışanların çoğunluğu yani %90'ından fazlası kadın ve büyük kısmını da beyaz olmayan kadınlar oluşturuyor. Bu meslek kadınların çağlar boyunca yaptığı işlerle ilişkilendirilmektedir. Toplumun gittikçe görmezden geldiği, kendini alıştırdığı işler. Ama bu, dünyamızdaki geri kalan her şeyin temelinde olan bir iştir. Her gün dışarı çıkıp yapmamız gerekenleri yapabiliyorsak, bu iş sayesindedir. Çünkü hayatlarımızdaki en değerli şeylerin emin ellerde olduğunu biliriz.
But we don't think about it that way. It's almost defined by its invisibility. You could go into any neighborhood and not know which homes are also workplaces. There's no sign. There's no list or registry. It's just invisible. And it's this work that is not even referred to as real work. It's referred to as "help." It's often seen as unskilled, not seen as professional. And race has played a profound role in how we value this work in our culture. Some of the first domestic workers in the United States were black women who were enslaved, and racial exclusion has shaped their conditions for generations. In the 1930s, when Congress was discussing the labor laws that would be a part of the New Deal, that would protect all workers, Southern members of Congress refused to support those labor laws if they included protections for domestic workers and farmworkers. That history of racial exclusion and our cultural devaluing of work that's associated with women now means that millions of women go to work every single day, work incredibly hard and still can't make ends meet. They earn poverty wages without a safety net, so that the women that we're counting on to take care of us and our families can't take care of their own, doing this work.
Yine de böyle düşünmeyiz. Bu meslek neredeyse her zaman görünmez kılınmış, yadsınmıştır. Öylesine bir mahalleye gidin, hangi evler aynı zamanda iş yeridir, bilemezsiniz. İşaret, tabela hiçbiri yoktur. Ne bir liste, ne bir kayıt. Sadece görünmezlik. Üstelik bu meslek gerçek bir iş olarak da kabul edilmez. "Yardım" adı verilir. Çoğunluğun gözünde, vasıf gerektirmeyen, profesyonel olmayan bir iştir. Kültürümüzün bu işe biçtiği değeri büyük oranda belirleyen bir unsur ırktır. ABD'deki ilk ev emekçileri, köle olarak çalıştırılan siyahi kadınlardı ve ırk ayrımcılığı bu kadınların yaşam koşullarını nesillerdir belirlemektedir. Kongre, 1930'larda, ''New Deal''in bir bölümü olmak üzere tüm işçileri koruyacak çalışma yasasını ele alırken, Kongre'nin güneyli üyeleri, koruma yasalarının, ev emekçileri ve tarla çalışanları için geçerli olmasına karşı çıkmıştır. Tarih boyunca, gerek ırka dayalı bu dışlama gerek kadınlarla ilişkilendirilen işleri toplum olarak değersiz görmemiz yüzünden günümüzde her gün işe giden milyonlarca kadın, inanılmaz ağır koşullarda çalışıyor fakat yine de geçimini sağlayamıyor. Yoksulluk sınırında kazanıyorlar üstelik sigortasız çalıştırılıyorlar; yani kendimizi ve ailemizi emanet ettiğimiz kadınlar mesleklerini yaparak kendilerine bakamıyorlar.
But my work over the last 20 years has been about changing precisely that. It's about making these jobs good jobs that you can take pride in and support your family on. At the National Domestic Workers Alliance, we've been working hard in states to pass new laws that will protect domestic workers from discrimination and sexual harassment, that will create days of rest, paid time off, even. So far, eight states have passed domestic workers bills of rights. Yes.
İşte, son yirmi senedir tam da bu düzeni değiştirmek için çalışıyorum. Çabam, kadınların gurur duyacakları ve geçimlerini sağlayacakları şekilde çalışabilmelerine yardımcı olmak. Ulusal Ev Çalışanları Birliği olarak, ABD'de yaptığımız çalışmalarla, ev işçisi kadınları ayrımcılıktan ve cinsel istismardan koruyacak, onlara izin günleri hatta ücretsiz izin hakkı verecek yeni yasalar geçirmek için çaba harcıyoruz. Ev işçisi kadın hakları şimdiye kadar sekiz eyalette yürürlüğe girdi. Evet, doğru.
(Applause)
(Alkış)
And during the Obama administration, we were successful in bringing two million home care workers under minimum wage and overtime protections for the first time since 1937.
Ayrıca Obama yönetimi sırasında, evde bakım işinde çalışan iki milyon kadın için asgari ücret ve mesai güvencesi sağlayan hakları elde ettik; bu 1937'den beri bir ilkti.
(Applause)
(Alkış)
Most recently, we've been really excited to launch a new portable benefits platform for domestic workers, called "Alia," which allows for domestic workers with multiple clients to give them access to benefits for the very first time.
En yeni çalışmamız olan "Alia" bizi son derece heyecanlandırıyor. "Alia" bir sosyal haklar platformudur ve birden fazla müşterisi olan ev işçisi kadınların ilk defa sosyal haklara erişebilmesini sağlamıştır.
So really important progress is being made. But I would argue tonight that one of the most important things that domestic workers can provide is actually what they can teach us about humanity itself and about what it will take to create a more humane world for our children. In the face of extreme immorality, domestic workers can be our moral compass. And it makes sense, because what they do is so fundamental to the very basics of human need and humanity. They are there when we are born into this world; they shape who we become in this world; and they are with us as we prepare to leave this world.
Oldukça önemli gelişmeler kaydedildiği görülüyor. Ama bu gece burada ev emekçisi kadınların yaptığı başka önemli bir işi vurgulayacağım: Bu kadınlar, bize, insanlığın gerçek anlamını ve çocuklarımıza nasıl daha insancıl bir dünya bırakabileceğimizi öğretebilir. Manevi değerlerin hiçe sayıldığı günümüzde, ev emekçisi kadınlar dürüstlük ve erdem pusulamız olabilir. Son derece anlamlı değil mi? Sonuçta, onların bu yaptığı insanlığın ve onun en temel ihtiyacının özünü oluşturuyor. Bu dünyaya geldiğimizde yanımızda onlar var; bu dünyadaki benliğimizi onlar şekillendiriyor; ve bu dünyadan ayrılırken de bizi yalnız bırakmıyorlar.
And their experiences with families are so varied. They have some relationships with the families that they work for that are incredibly positive and mutually supportive and last for years and years. And then the opposite also happens. And we've seen cases of sexual violence and assault, of extreme forms of abuse and exploitation. We've seen cases of human trafficking.
Ailelerle de bir o kadar farklı deneyimler yaşıyorlar. Evlerinde çalıştıkları ailelerle öyle ilişkiler kuruyorlar ki aradaki bağlar inanılamayacak kadar olumlu ve kuvvetli; yıllar yıllar boyu hiç kopmuyor. Ama bakın, bunun tam tersi durumlar da var. Cinsel şiddetin ve saldırının yaşandığı öyle olaylar gördük ki; her türlü kötü niyetin ve suistimalin en korkunçlarını. İnsan kaçakçılığı yapıldığına tanık olduk.
Domestic workers live in poor neighborhoods, and then they go to work in very wealthy ones. They cross cultures and generations and borders and boundaries, and their job, no matter what, is to show up and care -- to nurture, to feed, to clothe, to bathe, to listen, to encourage, to ensure safety, to support dignity ... to care no matter what.
Ev emekçisi kadınlar fakir mahallelerde yaşar, zenginlerin evine çalışmaya gider. Farklı kültür ve nesillerle karşılaşır, başka topraklarda çalışırlar. Ne olursa olsun, her zaman hazır bulunmak zorundadırlar; bakmak, beslemek, giydirmek ve banyo yaptırmak; dinlemek, cesaret vermek, korumak, itibar kazandırmak... Yani, ne olursa olsun, başkalarına özenle bakmak.
I want to tell you a story of a woman I met early on in this work. Her name is Lily. Lily and her family lived in Jamaica, and when she was 15 years old, she was approached by an American couple who were looking for a live-in nanny to come live with them in the United States and help them care for their children. They offered Lily's family that if she came to work as their nanny, she would be able to have access to a US education, and she would have a weekly salary sent home to help her family financially. They decided it was a good idea and decided to take the opportunity. Lily held up her end of the bargain and helped to raise three children. But all communication with her family was severed: no letters, no phone calls. She was never allowed to go to school, and she was never paid -- for 15 years.
Çalıştığım ilk yıllarda tanıştığım bir kadının hikâyesini anlatmak istiyorum. Lily'nin hikâyesini. Lily, ailesiyle birlikte Jamaika'da yaşıyordu. 15 yaşındayken, Amerikalı bir çiftin ilgisini çekti. Amerikalı aile onlarla birlikte ABD'de yaşayıp çocuklarına bakacak birini arıyordu. Lily'nin ailesine bir teklifte bulundular. Lily çocukların dadısı olursa, ABD'de okuyabilecek, her hafta alacağı maaşla ailesine yardımcı olabilecekti. Bunun iyi bir fırsat olduğunu düşündüler ve değerlendirmeye karar verdiler. Lily bu anlaşmada üzerine düşeni yaptı: Üç çocuğun yetiştirilmesine yardım etti. Ama ailesiyle hiçbir şekilde haberleşemedi. Ne yazabildi ne telefonla konuşabildi. Okula gitmesine hiç izin verilmedi ve bir kez bile maaşı ödenmedi. 15 yıl boyunca hiç.
One day, she saw an article in a newspaper about another domestic worker with a really similar story to hers, another case that I was working on at the time, and she found a way to reach me. She also found a way to reach her brother, who was living in the United States at the time as well. Between the two of us, we were able to help her escape. And she had the help of one of the children. One of the children was old enough to realize that the way his nanny was being treated was wrong, and he gave her the money that he had been saving through his childhood to help her escape.
Bir gün gazetede, kendisiyle benzer şeyler yaşayan başka bir ev emekçisi kadının hikâyesini okudu. O sıralar ben de aynı olay üzerinde çalıştığımdan, Lily bana ulaşmanın yolunu bulmuş oldu. Lily'nin erkek kardeşi de o sırada ABD'de yaşıyordu ve Lily ona da ulaşabildi. İkimiz Lily'nin kaçmasına yardım ettik. Baktığı çocuklardan biri de kaçması için Lily'ye yardımcı oldu. Çocuklardan biri, dadısına kötü muamele edildiğini anlayabilecek yaştaydı ve küçüklüğünden beri biriktirdiği parayı Lily'ye vererek onun kaçmasına yardım etti.
But here's the thing about this story. She was essentially enslaved for 15 years. Human trafficking and slavery is a criminal offense. And so her lawyers and I asked Lily, did she want to press criminal charges for what had happened to her. And after thinking about what it would mean, she said no, because she didn't want the children to be separated from their parents. Instead, we filed a civil lawsuit, and we eventually won the case, and her case became a rallying cry for domestic workers everywhere. She was reunited with her family and went on to have a family of her own.
Ama bu hikâyenin asıl meselesi şu: Lily tam 15 yıl köle gibi çalıştırıldı. İnsan kaçakçılığı ve köle ticareti cezai suçlardır. Dolayısıyla, Lily'ye avukatlarıyla birlikte kendisine yapılanlar yüzünden dava açabileceğini söyledik. Bunun sonuçlarını düşündükten sonra, istemediğini söyledi. Çocukların ailesinden ayrılmasını kabul edemezdi. Biz de kamu davası açtık ve sonunda kazandık. Lily'nin davası bütün ev emekçisi kadınlar için kuvvetli bir çığlık oldu. Lily ailesiyle bir araya geldi ve sonra kendi ailesini kurdu.
But the thing that's so profound to me about this story is, despite having 15 years stolen from her life, it did not affect the care and compassion that she felt for the children. And I see this from domestic workers all the time. In the face of indignities and our failure to respect and value this work in our culture, they still show up, and they care. They're simply too proximate to our shared humanity. They know how your toddler likes to be held as they take their bottle before a nap. They know how your mother likes her tea, how to make her smile and tell stories despite her dementia. They are so proximate to our humanity. They know that at the end of the day, these are people who are part of families -- someone's mother, someone's grandmother, someone's best friend and someone's baby; undeniably human, and therefore, not disposable.
Bu olay beni derinden etkiledi, çünkü Lily hayatının 15 yılı elinden alınmasına rağmen çocuklara duyduğu şefkati ve ilgiyi hiç kaybetmedi. Bunu ev işçisi kadınlarda hep gördüm. Küçük düşürülmelerine rağmen, kültürümüzün bu mesleğe saygı göstermemesine rağmen, onlar yine de yanımızdalar ve bize bakıyorlar. Ortak insanlık hallerini öyle iyi biliyorlar ki... Bir bebek, mamasını yedikten sonra uykuya dalarken nasıl kucaklanmak ister biliyorlar. Yaşlı annenizin çayını nasıl sevdiğini, onu öyküler anlatarak nasıl gülümseteceklerini biliyorlar. İnsanlığımızın yanı başındalar. Ve farkındalar: Baktıkları insanların mutlaka bir ailenin parçası olduğunun, birilerinin annesi, birilerinin büyükannesi, birilerinin en iyi arkadaşı, birilerinin bebeği olduğunun farkındalar. İnsan olduklarının yadsınamayacağını, bu yüzden harcanamayacaklarını biliyorlar.
Domestic workers know that any time a single person becomes disposable, it's a slippery slope. You see, the cultural devaluing of domestic work is a reflection of a hierarchy of human value that defines everything in our world, a hierarchy that values the lives and contributions of some groups of people over others, based on race, gender, class, immigration status -- any number of categories. And that hierarchy of human value requires stories about those groups of people in order to sustain itself. So these stories have seeped deep into our culture about how some people are less intelligent, some people are less intuitive, weaker, by extension, less trustworthy, less valuable and ultimately, less human. And domestic workers know it's a slippery slope when we start to see a worker as less than a real worker, to a woman as less than a woman, to a mother as less than a mother, to a child as less than a child.
Ev emekçisi kadınlar, tek bir insan bile gözden çıkarıldığında nasıl kaygan bir zeminde yüründüğünün farkındalar. Ev ortamında çalışmanın toplumca değersizleştirilmesi, insana hiyerarşik açıdan değer biçildiğini gösteriyor; bu öyle bir hiyerarşi ki, dünyadaki her şeyi şekillendiriyor ve bazı insanların yaşamlarını, yaptıkları katkıları diğerlerininki kadar önemsemiyor. Irka, cinsiyete, sınıfa göre ayrımcılık yapıyor, insanların göçmen olup olmadığına bakıyor. Akla gelebilecek bütün kategorilere açık bir hiyerarşi. İnsan değerine dayalı bu düzen, varlığını sürdürmek için bu insanların hikâyelerine sırtını dayıyor. Kültürümüzün en derinine işleyen bu hikâyeler ne diyor? Bazı insanlar diğerleri kadar akıllı değildir; bazı insanların sezgileri daha zayıftır; onlar güçlü değildir, daha değersizdir, yani onlara pek güvenilmez; dolayısıyla, onlar diğerleri kadar insan değildir. Bir ev emekçisini gerçek bir çalışan gibi görmemeye başladığımızda, bir kadını kadın gibi, bir anneyi anne gibi, bir çocuğu çocuk gibi görmediğimizde, ev emekçileri bunun nasıl kaygan bir zemin olduğunu bilir.
In the spring of 2018, the Trump administration announced a new policy at the US-Mexico border, a zero-tolerance policy, to forcibly separate all children from their parents, who were arriving at the border seeking asylum; children as young as 18 months, separated from their parents after a long and arduous journey to reach the US-Mexico border in search of safety and a new beginning. Thousands of children separated. And because they were migrants, they were treated as less than children.
2018 yılının baharında, Trump yönetimi, ABD-Meksika sınırında yeni bir politika uygulanacağını duyurdu. Sıfır tolerans politikası. Sığınma ihtiyacıyla sınıra ulaşan aileleri çocuklarından zorla ayırmak için. Güvenli bir yaşam ve yeni bir başlangıç umuduyla uzun, tehlikeli bir yoldan sınıra ulaşan insanlar arasında 18 aylık bebeklerinden koparılanlar oldu. Binlerce çocuk ayrı düştü. Onlar göçmendi ve sırf bu yüzden daha az çocukmuş gibi muamele gördüler.
In response, I helped to organize the Families Belong Together Vigil at the Ursula Border Patrol Processing Center in McAllen, Texas, on Father's Day. Inside that processing center, there were hundreds of children who were being held, processed and then prepared to be shipped all over country to be jailed in facilities hundreds of miles away from their parents. I saw with my own eyes children not [old] enough for kindergarten in unmarked buses, being shipped off to jails hundreds of miles away. And as they passed us by, they reached for us through the windows, as we stood vigil to let them know that they are not alone, and we are fighting for them.
Ben de aile dayanışması topluluğunun kurulmasına yardım ettim. Families Belong Together Vigil topluluğu Teksas McAllen'daki Ursula Sınırı'ndaydı ve o gün Babalar Günü'ydü. Sınırdaki sevk merkezinde yüzlerce çocuk tutuluyor, bu çocuklar ailelerinden koparılıp ülkenin dört bir yanına sevk edilmek ve kilometrelerce uzaktaki tesislere konulmak üzere hazır bekletiliyordu. Her şeyi kendi gözlerimle gördüm: Daha okul çağına gelmemiş çocuklar, hiçbir işaret taşımayan otobüslerle kilometrelerce uzaktaki hapishanelere taşınıyordu. Yanımızdan geçerken camların ardından bize ellerini uzatıyorlardı; biz de dimdik durup onlara yalnız olmadıklarını, onlar için savaştığımızı gösteriyorduk.
Domestic workers came from all over Texas to be a part of the vigil. They saw in those families their own family stories. They had also come here in search of safety and a new beginning, a better life for their families, and they saw in the eyes of those children their own children. And through our tears, we looked at each other and we asked each other, "How did we get here, to putting children in cages and separating them from the people who love them the most in the world?" How? And what I thought to myself was: if domestic workers were in charge, this never would have happened. Our humanity would never have been so disposable that we would be treating children in this way.
Bu nöbette bize katılmak için tüm Teksas'tan ev emekçileri geldi. O ailelerde kendi ailelerinin yaşadıkları şeyleri gördüler. Onlar da bu ülkeye güvenli ve yeni bir yaşam için gelmişti; ailelerine daha iyi bir hayat vermek için. Oradaki çocukların gözlerinde kendi çocuklarını gördüler. Gözyaşları içindeydik, birbirimize bakıp sormaya başladık; "Bu hale nasıl geldik? Çocukları kafeslere koyup onları bu dünyada en çok seven insanlardan nasıl ayırırız?" Nasıl? Kendi kendime şöyle düşündüm: yöneticilerimiz ev emekçileri olsaydı, bu şeyler asla yaşanmazdı. İnsanlığı asla böyle harcamayacaktık, çocuklara bu şekilde davranılmayacaktı.
The Dalai Lama once said that love and compassion are necessities, not luxuries. Without them, humanity cannot survive. In other words, they are fundamental to human existence.
Dalai Lama, sevginin ve şefkatin gereksindiğimiz şeyler olduğunu, bunların lüks olmadığını söylemiş. Sevgi ve şefkat yoksa, insanlık ayakta duramaz. Sevgi ve şefkat, insan varoluşunun özünü oluşturur.
Domestic workers are in charge of the fundamentals. They love and they care, and they show compassion no matter what. We live in a time of moral choices everywhere we turn: at the border, at the ballot box, in our workplaces, right in our homes, full of moral choices.
Bu özün sorumluları ev emekçileridir. Severler ve özenle bakarlar, ne olursa olsun şefkat gösterirler. Ahlaki açıdan seçim yapmamızı gerektiren bir zamandayız. Bu seçimler her yerde: sınırda, seçim sandığında, işyerlerimizde, kendi evlerimizde.
As you go about your day and you encounter these moral choices, think of Lily. Think like Lily. Think like a domestic worker who shows up and cares no matter what. Love and compassion, no matter what. Show up like a domestic worker, because our children are counting on us.
Ahlaki açıdan karar vermeniz gereken her anda, her yerde Lily'yi düşünün. Lily gibi düşünün. Ne yaşarsa yaşasın insanları seven, onlara bakan bir ev emekçisi gibi düşünün. Sevgi ve şefkat - her şeye rağmen. Bir ev emekçisi gibi hep destek olun; çünkü çocuklarımız bize güveniyor.
Thank you.
Teşekkür ederim.
(Applause)
(Alkışlar)